Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/223 E. 2018/729 K. 06.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/223
KARAR NO: 2018/729
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2015
KARAR TARİHİ: 06/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 04/09/2014 tarihinde bisiklet kullandığı esnada sürücü davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucu ağır yaralandığını ve bu kaza neticesinde malul olduğunu, kazada müvekkilinin kaza tespit tutanağında 1. Dereceden araç sürücüsü ….l’ün 2. Dereceden kusurlu bulunduğunu, davalı … Sigorta’nın kazaya karışan aracı sigortalayan firma olduğunu, kusurlu aracın sürücüsünün davalı ….l, aracın sahibinin ise diğer davalı … …. Tic. A.Ş. Olduğunu, kaza esnasında henüz 8 yaşında olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, bu trafik kazasına bağlı olarak ömrünün sonuna kadar taşıyacağı cismani zararları olduğunu, tedavi süresinde yapılan masrafların müvekkillerinin zorluk çekmelerine neden olduğunu, her ne kadar müvekkillerinin davalı Sigorta şirketinden 13.000-TL almış dahi olsalar da Mahkemece yapılacak aktüerya hesabında müvekkili küçüğün sakatlığı sonucunda alması gereken tazminat miktarının altında olduğunun görüleceğini, bu nedenlerle davalıların tüm tedavi giderleri ile çalışma gücündeki kaybın tümünün maddi tazminatının aktüer hesabı yaptırılarak kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL maddi tazminatın ve diğer davalılar araç sürücüsü ….l ve araç sahibi … Taah…. A.Ş. Den 80.000-TL tutarındaki manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … TAAH. İNŞ. VE SAN. TİC. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle tutulan trafik tespit tutanağına göre davacı küçük …’ın 11 yaşını ikmal etmeden bisiklet kullanması ve tehlike doğurucu hareketleri karayolu güvenliğini tehlikeye düşürmü olması nedeniyle 1. derecede kusurlu olduğunu, davacı küçüğün anne ve babasının ise kaza tarihinde henüz 8 yaşında olan küçük ile ilgili gözetim yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile birinci derecede kusurlu bulunduklarını, araç sürücüsü ….l’ün ise sevk ve idaresindeki aracın yük ve teknik özelliklerine görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun olarak kullanmadığı gerekçesi ile ikinci derecede kusurlu bulunduğunu, normal seyir halinde iken hız tahdit kurallarına uygun halde seyir eden aracın dahi aniden önüne manevra eden bir başka araçtan kurtulmasına olanak olmadığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araca atfedilen kusurun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle keşif yapılarak kusurun bilirkişi raporu ile belirlenmesinin gerektiğini, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, manevi tazminatın davacılar için bir zenginleşme aracı haline getirildiğini, ancak kazanın meydana gelmesinde 8 yaşındaki çocuklarının bakım ve gözetiminde ihmalleri bulunan davacı anne ve babanın 1. Derecede kusurlu olduklarının ortada olduğunu, hal böyle iken hukuki yaptırıma tabi tutulması gereken bu ihmalin tam tersine manevi tazminat ile ödüllendirilmek istenmesinin adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun düşmediğini, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı sürücü …. yönetiminde bulunan ve davalı … Taahhüt İnşaat San.Tic.A.Ş.’nin maliki olduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS (Trafik) poliçesi ile sigortalanmış olan aracın davacı …’a bisikleti ile birlikte çarpması sonucu davacı küçükte oluşan maluliyet nedeniyle davalılardan maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip, “tarfik kazası nedeniyle bedeni zarara uğrayan davacının, bu zararlarının davalılardan isteyip istemeyeceği, miktarının ne olduğu, kazanın oluşumda kayaza karışanların kusur oranları ve davacının talep edebileceği tazminat miktarı”nın hesaplanması bakımından dosya İTÜ Karayolu ve Trafik Mühendisliği Em. Öğr. Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. … ve Aktüerya Tazminat Hesabı Uzmanı Bilirkişi …’dan oluşan heyete tevdi edilmiş, bilirkişilerce düzenlenen 05/01/2018 tarihli raporda özetle; “Kazanın meydana gelmesinde, davalı … Taahhüt İnşaat San.Tic.A.Ş.’nin maliki olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın sürücüsü diğer davalı ….L’ün %30, Davacıların kazada yaralanıp malik kalan oğlu …’ın %70 oranlarında kusurlu sayılmalarının uygun olacağı, meydana gelen trafik kazası sonucu %18 oranında malul kalan davacı …’ın Nihai ve Gerçek Maddi zararının 39.632,46-TL.den ibaret bulunduğu, Hasar Yönetim Danışmanlık Ltd.Şti. tarafından davacı adına ödeme hususunda 06.11.2014 tarihindavalı Sigorta Şirketine başvurulduğu, Bu duruma göre; Davalı Sigorta Şirketi tarafından 01.12.2014 tarihinde davacıya ödeme yapıldığına göre ödemenin yapıldığı 01.12.2014 tarihinin davalı Sigorta Şirketi yönününden Temerrüt ve faiz başlangıç tarihi olarak kabulünün gerektiği” kanaati bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 22/05/2017 tarihli raporu ile davacının %18 oranında meslekte kazanma gücünden kaybekmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş görememezlik) süresinin 04/09/2014 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekili 23/02/2018 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 5.000-TL olarak belirlediği maddi tazminat değerini 34.632,46-TL arttırarak 39.632,46-TL’ye yükselttiğini beyan etmiştir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazalının kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Kazanın meydana gelmesinde davacı …’ın %70, davalı sürücü ….l’ün %30 oranında kusuru olduğu , 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Güçü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmiş 22/05/2017 tarihli rapora göre, davacının maluliyet oranı %18,0 olarak belirlenmiştir. Uzman bilirkişilerce yapılan hesaplamalara göre, davacının 04/09/2014 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonucu …’ın %18,0 nispetindeki maluliyetiyle orantılı olarak maddi zararının 39.632,46-TL olduğu anlaşılmıştır.
Manevi tazminat istemi açısından; TBK 56. Maddesindeki “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Düzenlemesi ile vücut bütünlüğünün ihlalinde bedensel zararlar kavramı içine manevi zararlarında dahil olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu manevi tazminatın belirleme ölçütlerine ilişkin 23/06/2004 ve 13/291-370 sayılı kararında ” Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.” şeklinde hukuki nitelemeye gitmiştir. Bu izah doğrultusunda, asıl ve birleşen dava da, kusur oranları ve tarafların sosyal ve içtimai durumları da değerlendirilerek anılı ilkeler ışığında manevi tazminat taleplerin kısmen kabulü gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren davacı için 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Davalılar …. ve … Tahh. İnş. Ve San. Tic. A.Ş den alınarak davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1-Tüm davalılar aleyhine açılan maddi tazminatın KABULÜ ile; davacının 39.632,46-TL maddi tazminat isteminin KABULÜ ile davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 01/12/2014 diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 04/09/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalılar ….l ve … Tahh. İnş. Ve San. Tic. A.Ş yönünden manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile 10.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/09/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.390,39-TL Harçtan peşin alınan 273,24-TL. harcın mahsubu ile bakiye 2.998,15-TL harcın (2.394,02-TL’nin tüm müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, 604,13-TL’sinin müştereken ve müteselsilen Davalılar ….l ve … TAAH. İNŞ. VE SAN. TİC. A.Ş.’den) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.709,57-TL. nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden arar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180-TL nispi vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen Davalılar … ve … TAAH. İNŞ. VE SAN. TİC. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Manevi tazminatın Red edilen kısmı yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … TAAH. İNŞ. VE SAN. TİC. A.Ş.’ye ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 419,94-TL ilk gider, 277,40-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.600-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.297,34-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.198,68-TL’sinin (957,14-TL’sinin müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, 241,54-TL’sinin müştereken ve müteselsilen Davalılar ….l ve … TAAH. İNŞ. VE SAN. TİC. A.Ş.’den) tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır