Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1039 E. 2019/1026 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/488 Esas
KARAR NO : 2019/1064

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 19/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin mobil teknoloji alanında faaliyet göstermekte olup davalı şirkete yazılım hizmeti verdiğini, davalı şirkete vermiş olduğu yazılım hizmeti karşılığı olarak müvekkilinin …no’lu 14/09/2015 tarihli 240.175,00 TL tutarlı faturayı keserek gönderdiğini, faturanın 02/10/2015 tarihinde davalı şirket tarafından tebliğ alındığını ve fatura içeriğine itiraz edilmediğini, fatura tutarının ödenmemesi üzerine Bakırköy … Noterliği’nin …yevmiye no’lu 04/11/2015 tarihli ihtarname keşide edilerek ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından gönderilen ihtarnameye itiraz edilmesine ve ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 14/04/2016 tarihinde davalı borçlu şirkete tebliğinden sonra 18/04/2016 tarihinde davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; öncelikle anılan uyuşmazlığın FSEK kapsamında verildiği iddia olunan bir hizmet karşılığı kesilen haksız ve hukuka aykırı bir faturaya ilişkin olduğu üzere, ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından huzurdaki davanın görülmesi gerektiğini, davacının davasının görevsiz mahkemede açtığından görev yönünden itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesinde hiç bahsi geçmemiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının, 28.04.2014 tarihli “Pay Sahipleri Sözleşmesi” ne istinaden ortak girişimle kurulan müvekkil şirkete karşı yine bu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirilmemesinden doğduğunu, sözleşme hükümleri ile “Hesapal” yazılımının tüm haklarının 28.04.2014 tarihinden itibaren en fazla 6 hafta içerisinde müvekkiline devredileceğini ve müvekkilinin bu süre içerisinde ”Hesapal” yazılımının tek sahibi olacağı da hüküm altına alındığını, yazılımı geliştirmek amacıyla kurulan müvekkil şirketin huzurdaki uyuşmazlık konusu faturaya konu edilen bir hizmeti satabilmesi mümkün olmadığını, müvekkil şirketin yönetim kurulu üyelerince davacı şirkete yükümlülüklerini hatırlatmak ve yerine getirmesini sağlamak amacıyla bir dizi noter ihtarnamesi gönderildiğini, davacı şirketin 28/04/2014 tarihli “Pay Sahipleri Sözleşmesi”nin pay devrine ilişkin olarak dava dışı Protel’e karşı olan yükümlüğünü gecikmeli olarak da olsa yerine getirmiş ve davacı şirket hisse devirlerini 02/02/2016 tarihli pay devir sözleşmesi ile “bila bedel” gerçekleştirdiğini, işbu gecikmeli ifa nedeni ile davacı aleyhine Pay Sahipleri Sözleşmesinin tarafı olan Protel tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ikame edildiğini ve bu dava ile Protel payların geç devri nedeni ile sözleşmede belirlenen 210.000,00 TL cezai şart bedelinin 09/09/2015 tarihinden itibaren işlemiş ticari avans faizi ile davacı tarafından ödenmesini talep ettiğini, davacı tarafından tüm hakları müvekkiline devredilmiş olan ancak hali hazırda çalışmaz bir vaziyette bulunan bir sistem için mezkur faturanın kesildiğini ve müvekkil şirkete tebliğ edildiği iddia edildiğini, davacı şirketin işbu sözleşme hükümleri gereği yazılımı geliştirmek üzere kurulan davalı şirkete huzurdaki uyuşmazlık konusu faturaya konu edilen bir ürün, mal ya da hizmeti satabilmesi mümkün olmadığını, dava konusu fatura, müvekilimiz şirket tarafından teslim alınmadığını, teslim aldığı iddia edilen kişinin müvekkil şirket çalışanı olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının alacak miktarının %20’sinden az olmamak suretiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının faturadan kaynaklanan borcun davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, cari hesap ekstresi, ihtarnameler, Pay Sahipleri Sözleşmesi, Devri Sözleşmesi, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 08/04/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 18/04/2016 tarihinde borca, asıl alacağa, işlemiş faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden mali müşavir bilirkişiden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi …tarafından sunulan 20/06/2018 tarihli raporu özetle; ”Davacı ve davalı yanın defterlerinin ilgili kanun hükümlerine uygun tutulduğu, davacının 2015 yılı dönem sonu muhasebe kayıtlarında icra dosyasına konu 240.175,00 TL davalıdan alacaklı olduğu, davalının 2015 yılı dönem sonu muhasebe kayıtlarında davacıya borcu olmadığı dönem sonu bakiyesinin ”0” olduğu, faturanın davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğu, takibe ve davaya konu edilen faturanın davalıya ticari teyammülere göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ve gerekli mutabakatların yapılmadığı” kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda hizmet verilip verilmediği önceki ticari ilişkileri ve dava konusu fatura alacağının doğup doğmadığı hususlarınında inceleme yaptırılması amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir …, Borçlar Hukukçusu Prof.Dr….ve Yazılım Uzmanı Yrd.Doç.Dr…. tarafından sunulan 02/09/2018 tarihli raporu özetle; ”Huzurdaki davaya konu Hesapal yazılımının geliştirilmesi yada bu yazılıma destek hizmeti verilmesi konusunda davacı şirket ile davalı şirket arasında hazırlanmış ve imzalanmış bir sözleşme bulunmaması, 15/05/2015 tarihli eser üzerindeki mali hakların ve devredilebilir tüm kullanma yetkilerin davalı şirkete devri sözleşmesinden sonra davacı şirket Hesapal yazılımına ne şekilde hizmet verdiğini (faturada yazılı olan hizmeti verdiğini) de somut delillerle kanıtlayamaması, üstelik davalı şirkete ait hesap döküm çizelgesinin alt kısmı, 02/02/2016 tarihi Pay Devir Sözleşmesi sırasında 02/02/2016 tarihli yazılıp davacı şirket kaşesi basılarak imzalandığı ve bu hesap döküm cetveli içeriğinde de huzurdaki itirazın iptaline konu edilen 14/09/2015 tarih ve 181335 no’lu 240.175,00 TL tutarlı faturanın yer almadığı görüldüğünden, davada 14/09/2015 tarih ve 181335 no’lu 240.175,00 TL tutarlı fatura ile ilgili davacı şirket talebinin yerinde olmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf davalı tarafa yazılım hizmeti verdiğini ve buna istinaden fatura düzenlediğini, faturayı davalı tarafa tebliğ ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığını ve takibin itiraza uğradığından bahisle işbu davayı açmış ise de, dosya kapsamındaki delillerden dava konusu faturanın davalı şirkete usulüne uygun tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmelere göre davacı şirketin Hesapal isimli yazılımın tüm telif ve lisans haklarını davalı şirkete ücretsiz olarak devrettiği, Hesapal yazılımının geliştirilmesi ya da bu yazılıma destek hizmeti verilmesi konusunda taraflar arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığı bundan öte fatura içeriğinde yer alan yazılım hizmetinin de verildiği ispat olunamadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 44,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 4.101,59-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.057,19-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 20.360,50-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır