Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/62 E. 2019/625 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/62
KARAR NO: 2019/625

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2015
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ilk olarak 10.08.2009 tarihinde 5 yıllık süre ile akaryakıt ve 27.08.2009 tarihinde 5 yıllık süre ile Lpg alım satımı konulu bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketin 16.07.2013 tarihinde davalı şirketin dayatması ile 14.07.2014 tarihinde sona eren kesin teminat mektubunu davalı şirkete vermek zorunda kaldığını, Davalı şirketin kötü niyetli olarak 2009 Ağustos tarihinde imzalanan bayilik sözleşmelerin 2014 yılının Ağustos ayının sonunda dolmasına rağmen kesin teminat mektubunun süresini 14.07.2014 tarihinin yazılmasını istediklerini, Bu amaçla da günü geldiğinde teminat mektubunun nakte çevrileceğini bankaya bildirerek bayilik sözleşmelerinin uzatılmasını sağlamaktır. Nitekim müvekkil şirketim öncelikle teminat mektubunun süresini nakte çevrileceği korkusu ile defalarca uzatmış ve en son olarak 23.12.2014 tarihinde ise tekrardan 30.01.2015 tarihine kadar kesin teminat mektubunun süresini uzattığını, bayilik sözleşmelerini de zorunluluk gereği, 23.11.2014 tarihinde imzalanmak üzere 2 aylık olarak 23.01.2015 tarihinde sona ermek üzere kısa süreli olarak uzatmak zorunda bırakıldığını, Bu süre zarfında müvekkili şirketin davalı şirkete ticari faaliyetten herhangi bir borcunun olmadığı davalı şirket ile yapılan hesap mutabakatında açık ve net bir şekilde göründüğünü, Bu sözleşme sırasınca davalı şirket tarafından sürekli sorunlar yaratıldığını ve bayilik sözleşmesinin zoraki de olsa bugüne kadar geldiğini, Her defasında müvekkilinden ek belgeler ve teminatlar isteyen davalı şirket, adeta müvekkilini faaliyet gösteremez bir hale getirdiğini, son olarak da müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun kapandığını ve faaliyetinin durdurulduğunu, Sözleşmenin fiili olarak uygulanabilirliği mümkün olmadığını, bu amaçla da bir başka firma ile görüşmelerin devam ettiğini, Müvekkili şirketin sözleşmenin ödeme teminatı olarak davalı şirkete verdiği teminat mektubunun konusu kalmadığını, iş bu teminat mektubunun … BANK tarafından düzenlenen 16/07/2013 tarih ve … numaralı ve 250.000-TL bedelli teminat mektubu olduğunu, Davalı şirkete yapılan tüm iade taleplerinin davalı tarafından sonuçsuz bırakıldığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığının yapılacak teknik bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, Sunulan davalı belgesine göre de bakiye gözüken sözleşme noter masraf bedelleri ve damga vergisinden doğan 6.222,78 TL borcunda davalıya ödendiğini, Bu nedenlerle Fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile müvekkili şirketin davalıya hesap veya başka ilişkiden kaynaklanan borcu bulunmadığının tespitine, … BANK tarafından düzenlenen 16.07.2013 tarih ve No:… numaralı ve 250.000 TL bedelli teminat mektubunun iptali ile müvekkilin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, petrol ürünlerinin depolanması ile toptan ve perakende satışının yanı sıra, madeni yağ ve jet yakıtı ikmali alanlarında faaliyet göstermekte olduğunu, anlaşma sağladığı bayiler aracılığı ile belirtilen ürünleri alıcılara temin etmekte olan bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, dava dilekçesinde yer aldığının aksine müvekkili ile davacı arasında imzalanmış olan hiçbir sözleşmenin LPG satışını kapsamadığını, Kaldı ki müvekkil şirketin ilgili idari otorite olan EPDK’dan bu konuda olduğu bir lisans da bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin davacı ile LPG tedariki konusunda bir bayilik ilişkisi kurması mümkün olmadığını, Bu itibarla davacının LPG konusunda bir talebi olacak ise bu konudaki istemlerini LPG bayiliğini yapmış olduğu şirkete yöneltmesinin gerekeceğini, müvekkilinin bayi konumunda olan davacı şirket ile 10.08.2009 tarihinde, 5 yıl süre ile geçerli olmak şartı ile “Bayilik Anlaşması” akdettiğini, gerek uygulama ve gerekse de taraflar arasında imzalı sözleşme metinleri incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin bayilik kurarken akaryakıt istasyonuna oldukça değerli yatırımlar yapmakta, bayinin faaliyetini sürdürmesi için gerekli ekipmanları da temin ederek ariyet olarak bayilere teslim ettiğini, yükümlülüklerin bayiyi zor durumda bırakmak amacıyla değil, sıkı bir biçimde denetlenen piyasada oldukça büyük bir idari yaptırım riski altında bulunan müvekkil şirketin, bayinin davranışlarından dahi sorumlu tutulması nedeni ile bayileri sözleşmeyi ihlal yönelmelerinden caydırmaya yönelik olduğunu, davacının Bayilik Anlaşması’nm 18’inci maddesi ile anılan anlaşmanın herhangi bir hükmünü ihlal ettiği takdirde müvekkil şirkete 350.000 Amerikan Doları tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bunun gibi, yine Bayilik Anlaşması’nın 12’nci maddesine göre davacı bayi, anlaşmanın süresi sonunda bayi BP marka ve logosu taşıyan tüm malzeme ve teçhizatı, kurumsal kimlik giydirmelerini sökerek BP’ye teslim etmeyi, bu yükümlülüğü aykırı davranışı durumunda anlaşmanın sona erme tarihinden itibaren geç teslim ettiği her gün için müvekkiline 2.500 Amerikan Doları cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, Müvekkilinin bayilik kurulması için yaptığı yatırımların yanı sıra sözleşmesel ilişkinin kapsamı oldukça yüksek değerli olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin bu kapsamda risk altına girdiği bir kurguda bayilerinden ve doğaldır ki davacıdan teminat istemeyeceğini ya da istenen teminatın haksız olduğunu düşünmek ticari yaşam ile çelişen bir tutum olacağını, müvekkilinin davacı bayiden, ticari işleyişi gereği teminat istemiş ve davacı bayi tarafından bu teminat da rızaen müvekkiline teslim ettiğini, Davacı bayinin, kendi iradesi ve sektördeki ticari işleyiş gereği, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyle uyumlu olarak müvekkile teminat verdiğini, söz konusu teminat mektubu da uzatma yazısı da tamamen davacının hür iradesi ve ticari ilişkinin gereği ile verdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: Dava menfi tespit bayilik sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının iadesi ve iptali istemi olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki akaryakıt alım satımı sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle davacı tarafça verilen teminat mektubunun iadesini isteyip isteyemeyeceği, yine davacının davalı tarafa borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Mahkememizce Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, dosya içeriği sunulan deliller ve belgelerle birlikte incelenerek, davacı şirketin, davalı şirkete borçlu olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, Akaryakıt ve LPG Sektör Bilirkişisi …ve Muhasebe Finans Uzmanı … tarafından sunulan 30/05/2018 tarihli bilirkişi ön raporunda; İncelenen davalı şirkete ait 2015 yılı ticari defterlerinin e-defter olarak tutuldukları anlaşılmakla, yevmiye ve kebir defterlerin açılış ve kapanış beratlarının yasal süre içerisinde alındıkları, envanter defterinin açılış tasdikinin de yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 19.01.2015 dava tarihi itibarıyla davacı yandan herhangi bir alacağının bulunmadığı, dava tarihinden sonra davacı yana keşide ettiği ariyet faturası ve teminat mektubunun nakde çevrilmesi sonucunda 06.05.2014 tarihi itibarıyla davacı yana 27.061,21 TL borçlu hale geldiği, taraflar arasındaki ihtilafın tereddüde mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi için; Davacı yan tarafından: Bazı ariyet malzemeleri ile Kurumsal reklamların iade edilmek üzere sökülüp hazırlandığını ve gösterilen adresten teslim alınması için hazır bekletildiğini bildiren ihtarname ile iddia ettiği şekilde bir kısım malzemelerin davalı şirketin yetkilendirdiği kişilerce alınmış olduğunu gösteren teslim tutanağının, Davalı yan tarafından: Var ise bir kısım teslim alman ariyet ve malzemelere ilişkin teslim alma tutanağının, 20.04.2015 tarih … fatura numaralı Kdv dahil 8.560,90 TL tutarlı “İstasyon Söküm Bedeli” açıklamalı fatura dayanağı söküm tutanağının, 10.04.2017 tarihli dilekçe ekinde yer alan ve 06.05.2015 tarih 123078 numaralı, Kdv Dahil 213.320,15 TL bedelli faturanın dayanağı niteliğinde olduğu anlaşılan malzemelerin giriş faturaları ile bu malzeme ve yatırımlara ait 30.01.2015 tarihi itibarıyla amortisman itfa cetvellerinin, Dava dosyasına sunulması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi ön raporu doğrultusunda davacı vekiline bazı ariyet malzemeleri ile kurumsal reklamların iade edilmek üzere sökülüp hazırlandığını ve gösterilen adresten teslim alınması için hazır bekletildiğini bildirilen ihtarname ile bir kısım malzemelerin davalı yetkililerine teslim edildiğine dair tutanağı sunması için iki hafta süre verilmesine,
Ön rapor doğrultusunda eksiklikler tamamlandığında dosyanın rapor hazırlayan bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor tanziminin istenmesine karar verildiği, bilirkişiler tarafından sunulan 07/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sözleşme kapsamında davalı şirkete ariyetlerinin tamamını ya da bir kısmını teslim ettiğini ispat edememiş olması, davalının da teslim edilmediğini iddia ettiği ariyetlerine ilişkin faturaları ve amortisman cetvellerini sunmadığından ariyet bedellerine ilişkin olarak davacı yana keşide etmiş olduğu fatura tutarının doğruluğunun tevsik edilememiş olması karşısında, taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin tespitinin mümkün olmadığı, EPDK’na sunulan ve taraflar arasında akdedilen bayilik anlaşmasında da tarafların mutabakatı sonucu sözleşmenin anılan “g” bendinin üçüncü paragrafında yer alan 1.500,00 USD lık cezai şart tutarının belirlendiği kısmın üzerinin çizildiği ve sözleşme dışı bırakıldığı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava İİK 72 madde uyarınca menfi tespit istemli davadır.
Taraflar arasında 10.08.2009 tarihli 5 (beş) yıl süreli BAYİLİK ANLAŞMASI süresinde ve Rekabet Mevzuatına uygun olarak 10.08.2014 yılında son bulduğu ,tarafların daha sonra, 23.11.2014 tarihinde 2 ay süreli “Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi’ imzalayıp sözleşmenin 5. maddesinde Malzeme-Teçhizat- Ariyet hükümlerinin yer aldığı, anılan maddenin “g” bendinin üçüncü paragrafında yer alan 1.500,00 USD lık cezai şart tutarının belirlendiği kısmın üzerinin çizilmiş olduğu ve bayilik sözleşmesinin 23.01.2015 tarihinde sona erdiği görülmüştür.
İİK 72 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit istemi olup dava ise 19.01.2015 tarihinde açılmıştır. İptali ve iadesi talep edilen ve davacı şirket tarafından sözleşmenin ödeme teminatı olarak davalı şirkete verdiği ING BANK tarafından düzenlenen 16/07/2013 tarih ve No:… numaralı ve 250.000-TL bedelli teminat mektubu sözleşmeden doğacak borçların teminatı olarak verilmiş olup, sözleşme dava tarihinde yürürlükte ve canlı olup akdi ilişki taraflar arasında devam etmektedir. O halde teminatın iadesi ve iptali talep edilemez. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13042 E. 2017/88 K)
Anılan durum karşısında erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş işin esasına girilerek yargılama yapılmış olması nedeni ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Erken açılan dava nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 4.269,38-TL den 44,40-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 4.224,98-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 20.950-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu 704-TL giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır