Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1211 E. 2021/111 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1211
KARAR NO : 2021/111
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari iş ilişkisi mevcut olduğunu, iş bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalı şirketin müvekkili şirkete 20.473,01-TL borcunun bulunduğunu, bu borcun kaynağına dair 24/08/20212 tarih 9.851,11-TL meblağlı, 29/08/2012 tarihli 8.008,90-TL meblağlı, 01/10/2012 tarihli 14.204,93-TL meblağlı 3 adet fatura mevcut olduğunu, davalı faturalar dair kısmi ödeme yaptığını ve 20.473,01-TL meblağlı cari hesap borç bakiyesinin bulunduğunu, davalı ile yapılan şifahi görüşmelere ve ihtarnameye de olumlu yanıt verilmediğini, iş bu sebeple davanın kabulü ile 20.473,01-TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 25/10/2013 tarihinden itibaren temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, esas yönelik itirazlarında; Dava dilekçesinde sözü edilen 3 adet faturanın müvekkili şirkete gönderilmediğini, aralarındaki iş ilişkisi devam ederken müvekkili şirketin borcunu ödediğini, aynı zamanda mal iadesinde de bulunduğunu, Davacının iade edilen mallarla ilgili gerekli düşüm işlemi yapmadığının anlaşılmakta olduğunu, iade edilen mallarla ilgili gerekli mahsup yapıldıktan sonra müvekkili şirketin borcunun olmadığının anlaşılacağını, olay tarihine göre davalının hesabını kapattığını, herhangi bir borç ve alacağın söz konusu olmadığını, ayrıca, davacının taahhüdünü zamanında yerine getirmediğini, imalattaki gecikme sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacının taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle faturaya dayalı cari hesap alacağının davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin görev itirazının tarafların tacir olup ticari ilişkinin ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının …’da olması sebebiyle … Asliye Ticaret Mahkemesine davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yazıldığı, … Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)’nin 2017/… talimat sayılı dosyasında Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 27/09/2017 tarihli talimat bilirkişi raporunda; … San. A.Ş. 2012 yılı yasal Defterlerinin açılış ve Kapanış onaylarının …Noterliği tarafından yasal sürelerinde onaylandığı, Muhasebe kayıtlarının günlük ve Muhasebe Standartlarına uygun tutulduğu 2012 yılı Yevmiye Defter’inin kapanış tasdikine tabi Defterlerden olup TTK‘ nun 64/3 maddesi gereği yıl sonu kapanış Noter Onama tasdikinin yaptırıldığı, Davacı firmaya ait Defterler yasal delil teşkil edilecek şekilde tutulduğu, düzenlenen Faturaların Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’ nun gerektirdiği yasal belge niteliğini taşıdığı, … San. Ve Tic. A.Ş.’nin Cari Hesap Hareketlerinden de görüldü gibi … San. A.Ş. ‘nin 20.473,01-TL alacağının olduğu kanaati bildirilmiştir.
Talimat raporu alındıktan sonra taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle faturaya dayalı cari hesap alacağınını bulunup bulunmadığı bulunuyor ise miktarı yönünde rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 12/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı defter kayıtları ile davalı tarafça sunulan muavin defter dökümlerine göre; 424,93 TL olan davacı alacak bakiyesinde tam mutabakat bulunduğu, Davacı şirketin cari hesap bakiyesi nedeniyle 20.473,01 TL alacaklı olup olmadığı yönünde sağlıklı sonuca varılabilmesi için; Davalı tarafça sunulan muavin defter dökümündeki işlemlerin ticari defter kayıtları ile uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi, Uyumlu olduğunun tespiti halinde; bu kez davacı tarafın farkı oluşturan faturaların davalı şirkete tebliğ, içeriği malların teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının da Şanlıurfa’da olması sebebiyle Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, … Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2018/… talimat sayılı dosyasında Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 08/01/2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda; Davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin 2012 yılına ilişkin olarak düzenlemiş olduğu ticari defterlerinden Yevmiye Defteri kayıtlarına göre Davalı …ne 424,93 TL. borçlu olduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucu Bilişkişi tarafından düzenlenen 27.09.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda belirtilen; Davacının Davalıdan 20.473,01 TL. alacağının bulunduğu hususundaki kayıt detaylarının Davalı … Anonim Şirketi’nin ticari defter kayıtları ile uyuşmadığı, Bu uyuşmazlığın; Davacı …’nin Davalı …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına tanzim ettiği ve dökümü raporumun Belge incelemeleri ve Tespit Edilen Hususlar bölümünde belirtilen ve 6 adetten oluşan 20.048,08 TL. tutarındaki faturalar ile Davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin Davacı …’ne vermiş olduğu 27.12.2012 vadeli 13.373,00 TL. bedelli çekin kayıtlarına alınmamasından kaynaklandığı, Davacı ve Davalı şirketlerin Cari hesap bakiyelerinin birbirleri ile uyumlu olabilmesi için; Davacı …’nin Davalı … ve Ticaret Anonim Şirketi adına tanzim ettiği ve dökümü toplamı 20.048,08 TL. olan 6 adet fatura ile mal muhteviyatının Davalı firmaya teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği, Davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin Davacı …’ne vermiş olduğu 27.12.2012 vadeli 13.373,00 TL. bedelli çek’in teslimi ve ödenmesine ilişkin belgelerin sunulması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi … ‘ya tekrar tevdi ile dosyaya yeni giren belgeler ve talimatla alınan bilirkişi raporunun irdelendiği ek rapor tanziminin istenilmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 15/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; Davacı defter kayıtları ile davalı tarafça sunulan muavin defter dökümlerine göre; 424,93 TL olan davacı alacak bakiyesinde tam mutabakat bulunduğu, 20.048,80-TL tutarındaki bakiye farkını oluşturan faturalar ile bu faturaların tebliğine ve fatura içeriği mal/hizmet teslimine dayanak belgelerin davacı tarafça sunulmamış olduğu, anılan belgelerin sunulmayışı nedeniyle, dava tarihindeki davacı alacağının 424,93 TL olacağı kanaati bildirilmiştir.
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden dava konusu faturalar ile ilgili döneme ait BA-BS formları celp edilerek bilirkişiden yeni belgelerin irdelendiği 2. Ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 19/11/2020 tarihli 2. Ek bilirkişi raporunda; Davacı defter kayıtları ile davalı tarafça sunulan muavin defter dökümlerine göre; 424,93 TL olan davacı alacak bakiyesinde tam mutabakat bulunduğu, 20.048,08 TL tutarındaki bakiye farkını oluşturan KDV dâhil 4.264,10 TL tutarındaki 2 adet davacı faturasının, muavin defter dökümünde gözükmemesine rağmen davalı tarafça ilgili dönemde beyan edildiği, anılan tutarın davacı alacağına eklenmesi gerektiği, KDV dâhil 11.737,22 TL tutarındaki ihtilaflı faturanın davalı tarafça beyan edilmediği, KDV dâhil 4.046,76 TL tutarındaki 3 adet faturanın 5.000,- TL olan beyan sınırının altında olduğu, bu nedenle davalının beyan zorunluluğunun bulunmadığı, anılan faturaların tebliğine ve fatura içeriği mal/hizmet teslimine dayanak belgelerin davacı tarafça sunulmadığı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak 24.08.2012 tarihli 9.851,11 TL, 29.08.2012 tarihli 8.008,90 TL ve 01.10.2012 tarihli 14.204,93 TL meblağlı 3 adet fatura alacağından bakiye 20.473,01 TL cari hesap alacağının tazmini talep edilmekte olup, davalı tarafça bir kısım mal iadesi yapılmasına rağmen davacının iade edilen mallarla ilgili gerekli düşüm işlemi yapmadığını, iade edilen mallarla ilgili gerekli mahsup yapıldıktan sonra borcunun olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Davalı şirkete gönderilmediği belirtilen 3 faturanın muavin dökümünde yer aldığı, taraflar arasında 424,93 TL tutarındaki alacak miktarında ihtilaf bulunmadığı, taraf kayıtlarında yer alan işlemler sonucunda oluşan bakiyeler arasında (20.473,01-424,93) 20.048,08 TL fark bulunduğu bu farkın 26.11.2012 tarih … no lu 775,26 TL bedelli ,30.11.2012 tarih … nolu 11.737,22 TL bedelli , 30.11.2012 tarih … nolu 3.488,84 TL bedelli , 07.12.2012 tarih … nolu 1.725,51 TL bedelli ,11.12.2012 tarih … nolu 1.416,00 TL bedelli ,19.12.2012 tarih … nolu 905,25 TL bedelli olmak üzere toplam 20.048,08 TL bedelli 6 adet faturalardan kaynaklandığı,
… Vergi Dairesi’nin 26.02.2020 tarihli yazısı ile davalı şirketin 2012/10-11-12 dönemlerine ait BA/BS formlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi ile; Ekim döneminde düzenlenen davacı faturalarının toplam tutarı KDV hariç 38.158,70 TL olup, tümü davalı kayıtlarında da gözüktüğü, Anılan dönemde davalı şirketçe, davacı şirketten 6 adet belge ile 38.158,- TL tutarında mal ve hizmet alımı yapıldığı yönünde beyanda bulunulduğu, Davalının kayıtlarına almış olduğu tüm faturaları beyan ettiği Kasım döneminde düzenlenen davacı faturalarının toplam tutarı KDV hariç 23.206,24 TL olup, bu faturalardan KDV hariç ( 657 + 9.946,80 + 2.956,64) 13.560,44 TL tutarındaki 3 adet fatura davalı kayıtlarında gözükmeyip, KDV hariç ( 703,80 + 8.942) 9.645,80 TL tutarında 2 adet fatura ise davalı kayıtlarında gözüktüğü, Anılan dönemde davalı şirketçe, davacı şirketten 6 adet belge ile 13.259,- TL tutarında mal ve hizmet alımı yapıldığı yönünde beyanda bulunuduğu, davacı tarafça düzenlenen tüm faturalar ile davalı beyanı arasında KDV hariç ( 23.206- 13.259 ) 9.947,- TL fark bulunduğu, Davalının ihtilaflı 30.11.2012 tarih, S1362149142 sayılı ve KDV hariç 9.946,80 TL (KDV dâhil 11.737,22 TL) tutarındaki davacı faturasını beyan etmediği, Ancak, davalı kayıtlarında gözüken davacı faturalarının toplam tutarının KDV hariç 9.645,80 TL, beyan edilen tutarın KDV hariç 13.259,- TL olduğu dikkate alındığında, davalının defter kayıtlarındaki tutarın üstünde beyanda bulunduğu, fazla beyan edilen tutarın (13.259-9.645,80) 3.613,20 TL olduğu, ihtilaflı 26.11.2012 tarih, … sayılı, KDV hariç 657,- TL ve 30.11.2012 tarih, … sayılı, KDV hariç 2.956,64 TL tutarlı faturaların toplam tutarı (657 + 2.956,64) 3.613,64 TL olup davalının ticari defter kayıtlarında gözükmeyen KDV dâhil (775,26+ 3.488,84) 4.264,10 TL tutarındaki ihtilaflı 2 adet faturayı beyan ettiği bilirkişi ek raporu ile ortaya konulmuştur.
Anılan durum karşısında takibe onu edilen KDV dâhil 11.737,22 TL tutarındaki ihtilaflı faturanın davalı tarafça beyan edilmediği, Aralık ayında düzenlenen KDV dâhil ( 1.725,51 + 1.416 + 905,25 ) 4.046,76 TL tutarındaki 3 adet faturanın 5.000,- TL olan beyan sınırının altında olduğu, bu nedenle davalının beyan zorunluluğunun bulunmadığı, KDV dâhil (11.737,22 + 4.046,76) 15.783,98 TL tutarındaki 4 adet faturanın davacı tarafından tebliğ edildiğine ve fatura içeriği mal/hizmet teslimine dayanak belgelerin davacı tarafça ortaya konulamadığı, Kasım ayında düzenlenen ve bakiye farkını oluşturan KDV dâhil 4.264,10 TL tutarındaki 2 adet davacı faturasının, muavin defter dökümünde gözükmemesine rağmen davalı tarafça ilgili dönemde beyan edildiği bu kapsamda davalı tarafça mal/hizmet tesliminin alınmış olduğu, taraflar arasında mutabakat bulunan 424,93 TL ile 4.264,10 TL toplamı 4.689,03-TL alacağın dava tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.689,03-TL alacağın dava tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Dava alacak davası olmakla icra inkar tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 320,31-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 349,63-TL harçtan mahsubu ile 29,32-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iade edilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080- TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 377,33-TL ilk gider, 252,35-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.900-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.529,68-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.099,33-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır