Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/389 E. 2018/1364 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/389
KARAR NO : 2018/1364

DAVA : Tazminat ve Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 13/04/2015
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı …’in diğer davalı şirket ortağı olduğunu, davalı şirketin 22.500,00 TL sermaye taahhüdü ile 27/08/2010 tarihinde kurulduğunu, davacıların da şirketin ortağı olup, davacı … ve davalı … in müşterek şirket yetkilisi bulunduklarını,
Davalı …’in şirketin … A.Ş. … Şubesi’nde bulunan … nolu USD hesabı ve … nolu TL hesabından muhtelif tarihlerde kendi hesabına para aktardığını, yaklaşık 65.000,00 TL para aktarımının tespit edildiğini, müvekkillerinin sadece şirket kuruluşu ve banka hesabı işlemi açılmasını imzaladığını, davalıya … noterliğinin … yevmiyeli ihtarı ile uzlaşma talep ettiklerini, … noterliğinin 01/04/2015 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarı ile davalının bu talepleri reddettiğini, ayrıca şirketin gayri faal olup, ticaret sicil müdürlüğü nezdinde ki üyeliğinin askıda bulunduğunu, belirterek;
Davalı … in şirketin yönetimi ve temsili konusunda güveni kötüye kullanması, sorumluluklarına aykırı davranması, şirket zararına hareket etmesi sabit olduğundan gayri faal olan bu durum nedeniyle TTK 636 maddesi uyarınca haklı nedenle davalı şirketin feshine, şirket hesabından davalı hesabına haksız olarak aktarılan paranın belirlenerek şirket hesabına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, 75.000,00 TL sermayeli şirkette …’in payının 22.500,00 TL, davacıların her birinin payının 26.250,00 TL olduğunu, davacıların sermaye koyma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının ise sermaye yükümlülüğünü yerine getirdiğini, … A.Ş. … Şubesi’nde şirket için … müşteri numaralı hesabın 27/09/2010 tarihinde açıldığını, hesaba ilk paranın müvekkili tarafından yatırıldığını, internet şifresi alındığını, tüm bu işlemlerin müşterek imza ile yapıldığını, alınan internet şifresinin davacı … tarafından müvekkiline verildiğini, müvekkilinin de şirketin tasfiyesinin istediğini, ancak diğer ortaklar yükümlülüklerini yerine getirmediği için toplantı ve işlem yapılamadığını, davacıların tanık olarak gösterdiği …’in şirketin temizlik görevlisi, …’ün ise şirket dışından bir şahıs olduğunu ve şirketin hesapları konusunda bilgisi olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK 644/1-a göndermesi ile TTK 554 mad. gereğince şirket kurucu ortağı ve yöneticisine karşı açılan tazminat davası, TTK 636 maddesi gereğince haklı sebeple limited şirketin sona ermesi – feshi istemine ilişkindir.
Davalı … Ltd. Şti. ‘ni getirtilen ticaret sicil dosyasından;
Şirketin 27/08/2010 tarihinde kurulduğu, ticaret sicil numarasının …, şirket merkezinin … Şişli-İstanbul, ortaklarının davacılar …, … ve davalı … olduğu,
Ana sözleşmenin 8.maddesinde; ilk on yıl için … ve …’ın şirket müdürü olarak seçildiği,
Ana sözleşmenin 9.maddesinde; şirketin sevk ve idaresinde tüm resmive hususi daireler, bankalar, finans kuruluşları ve diğer kuruluşlar, firmalar, özel ve tüzel kişiler ile yapılacak yazışma, borçlandırma, hak kazandıracak her türlü müracaat, beyanname , sözleşme, taahhüt ve işlemlerde müştereken imza atılacağının kararlaştırıldığı,
Ticaret sicil müdürlüğüne … ve …’in imza sirkülerini sunduğu tespit edilmiştir.
Getirtilen … AŞ kayıtlarından bankanın … Şubesinde 27/09/2010 tarihinde … numaralı ve … numaralı hesapların açıldığı, hesap hareketlerinde internet yoluyla işlem yapıldığı, ya da ATM’den para çekme işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
… Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, bu dava dosyasında da mahkememiz deki davanın sonucunun beklendiği anlaşılmıştır.
Tarafların davadan önce birbirlerine gönderdikleri … noterliğinin … yevmiyeli ihtarı ile uzlaşma talep ettiklerini, … noterliğinin 01/04/2015 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarı dosyaya alınmıştır.
Davacı tarafın tanık dinletme istemi mahkememizin 23/02/2016 tarihli celsesinde ve 21/06/2016 tarihli celsesinde davacıların iddiaları hesap hareketleri ve ticari kayıtlara dayandığından reddedilmiştir. Mahkememiz dosyasında bilirkişiler … ve …’nun 10/04/2017 tarihli raporu alınmıştır. Bilirkişilerce davalı şirketin ticari kayıt ve defterleri ile dosya içine alınan banka kayıtları incelenmiştir. Ancak davalı tarafın delil olarak dayandığı şirkete ait vergi kayıtları getirtilmediğinden rapor eksik bulunmuştur.
Dosya içerisine davalı şirketin vergi dairesinde bulunan bilanço, BA ve BS formları getirtilmiş, finans bilirkişisi … ve YMM Doç. Dr. …’ın 12/09/2018 tarihli raporu alınmıştır.Alınan rapor hüküm vermeye ve denetime elverişli bulunmuş, hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Davalı … Ltd. Şti.’nin 27/08/2010 tarihinde davacılar ve davalı … ortaklığında kurulduğu, tarafların şirketin kurucu ortakları olduğu, limited şirkette müşterek temsilcilerden olan davalı … in yönetici sıfatı bulunduğu, buna göre şirket ortağı olan davacıların TTK 644 göndermesi ile TTK 553.mad.gereğince tazminat istemlerini davalı …’e yöneltmekte husumet ehliyetlerinin olduğu,
Husumetin dayanağı olan banka , şirket ve vergi dairesi hesap kayıtlarında bilirkişi … ve YMM Doç. Dr. …’ın raporunda ayrıntısı ile açıklandığı üzere şirketin sermayesinin tamamının ödendiği, ancak ödemelerin hangi ortak tarafından tam olarak yapıldığının tespit edilemediği, banka hesaplarında davalı … tarafından internet yoluyla işlem yapıldığı, davacıların dilekçesinde açıkladığı üzere banka hesap açılış ve internet şifresi işlemlerinin esas sözleşmesi gereğince müşterek imza ile tamamlandığı, bankamatikten yapılan işlemlerin de kim tarafından yapıldığının tespit edilemeyeceği, incelenen vergi dairesi kayıtlarına göre bildirilen şirket kayıtlarının ve banka kayıtlarının birbirine uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Şirket defterlerinin incelendiği 1.bilirkişi raporunda da bankadan internet yoluyla yapılan ödeme ve havalelerin şirket borçlarına kullanıldığı, defterlerle uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar davalı … ‘in şirkete karşı TTK 626 gereğince özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle TTK 554 gereğince tazminat isteminde bulunmuş iseler de tazminatı gerektirir şirket zararı tespit edilmemiştir. Bu nedenle davacıların tazminat istemi kabul edilmemiştir.
Davacılar TTK 636 mad.gereğince şirket ticaret sicil kaydının askıya alınması ve davalı …’in güven sarsıcı davranışları nedeniyle haklı fesih sebebinin oluştuğunu iddia etmişlerdir.
Bankadan yapılan işlemler de kullanılan internet şifresinin bizzat davacı … tarafından davalıya verildiği , banka hesaplarının ana sözleşmeye uygun olarak müşterek imza ile açıldığı, bankamatik ile yapılan işlemlerin hangi müdür tarafından yapıldığının tespitinin mümkün olmadığı, tüm dosya kapsamı ile sabittir.
Alınan bilirkişi raporları ile de davalı …’in şirket zararına hareket ettiği, maddi zarar verdiği, hesaplarda güveni kötüye kullandığı, özen yükümlülüğüne uymadığı tespit edilememiştir. Davacıların iddiası sabit değildir. Şirketin feshi talebi de davacıların iddiaları ispatlanamadığından ve dolayısıyla haklı neden oluşmadığından kabul edilmemiştir.
Mahkememizce sabit olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacıların tazminat taleplerinin REDDİNE,
Fesih ve tasfiye taleplerinin REDDİNE,
Sair taleplerinin de REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsup edilerek 135,28 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.180,00 TL maktu ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Artan avasın kara kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …