Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/692 E. 2019/432 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/692
KARAR NO : 2019/432
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine 06/11/2002 tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesinde … e. Sayılı dava dosyası ile rücuan tazminat davası açıldığını, dosyanın karara çıktığını ve Yargıtay’a temyizen gönderildiğini, Yargıtay tarafından birkaç kez bozulduğunu ve bozmadan sonra dosyanın …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı aldığını ve yargılamaya devam ederken davalının davayı takipsiz bırakması nedeniyle 13/06/2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve davanın açılmamış sayılması kararının 06/07/2014 tarihinde kesinleştiğini, ancak davalı tarafından bozmadan önceki esas nosu olan … esas sayılı kararı ile verilen kararı …. İcra Müdürlüğünün (… İcra Müdürlüğü) … esas sayılı takip dosyası ile kararı icraya koyduğunu ve cebri yoluyla müvekkilinden 16/08/2005 tarihinde 23.600-TL nakit olarak tahsil edildiğini ve bu hususta müvekkiline ibraname verdiğini, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla 6100 sayılı HMK 150/son maddesi uyarınca talep dahi vaki olmamış sayılır hükmü gereğince davalı tarafından müvekkilinin zarar ziyanı olan 23.600-TL maddi tazminatın ödenmesi için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile birlikte tazminini ve iadesini talep ettiklerini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın banka ödeme tarihi olan 16/08/2005 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacak likit olduğundan davalının %40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının geçen 3 yıllık sürede itirazdan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, kendileri tarafından başlatılan icra takibinin ilgili karar kesinleşmeden açıldığını, ibraname uyarınca borcu ödeyen davacının, iadeyi istemesinin hukuki dayanağı olmadığını, başlatılan takibin ve açılan bu itirazın iptali davasının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın reddine ve davacı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava konusu uyuşmazlık Davacının icra tehdidi altında davalıya ödediği paranın iadesini talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 23.600-TL asıl alacak ve 15.233,80-TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 38.833,80-TL alacağın tahsili amacıyla 03/09/2012 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 17/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/09/2012 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Celp edilen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/09/2004 tarih, … esas … karar sayılı kararında;
” .. davalı … hakkındaki talep atiye bırakıldığından, bu davalı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
Davanın davalı … … yönünden kabulü ile 13.192.000.000-lira nın ödeme tarihi olan 04/1/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline.. ” dair karar verildiği görülmüştür.
Kararın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 06/02/2006 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile; “.. … … vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına.. ” karar vermiştir.
Kararın bozulmasından sonra …. Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya devam edilmiş, yargılama devam ederken iş bu dosya ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının birleştirildiği görülmüştür.
Bozma üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/12/2008 tarih … esas … karar sayılı kararında;
” Mahkememizin … sayılı dosyası üzerinden görülen dava ile iş bu dava ile birleştirilen … Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı davasının reddine.. ” karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 28/10/2010tarih … esas … karar sayılı ilamı ile;
“… asıl dava davacısı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen kararın davacı sigorta şirketi yararına bozulmasına .. ” karar vererek Mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/06/2012 tarih … esas … karar sayılı kararı ile;
” davanın HMK’nın 150/5 maddesi hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına ve esasın bu şekilde kapatılmasına.. ” karar verildiği ve iş bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 03/02/2014 tarihli onama kararı ile 07/07/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, dosyaya celp edilen dosyalar üzerinde inceleme yapılarak davacının icra tehdidi altında davalıya ödediği paranın iadesinin gerekip gerekmediği yönünden rapor düzenlenmesine karar verildiği, Ekonomi ve Finans Uzmanı Öğretim Üyesi Bilirkişi Y. Doç. Dr. … tarafından sunulan 28/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davalının icra takibine konu davayı takipsiz bırakması üzerine dosyanın işlemden kaldırılması sonucu dava açılmamış sayıldığından dava açılması ile meydana gelmiş tüm sonuçların ortadan kalktığı, bu nedenle davacının ödemiş olduğu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerektiği, Sebepsiz zenginleşmenin konusunun bir miktar “para”dan ibaret olduğu, ödemenin yapıldığı tarihte davalının sebepsiz zenginleştiği, yasal faiz talebi için davalının temerrüde düşürülmesine gerek olmadığı, bu nedenle 16/08/2005 tarihinden itibaren 23.600 TL’lik alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği, dolayısıyla davacının icra takibine konu alacak talebinin yerinde olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili yemin deliline başvurduğu, bunun üzerine davacı … …’ın 14/02/2018 tarihli celsede … Sigortayı ibra etmediğini ve yemininden ısrar ettiğini beyan etmiş ve usulüne uygun yemini yaptırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyanın dayanağı olan …. İcra Dairesine ait … e. Sayılı takip dosyası ve bu dosyanın dayanağı olan …. Asliye Hukuk Mah. … e. … karar sayılı karar ve bu karara yönelik bozma ilamı, dosya içerisinde mevcut tarihsiz ibraname ve İş Bankasına ait 17/08/2005 tarihli ödeme dekontu değerlendirilerek davacının davalıdan takip dosyası nedeniyle alacağı olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla dosyanın bilirkişi heyet incelemesine tevdine karar verildiği, Bilirkişi … ve Doç. Dr. … tarafından sunulan 01/02/2019 tarihli 2. Bilirkişi raporunda; Davacının hüküm ve sonuçları ortadan kalkan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2008 tarih ve … E. … K. sayılı kararına istinaden ödeme yaptığı anlaşıldığından, yapılan bu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği, TBK m. 117 hükmüne göre sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olması durumunda, borçlunun temerrüdü için bildirim yapılmasının zorunluluk arz ettiği; somut olayda davalı sigorta şirketinin, (her ne kadar daha sonra bozulmuş olsa da) …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2008 tarih ve … E. … K. sayılı kararına istinaden tahsilat yaptığı; bu durumda davalının kötüniyetli zenginleşen olduğunu söyleyebilmenin mümkün gözükmediği; bu nedenle somut olayda temerrüt faizi talep edilebilmesi için, davalının ihtar ya da dava veya takip yoluyla temerrüde düşürülmesi gerektiği; dosya kapsamı incelendiğinde, davacının, yapılan ödemenin dayanaksız kaldığı tarihten sonra davalıya çektiği bir ihtara rastlanmadığı; bu nedenle somut olayda, huzurdaki itirazın iptali davasının temelini teşkil eden icra takibinin başlatıldığı 05/09/2012 tarihi itibariyle davalının temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek, temerrüt faizinin bu tarih itibariyle işletilmesinin uygun olacağı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan 1. bilirkişi raporu, 2. Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davalı tarafından davacı aleyhine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde … E ,sayılı dava dosyası ile rücuan tazminat davası açıldığı, mahkemenin davacı aleyhine karar verdiği, verilen kararın …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takibe konulduğu, davacı tarafından 16/08/2005 tarihinde haricen 23.600 TL ödeme yapıldığı, icra takibine konu mahkeme kararının bozulduğu, bozmadan sonra davalı tarafından dosyanın takip edilmediği, mahkemece davacının açılmamaş sayılmasına karar verildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf mevcut bulunmamakta olup, ilamına dayanılarak yapılan ödemenin, mahkeme kararının bozulması üzerine iadesinin mümkün olup olmadığı davanın konusunu oluşturmaktadır.
Davalı sigorta şirketi tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 06/11/2002 tarihinde davacı … … ve dava dışı … aleyhine rücuan tazminat talebiyle alacak davasıaçtığı yapılan yargılama sonucunda 22/09/2004 tarihinde davanın … yönünden kabulüne karar verdiği, Davalı sigorta şirketi 28/12/2004 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında huzurdaki davanın davacısı olan … … aleyhine ilamlı takip başlattığı, bu icra dosyası kapsamında, … Sigorta A.Ş. vekili Av. … tarafından … … için tarihsiz bir şekilde ibraname düzenlendiği ve … … vekili Av. …’dan anılan icra dosyası için haricen 23.600 TL tahsil edildiği ilamlı icra takibine konu edilen …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2008 tarih ve … E. … K. sayılı kararının, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 28/10/2010 tarih ve … E. … K. sayılı ilamıyla bozulduğu,
Bozma kararı sonrasında … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında yargılamanın tekrar görülmeye başlandığı;
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında Mahkemenin 14/12/2011 tarihli celsede, taraflarca dosyanın takip olunmaması dolayısıyla dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verdiği; yine Mahkemece, dosyanın süresi içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle, 13/06/2012 tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K. sayısıyla davanın açılmamış sayılmasına hükmedildiği, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin …. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. sayılı kararının sigorta şirketi tarafından temyiz edildiği fakat Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E. … K. sayılı ilamı ile …. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının onandığı ve neticede kararın taraflarca karar düzeltme yoluna gitmeksizin kesinleştiği dosya safahatından anlaşılmıştır.
Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması hususlarını düzenleyen HMK. m. 150 hükmüne göre: “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. …
(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış savılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. …
(7) Her ne sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır”.
6100 sayılı HMK. ‘nun 150. maddesi gereğince, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. Hangi sebep ile olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır. Davanın açılmamış sayılması kararı ile, dava açılması ile meydana gelmiş tüm sonuçlar da ortadan kalkar.
Davacının ödeme yaptığı borcun dayanağı olan mahkeme kararı, Yargıtay tarafından bozulmuş ve sonrasında da, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, davacıdan tahsil edilen alacağın dayanağı olan karar da ortadan kalkmış ve tahsilat dayanaksız hale gelmiş olup ödeyen tarafından karşı taraftan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca istenebilecektir.
Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen TBK. m. 77 hükmüne göre: “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur”. Şeklinde düzenlenmiş olup
Sözkonusu hüküm uyarınca sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşebilmesi için; borçlunun malvarlığında bir zenginleşme gerçekleşmiş olmalı, bu zenginleşme başkasının aleyhine gerçekleşmiş olmalı, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Bu itibarla, davanın açılmamış sayılması kararı ile, davacının davalılara yaptığı ödemenin dayanaksız kaldığı ve bu nedenle de davalının sebepsiz zenginleştikleri kabul edilerek haksız iktisapta bulunan tarafın temerrüte düşürülmesine gerek olmaksızın, haksız iktisap tarihinden itibaren faiz talep edebileceği ancak taleple bağlı olarak takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar vermek gerektiği ve yine takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça davacının İİK m.40 uyarınca “icranın iadesi” yoluna gitmeden doğrudan doğruya ilamsız takip başlatmasının ve neticede ödeme emrine itiraz üzerine itirazın iptali davasını açmasının yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de davacının iadesini istediği 23.600,00 TL’nin davalıya haricen ödendiği, tahsilatın icra müdürlüğü kanalıyla gerçekleştirilmediği bu itibarla dava konusu edilen 23.600,00 TL davalıya haricen ödendiğinden, davacının İİK m.40 hükmüne müracaat etmesine olanak bulunmadığı anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında davacının, hüküm ve sonuçları ortadan kalkan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2008 tarih ve … E. … K. sayılı kararma istinaden ödeme yaptığı anlaşıldığından, yapılan bu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememiz kısa kararında her ne kadar dava kısmen kabul denmiş ve fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde hüküm kurulmuş isi de esasen dava dilekçesinde dava değerinin 23.600 ,00 TL olarak belirtildiği anlaşılmakla sehven yapılan bu hata ekli tashih şerhi ile düzeltilerek yargılama giderleri de davanın “tam kabul” edildiği gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 23.600-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 4.720-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.612,12-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 403,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.209,09-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.832-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 430,73-TL ilk gider, 600-TL bilirkişi, 145-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.175,73-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

-TASHİH ŞERHİ-
Mahkememizin 16/04/2019 tarihli celsede;
Sehven ” Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 23.600-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, … ” olarak yazıldığı ancak dava değeri nazara alındığında Tam Kabul olması gerektiği anlaşılmakla Mahkememiz kararının 1 nolu ara kararının;
” Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin 23.600-TL asıl alacak üzerinden devamına,” olarak tashihine karar verilmiştir.16/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır