Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/271 E. 2018/15 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/271
KARAR NO : 2018/15
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2015
KARAR TARİHİ : 09/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … Mah. … Cad. No:1 … …adresindeki işletmesinde kullandığı elektrik enerjisini, davalı şirket 04/06/2013 tarihinde akdedilen abonelik sözleşmesi uyarınca davalı şirketten elektrik enerjisi satın alındığını, davalı şirketin EPDK’nun tebliğine dayanaka 01/01/2011 tarihinden itibaren abonelerinden elektrik tüketim bedellerine ilaveten kayıp-kaçak bedeli adı altında toplam fatura bedelinin yaklaşık %10 oranına tekabül eden bir tutarı tüketicilerden tahsil ettiğini, davalının tahsil ettiği bu bedelin hakkaniyet ve adalet ilkelerine, hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunun açık olduğunu, davalının 31/07/2013 tarihinden 31/12/2014 tarihine kadar müvekkili şirketten kayıp kaçak bedeli olarak tahsil ettiği toplam tutarın 60.484,39-TL olduğu, bu hususun faturalarda açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle davalı tarafından haksız olarak müvekkilinden tahsil edilen 60.484,39-TL’nin dava tarihi itibariyle 4.753-TL faizi ve dava tarihinden itibaren her bir ödemeye işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, elektrik üreten bir kuruluş olduğunu, elektrik dağıtım şirketi olmadığını, Davacı ile müvekkil arasında 04.06.2013 tarihli sözleşme ile enerji satış anlaşması yapıldığını, Bu sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen yasa hükümleri çerçevesinde, sözleşme aynı yasa hükümlerinde belirtilen kuruluşlarla bağlantılı olduğunu, Sözleşmenin 3. maddesinde belirlendiği gibi …ın Müvekkil şirketin ürettiği elektriği dağıtan şirket olduğunu, Davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri, yasa hükümleri gereğince müvekkil şirket tarafından kesildiğini, Ancak kesilen bu bedel dağıtım şirketi olan …’a düzenlediği faturalarla kuruşu kuruşuna ödenmediğini, Müvekkil …’ ın kasasına giren bu meblağı onun nam ve hesabına tahsil eden bir kuruluş olduğunu, Nitekim dava dilekçesinde belirtilen yargı kararları göre de üretim şirketinden değil, dağıtım şirketinden Tahsil edileceği yönünde olduğunu, Bu nedenle husumet yönünden davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik eneıjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Mahkememizce dosyanın dosyanın bilirkişiye tevdi ile faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedellerinin hesaplanmasının istenmesine karar verildiği, bilirkişi … 28/04/2016 tarihli raporda; Davacı …Ş. ile davalı …Ş. arasında Enerji Satış Anlaşmasının imzalandığı, bu anlaşma ile davacının … nolu tesisat üzerinden elektrik abonesi olduğu ve davalıdan elektrik enerjisi satın aldığı, taraflar arasında temel bir ticari ilişkinin kurulmuş olduğu, 04.06.2013 anlaşma tarihi ile 31.12.2014 tarihleri arasındaki dönemde davalının davacı adına düzenlediği ve tahakkuk ettirdiği faturalara davacı tarafından itirazda bulunulmadığı, faturaların tamamının davacının kayıtlarında bulunduğu, faturaların tamamının davalıya ödenmiş olduğu, Faturalar içerisinde yer alan davaya konu olan kayıp- kaçak tutarının (ticari faizi hariç) 60.484,39 TL olarak hesaplandığı, Rapor içeriğinde de belirtildiği üzere davalının, uygulamalarının isabetli kabul edilemeyeceği, EPDK’nın ve davalı tarafın kamuoyunun anlayamayacağı, içeriği hakkında bilgi sahibi olamayacağı şekilde bir tarife onaylamış olduğu, bu uygulamaların hukuka aykırı olduğu, yukarıda değerlendirmeler başlığı altında yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; elektrik tüketim bedellerini oluşturan her bir bedelin tarife içerisindeki miktarını içermemesi nedeniyle hukuka aykırılık taşıdığı, tarife yapısının belirsizliği faturalara da aynı şekilde yansıdığı, elektrik abonelerince ödeme bilgilerinin denetlenemediği, faturaların bir kamu otoritesi tarafından da denetlenemediğinden, EPDK.nın uygulamalarının, Abonelik Sözleşmeler Yönetmeliği’nde “Tüketicinin ödeyeceği toplam bedeli oluşturan her bir unsurun açık ve anlaşılır ifadesinin bildirimlerde ver alacak asgari bilgiler arasında sayıldığı ” da gözardı edildiğinin görüldüğü, Davacının asıl alacak tutarına 13.03.2015 dava tarihinden itibaren de % 10,50 ve değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği, kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce 17/06/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile Değişik 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesi ve 6719 sayılı Kanun’un 26/2 maddesi ile eklenen geçici 20. Maddesi ile yürürlük maddesi olan 32. Madde uyarınca davalının dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetlenmesi için ek rapor alınmasına karar verildiği, Bilirkişi 21/11/2017 tarihli ek raporda; 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun tarifelerle ilgili 17. Maddesi gereğince dava dosyasında bulunan dava konusu elektrik faturaları incelendiğinde; faturalarda tahakkuk ettirilen dava konusu kayıp-kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli birim fiyatlarının ve tutarlarının EPDK’nın onayladığı tarifelere ve düzenleyici işlemlere uygun olduğu kanaatini bildirmiştir.
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturalan içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan %2 TRT payı adı altındaki tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra, 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralan ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi …’nın 14/04/2017 tarihli raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince mahkememizin, kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı yetkisi nazara alınarak davanın Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur, “denilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi nin … sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 35,90 -TL karar harcının davacıdan peşin alınan 1.114,10-TL harçtan mahsubu ile 1.078,20-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iade edilmesine,
Davanın yasa değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle ;
3-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı lehine 2.180-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 63,60-TL ilk gider, 750-TL bilirkişi, 231,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.045,10-TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/01/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır