Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1268 E. 2022/335 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1268 Esas
KARAR NO : 2022/335
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2015
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 10.11.2013 günü tescilsiz motosiklet sürücüsü … … seyir halinde iken viraja kontrolsüz ve dar girmesi ile karşı şeride girerek karşı yönden gelen … … yönetimindeki … plakalı H.otonun ön kısmına çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, motosiklet sürücüsü … … ve yolcu … … meydana gelen kaza sonrası yaralanarak hastanesine kaldırıldığını ve malûl kaldığını, kaza tespit tutanağına göre motosiklet sürücüsünün kusurlu olduğu ve diğer sürücünün ise herhangi bir kural ihlali yapmadığının tutanak altına alındığını, olay ile ilgili olarak şikayet yokluğundan takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren motosikletin tescilsiz olması sebebiyle davalı …nın sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL bedensel zarar tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; kazaya sebebiyet veren motosikletin tescilsiz olduğunu, mevcut mevzuata göre tescilsiz olan bir aracın sigortalanmasının hukuken mümkün olmadığını, tescilsiz araçların trafik sigortası yaptırma imkanı da bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak sigortalının belirlenememesi, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların karşılanmasından ibaret olduğunu, davaya konu kazada ise Kanunda müvekkilinin sorumluluğuna sebep olacak şartları sağlamadığını, bu sebeple müvekkil kuruma husumet yöneltilemeyecek olup husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya 14/07/2015 tarihinde toplam 120.413,00-TL ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararını ibra karşılığında karşılandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının ve davacının malûliyetinin tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının oluşan malûliyeti var ise maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkil kurumun sorumluluğu … Yönetmeliği uyarınca yalnızca bedensel zararları kapsadığından davacının geçici iş göremezlik tazminat talebinde bulunamayacağını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilmesi gerektiğini, tazminata konu olay haksız fiilden kaynaklanmakta olsa da müvekkil kurum haksız fiilin meydana gelmesinde taraf olmadığından davacının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz istemi de haksız ve mesnetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanarak malûl kalması sebebiyle tazminat bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/… sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, başvuru evrakları, hastane evrakları, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Davacı … …’ın tedavi gördüğü hastanedeki kayıtları getirtilmiş ve maluliyet oranı tespiti yönünden Adlî Tıp Kurumu …Adlî Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan … tarih ve … sayılı heyet raporunda; ”Davacının 10.11.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak Hali hazır durumu itibariyle:Gr1 I (1E…………..30)A%34 E cetveline göre: %29.0 (yüzdeyirmidokuznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte kusur ve aktüerya yönünden bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş olup, …Ünv. Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi bilirkişi Doç.Dr … ve Trafik Kusur Uzmanı/Emekli Emniyet Müdürü bilirkişi … ve tarafından hazırlanan 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Önceden teknik olarak belirlenmiş hukuk normuna karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen tescilsiz ve plakasız motosiklet sürücüsü dava dışı … …’un %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, herhangi bir kural ihlali bilgisine rastlanmayan kendi yönünde ve kendi şeridinde seyretmekte iken karşı yönden gelen motosiklet tarafından çarpılmaya maruz kalan, kazada etkisi olmadığı ve alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, ancak meydana gelen kazaya etki edecek konumda olmadığı düşünülen … plakalı otomobil sürücüsü dava dışı …’ın tamamen kusursuz olduğu, kaza tarihinde kazaya karışan her iki aracın KZMS sigortasının bulunmaması nedeniyle davalı …nın sigortasız araç sürücülerinin kusuru oranında ve … kapsamına göre sorumlu olduğu, sürücü belgesi bulunmayan arkadaşının idaresindeki tescilsiz ve plakasız motosiklette yolcu olarak ve koruyucu tertibat olarak kask kullanmadan seyahat etmekte iken meydana gelen kazada yaralanan davacının kazada etkisi olmadığı, alabileceği bir tedbir bulunmadığı ve tamamen kusursuz olduğu, ancak kendi güvenliği için tedbir almadığı ve kendisinin yaralanmasının müterafik kusurlu olduğu, davalının temerrüt tarihinin 30/06/2015 olduğu, sorumluluğunun 2013 tarihli poliçe limitinin 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğu, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsü … …’un arkadaşı olduğu, davacının araçta taşınmasının hatır taşıması olup olmadığı, davacının kaskının bulunmadığı, motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğu göz önünde bulundurularak birlikte kusurunun olup olmadığı, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi bulunduğunun kabulü halinde geçici iş göremezlik zararının 10.276,60 TL olduğu, 10/11/2013 tarihli kazada yaralanarak %29 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılan davacının davalı tarafından yapılan ödemelerin yetersiz olup olmadığının yargıda geçerli yöntemlerle incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu ödeme tarihindeki verilere ve davacının kazada kusuru bulunmamasına göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü ve %1,8 teknik faizli göre sürekli iş göremezlik zararının 103.996,63 TL olduğu tespit edildiğinden davalı tarafından 120.413,00 TL ödeme yapıldığından sigorta şirketleri ödemelerinin yetersiz olmadığı ve davacının 2918 sayılı KTK’nın 111/2 maddesine dayanarak bakiye zararlarını isteme hakları bulunmadığı, progressif rant yöntemine göre 163.838,18 TL olduğu ve ödemenin 16.838,18 TL yetersiz olduğuna 2918 sayılı KTK’nın 111/2 maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığının takdiri mahkemeye ait olmak üzere en son verilere göre tazminat hesaplandıktan sonra sigorta şirketi ödemelerinin Yargıtay kararları uyarınca yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indirilip bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının 244.158,35 TL belirlendiği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce tarafların itiraz ve beyanları doğrultusunda aktüerya yönünden bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, … Ünv. Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi bilirkişi Doç.Dr. … tarafından hazırlanan 16/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; ”Ödeme tarihindeki verilere ve davacının kazada kusuru bulunmamasına göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü ve %1,8 teknik faizli göre sürekli iş göremezlik zararının 103.996,63 TL olduğu tespit edildiğinden davalı tarafından 120.413,00 TL ödeme yapıldığından sigorta şirketleri ödemelerinin yetersiz olmadığı ve davacının 2918 sayılı KTK’nın 111/2 maddesine dayanarak bakiye zararlarını isteme hakları bulunmadığı, progressif rant yöntemine göre 163.838,18 TL olduğu ve ödemenin 16.838,18 TL yetersiz olduğuna 2918 sayılı KTK’nın 111/2 maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığının takdiri mahkemeye ait olmak üzere en son verilere göre tazminat hesaplandıktan sonra sigorta şirketi ödemelerinin Yargıtay kararları uyarınca yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indirilip bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının 244.728,99 TL olduğu, davalının sorumluluk miktarının 129.587,00 TL olarak belirlendiği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekilinin; 01/04/2022 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı için geçici iş göremezlik tazminatını 33.927,75 TL ve sürekli iş göremezlik 129.587,60 TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı ve ıslah dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldı.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan ATK raporu, bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup 10/11/2013 tarihinde tescilsiz motosiklet sürücüsü dava dışı … …’un viraja kontrolsüz girmesi sonucu karşı şeride geçerek karşı yönden gelmekte olan dava dışı … … yönetimindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacının yaralandığı, davacının yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosiklet sürücüsünün meydana gelen kazada yüzde yüz asli ve tamamen kusurlu bulunması sebebiyle, motosikletin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmaması nedeniyle, motosiklette yolcu olan davacının yaralanmasına bağlı olarak davalıdan sürekli ve geçici maluliyet tazminatı talep ettiği, dava açılmadan önce davacı tarafın davalı …na yaptığı başvuru üzerine, … nolu maluliyet dosyası açıldığı, 14/07/2015 tarihinde de 120.413,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda, 6098 sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Yasanın “Tazminatın tenkisi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre gerek hatır taşıması ve gerekse de müterafik kusur yönünden ayrı ayrı % 20 oranında indirim yapılması, hatır ve müterafik kusur indiriminin birlikte yapılmasına karar verilmesi halinde ise, önce müterafik kusur nedeniyle %20 oranında indirim yapılması, bulunan miktar üzerinden bu kez hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılmak suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; Davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması talep edilmiş olup motosiklet sürücüsü … … ile davacı … … arkadaş olduklarından taşımanın ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olmadığı ve bunun sonucu olarak da hatır taşıması olarak kabulünün gerektiği yine motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilerek motosiklete binmesi nedeni ile davacının müterafik kusuru vardır. Mahkememizce hükme esas alınacak 16.03.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, davalı tarafından 14/07/2015 tarihinde 120.413,00 TL ödeme yapılmış olup, davacının ödeme tarihi itibarıyla toplam zararının 163.838,18 TL olduğu, toplam zarar 163.838,18 TL miktardan, mahkemenin kabulüne göre % 20 müterafik kusur indirimi (163.838,18 TL * % 20 = 32.767,64 TL) yapıldığında zarar (163.838,18 TL – 32.767,64 TL =) 131.070,54 TL hesaplandığı yine bulunan zarar 131.070,54 TL miktardan, mahkemenin kabulüne göre % 20 hatır taşıması indirimi (131.070,54 TL * % 20 = 26.214,11 TL) yapıldığında zarar (131.070,54 TL – 26.214,11 TL =) 104.856,43 TL hesaplanacak olup, davalı tarafından yapılan 120.413,00 TL ödemenin yetersiz değil bilakis fazla olduğu, KTK’nun 111. maddesi gereği, davacı tarafça imzalı 09/07/2015 tarihli ibranamenin iptali şartları gerçekleşmemiş olduğundan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL harç ve tamamlama harcı 477,82-TL toplamı olan 505,52-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 424,82-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.232,35-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/04/2022

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪