Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/489 E. 2021/215 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/489 Esas
KARAR NO : 2021/215
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/05/2015
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 13/10/2014 tarihinde davalı … Sigorta AŞ.’ye sigorta ettiren diğer davalı … … adına kayıtlı … plakalı araçla müvekkilinin yönetimindeki … plakalı aracın … ilçesinde ağır yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kaza neticesinde müvekkilinin ağır yaralanarak malûl kaldığını, zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini ve hayatını eskisi gibi idame ettiremediğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü davalı … …’in asli ve tamamen kusurlu olduğunu ve … C.Başsavcılığı’nın 2014/… numaralı soruşturma dosyasının açıldığını, kaza sonrasında 26/12/2014 tarihinde davalı … Sigorta AŞ.ne başvuru yapıldığını ve hasar dosyası açıldığını, davalı sigorta şirketince yaptırılan aktüerya hesaplaması neticesinde 22/04/2014 tarihinde müvekkiline 9.695,44-TL ödeme yapıldığını ancak yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ.bakımından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı … … yönünden kaza tarihinden itibaren her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00-TL manevi tazminatın poliçe kapsamında bulunması halinde davalı … Sigorta AŞ.de dahil olmak üzere, poliçe kapsamında bulunmaması halinde davalı … … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … …’in tüm mal varlığına, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, trafik kazasına konu … plakalı aracın sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 09/01/2014 – 2015 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluklarının sigortalısının kusuru oranında ve teminat limiti dahilinde sınırlı olduğunu, davacının başvuru üzerine hasar dosyası açılarak aktüer hesaplama yaptırıldığı ve davanın %3 maluliyet oranına göre 22/04/2015 tarihinde müvekkil şirketçe 9.695,44-TL ödeme yapıldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece öncelikle dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevki ile davacının maluliyetine ilişkin rapor alınmasını ve aktüer hesabı için bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davacıya SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığını araştırılması gerektiğini, müvekkil şirketin davacıya tazminat ödemesi yaptığından üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğinden temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın konusunun haksız fiilden kaynaklandığından davacının yasal faiz talep edebileceğini, davacının avans faizi talebinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığından davacının müvekkil şirketten manevi tazminat talep edemeyeceğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; 30/10/2014 tarihinde … plakalı aracı ile yokuş yukarı seyir halinde iken yolun virajlı ve havanın yağışlı olması sebebiyle kullanmış olduğu aracın devamlı sola doğru karşı şeride gittiğini ve bir anda direksiyon akıbetini kaybettiğini, yolun gidiş gelişli olduğunu ve iki yol şeridi arasında sadece yol çizgisi bulunduğunu, yol şeridi arasında herhangi bir korkuluk olmadığını ve olsa idi bu kazanın olmayacağını, aracın iradesi dışında karşı şeride geçtiğini, hızını azalttığını ancak davacının yokuş aşağı 70-80 km hız ile geldiğini, davacının aracını yavaşlatsaydı kazanın meydana gelmeyeceğini, kendi kusuru kadar davacının da kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, kazanın akabinde yaralanan davacının hastaneye götürülmesini sağladığı ve hastanede de ziyarete gittiğini, davacının kendisinden hiçbir şey talep etmediğini, davacının hastanede 2 gün kaldığını ve hastane çıkışı karakolda kendisinin ifade verdiğini, davacıya sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması ve mağdur duruma düşmemesi için kendisinin bizzat sigorta şirketi ile görüşerek ödeme yapılmasını sağladığını, davacının manevi tazminat taleplerinin çok yüksek olduğunu, kendisinin kanser hastası olduğunu ve emekli olduğunu, ailesinin de geçimini kendisinin karşıladığını ayrıca manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı kuralı gereği davacının manevi tazminat talep edemeyeceğini, soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanarak malûl kalması sebebiyle maddi tazminatın davalılardan, manevi tazminatın poliçe kapsamında olması halinde davalılardan olmaması halinde ise sadece davalı … …’ten tahsili istemine ilişkindir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Taraflarca delil olarak; … C.Başsavcılığı’nın 2014/… nolu soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağı, poliçe, hastane kayıtları, başvuru evrakları, hasar dosyası, tapu kaydı, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce 13/05/2015 tarihli ara karar uyarınca davalı … …’in adına kayıtlı … plaka sayılı araç kaydına, taşınmaz veya taşınmazlar üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verilerek tedbir konulduğu, davalı … …’in 24/06/2015 havale tarihli dilekçesi ile … plakalı aracının üzerine konan ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak …/İstanbul’da bulunan gayri menkulünün üzerine tedbir konulmasını talep ettiği ve mahkememizce 10/07/2015 tarihli ara karar uyarınca davalının … plakalı aracının üzerine konan ihtiyati tedbirin kaldırılarak davalının İstanbul ili … ilçesi … ada parsel sayılı taşınmazı üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşıldı.
Mahkememizce davacı tarafın tanıkları …, …, … ile … …’in dinlenmesine karar verilmiş olup, 07/06/2016 tarihli celsede;
Tanık … ; ”Ben film setlerinde kamera grubunda çalışırım, kaza günü … den … istikametine davalı … …’in kullanmış olduğu … plakalı aracın arka koltuğunda uyumaya çalışıyordum, araçta başka kimse yoktu, bir film setinden başka bir film setine gittiğim için yorgundum ve uyumak için arka koltuğa geçmiştim, gündüz saatlerinde hava yağışlıydı, arka koltukta uyuyordum arada bir uyandığımda davalının aracı çok süratli ve savurarak kullandığını farkediyordum, kazanın ne şekilde olduğunu görmedim, zira ön koltuğa çarpıp dudağım patlayınca uyandım, uyandığımda davalı idaresindeki aracın karşı şeride geçerek davacının kullandığı araç ile kafa kafaya çarpıştığını farkettim, kaza sonrası davalı … benimlede ilgilenmedi yaklaşık 1,5 ay sonra nasıl olduğumu sormak için aradı, davacı ilede ilgilenmesi sadece maddi olarak olaydan nasıl sıyrılırım amacına yönelik olduğunu düşünüyorum, bunu kendisiyle ve setten diğer kişilerle yaptığı görüşmelerden çıkarıyorum”,
Tanık … ; ”Ben davacıyı akrabam olduğu için tanıyorum, uzaktan akrabamdır, kendisini kuzen olarak bilirim, kaza anını bilmiyorum, olaydan sonra haber verildiğinde direk kaldırıldığı hastaneye gittim, sağlık durumu çok kötü durumdaydı, bacağı şişmişti, acı içerisinde bağırıyordu, 4-5 hastane dolaştırıldı, hastaneler kabul etmek istemediler, en son Kavacık’daki hastanede tedavi altına alındı, kaza sonrası yaklaşık 4 ay yatalak olarak devam etti, kazadan sonraki bir sene hep tedavi ile uğraştı ve annesinde kaldı, davacı kaza öncesi bir firmada ön muhasebe işinde maaşlı olarak çalışıyordu, bu tedavi süresince maaşlarınıda alamadı, ayrıca iyeleştikten sonra işte bulamadı”,
Tanık Emine …; ”Kazadan sonra ben çalıştığım için eşimin annesinin evine taşınmak zorunda kaldık, çünkü eşimin bizzat yapamadığı günlük ihtiyacına ilişkin işleri yapmasına yardımcı olarak birisi gerekiyordu, bu nedenle annesine taşındık, davacı eşim yaklaşık 4 ay evde yatalak olarak yattı ve hiç kalkamadı, sonrasındaki 4 aydada bastonla yürümeye çalıştı, yaklaşık bir sene sonra iyeleşmesi ve bastonsuz yürümesi bir yıl sonra oldu, halende bacağındaki ağrılar devam ediyor, uzun süre ayakta kalamamaktadır, hastanedede bir hafta yatarak tedavi gördü, yine bu süreçtede başında annesi bulunuyordu, kaza olduğunda bir yıllık evliydik ve bu süreç içerisinde çocuk yapmaya karar vermiştik, ancak kazadan sonra eşimin ağır geçen tedavi süreci nedeniyle bu mümkün olmadı, bu nedenle bu durumdan olumsuz etkilendik, eşim tedavi olduğu süre içerisinde işyerinde maaşlarını alamadı, gerek hastanelerde yapılan tedavi masrafları gerek sonradan fizik tedavi sırasında yapılan masarflar ve yol giderleri bizi çok olumsuz etkiledi, halende bunun sıkıntısını çekiyoruz, eşim kazadan önce Seyitoğulları isimli bir inşaat malzemeleri satan firmada ön muhasebede çalışıyordu, kazadan sonra eşim maaş alamadı, baston kullanmaya başladığında belki maaş ödenir diye iş yerine gittiği halde maaşını ödemediler, maaşları ödenmediği için eşim kendisi ayrılmak zorunda kaldı, daha sonra eşim başka yerlerde işe girmek için bir çok iş görüşmesi yaptı, her görüşmede kazadan dolayı meydana gelen yaralanmadan dolayı tedavisinin ne kadar süreceği, bu tedavisi nedeniyle ne kadar izin alacağı gibi sorularla karşılaştı ve işe alınmadı, eşimin ayağındaki yaralanma nedeniyle aksaklık kalmıştır, bu göze çarpmaktadır, ayrıca kazadan sonra maddi imkansızlık nedeniyle önce eşimin annesine taşındık, sonrasında babama ait evde uygun bir meblağ karşılığında oturmaktayız”,
Tanık … …; ”Kazadan sonra davacıya ilk müdahale … Hastanesinde yapıldıktan sonra, … ‘teki … adlı özel hasteneye götürdük, orada ikinci müdahale yapıldı, sonra … Hastenesine götürdük, oradada yerimiz yok diye kabul etmek istemediler, oradan … Hastenesine götürdük, bir hafta gün verdiler, ancak hemen amaliyat olması gerektiğinden Kavacık’taki hastaneye götürdük, orada müdahale edilip, amaliyat edildi, bir hafta hastanede yattı, hastaneden sonra eşi çalıştığı ve evinde kimse olmadığı için benim evime götürdük 7-8 ay evde kaldı, yaklaşık üç aydan sonra baston kullanmaya başladı, bu süre içerisinde temel ihtiyaçlarını giderebiliyordu, ancak baston kullanmadığı süre içerisinde mutlaka birinin yardımı ile ihtiyaçlarını giderebiliyordu, davacı kaza tarihinde inşaat malzemeleri satan Seyitoğulları isimli inşaat firmasında ön muhasebede çalışıyordu, tedavi olduğu süre içerisinde maaşı ödenmedi, iyleştiğinde maaşları ödenmediği için işten ayrıldı, hatta baston kullanmaya başlandığında belki maaş alabilirim diye işyerinde çalışmaya başladı isede maaş ödenmediği için işten ayrıldı, başkada iş bulamadı” olarak beyan etmişlerdir.
Davacının tedavi gördüğü hastanedeki kayıtları getirtilmiş ve maluliyet oranı ile iyileşme süresinin tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 06/09/2017 tarih ve … sayılı raporda; ”Davacının 30/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş görememezlik) süresinin trafik tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda davacının platinlerinin çıkarılıp çıkarılamayacağı ve yeni bir ameliyat gerekli olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 02/03/2018 tarih ve … sayılı ek raporda; ”Davacının 30/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş görememezlik) süresinin trafik tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu, trafik kazası nedeniyle davacının platinlerinin (ameliyat materyalı) çıkarılıp çıkarılamayacağı ve yeni bir ameliyatın gerekli olup olmadığı sorulduğu, mevcut tıbbi belgelere göre mevcut fiksasyon materyalinin çıkarılmasını zorunlu kılacak bir durum tespit edilmediği, ancak bu hususta kişinin tedavisini yapan hekim ve kişinin kendisinin karar vermesinin uygun olduğu, bunun adli tıbbi bir konu olmadığı” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Davacı tarafın itirazları yönünden talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 20/02/2019 tarih ve 2631 sayılı raporda; ”Davacının 30/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (20e……….0)A %3 E cetveline göre %2.2 (yüzdeikinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş görememezlik) süresinin trafik kazası tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte kusur ve aktüerya hesabı yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, Makine Mühendisi Prof.Dr. … ve Tazminat Hesap Uzmanı Yüksek Mühendis … tarafından hazırlanan 13/07/2020 tarihli heyet raporu özetle; ”Dava konusu olayda davalı sürücü … …’in %100 (yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacı sürücü … …’in olayda kusursuz olduğu, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 8.635,37 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 9.475,29 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 09/01/2015 tarihi, davalı sürücü yönünden ise 30/10/2014 kaza tarihi olduğu, sigortalı aracın kullanım tarzının tespit edilebileceği bir belgenin dosyada bulunmadığı, sigortalı aracın kullanım tarzının ticari olduğunun tespiti halinde faiz nev’inin avans faizi aksi durumunda yasal faiz olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Davacı vekilinin; 08/12/2020 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı … için maddi tazminatını 18.110,66-TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı ve ıslah dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldı.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, ATK raporları ve bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davalı … …’in işleteni ve sürücüsü, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın 30/10/2014 tarihinde davacı … …’in sürücülüğünü yaptığı … plakalı araca çarpması sonucu davacının yaralandığı, davacının yaralanması sonucu yüzde 2,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği ve iyileşme süresinin trafik kazası tarihinden itibaren dokuz ay olduğunun mütalaa edildiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü … …’in yüzde yüz oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsü … …’in olayda kusursuz olduğu, kusur oranında davalıların maddi zarardan sorumlu oldukları, aktüerya bilirkişisi tarafından maddi zarar miktarının hesaplandığı, buna göre maddi tazminat yönünden davacının 8.635,37-TL geçici iş göremezlik maddi zararı ve 9.475,29-TL sürekli iş göremezlik maddi zararı talebinin olabileceğinin hesaplandığı anlaşıldığından davacının ıslah olunan talebi üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu ile sosyal ve ekonomik durumları ile kazadan zarar görme durumları ile paranın satın alma gücü nazara alınarak manevi tazminat yönünden talebin kısmen kabulü ile takdiren davacı … … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin poliçede yükümlülüğü bulunmadığından sadece davalı … …’ten tahsiline, davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
8.635,37 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden 09/01/2015 tarihinden itibaren, davalı sürücü … … yönünden 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9.475,29 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden 09/01/2015 tarihinden itibaren, davalı sürücü … … yönünden 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5.000,00 TL manevi tazminatın 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … …’ten alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.237,14-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 174,20-TL peşin harç ve 293,00-TL ıslah harcı toplamı 467,20-TL’den mahsubuyla eksik kalan 769,94-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 174,20-TL peşin harç ve 293,00-TL ıslah harcı toplamı 467,20-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 341,55-TL karar ve ilam harcının davalı … …’ten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı … …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, ATK fatura ödemeleri toplamı 1.766,25-TL ve 536,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.302,85-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre yüzde 34’üne isabet eden 1.120,66-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/03/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪