Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/996 E. 2018/1236 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/996 Esas
KARAR NO : 2018/1236

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2015
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı şirketin müvekkil şirkete faturalardan kaynaklanan toplam 73.051,37-TL tutarında borcunun olduğunu, davalı tarafça borcun ödenmemesi sebebiyle aleyhine toplam 73.051,37-TL alacağa 01/10/2014 tarihinde … 37.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden haciz yolu icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun söz konusu faturaların borcundan doğan icra takibine, borca ve tüm ferilerine 16/10/2014 tarihinde haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının faturaların içeriğine ilişkin herhangi bir itirazı olmadığı ve takip tarihinde müvekkil şirketin davalı şirketten alacağının bulunduğunun açık olduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi …’ın cevap dilekçesi özetle; davacı tarafın hükmü şahsiyeti sona ermiş bir şirket aleyhine açmış olduğu dava nedeniyle dava şartının gerçekleşmediğinden husumet yönünden öncelikle davanın reddi gerektiğini, davacının davasını yetkisiz bir mahkemede açtığını, icra takibine itiraz dilekçesinde de belirtildiği gibi söz konusu borçla şirketinin bir ilgisinin olmadığını, davalı şirket yetkilisi olarak ve şirketinin yetkili birimlerince tarafından yetkilendirilmiş herhangi bir kimse ile davacı taraf yetkili birimleri arasında herhangi bir görüşme veya yazışma olmadığını, davacının davasının HMK açısından yasal olmayan bir dava olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının haksız ve yersiz olarak dava açtığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalının davacıdan aldığı hizmete karşılık ödemenin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … 37.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 72.109,80-TL asıl alacak, 941,57-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 73.051,37-TL’nin tahsili amacıyla 01/10/2014 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 16/10/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller doğrultusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; ”Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davalı tarafından akdi ilişkinin inkar edilmiş olduğu, takibe dayanak faturaların tamamının davacının usulüne uygun olarak tutulmuş sahibi lehine delil vasfı taşıdığı kanaatine varılan ticari defter kayıtlarında kayıtlı bulunduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre davacının takibe dayanak faturalar nedeniyle davalıdan 72.109,80-TL alacaklı gözüktüğü, ancak davacının faturaların davalıya tebliğ edildiğini, faturalara konu reklam hizmetini davalıya verdiğini ve taraflar arasında kurulmuş temel ilişkiyi usulüne uygun olarak kanıtlayamadığı, bu husustaki ispat yükünün faturaları düzenleyen davacı tarafa ait olduğu, 01/10/2014 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 72.109,80-TL asıl alacak ve 856,43-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.996,23-TL alacaklı olacağı, davacının asıl alacak üzerinden %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ancak ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafın almış olduğu hizmet bedellerini ödemediği, buna istinaden yapılan icra takibine de itiraz ettiği, davacı tarafça tutulan defterlerin usul ve yasaya uygun olup davacı alacağını doğruladığı, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, davalı tarafın ödeme veya sonuca etkili başka bir savunmada bulunmadığı gibi davalı tarafın defter kayıtlarının aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … 37.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 72.109,80 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 4.925,82-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 882,34-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 4.043,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.282,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 882,34-TL harç, 192,90-TL dava masrafı ve 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.275,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır