Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1242 E. 2018/772 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1242
KARAR NO: 2018/772
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2016
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki sebebi ile davacı şirket tarafından; 21.04.2015 tarihli, … no.lu 9.440,05 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, faturanın davalı borçluya tebliğ edildiğini ve davalı tarafından alacağa mesnet faturaya itiraz edilmediğini, Fatura bedelinin tamamının ödenmemesi üzerine; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 28.09.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe, borca ve işlemiş ve işleyecek faize itiraz edildiğini, Davalı borçludan talep edilen alacak miktarının, davacı ve davalı şirket ticari defterlerinde sabit olduğunu, söz konusu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile netlik kazanacağını, bu nedenlerle haksız İtirazın iptali ile takibi devamına, itiraz eden borçlu hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişkinin olmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir fatura tebliğinin yapılmadığını, davacı tarafın da ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, bu sebeple davacının iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu borcun müvekkili tarafından ödendiğini ve davacı taraf ile ticari ilişkisinin bittiğini, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, ticari defterlerinde de yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişkinin de mevcut olmadığını, bu nedenlerle davacı tarafından ispat edilemeyen işbu haksız ve dayanaksız davanı nreddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemi olup, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında kesilen fatura ve cari hesabın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 4.440,05-TL asıl alacak ve 633,53-TL işlemiş faiz olmak olmak üzere toplam 5.073,58-TL toplam alacağın tahsili amacıyla 28/09/2016 tarihinde örnek 1 nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 03/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 07/10/2016 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce Dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunması, dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi … 07/11/2017 tarihli kök bilirkişi raporunda; yapılan inceleme ve değerlendirmeler ışığında; Davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 4.440,05 TL borçlu olduğu, anılan bakiyenin mutabakat belgesi ile davalı şirketçe de kabul edildiği, davalı şirketin ihtara rağmen inceleme günü ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, Alacağa dayanak davacı faturasının e-fatura olarak düzenlendiği, 21.05.2015 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirketin tebliğ edilen faturaya yasal süresinde itiraz ettiğini gösterir herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, Cevap dilekçesinde, dava konusu borcun davalı tarafından ödendiği ileri sürülmüş ise de, ödeme belgesinin sunulmadığı, Takip ve dava konusu faturaya mesnet reklamların yayın akışlarını gösterir filtre reklam raporlarının dosyaya sunulduğu, anılan raporların fatura içeriği hizmetlerin ifasına karine teşkil edip etmeyeceği hususunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davalı vekilinin ise, fatura içeriği reklam hizmetlerinin alınmadığı yönünde itirazına rastlanm adığı, Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, işlemiş faiz talebine dayanak belge ve bilginin sunulmadığı kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek itirazlar doğrultusunda rapor alınmasına karar verilmiş, Bilirkişi 02/03/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; yapılan incelemeler ışığında; Taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin bulunmadığı, davalının TTK 1530/4a- ve 4/b maddeleri uyarınca temerrüde düşüp düşmediği hususunun hukuki yorumu gerektirdiği, Takip ve dava konusu alacağa dayanak gösterilen 21.04.2015 tarih, 721 sayılı fatura 9.440,05 TL bedelli olup, anılan tutarın bakiye 4.440,05 TL’lık kısmının takip ve dava konusu edildiği, Faturada; son ödeme tarihinin 21.05.2015 olarak gösterildiği, başlatılan takipte de son ödeme tarihinden itibaren %10,50 oranına göre işlemiş faiz talep edildiği, Davalının; fatura üzerinde yer alan son ödeme tarihine kadar ödeme yapmayışı nedeniyle temerrüde düştüğünün kabulü halinde işlemiş faiz alacağının davacı talebi gibi 633,53 TL olacağı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından; 21.04.2015 tarihli, … no.lu 9.440,05 TL bedelli elektronik faturanın düzenlenerek davalı borçluya 28.04.2015 tarihi itibari ile elektronik ortamda tebliğ edildiği,davalı tarafından alacak konusu faturaya itiraz edelidiğine dair bir delilin dosyayay ibraz edilmediği, Fatura bedelinin bakiye kısmının ödenmesi amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı,cevap dilekçesi ile dava konusu borcun davacı tarafa ödendiği iddia edilmiş ise de dosya kapsamına borcun ödendiğine dair ödeme belgesi sunulmadığı,dosya kapsamına ibraz edilen davacı şirketçe gönderilen mutabakat belgesinde “ 31.12.2015 tarihi itibariyle; … Faktoring A.Ş. ye temlik edilen faturalara ilişkin borcun 4.440,05 TL olduğu, …”bildirilmektedir. Anılan belge ile bildirilen bakiyede mutabık olunduğu kaşe ve üzerinde yer alan imza ile davalı şirketçe de kabul edildiği, bilirkişi incelemesi ile davalı şirketin ihtara rağmen inceleme günü ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 4.440,05 TL borçlu olduğu, anılan bakiyenin mutabakat belgesi ile davalı şirketçe de kabul edildiği, bu itibarla davalının takip tarihi itibariyle davacı alacaklıya 4.440,05 TL borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf takipten önce faiz talebinde bulunmuş is de taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin bulunmadığı, davalının TTK 1530/4a- ve 4/b maddeleri uyarınca temerrüdünün ancak ihtar yolu ile oluşabileceği takipten önce aralarında sözleşme bulunmayan ve ödeme tarihi belirlenmeyen davalı yönünden temerrüdün takip ile oluştuğu kanaatine varılmış, Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin 4.440,05-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 888,01-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 303,30- TL. Harçtan peşin alınan 61,28-TL. harcın mahsubu ile bakiye 242,02-TL. harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 633,53- TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 90,48-TL ilk gider, 124,10TL tebligat ve müzekkere gideri ile 750-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 964,58-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 855,43-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır