Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1117 E. 2018/252 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1117 Esas
KARAR NO : 2018/252

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/11/2016
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Dava dosyasında;
Mahkememizce verilen 19/02/2013 tarih, 2010/713 Esas, 2013/17 sayılı Görevsizlik kararı üzerine dosya İstanbul 1. Tüketici Mahkemesine tevzi olunmuş,
İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi 15/09/2015 tarih, 2013/1554 Esas, 2015/765 sayılı karar ile karşı görevsizlik kararı vermiş
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 10/10/2016 tarih ve 2016/5878 Esas, 2016/8777 sayılı kararı ile mahkememizi yargı yeri olarak belirlemiştir.
Dava dosyasının 2016/1117 E. İle yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin Güvenlik Hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin davalının “… Alışveriş ve Yaşam Merkezi” işyerinde güvenlik hizmeti vermek üzere 19/09/2009 tarihli sözleşmenin taraflarca imzalanması ile iki yıllığına anlaştığını ve taraflarca karşılıklı edim ve taahhütlerini içeren iki yıllık sözleşmenin imza altına alındığını, karşı tarafın Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerini imal ve işletme işini yapan … – .. isimli “…” bir ana şirketin kuruluşu olduğunu, ana şirketin bu kuruluşlarla … Alışveriş merkezlerinin imalat ve işletmesini yapmakta olduğunu, karşı tarafın ekonomik olarak daha zayıf olan müvekkiline karşı büyük iş hacmi, varlığı ve görünümü karşısında, sözleşmedeki imzasına ve sözleşmede yüklendiği taahhüt ve edimlerine elbette müvekkili şirketçe itimat edildiğini, kendisinden doğal olarak “basiretli bir tacir” davranışına uygun olarak sözleşme temel ilke ve maksadına sadık kalacağının tereddütsüz beklendiğini, bu anlaşma üzerine müvekkilinin sözleşme gereklerini en mükemmel şekilde yerine getirmek üzere her türlü hazırlığı yaptığını, bunun için her türlü gerekli giyim, üst-baş, üniforma dahil telsizler, elektronik cihazlar her türlü son model donanım ve malzemeleri satın aldığını, adaylar arasından itina ile seçmek sureti ile burada görevlendirmek üzere gerekli sayıda personeli işe aldıklarını, bunların görevi için eğitimlerini de almasını sağladıklarını, tüm hazırlıkların mükemmel olarak temin edilerek işe başlandığını, hal böyle iken ve sözleşmenin süresi içerisindeyken davalının birden bire ve ortada geçerli ve haklı bir nedeni yokken ve böyle bir neden de bildirmeksizin “gördüğümüz lüzüm üzerine” demek sureti ile daha sözleşmenin süresi dolmamışken sözleşmeyi / sözleşmeleri fesih ettiğini bildirdiklerini, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmeyi sonuna kadar ifa edebilmek bakımından yapılan yatırımlardan fesih ile boşa giden bedeli şimdilik 5.000 TL ve mahrum kalınan kazanç bedeli şimdilik 5.000 TL olmakla ceman 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın şimdilik ceman 20.000 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletinde davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Feshe ilişkin hükümlerin sözleşmede açıkça düzenlendiğini, “Müşteri, iş bu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde; asgari 3 ay önceden noter marifetiyle feshi ihbar yapabilir. Süreye uymadan sözleşmeyi feshetmesi halinde 3 aylık hizmet bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt eder” sözleşmenin 9.madde B bendi uyarınca müvekkili şirketin süre şartına uymak koşuluyla sözleşmeyi dilediği şekilde feshetme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin aradığı süre ve şekil koşuluna uyulduğunu, kaldı ki sözleşmelerin feshini gerektirecek haklı sebebin bulunduğunu , davacı yanın hem olumlu hem de olumsuz zararını istemesine olanak bulunmadığını, manevi tazminat talebine ilişkin beyanlarının yerinde olmadığını, bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi ile, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinde davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; sözleşmenin haksız feshi ile davacının uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Davacı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmakla şimdilik toplam 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi olmak üzere toplam 20.000 TL’lik tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış, sözleşme ve ihtarname örnekleri getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dava dosyasında 2010/713 Esasta kayıtlı iken bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 07/02/2012 tarihli kök rapor ve 09/07/2012 tarihli ek rapor alınmıştır. Alınan raporlarda özetle; Taraflar arasındaki 19/09/2009 tarihli Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinin davalı yanca haklı sebeple feshedildiğinin kabul edilemeyeceğini, sözleşmeyi haklı sebep olmaksızın fesheden davalının davacının uğramış olduğu zararı tazmin etmesi gerektiğini, tazmin edilecek zararın, sözleşmenin süresinden önce haklı sebep olmaksızın feshedilmiş olması sebebiyle davacının uğramış olduğu kâr kaybı olduğunu, fiili zararın davacı tarafından talep edilemeyeceğini, , davacının 28/02/2011 ile 19/09/2011 dönemi için uğradığı kâr kaybının 87.404,85 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 17/09/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile kâr kaybı nedeni ile tazminat talebi miktarını 82.404,85 TL arttırmıştır.
Davalı vekilinin itirazları üzerine2010/713 esasta yeni bilirkişi kurulundan 17/12/2012 tarihli rapor alınmıştır.
Mahkememizce davalı tarafa sözleşmenin feshine sebep olan haklı sebebi açıklaması için kesin süre verilmiştir.davalı vekili 20/02/2018 tarihli dilekçesi ile davalı yan ile müvekkili şirket çalışanı … arasındaki işbirliği nedeniyle sözleşmelerin rayiç bedellelirinin çok üstünde rakamlarla imzalandığını, taraflar arasındaki güvenin bu nedenle sarsıldığını, sözleşmenin feshinde haklı sebebin bu olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ;
Taraflar arasında bağıtlanan 19/09/2009 tarihli Güvenlik Hizmeti Sözleşmesinin davalı yanca haklı olarak feshedildiğinin kabul edilemeyeceği, sözleşmeyi haksız şekilde fesheden davalının davacının bu nedenle uğradığı zararını tazmin etmesi gerektiği,
Tazmin edilecek zararın; sözleşmenin süresinden önce haklı sebep olmaksızın feshedilmiş olması nedeniyle davacının uğramış olduğu kar kaybı olduğu, menfi zararların- davacının boşa giden yatırım bedeli talebinin, davacı tarafından istenemeyeceği, sonucuna varılmıştır.
Davacı şirketin 2009 ve devamı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 07/02/2012 tarihli kök rapor ve 09/07/2012 tarihli ek rapor ile istenebilecek mahrum kalınan kazanç kaybı bedelinin (müspet zararının ) 87.404,85 TL olduğu belirlenmiştir. Davacının belirlenen müspet zararının davalıdan tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafça manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Manevi zararı tazmin yükümlülüğünün koşulu; Hukuka aykırılık oluşturan tecavüz fiilini işlemiş olmak veya o fiilden dolayı sorumluluğu gerektiren kusursuz sorumluluk halinin gerçeklemesidir.Davacının kişilik haklarına tecavüz filinin varlığı, bundan doğan bir manevi zararın bulunması, fiil ile zarar arasında illiyet bağının kurulması aranacaktır.
Somut olayda, davalının haksız fesih uygulamasının davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda BK 49 ve TMK 24 md düzenlenen yasal koşulların gerçekleşmediği ve manevi tazminat isteminin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının manevi tazminat taleplerinin reddine , davacının boşa giden yatırım bedeli talebinin reddine , davacının müsbet zarara ilişkin talebinin kabulü ile 87.404,85 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine
2-Davacı tarafından yatırılan 1.520,75 TL (297,00 TL peşin harc+1.223,75 TL ıslah harcı) peşin harcın mahsubuna eksik 4.449,87 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul oranına göre hesap olunan 9.742,39 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red olunan manevi tazminat talepleri yönünden hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red olunan maddi tazminat talepleri yönünden hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 6.102,65 TL (başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı,davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti) nin kabul oranına göre 5.208,7 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına
5-HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
Davacı vekili ve davayı vekilinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/03/2018

Katip …

Hakim …