Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/635 E. 2018/345 K. 06.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/592
KARAR NO : 2018/362

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2015
KARAR TARİHİ : 09/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalılar 2009-2013 yılında dağıtım lisansı kapsamındaki dağıtım bölgesinde müvim vekile elektrik enerjisi temin etmiş ve bu hizmetin karşılığı olarak müvekkili şirket adına aylık elektrik faturaları düzenleyerek tahsil etmiş olduğunu, davalılar, taraflar arasında abonelik sözleşmelerinin aktedildiği günden işbu davanın ikame edildiği tarihe kadar düzenlemiş olan faturaların tamamına kayıp/kaçak bedeli altında haksız ve hiçbir hukuki mesneti olmayan bir bedel yansıtılmış ve bu bedeli müvekkili şirketten aldığını, söz konusu bedel, 2003 yılından beri EPDK’nın belirlemiş olduğu usuller çerçevesinde elektrik faturalarına yansıtılmakta olup , bu bedel 2011 yılına kadar perakende satış bedeli içinde yer almakta iken, 2011 yılında bu bedelin ayrıştırılarak faturalara ayrı bir bedel olarak gösterilmeye başlandığını, sayın Mahkemenin yüksek malumları olduğu üzere , ülkemizde elektrik dağıtım tedarik şirketleri tarafından düzenlenen elektrik faturalarında uzun yıllardan beri kayıp kaçak bedeli altında bir kalem bulunmakta olduğunu , EPDK’nıın 2010 yılında yayımlamış olduğu elektrik piyasası raporunda Türkiye çapında 2002 yılı itibari ile toplam kayıp kaçak oranı %20,9 iken bu oranın 2009 yılına geldiğinde %17,7 olarak hesaplandığı belirtilmiş olduğunu, tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı elektrik piyasası kanununun 4. Mad.’de elektrik piyasası düzenleme kurumuna sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiş olduğunu, elektrik enerjisinin nakli esnasında bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşamamakta olduğunu, sonuç olarak; 17/07/2009-31/10/2013 dönemleri için tüm faturalarda açıkça kayıp kaçak bedeli olarak belirtilmeyene kalemlerin %10 isabet eden 73.426,28-Tl kayıp kaçak bedelinin davalılardan tahsiline, masraf ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettiği görüldü.
CEVAP:
Davalı …vekilinin cevap diekçesi özetle; Huzurdaki davanın muhatabının EPDÜK olduğunu, müvekkili şirketin yasa ile yönetmelik çıkarma ve düzenleme yetkisine sahip EPDK’nın yürürlükte bulunan yönetmelik ve kararlarına göre işlem yapmakta olduğunu, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2013/8509, K.2013/11750, T.08/07/2013 , Müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere faturayı oluşturan diğer kalemler, elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifeler ”6446 sayılı elektrik piyasası kanunun uyarınca EPDK tarafından çıkarılan ”Elektrik piyasası tarifeler yönetmeliği” Tarife uygulama tebliğleri” Elektrik piyasasında gelir ve tarife düzenlemesi kapsamında düzenlemeye tabii unsurlar ve raporlamaya ilişkin esaslar hakkında tebliğ” hükümleri dikkate alınarak belirlenmekte olduğunu, tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler 15/04/2015 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6639 sayılı yasanın 18. Maddesi hükmüne göre düzenleme yapma yetkisi EPDK’da olduğunu, kayıp kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermekte olduğunu, Elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, tüketilen enerjisinin birim fiyatı EPDK tarafından onaylanan perakende satış tarifesi olarak adlandırılmış tarifeye göre belirlenmekte olduğunu, dağıtım sisteminde kaybolan enerjinin üretim kaynaklarından temin edilmesinde oluşan maliyetlerin karşılanmasın ilişkin enerji birim fiyatı EPDK tarafından onaylanan kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılmış tarifeyi oluşturduğunu bu nedenlerle ; haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini arz ve talep ettiği görüldü.
CEVAP:
Davalı …Ş. – vekilinin cevap dilekçesi özetle; Huzurdaki davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davanın EPDK ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, müvekkili şirket yasa ile yönetmelik çıkarma ve düzenleme yetkisine sahip EPDK’nın yürürlükte bulunan yönetmelik ve kararlarına göre işlem yapmakta olduğunu davacı tarafın idari yargıda EPDK aleyhine iptal davası açması gerektiğini, bu nedenle gerek husumet yönünden gerekse yargı yolu yönünden davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasının kabul edilemeyeceğini, davacının ödediği bedellerin faturalardan belli olduğunu, dava değerinin belli olduğunu, bu itibarla belirsiz yada kısmi alacak davası açması uusul hukukuna aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında taleplerinin olmadığını, Kayıp /kaçak bedelinin yeni tanımlanan ve belirlenen bir bedel olmadığını, bu bedel 2011 yılı öncesinde de perakende satış lisansına da sahip olan dağıtım şirketinden elektrik satın alan tüketicilere aktif enerji bedeli içerisinde tahakkuk ettirilen bir bedel olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/071998 tarihli E:1998/19-549, k:1998/567 sayılı kararında benzer şekilde, davacının elektriğinin kesilmesi tehdidi ile ihtirazi kayıt koymadan ödeme yaptığını iddia ederek açtığı davada, yaptığı ödemeleri geri isteyemeyeceğine karar verildiğini, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın karar verilmesini talep ettiği görüldü.
GEREKÇE:
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alman %2 TRT payı, bu bedeller üzerinden alınan %18 KDV’ye karşılık 2. 73.426,28-TL’nin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik eneıjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Mahkememizce dosyanın dosyanın bilirkişiye tevdi ile faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedellerinin hesaplanmasının istenmesine karar verildiği, bilirkişi İbrahim ŞENOL 06/12/2017 tarihli raporda; EPDK tarafından yayımlanan tarifelere dayanılarak dava konusu bedeller ile ilgili kesintiler üzerinde yapılankontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin, ”6719 Sayılı Kanunun 20. Mad. Uyarınca Kurumun Düzenleyici işlemlerine (EPDK Tarifelerine)” uygun olduğu ve bu nedenle, Davalılar’In; söz konusu kesintileri yapmasında bir edim ifasına dayalı haksız (sebepsiz) zenginleşme durumunun bulunmadığı, bu durumda iade yükümünün de söz konusu edilemeyeceği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı tarafından idari işlemin iptali talep edilmediği ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından , davalıların görev itirazı, alacağın tespiti bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden, belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki hukuki yarar itirazı yerinde görülmemiş , dava konusu abonelik sözleşmesi taraflar arasında imzalanmış olduğundan ve alacak sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazları kabul edilmemiştir.
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturalan içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan %2 TRT payı adı altındaki tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra, 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralan ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi İbrahim ŞENOL’un 06/12/2017 tarihli raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince mahkememizin, kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı yetkisi nazara alınarak davanın Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur, “denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
H Ü K Ü M /
1-Yargılamanın devamı sırasında gerçekleşen yasa değişikliği nedeni ile dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 35,90-TL karar harcının davacıdan peşin alının 1.253.94-TL harçtan mahsubu ile 1.218,04-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 63,60-TL ilk gider,1.400-TL bilirkişi ücreti, 211-TL tebligat ve teskere gideri olmak üzere toplam 1.674,60-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine
5-Davacı lehine 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine
6-Artan gider avanslarının HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara adesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır