Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1241 E. 2020/590 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1241
KARAR NO : 2020/590
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/09/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken müvekkiline çarpması neticesinde tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada yaya konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, meydana gelen kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kazaya neden olan araç sürücüsünün kaza tarihinde davalı … şirketine sigortalı olması nedeniyle sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ancak 15 günlük yasal süre geçmesine rağmen taleplerini sonuçlandırılmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15/01/2016-2017 tarihlerini kapsayan … numaralı ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, öncelikle davaya konu kaza nedeniyle oluşan kusur durumunun tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınmasının ve davacının var ise maluliyetinin belirlenmesinin gerektiğini, yapılacak yargılamada sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilerek kusur ve tazminat miktarının hesaplanması ve müvekkili şirketin tazminattan sorumlu olduğu varsayımında uygulanması gereken faizin yasal faiz olmasını talep ettiklerini, bu aşamada haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, 16/09/2016 tarihinde, saat 19:00 sıralarında, İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Caddesi üzerinde sürücü … yönetiminde seyir halinde olan davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın yolun karşısına geçmeye çalışan yaya davacı … çarpması sonucu yaya …’ın yaralanması sebebiyle, maddi tazminatın davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Kazaya ilişkin soruşturma dosyası, Adli Tıp Raporu, sigorta poliçesi, trafik kayıtları ve sair tüm evrak getirtilerek dosya arasında alınmıştır.
Davacı vekili 07/03/2018 tarihli dilekçesi ile davacı … 21/06/2017 tarihinde dava devam ederken vefat ettiğini, vekillik görevlerinin kalmadığını beyan etmiştir.
Davacı müteveffa … murisleri …, … ve … 11/09/2017 tarihli dilekçeleri ile veraset ilamını sunmuş, mahkememizce de davaya davacı mirasçılar olarak eklenmişlerdir.
Veraset ilamının sunulmasından sonra Av. … davacı mirasçılar adına vekaletnamesini sunmuş ve davacılar vekili olarak UYAP’e eklenmiştir.
Mahkememizce davacının dava konusu kaza sonucu maluliyetinin hesaplanması için Adli Tıp Kurumundan maluliyet raporu aldırılmış, İstanbul Adli Tıp Kurum … İhtisas Kurulu 28/06/2019 tarih … nolu maluliyet raporunda; … oğlu, 24/03/1957 doğumlu …’ın 16/09/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeni ile pelvis kemik kırıkları, kosta kırıkları, torakal omurga kırığı, mandibula kırıkları, sol orbita lateral duvar kırıklarının meydana gelmiş olduğu, tüm kırıklar nedeniyle kişinin hastaneye yatırılarak tedavi edilmeye çalışıldığı, bu arada kişide böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisinin başlandığı, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 15/05/2019 tarih, … sayılı raporunda; ‘Kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı gelişen pelvik kemik ve asetabulum kemik kırıkları nedeniyle yapılan ameliyat sonrası gelişen komplikasyonlar (barsak perforasyonu, kısa barsak, böbrek yetmezliği) sonucu meydana geldiğinin’ belirtildiği, Mahkemenizce engellilik ölçütüne göre maluliyet oranı sorulan kişinin 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında iyileşme süresi içerisinde vefat ettiğinden maluliyet oranının %100 olduğu kanaati bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, olaydaki tarafların kusur oranlarının tespiti konusunda rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, makine yüksek mühendisi bilirkişi Prof. Dr. … ve Tazminat hesap uzmanı bilirkişi Yük. Müh. … tarafından sunulan 21/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Dosyada mevcut bilgi ve bulgular ışığında, yolun karşına geçmek için yaklaşan aracın hızını doğru değerlendirmeden kaplamaya girdiği kanaatine varılan yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu, yerleşim yeri mahal şartlarına göre yüksek hızla seyri nedeniyle aldığı fren ve direksiyon tedbirine rağmen çarpmayı engelleyemeyen sürücü … olaya %25 oranında tali kusurlu olduğu, yapılan hesaplamalar ile Müteveffa davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 2.663,07 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 18/08/2020 tarihli değer arttırım dilekçesi ile dava değerini 2.663,07-TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Anılan durum karşısında Davacı malul …’ın 16/09/2016 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu: 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında iyileşme süresi içerisinde vefat ettiğinden maluliyet oranının %100 oranında maluliyetinin bulunduğu,
Davalıya sigortalı aracın sürücüsü … trafik kurallarına aykırı ve tedbirsiz davranışlarıyla %25, davacı …’ın %75 oranında kusurlu oldukları,
Kusur durumu ve maluliyet oranına göre davacının talep edebileceği tazminat alacağının yapılan hesaplamalar ile 2.663,07-TL olduğu anlaşılmakla davanın kabulünün gerektiği kanaatine varılmış, (Dava öncesinde davalı … şirketine davacı tarafından ihtar tarihi olan 04.11.2016 nazara alınarak temerrüt başlangıcı 04.11.2016 tarihinin 8 iş günü sonrası) 17.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 2.663,07-TL tazminatın 17/11/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 181,91-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 73,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 108,71-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.663,07-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 102,40-TL ilk gider, 1.500-TL bilirkişi, 210,19-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.812,59-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

-TASHİH ŞERHİ-
Mahkememizin 13/10/2020 tarihli celsede;
Sehven ” Davanın KABULÜ ile 2.663,07-TL tazminatın 17/11/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” olarak yazıldığı ancak temerrüt tarihinin 17/11/2016 olması gerektiği anlaşılmakla,
Mahkememiz kararının;
“Davanın KABULÜ ile 2.663,07-TL tazminatın 17/11/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” olarak tashihine karar verilmiştir.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır