Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/561 E. 2018/834 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/561
KARAR NO: 2018/834
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ: 18/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında barkot tedariki konusunda, davalı tarafından açılan ihale sonucu 26.01.2014 imza tarihli ürün alım sözleşmesi imzalandığını, Bu sözleşme uyarınca müvekkili firmanın, davalı firmaya barkot tedarik ettiğini ve bu satışlar sonucu da fatura düzenlediğini, Cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere, borçlunun 16.02.2015-10.03.2015 tarihleri arasında müvekkili tarafından “barkod etiket” satışına ilişkin düzenlenen faturalar karşılığı bakiye 89.594,39-TL borcunun kaldığını, Davalı tarafın isteği üzerine, 11.03.2015 tarihinde 01.02.2015-28.02.2015 ayına ilişkin mutabakat ve yine 01.03.2015-31.03.2015 tarihleri arasındaki mal ve hizmet alışlarına ilişkin mutabakat belgesi mail yoluyla ve elden teslim edilerek davalıya gönderildiğini, Ancak davalı tarafın tüm görüşmelere rağmen müvekkili firmaya bakiye borcunu ödemediğini, Bunun üzerine davalı aleyhine 07.05.2015 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, Ancak davalı eksik mal tedariki, borcun vadesinin gelmediği, borcunun olmadığı iddia ederek, kötü niyetli olarak icra takibini durdurduğunu, Müvekkili firmanın eksik barkot teslim ettiği iddiasının tamamen asılsız olduğunu, davalı hangi teslimatlar da eksik olduğunu ispat etmesinin gerektiğini, Üstelik davalının iddia edilen işbu eksik teslimatlara ilişkin müvekkiline göndermiş olduğu herhangi bir ayıp ihbarının da mevcut olmadığını, Borcun vadesinin gelmediği iddiası ise kabul edilebilir gibi olmadığını, Tüm faturalar, hiçbir itiraz veya ihtirazı kayıt olmadan davalı tarafından ticari kayıtlarına işlendiğini, 31.03.2015 tarihli “satıcı ekstresi” başlıklı belgede, müvekkilinin cari hesabının 89.594,39-TL bakiye verdiğiısı açıkça davalı tarafından kabul edildiğini, Davalı firmanın, 20.05.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, icra takibinde belirtildiği kadar borcu olmadığını, mahsup haklarını kullandıklarını beyan ettiğini, Ancak icra takibinin tebliğ edildiği 12.05.2015 tarihinden 3 gün sonra müvekkili firmaya gönderdiği 15.05.2015 tarihli mail ve ekindeki mutabakatta müvekkilinin 89.594,39-TL alacaklı olduğunun kabul edildiğini, .bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40 oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından takibe konu alacakla ilgili olarak takas-mahsup hakkı kullanıldığını, Davacı tarafın usulsüz iş ve işlemleri sebebiyle müvekkili şirketin fahiş zarara uğratıldığını, Müvekkili Şirket … Kargo lamine termal barkod etiketi malzemelerinin temini hususunda, ihale yoluyla davacı ile akdedilen sözleşme kapsamında, 16.03.2011 tarihinden bu yana davalıdan ürün alımı gerçekleştirildiğini, Bu kapsamda Müvekkil Şirketin Türkiye genelindeki tüm lamine termal barkod etiketi ihtiyacı, 2011 yılından beri davacı taraftan yapılan alımlardan karşılandığını, En son 12/2014 tarihli ihale sonucunda da yine davacı ile anlaşma sağlandığını, taraflar arasında 01.02.2015 tarihli Ürün Alım Sözleşmesi akdedildiğini, Sözleşme gereği Müvekkil Şirket tarafından üzerine düşen edimler eksiksiz ifa edildiğini, Akabinde Müvekkil Şirket tarafından yapılan denetimde, davacıdan alınan barkod etiketlerinin ihale şartnamesine ve sözleşmeye aykırı olarak, rulolarda olması gereken sayıdan ortalama %8 oranında daha az etiket bulunduğu ve bu suretle Müvekkil Şirketin zarara uğratıldığının tespit edildiğini, Söz konusu ürünün Müvekkil Şirketin en çok kullandığı sarf malzemelerinden olduğunu ve dört yıl gibi bir süre davacıdan alım gerçekleştirildiğinden, toplamdaki zarar fahiş tutar olduğunu, Bahsi geçen zararın tazmini amacıyla müvekkil şirket tarafından davacı aleyhine ihtarname keşide edildiğini, sonuç alınamadığından dava ikame edildiğini, İlgili davanın halen derdest olduğunu, Müvekkil Şirketin zararının daha çok artmasını önlemek adına derhal taraflar arasındaki sözleşme feshedildiğini, … 2. Noterliği 11.03.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davacının sözleşmeye aykırılığı sebebiyle fesih bildirimi yapıldığını, Bununla birlikte, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı tarihten bu yana, sözleşmeye aykırı olarak Müvekkil Şirketin uğratıldığı zarar tutarının davalı tarafça tazmin edilmesi talep edildiğini, Bu nedenlerle davalının usulsüz ve Sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle Müvekkil Şirketin toplam zararının tespiti ve tazmini amacıyla …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dava ikame edildiğini, Bahsi geçen davanın halen derdest olduğunu, Müvekkil şirketin bahsi geçen zarar sebebiyle davacıdan fahiş alacağı mevcut iken davacı tarafından müvekkil aleyhine icra takibi ikame edildiğini, Mevcut zarar sebebiyle takas-mahsup hakkını kullanılmakla müvekkil şirket tarafından haklı olarak borca ve takibe itiraz ettiğini, … AsliyeTicaret Mahkemesi … E. sayılı dava üzerinden tespit edileceği üzere; davacı tarafın usulsüz ve Sözleşmeye aykırı eylemleri sebebiyle Müvekkil Şirketin fahiş zararı doğduğunu, bu nedenlerden dolayı; Haksız ve mesnetsiz iddialara dayanılarak açılan işbu davanın usul ve esas yönünden reddine, Davacının, talep edilen alacak tutarının %20’ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaptan dolayı oluşan bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını …tırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 89.594,39.-TL asıl alacacağın tahsili amacıyla 05/05/2015 tarihinde örnek 1 nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 12/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/05/2015 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip, “dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları ile icra takip dosyası ile birlikte değerlendirilerek davacının icra takibine dayanak cari hesaptan dolayı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı yönünde rapor düzenlenmesine karar verildiği” Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 28/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda ; “İncelenen davacı-birleşen dosya davalısına ait 2014-2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 07.05.2015 takip tarihi itibarıyla davalı-birleşen dosya davacısından 89.594,39 TL alacaklı olduğu, İncelenen davalı-birleşen dosya davacısına ait 2014-2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 07.05.2015 takip tarihi itibarıyla davacı-birleşen dosya davalısına 89.594,39 TL borçlu olduğu, Esas dava yönünden davacı yanın davalı yandan 07.05.2015 takip tarihi itibarıyla 89.594,39 TL alacaklı olduğu ve bu alacağı için takip tarihinden itibaren ticari avans faizi talep edebileceği, Birlesen dava yönünden; Davacı yanın, davalı yanın sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle zarara uğradığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle varsayımlarla yapılan hesaplamalara dayalı olarak ulaşılan zarar miktarı ile takas-mahsup yapamayacağı… ” kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekilinin rapora karşı noter tespitine sunulan lamine termal barkot etiketlerinin tanımsız olduğu ve ayrıca daha önceki sipariş sözleşmelerinde etiketlerde sarım adedinin belirtilmediği nedenle toplanan ve tespite sunulan sınırlı sayıdaki etiketin tanımsız olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığı yönünde ki itirazları üzerine dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bliirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve … tarafından sunulan 09/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda ; “Noter tarafından hazırlanan tespit tutanağında, tespite sunulan lamine termal barkot etiketlerinin uyuşmazlığı çözecek şekilde tanımlanmadığı, incelenen ruloların uyuşmazlığa konu olan lamine termal barkot etiketi olduğunu açılamadığını, Noter tutanağında ifade edilen “ilgililer”, davalı Aras kargo’nun ilgilileri olup, tespiti yapılan rulolar notere bu ilgililer tarafından sunulduğu İlgili noter tutanağının ekinde bulunan koli fotoğraflarının da tespite sunulan ruloları tanımlamakta yetersiz olduğu, Bu nedenlerle birleşen dosya davacısı- davalının, “zarar ettiği” iddiasını ispatlayamadığı ve ilgili ticaret çerçevesinde davacıya borçlu olduğu, asıl dava bakımından; davacının davalı’dan, takip tarihi itibariyle 89.594,39 tl cari hesap alacağının bulunduğu; bu alacağın, talep gibi, takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği; birleşen dava bakımından davacının davalıdan herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığı… ” kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Taraflar arasında 01.02.2015 tarihli, iki yıl süreli “Ürün Alım Sözleşmesi” mevcut olup sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca ödeme şartlarının,” fatura kesildikten 1 hafta sonra 60 gün vadeli Müşteri çeki ile ödenmesi” olarak belirlendiği, sözleşmenin ekinde yer alan “teknik özellikler” başlığı altında ise “300 lük sarım” ifadesinin yer aldığı,
Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından birleşen dava dosyasına sunulan , 16.03.2011 başlangıç, 31.05.2012 bitiş tarihli “Makine Satışı, Personel Devri ve Satın Alım Sözleşmesi” ile taraflar arasında hem makine ve personel devri hem de poşet ve barkod etiket alım-satımı konusunda anlaşma yapıldığı ,Anılan sözleşmenin 5.3. maddesinde davalıdan poşet ve barkod etiket alınacağının belirtildiği, ancak kaç adet alım yapılacağı ve bir ruloda kaç adet etiket olacağına ilişkin özel bir şartın konulmamış olduğu, taraflar arasında akdedilen ilk sözleşmede de, bir ruloda kaç adet etiket olacağına ilişkin özel bir şart konulmamış olup, bu yöndeki tek tanımlamaya 01.02.2015 başlangıç tarihli sözleşmede yer verildiği ,bu anlamda davalı-birleşen dosya davacısının, son sözleşmedeki madde hükmünün, taraflar arasındaki ticari ilişkinin her aşamasında bu şekilde olduğu görülmüştür.
Davacı-birleşen dosya davalısının, sözleşme çerçevesinde üstlenmiş olduğu işi üçüncü kişiye fason imalat yaptırılması sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen üçüncü kişilere devir, temlik veya ciro ettiği anlamına gelmediği, Davalı-birleşen dosya davacısının, davacı-birleşen dosya davalısına, … 2. Noterliğinin 11.03.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih ettiklerini bildirdikleri, buna bağlı olarak, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı tarihten itibaren, sözleşmeye aykırı olarak sebep olunan zarar tutarının tazmin edilmesini talep ettiği, “Noter tarafından hazırlanan tespit tutanağında, tespite sunulan lamine termal barkot etiketlerinin uyuşmazlığı çözecek şekilde tanımlanmadığı, incelenen ruloların uyuşmazlığa konu olan lamine termal barkot etiketi olduğunu açılamadığını, Noter tutanağında ifade edilen “ilgililer”, davalı Aras kargo’nun ilgilileri olup, tespiti yapılan rulolar notere bu ilgililer tarafından sunulduğu İlgili noter tutanağının ekinde bulunan koli fotoğraflarının da tespite sunulan ruloları tanımlamakta yetersiz olduğu ve birleşen dosya davacısı- davalının, “zarar ettiği” iddiasını ispatlayamadığı bu nedenle birleşen davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı- birleşen dosya davalısının düzenlemiş olduğu son faturanın 10.03.2015 olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. maddesinde ödeme şartlarının, fatura kesildikten 1 hafta sonra 60 gün vadeli Müşteri çeki ile ödenmesi olarak belirlendiği dikkate alındığında, 07.05.2015 tarihinde başlatılan Îcfa takibinin sözleşme hükmüne aykırı olmadığı yine davalı-birleşen dosya davacısının, davacı birleşen dosya davalısına gönderdiği 14.04.2015 ve 15.05.2015 tarihli mailler ile kendi cari hesap kayıtlarına göre 89.594,39 TL borçlu olduklarını beyan ederek mutabakat onayı talep ettiği , her iki taraf ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 07.05.2015 takip tarihi itibarıyla davacı-birleşen dosya davalısına 89.594,39 TL borçlu olduğu ve takibe itirazın haksız olduğu anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Davanın KABULÜ ile …İcra Müdürlüğü … E ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin takip koşulları ile devamına,
Davalının likit olan alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 oranı olan 17.918,87 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 6.120,19-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.082,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.038,11-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.917,55-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.109,78-TL ilk gider, 700-TL bilirkişi, 109-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.918,78-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
6-Davanın REDDİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 583,88-TL. nin 35,90-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 817,98-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.850-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır