Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1198 E. 2018/96 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1421 Esas
KARAR NO: 2018/164
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/11/2014
KARAR TARİHİ: 27/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18/06/2010 tarihli brokerlik sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğini, müvekkil şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda brokerin müvekkili şirkete 24.313,37 TL borcu bulunduğunun tespit edildiğini beyan ederek; tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya dair hakları mahfuz tutulmak kaydı ile şimdilik; 24.313,37 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama gideri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili 19/10/2012 havale tarihli cevap dilekçesinde ; Taraflar arasında imzalandığı iddia edilen 18/06/2010 tarihli brokerlik sözleşmesinden bahsedildiğini, ancak dava dilekçesinin aksine, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş, usulüne uygun, yazılı brokerlik sözleşmesinin mevcut olmadığını, dava dilekçesinin ekinde sunulan ve 2 sayfadan ibaret olduğu görülen 18/06/2010 tarihli “PROTOKOL” başlıklı yazının1/1 sayfasına bakıldığında; altında herhangi bir imzanın görülmediğini altında imza olmayan bir belgenin geçeriliğinin olamayacağını ve kabul etmediklerini, 2/2. Sayfasında ise “BROKER” yazılı kısmı altında, kaşe ve kaşe üzerindeki imzanın, müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, taraflar arasındaki brokerlik sözleşmesinin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğinin bildirilmesine rağmen, bu fesihten müvekkili şirketin dava sonrası haberinin olduğunu, geçerliliği olmayan sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceğini, yine dava dilekçesinde müvekkili şirketin 24.313,37 TL borcu olduğundan bahsedildiğini, bu borcun nereden kaynaklandığının belli olmadığını, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında böyle bir alış veriş veya borcun mevcut olmadığını, davacı tarafın bu borcu yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu beyan ederek; hukuki ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile, yargılama gideri ve ücreti vekaletinde davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE/
Dava ; Broker sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir .
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda;18/07/2013 tarih ve 2011/514-2013/153 sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile; 22.082,24 TL’nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin – 2013/16458 Esas- 2014/6960 karar sayılı ve 09/04/2014 tarihli “Dava, brokerlik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacı 18.06.2010 tarihli protokole dayanmış ve poliçeler sunmuş, davalı vekili bu belgelerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, protokolün ön sayfasında da imza bulunmadığını savunmuş, bilirkişi incelemesinde dava konusu alacağa ilişkin davalının ticari defterlerinde bir kayda rastlanmamıştır. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davalının savunması karşısında yeterli inceleme yapılmadan sonuca varılmıştır. Bu itibarla, mahkemece, davalının savunması üzerinde durularak protokoldeki ve gerektiğinde poliçelerdeki imzaların davalı yetkilisine ait olup olmadığı konusunda, uzman bilirkişi raporu alınarak taraflar arasında, dava konusu alacağın temelini teşkil eden brokerlik sözleşmesinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sigortacılıkta uzman ve sigorta muhasebecisi bilirkişinin de yer aldığı heyetten rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”şeklindeki kararı ile bozulmuştur
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşmede şirket kaşesi altındaki imzanın … a ait olduğunu açıklamış, davalı vekilide sözleşmenin birinci sayfasında imza bulunmadığı ve ikinci sayfadaki imzanın da şirket yetkilisine ait olmadığını bozma dan sonraki dilekçelerinde bildirmiştir. Davalı şirketin alınan ticaret sicil kaydından şirket yetkilisinin … olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi yönünden ve bozma ilamı doğrultusunda tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler mali müşavir Filiz Çelik , Yeminli mali müşavir Yusuf Aydoğdu ve hukukçu ve sigorta uzmanı C. Ziver Ayhan’ın 20/07/2017 havale tarihli raporu alınmıştır.
Alınan raporda özetle ;
-Usulüne uygun olarak tutulmuş olduğundan davacı tarafın şirket defter kayıtlarının delil olma vasfını taşıdığı , Usulüne uygun olarak tutulmamış olan davalı tarafın şirket defter kayıtlarının delil olma vasfını taşımadığı
-birbirini teyit eden kayıtlardan tavalı … Sigorta Reasürans ve Brokerliği LTD ŞTİ nin davacı… AŞ nin ayrıntılı olarak belirlenmiş kişi ve kurumlara ilişkin poliçelerinde aracılıkta bulunduğunu , söz konusu poliçelerin davalı brokerlik hesabından çıkmış olduğunu , bunlara ilişkin tahsilatlar yaptığı ve komisyonlar aldığı yani brokerlik faaliyetinde bulunduğunu
-incelenen defter ve kayıtlar esas alındığında davacı … AŞ nin 01/04/2011 tarihi itibari ile davalı … Sigorta Sigorta Reasürans ve Brokerliği Ltd Şti nden 24,439,00 TL alacaklı olduğu , ancak talep daha düşük olduğundan davacının 24,313,37 TL talepte bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır
Tüm dosya kapsamına göre
Davacı taraflar arasında bulunan 18/06/2010 tarihli broker sözleşmesi gereğince alacak isteminde bulunmaktadır. Davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu davalı taraf iddia etmektedir.
Uyuşmazlık sözleşmenin geçerli olup olmadığı ve varsa alacağın miktarı konusundadır.
18/06/2010 tarihli broker sözleşmesini davalı şirket adına … ın imzaladığı ve davalı şirket yetkilisinin Hüsamettin Mutlu olduğu taraflar arasında tartışmasızdır.
Ancak yetkisiz davalı şirket çalışanı … ın imzaladığı sözleşme sonucu, davalı şirketin broker lık işlemlerini yaptığı, sözleşme koşullarına uyarak işlem gerçekleştirdiği, bu şekilde doğan işlemlerin davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davacı… AŞ nin 01/04/2011 tarihi itibari ile davalı … Sigorta Sigorta Reasürans ve Brokerliği Ltd Şti nden 24,439,00 TL alacaklı olduğu , alınan 20/07/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Bu tespit gereğince davalı şirketin fiilen sözleşmeyi kabul edip uygulamasına rağmen sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle geçersizlik iddiası; hakkın kötüye kullanımı olarak görülmüş, davalının TMK 2 maddesi gereğince iyiniyetli basiretli tacir olarak davranmadığı takdir edilmiştir.
Davacının, davalı şirketten talebi ile bağlı olarak 24,313,37 TL alacaklı olduğu sabit görülmüş davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
H Ü K Ü M /
1- Davanın kabulü ile; 23,313,37 TL’nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1,660,84 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 361,10 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1,229,74 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
3- Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 3,545,40 TL yargılama giderinin (posta masrafı, müzekkere gideri ,bilirkişi ücretleri , peşin harç , vekalet harcı, başvurma harcı ) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2,917,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
5-Artan Gider Avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/02/2018

Katip…

Hakim …