Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1241 E. 2018/662 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1241 Esas
KARAR NO : 2018/662
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2015
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar ve 09/09/2015 tarihli Yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzii olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin 30/12/2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, bu tarihten 2010 yılına kadar … Sitesi Çaycılar Sokak No:7 …/… adresinde ticari faaliyetlerini yürüttüğünü, bu adresteki abone numarasının … olduğunu, 2010 yılından itibaren ise … Mah. … Cad. … Sok. No:13 …/… adresinde halen ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin her iki işletme adresinde de davalı tarafından dağıtım, satış ve pazarlaması yapılan elektrik enejisi kullanılmış olduğunu hali hazırda … Abone numarasıyla elektrik kullanıldığını, müvekkili şirketin elektrik faturalarının hepsini gününde ve eksiksiz bir şekilde ödediğini,
6446 sayııl Elektrik Piyasası Kanununun ilgili maddelerinde açık ve net bir şekilde tüketiciler arasında hiçbir surette ayrım yapılamayacağının görüldüğünü buna bağlı olarak da eşitlik ilkesinin sonuna kadar uygulanması gerektiğini ancak buna rağmen bir kısım tüketiciden tahsil edilemediği iddia olunan elektrik bedellerinin dürüst kullanıcılardan tahsili yoluna gidilmesinin hukuken kabul edilemez olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete gönderilen ihtarname ile müvekkili şirketten tahsil edilen kayıp kaçak bedellerine ilişkin dökümün bildirilmesi ve haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin ticari faizi ile birlikte iaderis talep edildiğini, gönderilen ihtarnamenin 05/01/2015 tarihinde davalıya tebliğ edilmesine ranğmen geri bildirim yapılmadığı gibi davalı haksız olarak tahsil ettiği kayıp kaçak bedellerini de iade etmediğini,
Taraflar arasındaki sözleşmelere ve yasaya aykırı olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedellerine mahsup edilmek ve fazlaya ilikin bilcümle haklar saklı kalmak koşulu ile 10.000,00-TL sinin davalıdan tahsiline, davalı şirket tarafından gönderilen faturalarda yer alan kayıp kaçak bedellerine, her bir faturanını ödeme tarihinden itibaren ticari faiz tahakkuk ettirilerek faizinde davalıdan tahsiline , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekilinin 06/02/2015 tarihli dilekçesinde;
Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı yan dava konusu ettiği tutarı belirlemeden, tespitini yapmadan ortalama bir değer üzerinden davayı açtığını, bu haliyle dava dilekçesinin hukuken işleme konulamayacağından davanın açılmamış sayılmasına karar verilimesi gerektiğini, Davacı yanın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu talepleri haksız olup usule ve yasaya aykırı olduğunu, EPDK mevzuatına uygun olarak tahakkuk edilen bir tutar olup; aksi düşünülse dahi iş bu davanın muhatabının Satış Lisans Sahibi müvekkili CLK BEPSAŞ olmadığını, Perakende satış sektöründe faaliyet gösteren ve satış lisans sahibi müvekkili şirketin işbu davaya konu kayıp-kaçak bedelini temin etmediğinden huzurdaki davanında muhatabı olmadığını,
Müvekkili …’ın … gibi serbest piyasa koşulları içeresinde faaliyette bulunan ve TTK hükümlerine tabi ”ticaret” ve aynı zamanda ”sermeye” şirketi olduğunu, yeni kurulmuş olan müvekkili firmanın , … tan ayrı olarak dağıtım lisnsı sahibi olmadığını, Elektrik dağıtım sektöründe faaliyet göstermediğini, Perakende satış sektöründe faaliyet gössteren, Satış Lisansı sahibi olan ve mevcuatta ” Tedarikçi olarak tanımlanan bir firma olduğunu, bu nedenlerle husumet yönünden itirazlarının olduğunu, İşbu dava zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bu yönlü de davanın reddinin gerektiğini,
Elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tamamen yasaya ve EPDK mevzuatına uygun olup; yine bu minvalde davacı yan ile yapılan abonelik sözleşmesinin de kapsamında tahsili amacı ile faturaya yansıtılmasının da hukuka uygun olduğunu,
Tüm bu nedenlerle davanın açılmamaşı sayılmasına, Mahkeme aksi kanaatte ise davacıya dava konusu ettiği miktarı asgari tespit edebildiği ölçüde belirtmesi ve bu tutar üzerinden de harç yatırması hususunda iki hafta kesin süre verilmesine, Yargı Yolu itirazı nedeniyle davanın reddine, husumet yönünden davanın reddine, davacı yanını davasının reddine, Yargıalma gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; Taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu abonelik sözleşmesi taraflar arasında imzalanmış olduğundan ve alacak sözleşmeye dayalı olarak on yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davalının yargı yolu görev itirazı ile zamanaşımı itirazları kabul edilmemiştir.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik enerjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Taraflar arasındaki elektrik enerjisi alım satımından doğan uyuşmazlığın giderilmesi yönünden; davalı şirket nezdindeki davacıya ait abone dosyası getirtilerek ve taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler dosyaya eklenilerek; dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … tarafından 15/06/2016 tarihli raporu alınmıştır.
Raporda özetle ; her bir fatura için yapılan analizlerde EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği ve düzenleyici işlemlere uygun olduğu, fazladan tahakkuk bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre:
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturaları içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan TRT payı adı altındaki tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi İbrahim Şenol un raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında ilk derece mahkemelerinin Anayasa Mahkemesi ne yaptığı somut norm başvurusu sonucu verilen 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararda ;
6446 sayılı yasada yapılan değişikliklerin geçici 20 madde ile açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da uygulanacağı konusundaki hükmün iptali talebinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gerekçesi ile reddedildiği
6446 sayılı yasada yapılan değişiklikle 21. Maddeye eklenen 10 benddeki Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlı olacaktır.Bu nedenle denetleme yönünden de mahkememizce inceleme yapılamayacaktır.
Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararı da dikkate alınarak, yapılan tahsilatların hukuka aykırılığı nedeniyle açılan alacak davasında; yargılamanın devamı sırasında yapılan yasa değişikliği sonucu dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.”denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Yargılamanın devamı sırasında yasa değişikliği nedeniyle dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 35,90- TL harcın, peşin olarak alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 134,88 TL harcın, hüküm kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine
3-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.064,45 TL ( başvurma harcı, peşin harç, tebligat gideri, bilirkişi ücreti) yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
5-Davacı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden yatıran taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar verildi.27/06/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır