Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/469 E. 2020/285 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/469 Esas
KARAR NO: 2020/285

DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/05/2015
KARAR TARİHİ: 25/06/2020

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Davalıdan ipotek karşılığı toplam 4.000.000 TL kredi kullanıldığını, bankanın ipotek hesabını katedip kendilerini icraya verdiğini, ihale döneminde borç tasfiye protokolü imzalandığını, tescil tarihinden itibaren 18 ay süreli vefa yolu ile borcun yapılandırıldığını, bu arada ihalenin banka adına kesinleştiğini, bankaya çeşitli ödemeler yapıldığını, bankanın protokole uyulmasını güçleştirdiğini, davalının taşınmazların bulunduğu sitede düşük fiyatlı satış yapıp davacının normal fiyatla satışını imkansız kıldığını, protokolde yazan taşınmaz satış fiyatının bankanın sattığı bedelin üstünde belirlendiğini, davalının tasarruflarının haksız rekabet niteliğinde olduğunu, protokol gereği bankaya bırakılan taşınmazların banka tarafından bakımsız bırakıldığını, davacının masraf yapıp ayıpları giderdiğini,18 aylık vefa hakkı kullanım süresinin davacı tarafından kesintisiz kullanılmasının davalı tarafından engellendiğini, taşınmazların satışının davadışı kişilerce engellendiğini, protokolde yazılı süre geçince bankanın taşınmazları 1/3 fiyatına sattığını, taşınmazların durumunun ihale ilanında belirtilmediğini,
Tarafların taşınmazların bankaya devrinde esas amaçlarının mülkiyeti geçirmek değil, teminatı sağlamak olduğunu, bunun protokolden anlaşıldığını, lex commisoria yasağına aykırı davranıldığını, devir işlemi teminat niyetli olarak kabul edilirse devrin iptalinin gerektiğini, ancak taşınmazlar 3. Kişiye devredildiğinden tazminat istendiğini, taşınmazlar gerçek değerinin altında satıldığından davacının zarara girdiğini, davalının satış işleminde vekil gibi hareket etmesi gerekirken özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, vd. ileri sürüp, taşınmazların gerçek değerinin tespitini, tespit edilen değerden satış bedeli çıkartıldıktan sonra bakiyenin bankadan tahsilini, şimdilik 30.000 TL maddi tazminat talebinin kabulünü , yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir .
Davacı vekili 11/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.276.144,58 TL maddi tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacının kredi borcu nedeniyle 22 taşınmazının üstüne ipotek konduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, toplam 4.209.877,82 TL nakdi + 8.000 TL çek borcu olduğunu, …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 15.5.2012 de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, bu tarihte toplam borcun 5.250.718,35 TL olduğunu, taşınmazlara kıymet takdiri yapılıp davacıya bildirildiğini, itiraz etmediklerinden kesinleştiğini, taşınmazların ihale ile satışa çıkartıldığını, 2. satışta bankanın taşınmazları % 40 bedelle satın aldığını, davacı ödeme teklifinde bulunduğunda 8.4.2013 tarihinde Borç Tasfiye Protokolü imzalandığını,
Davacıya 3.450.000 TL bedelle 18 ay vefa hakkı tanındığını, daha sonra yenileme yapıldığını, vefa hakkı süresi dolduğundan ve ödeme yapılmadığından protokolün feshedildiğini, taşınmazların başka bir firma ile anlaşılıp müzayede açık artırma usulü ile 3. Kişilere satışa sunulduğunu, davacı iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; akde ve vefa hakkına aykırılık iddiasına dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı banka ile davacı şirket arasında genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı ( alınan genel kredi sözleşmesine göre)
sözleşmenin teminatı olarak; 22 adet taşınmazın ( … A.Ş. nin düzenlediği 26.04.2011 tarihli değer tespiti raporunda 4.309.000 TL olarak belirlenen) davalı banka tarafından 08.09.2011 tarihinde 6.004.500 TL bedelle 1. Dereceden ipotek alındığı ( tapu kayıtları ve ipotek senetleri gereğince)
ancak kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın 05.04.2012 tarihinde davacı hesabını kat ettiği ( davalı banka kayıtları, bankacı bilirkişi Barış Koç un raporu, hesap kat ihtarı gereğince)
Davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 15.05.2012 tarihinde ipoteğin paraya çevirilmesi yoluyla 5.250.718,35 TL alacak üzerinden takip başlattığı ( incelenen icra takip dosyasına göre)
17.07.2012 tarihinde yapılan kıymet takdirinde ipotekli 22 adet taşınmazın değerinin 3.180.000 TL takdir edildiği, taşınmazların ihalede davalı banka tarafından alacağa karşılık olarak değerinin % 40 ı miktarı ile alındığı, davacının … İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı … Esaslı ihalenin feshi davasının davacıların feragati üzerine… K sayılı ve 17.06.2013 tarihli ilam ile reddedildiği,… İcra Hukuk Mahkemesi kararının 17/06/2013 tarihinde kesinleşmesi sonucu 22 adet ipotekli taşınmazın mülkiyetinin davalı bankaya geçtiği (icra takip dosyası ve … İcra Hukuk Mahkemesinin … esaslı dava dosyasına göre)
22 adet taşınmazın mülkiyeti davalı bankaya geçtikten sonra; huzurdaki davanın tarafları ve dava dışı şirket yetkilisi … arasında 08.04.2013 tarihli protokolün bağıtlandığı , protokol ile davalı bankanın faiz indirimi yaparak , davacı için 4.378.504 TL, … için 1.390.178 TL borcun ödenmesi halinde taşınmazlar üzerinde davacıya TMK 736 maddesi gereğince 18 ay süreli vefa hakkı tanıdığı ( İhaleden aldığı taşınmazların bedeli 1.292.000 TL yi mahsup edip, bakiye 3.450.000 TL borç için 30 ay süreli ödeme planı yapılmış) ( alınan protokol gereğince)
Davalı bankanın verdiği 18 aylık vefa hakkı süresi sonunda davacının protokol ile ödemeyi taahhüt ettiği bedeli ödememesi üzerine protokolün 8. Maddesi gereğince feshin gerçekleştiğini belirterek 22 adet taşınmazı sattığı( alınan taşınmaz tapu kayıtları,… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile alınan 13.12.2017 tarihli talimat bilirkişi raporuna göre) belirlenmiştir.
Davacı vekili dilekçesinde tazminat isteminin dayanağı olan davalı fiillerini açıklamıştır.Mahkememizce bu fiillerin her biri ayrı ayrı dosya kapsamı deliller ışığında değerlendirildiğinde;
A-Davalı, 08.04.2013 tarihli borç tasfiye protokolü gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiştir iddiasında;
Dosya içine alınan 08.04.2013 tarihli borç tasfiye protokolü gereğince:
Ek-1 gereğince davacı 30.10.2013 tarihinden başlamak üzere 30.09.2015 tarihine kadar davalı bankaya toplam 4.378.504 TL ödeme yapacaktır.
Ek-2 gereğince davacı …’nun borçlarına istinaden toplam 1.390.178 TLödeme yapacaktır.
Davacının bu ödemeleri yaptığını gösterir banka kaydı olmadığı gibi , davacı taraf bu ödemeleri yaptığını gösterir dekont /belge ibraz etmemiştir.
Davacı tarafın bu ödemeleri yapmaması neticesi davalı banka 08.04.2013 tarihli borç tasfiye protokolünün 8. Maddesi gereğince (İşbu sözleşme gereğince….herhangi bir ödemenin vadesinde ödenmemesi ve/veya eksik ödenmesi ve/veya diğer edim ve taahhütlerin süresinde ve eksiksiz yerine getirilmemesi durumunda, herhangi bir ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın protokol ihlal edilmiş olacağından, işbu protokolle Bankaya tanınan haklar saklı kalmak kaydıyla, işbu protokolün borçlulara sağladığı tüm ayrıcalık ve avantajlar ve yapılan indirimler geriye dönük olarak ortadan kalkacaktır.) protokolün feshedildiğini ve sözleşme gereğince vefa yükümlülüğünün ortadan kalktığını açıklayarak (…. İcra Müdürlüğünün … esas numaralı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi dosyasında davalı bankaya ihale olunan) 22 adet taşınmazı 3. kişilere satmıştır.
Davacı protokoldeki davalı yükümlülüklerden bahsetmekle birlikte kendi yükümlülüklerini ( ödemeler) yerine getirdiği ve protokolün 8.maddeye göre fesih olduğu iddiaları konusunda herhangibir belge ibraz etmemiştir. Bu nedenle davalı bankanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğine dair iddia sabit bulunmamıştır.
B- Davalı, vefa hakkına konu taşınmazların bulunduğu sitede düşük fiyatlarla toplu gayrimenkul satışları gerçekleştirerek davacıya karşı haksız rekabet şartları oluşturmuş ve davacının vefa hakkına konu taşınmazları gerçek değeri üzerinden satması imkanını azaltmıştır,davalı, gayrimenkulleri değerinin 1/3 fiyatına … firmasına satmıştır iddialarında;
Dosya içine alınan taşınmaz tapu kaydı, satış senedi örnekleri ve …Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile alınan 13.12.2017 tarihli talimat bilirkişi raporuna göre; Davalı banka taşınmazları 3. şahıslara;
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 95.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 82.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 120.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 120.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 95.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 115.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 120.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 80.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 82.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 95.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 100.000 TL,
… blok … no.lu bağımsız bölüm 120.000 TL,
… Blok … no.lu bağımsız bölüm 95.000 TL bedelle satmıştır.
Taşınmazların tapuda 3. Şahıslara satış bedelleri toplamı 2.229.000 TL’dir. Dava dosyasında alınan 13.12.2017 tarihli talimat bilirkişi raporuna göre taşınmazların toplam değeri sözleşme tarihi itibariyle 3.063.299,60 TL dir. 3. Şahıslara satış tarihi itibariyle 3.505.144,58 TL olup, taşınmazların, sözleşme tarihindeki değerleri toplamına göre 834.299,60 TL, 3. Şahıslara satış tarihindeki değerleri toplamına göre 1.276.144,58 TL düşüktür.
Ancak davalı bankanın taşınmazları 18 aylık vefa süresi dolduktan sonra ve protokolün fesih olunduğunu açıkladığı tarihten sonra sattığı, bu tarih itibariyle davacı şirketin taşınmazların satış değeri konusunda bir hak iddia edemeyeceği anlaşılmıştır. Kaldı ki davalı banka bir sermaye kuruluşu olup; alacağına karşılık icra takip dosyasındaki ihaleden aldığı taşınmazları bankacılık kanunu gereğince öz sermayesine ekleyemeceği gibi, 2 yıllık süre içinde elinden çıkarmak zorundadır.Bu hususlar gözetildiğinde davacının iddialarının yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
C-Davalı, vefa hakkına konu, bankaya devri yapılan gayrimenkulleri bakımsız bırakmıştır. Davalı, inşaatı yapan firmaya karşı garanti kapsamındaki haklarını kullanmayarak zarar gören gayrimenkullerin zararının inşaat firması tarafından giderilmesini sağlamamış, taşınmazların kapı kilitlerini değiştirmek suretiyle davacının vefa hakkını kullanmasını engellemiş ve bu şekilde vefa hakkının süresinin dolmasını sağlamıştır.Ayrıca dava dışı … firmasının haksız rekabet teşkil eden eylemlerine karşı davacı lehine hukuki koruma sağlamamıştır iddialarında; davacının bu iddialarının ispatı konusunda dava dosyasına …. Noterliğinden 6.3.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile mail yazışmalarını ibraz etmiştir. Ancak davacının olumsuz zararının belirlenmesini sağlayacak fotoğraf, bilirkişi tespit raporu noter tespiti gibi somut herhangibir delili ibraz etmediği görülmüştür.Bu nedenle iddiaların ispatlanamadığı sabit bulunmuştur.
D-Protokol kapsamında vefa hakkına binaen davalı bankaya yapılan devir işlemleri … yasağına aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz kabul edilmesi iddiasında;
… bir sözleşme tipidir. Bu sözleşmeye göre; sözleşmeye ve ipoteğe konu malın/taşınmazın borcu ödenmez ise malın mülkiyeti ipotek alacaklısına geçecektir.
TMK 873 de ” rehinli alacaklının, borç ödenmediği takdirde, rehin konusu malvarlığı değerini temellük etme yasağı ( … yasağı)” açıklanmıştır.
Somut olayda; Davalı banka ile davacı şirket arasında genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, sözleşmenin teminatı olarak; 22 adet taşınmazın ( … A.Ş. nin düzenlediği 26.04.2011 tarihli değer tespiti raporunda 4.309.000 TL olarak belirlenen) davalı banka tarafından 08.09.2011 tarihinde 6.004.500 TL bedelle 1. Dereceden ipotek alındığı, ancak kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın 05.04.2012 tarihinde davacı hesabını kat ederek …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 15.05.2012 tarihinde ipoteğin paraya çevirilmesi yoluyla 5.250.718,35 TL alacak üzerinden takip başlattığı, 17.07.2012 tarihinde yapılan kıymet takdirinde ipotekli 22 adet taşınmazın değerinin 3.180.000 TL takdir edildiği, taşınmazların ihalede davalı banka tarafından alacağa karşılık olarak değerinin % 40 ı miktarı ile alındığı sabittir.Davacının … İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı … Esaslı ihalenin feshi davası davacıların feragati üzerine… K sayılı ve 17.06.2013 tarihli ilamı ile reddedilmiştir.
Bu aşamada taraflar arasındaki rehinli alacak ilişkisi 22 adet ipotekli taşınmazın icra ihalesi sonucu mülkiyetinin davalı bankaya geçmesi ile sona ermiştir. Bu nedenle ihalenin kesinleştiği 17/06/2013 tarihinden sonra davalı banka yönünden … yasağı bulunduğundan söz edilemeyecektir. 08.04.2013 tarihli protokol bağıtlandıktan sonra davalı banka tarafından yapılan işlemler … yasağı dışındadır.
İhalenin kesinleşmesinden önceki işlemler yönünden ise ; davacının protokolün ortadan kalkmasından önce bu iddiada bulunmadığı, daha önce itiraz etmediği ( hatta açtığı ihalenin feshi davasından feragat ederek zımni şekilde muvafakat ettiği durumda) aykırılığa dayanarak dava tarihi itibariyle hak iddia etmesi, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunmuştur. Davacı iddiası kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafından tüm dosya kapsamı deliller ile ispat edilemeyen iddialara dayanan tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M
1-İspatlanamayan davanın reddine
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 21.978,33 TL harçtan (512,33 TL peşin harç+21.466,00 TL ıslah harcı olmak üzere ) mahsup edilerek hazineye gelir kaydına, artan 21.923,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına , Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 77.465,06 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/06/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır