Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1024 E. 2019/903 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1024
KARAR NO : 2019/903
DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2016
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri Dede ve …’nin … Tic. Ltd Şirketinin kurucu ortakları olduğunu, davalı … A.Ş.’nin 22/01/2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile 22/02/2007 tarih itibarı ile Hatay Dörtyol ilçesinde faaliyette bulunmak ve yine 06/04/2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile 01/05/2007 tarih itibarı ile … İlçesinde faaliyette bulunmak üzere müvekkili şirkete acentelik verdiğini, müvekkili şirketin bu tarihten itibaren acentelik sözleşmesi hükümlerine eksiksiz rivayet ederek faaliyetine … İlçesi için 08/10/2011, … İlçesi için ise 08/02/2012 tarihine kadar devam ettirdiğini ve bu tarihler itibarı ile davalı şirketin hak edişlerin ödenerek sözleşmenin sonlandırıldığını, acentelik sözleşmesinden sonra müvekkili ile davalı arasında hiçbir hukuki, ticari ilişkinin kalmadığını, aventelik ilişkisinin sona ermesine müteakip müvekkilinin davalı şirket nezdindeki alacaklarının hesaplandığını ve o tarihe kadar olan hakkedişlerinin ödendiğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından düzenlenen cari hesap ekstresinde de böyle bir alacağın varlığından söz etmenin mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin acentelik sözleşmesi uyarınca davalı şirkete olması muhtemel zararların karşılanması için ilk yıllarda banka teminet mektuplerinin davalı şirkete verdiklerini avncek teminat mektuplarının addi külfeti zerine mutabakatatla dava konusu senet ile vade tarihleri belli olmayan birtakım senetleri zalayarak davalıya verdiklerini, bu senet üzerindeki vade tarihleri müvekkillerinin iradesi ve bulgusu dışında sonradan yaz ildiğim. Bu teminat senetlerinin verilmesinden sonra davalı şirkete sözleşmeye dayalı olarak bir daha da teminat mektubunun verilmediğini, müvekkili şirketin davalı ile acentelik sözleşmesini sonlandırdıktan sonra ticari faaliyetini de sonlandırdığını, taraflar arasındaki hukuki ilişki dikkate alındığında müvekkili tarafından imzalanarak verilen senedin teminat senedi olduğunu ve ticari hayatın bir gereği olduğunu, dava konusu edilen senedin başka bir hukuki ilişkiye dayandığının ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu, bu nedenlerle müvekkilleri aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu 30.000-TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, davalının %20’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dayandığı ve müvekkili ile aralarında akdedilen acentelik sözleşmesinde teminat senedinin alındığı ya da alınacağı yönünde hiç bir hükmün olmadığını, ayrıca icra takibine konu senet metni üzerinde veya arkasında teminat olarak verildiğine dair bir ibarenin de bulunmadığını, bu yönüyle davacılar tarafından müvekkili şirkete verilen senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermekte olduğunu, Yargıtay tarafından geliştirilen içtihatlar gereğince; teminat senedinin üzerinde sadece “teminattır” ibaresi yer alıyorsa o senedin teminat senedi hükmünde olmadığını, senette “teminat senedidir” ibaresinin yer almasının, ayrıca bu teminatın ne için verildiğinin de yazılmasının gerekmekte olduğunu, bu hususların yer almadığı senetler teminat senedi sayılmayacağından tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılabileceğini, afaki beyanlar ve çıkarımlar ile bu hususun ispatının mümkün olmadığını, ayrıca davacılar ile müvekkili arasındaki tüm ilişkinin sadece ticari nitelikte olmayıp acentelik sözleşmesinden sonra da ortaya çıkabilecek zarar tazmini, işçilik hakları ödemesi, rücu talepleri gibi nedenlerle de borç ilişkisinin devam edebilmekte olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyetli menfi tespit davası açılması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava davacının davalıya … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takip nedeni ile borçlu olup olmadığı tespiti istemidir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 30.000-TL bono, 2.286,99-TL işlemiş faiz ve 60-TL bono komisyonu olmak üzere toplam 32.346,99-TL asıl alacacağın tahsili amacıyla 22/09/2016 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 04/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile S.M. Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 07/01/2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda; Davacının ticari defter kayıtlarına takip konusu edilen bonoya ilişkin herhangi bir muhasebe kaydının bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin Mart 2012 tarih itibarı ile sonlandırıldığı, bu tarih itibarı ile Davacının davalıdan ticari defter kayıtlarına göre 77.748,59 TL alacağının bulunduğu kanaati bildirilmiştir.
Talimat raporu geldikten sonra dosya Dava, cevap, ibraz edilen deliller tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve faizinin belirlenmesi için bilirkişiye tevdi edilmiş, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Takip ve dava konusu senet üzerinde “teminat amacıyla verildiğini” gösterir herhangi bir ibarenin bulunmadığı, Davacı şirket defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen rapora göre; anılan senedin davacı şirket kayıtlarında gözükmediği, Mart/2012 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 77.748,59 TL alacaklı olduğu, Davalı şirket kayıtlarına göre; 31.03.2012 tarihindeki davacı şirket alacağının 20.671,03 TL olduğu, davacı şirket alacağının 31.12.2012 tarihi itibariyle 7.278,83 TL borca dönüştüğü, takip ve dava konusu senetle ilgili herhangi bir kaydın sunulmadığı, takip tarihi itibariyle de davacı şirket borcunun 7.278,83 TL olduğu, Talimat raporu ekinde davacı şirketin 2011-2012 yıllarına ait muavin defter dökümleri bulunmadığından, bakiye farkını oluşturan işlemlerin tespitine yönelik çalışmanın yapılamadığı, rapor içerisinde yer alan gerekçelerle davalı şirket kayıtlarında gözüken bakiyeye itibar edilebileceği, Davalı şirketin 7.278,83 TL alacaklı olduğunun kabulü halinde, takip konusu bononun (30.000-7.278,83) 22.721,17 TL’lık kısmının bedelsiz olacağı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan talimat bilirkişi raporu ve bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava ,taraflar arasında mevcut acentelik ilişkisi kapsamında teminat olarak verilen senede dayalı olarak başlatılan takip nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemi olup taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde ibraz edilen bilirkişi raporu ile Davacı şirket defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen rapora göre; anılan senedin davacı şirket kayıtlarında gözükmediği, Mart/2012 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 77.748,59 TL alacaklı olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre; 31.03.2012 tarihindeki davacı şirket alacağının 20.671,03 TL olduğu, davacı şirket alacağının 31.12.2012 tarihi itibariyle 7.278,83 TL borca dönüştüğü, takip ve dava konusu senetle ilgili herhangi bir kaydın sunulmadığı, takip tarihi itibariyle de davacı şirket borcunun 7.278,83 TL olduğu hususu bildirilmiştir.
Davacılar … ve …’in, … Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortakları olduğu, … A.Ş.’nin Hatay İli Dörtyol İlçesi ve … beldesinde faaliyette bulunmak üzere davacı şirkete acentelikler verildiğini, davacı şirketin bu tarihlerden itibaren acentelik sözleşmelerindeki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, Acentelik sözleşmelerinin … -08.10.2011, Dörtyol- 08.02.2012 tarihinde sona erdirildiği, … ve …’in dava konusu senet ile vade tarihleri belli olmayan bir takım senetleri imzalayarak davalı şirkete gönderdikleri, taraflar arasında 15.03.2007 Tarihli ve 20.05.2010 tarihli teminat sözleşmesinin yapıldığı senet üzerindeki vade tarihlerinin davacıların iradesi ve bilgisi dışında sonradan yazılarak takibe konu edilen senedin düzenleme tarihi 15.05.2010 olan senetten dolayı davalıya borçlu olmadıkları talep edilmiş ise de ; icra takibine konu senet metni üzerinde veya arkasında teminat olarak verildiğine dair bir ibarenin de bulunmadığı, bu yönüyle davacılar tarafından davalı şirkete verilen senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermekte olduğu taraflar arasında mevcut olan 15.03.2007 tarihli ve 20.05.2010 tarihli teminat sözleşmesinde de davaya konu edilen senedin belirtilmediği gibi tarafların imza ve kaşelerinin de bulunmadığı, bu hali ile senedin mücerretlik vasfını ortadan kalkmadığı davacı tarafça Kambiyo senedi vasfı geçerli olan senede karşı iddiaların HUMK’nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında davalı şirket tarafından davacılar aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında borca dayanak olarak gösterilen 15.05.2010 tarihli senedin teminat senedi olduğu iddiasının yerinde olmadığı, davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de tazminat talep koşullarının da bulunmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 512,35-TL. nin 44,40-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 467,95-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 3.600-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır