Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1173 E. 2018/836 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1173
KARAR NO: 2018/836
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2016
KARAR TARİHİ: 18/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın müvekkili şirkete 15.589-TL borcunun bulunduğunu, alacağın haciz yolu ile tahsil etmek için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. e. Sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından borcun tümüne ve ferilerine itiraz edildiğini, davalının işbu itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve alacaklarını geciktirmeye yönelik olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının takibe yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; firmadan işyerinin devrinden sonra eski iş ortağı olan … tarafından alınan malı kendi üzerine fatura edilmesinden dolayı borçlandırıldığını, söz konusu firmadan kendisinin bu malı almadığını, faturada kendisinin imzasının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya verilen hizmet nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15.589-TL asıl alacacağın tahsili amacıyla 11/07/2013 tarihinde örnek 1 nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 13/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/03/2014 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile davacı ve davalı şirketin 2012 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi … 07/05/2018 tarihli raporda; ” Davacı ile davalı arasında aralarındaki ticari ilişkiye ilişkin bir sözleşmeye dava dosyasında rastlanmamış olduğu, Dava dosyası, taraf ticari defterleri ve delil niteliği dosyaya sunulu evraklar, tarafımca yapılan incelemeler neticesinde, Davacının davalıdan 12.07.2013 takip tarihi itibariyle 15.589,00 TL alacaklı olduğu, eş deyişle davalının davacıya 12.07.2013 takip tarihi itibariyle 15.589,00 TL borçlu olduğu, takip talebinin de 15.589,00 TL asıl alacak ile birbirini teyit etmekte olduğu, Davacı şirket yasal defterlerinde 24.01.2013 tarihinden 01.02.2013 tarihine kadar olan sürede davacı tarafından düzenlenen fatura ve irsaliydi faturalar üzerinde 24.01.2013 tarih … nolu 104,72 TL tutarlı fatura haricindeki tüm faturalar üzerinde davalı …’ e ait kaşenin var olduğu fakat kaşe üzerinde herhangi bir imzanın mevcut olmadığı, Davacı şirket yasal defterlerinde 15.05.2013 tarihinden 24.05.2013 tarihine kadar olan sürede davacı tarafından düzenlenen fatura ve irsaliydi faturalar üzerinde 21.05.2013 tarih … nolu 72,33 TL tutarlı fatura haricindeki tüm faturalar üzerinde davalı …’ e ait kaşenin var olduğu fakat kaşe üzerinde herhangi bir imzanın mevcut olmadığı, Davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturaların 6102 sayılı T.T.K.’ nun 3. Fatura ve Teyit Mektubu başlıklı 21.maddesi hükmü gereği dava dosyasında davalı tarafından düzenlenen faturaya itiraz edildiğine dair bir bilgi veya belgeye rastlanmamış olduğu, … Vergi dairesinin 20.02.2018 tarihli yazısında da görüldüğü üzere davalı …’ in vergi dairesi faaliyet kaydının 18.01.2012 tarihinde başladığı ve 31.05.2013 tarihinde son ermiş olduğu, Davacı … Dağıtım Pazarlama A.Ş. ile davalı … arasında 2012 yılıyla ilgili bir ihtilafın olmadığı, Davalı …’ in 2013 yılında işletme defterindeki kayıtlı ilk işlemin 01.02.2013 tarihinde başladığı, 5.6 bölümde fotokopileri var olan 01.02.2013 tarihine ait 3 adet faturanın davalıya ait işletme defterinde kayıtlı olduğu, davalıya ait 2013 yılı işletme defterinde davacıya ait kayıtlı en son faturanın 30.04.2013 tarih … nolu 376,99 TL tutarlı fatura olduğu, vergi dairesi yazısından davalı …’ in işyerini 31.05.2013 tarihinde terk ettiğinin yazılı olması nedeniyle 2013 yılında davacıdan mal alışlarının devam ettiği ve en son mal alışının 24.05.2013 olarak kabul edilmesinin gerekmekte olduğu, İcra takibinin davalı’ ya 13.03.2014 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu ise 17.03.2014 tarihinde itiraz dilekçesini vermiş olduğu, dolayısıyla davalı borçlu 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş olduğu.. ” kanaati bildirilmiştir.
… Vergi dairesinin 20.02.2018 tarihli yazısı ile davalı …’ in vergi dairesi faaliyet kaydının 18.01.2012 tarihinde başladığı ve 31.05.2013 tarihinde sona ermiş olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;taraflar arasında fatura içeriğimalın davacı tarafından verildiğine dair ihtilaf olmayıp davalı ticareti terk ettiğinden bahisle borçlu olmadığını savunmaktadır.Dosyayya ibraz edilen bilirkişi raporundaki tespitler uyarınca :delil vasfına sahip davacı defterlerine göre Davacının davalıdan 12.07.2013 takip tarihi itibariyle 15.589,00 TL alacaklı olduğu, Davacı şirket yasal defterlerinde 24.01.2013 tarihinden 01.02.2013 tarihine kadar olan sürede davacı tarafından düzenlenen fatura ve irsaliydi faturalar üzerinde 24.01.2013 tarih … nolu fatura haricindeki tüm faturalar üzerinde davalı …’ e ait kaşenin var olduğu , Davacı şirket yasal defterlerinde 15.05.2013 tarihinden 24.05.2013 tarihine kadar olan sürede davacı tarafından düzenlenen fatura ve irsaliyeli faturalar üzerinde 21.05.2013 tarih … nolu 72,33 TL tutarlı fatura haricindeki tüm faturalar üzerinde davalı …’ e ait kaşenin var olduğu , Davacı tarafından düzenlenen faturalara davalı tarafından itiraz edilmediği, … Vergi dairesinin 20.02.2018 tarihli yazısında da görüldüğü üzere davalı …’ in vergi dairesi faaliyet kaydının 18.01.2012 tarihinde başladığı ve 31.05.2013 tarihinde son ermiş olduğu, Davacı … Dağıtım Pazarlama A.Ş. ile davalı … arasında 2012 yılıyla ilgili bir ihtilafın olmadığı, Davalı …’ in 2013 yılında işletme defterindeki kayıtlı ilk işlemin 01.02.2013 tarihinde başladığı,01.02.2013 tarihine ait 3 adet faturanın davalıya ait işletme defterinde kayıtlı olduğu, davalıya ait 2013 yılı işletme defterinde davacıya ait kayıtlı en son faturanın 30.04.2013 tarih … nolu 376,99 TL tutarlı fatura olduğu, vergi dairesi yazısından davalı …’ in işyerini 31.05.2013 tarihinde terk ettiğinin yazılı olması nedeniyle 2013 yılında davacıdan mal alışlarının devam ettiği ve en son mal alışının 24.05.2013 olarak kabul edilmesinin gerektiği bu hali ile davalının takip konusu borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin takip koşulları ile devamına ,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 3.117,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.064,88-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 266,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 798,65-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 295,43-TL ilk gider, 750-TL bilirkişi, 134,10-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.179,53-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır