Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/903 E. 2023/564 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/903 Esas
KARAR NO : 2023/564
DAVA : (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 08/03/2013
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı bankanın … Şubesinden 2009 ve 2010 yıllarında 1.350.000 TLİık ipotek karşılığında 500.000 Euro İhracat döviz kredisi kullandığı, verilen söze göre ekspertiz değerinin %100 kadar yani 650.000 Euro kredi verilmesi gerekirken 150.000 Euro noksan kredi kullandırıldığı, faiz oranlarının artırılması üzerine ipotek verilen taşınmaz satılarak 200.000 Euro borç ödendiği, geriye 300.000 Euro borç kalması gerekirken 324.610 Euro borç çıkarılmakla 24.610 Euro fazla borç hesaplandığının görüldüğü, borcun taksitlendirilmesi istendiği için borç her ne kadar da 300.000 Euro ise de 324.610 Euro’luk taksitlendinne imzalandığı, bu sebeple huzurdaki menfi tespit davasının açılması gereğinin doğduğu, Eylül 2009 da %6 dan kullandırılan kredinin faiz oranlarının %9 a ve sonra da %12 ye çıkarıldığı, firmaya ilk kredinin %6 dan kullandırıldığı göz önüne alındığında, faiz oranlarının %6 île devam etmesi ya da piyasa faiz oranlarına paralel düşmesi gerektiği, 2010 yılında %8,5 oranı uygulandığından 495.000 Euro kredi için 12.375 Euro, 2011 yılında %9 oranı uygulandığından 495.000 Euro kredi için 14.840 Euro, 2012 yılında %9,30 oranı uygulandığından 499.500 Euro kredi için 14.840 Euro olmak üzere toplam 42.055 Euro fazladan faiz alındığı, Davacı firmaya 2009 yılında kredi kullandırıldığında kur 1 Euro=2,1573 TL iken 2010 Eylülde 1.9526 ya düştüğünde bankanın bir talebi olmadığı ancak 2011 Eylül ayında kurun 2.4425 e çıkması üzerine firmadan 22.457 Tl. karşılığı 9.194 Euro kur farkı aldığı, yasalara göre kur farkı alınmaması gerektiğinden 22.457 TL nın faiziyle birlikte iadesinin gerektiği, Bankanın taksitlendirmede asıl borcu (499.500 – 200.000) = 299.500 Euro iken 324.610 Euro gösterildiğinden 25.110 Euro fazla gösterildiği, Davacı firmaya ihracat döviz kredisi kullandırıldığı için damga vergisi, harç, KKDF gibi vergilerden muaf olduğu ancak bankanın yapılandırmada vergi aldığından bunların iadesi veya borçtan düşülmesinin gerektiği, neticeten bankanın firmadan 51.249 Euro karşılığı (1 Euro=2,35 TL) kur’u üzerinden 120.435 TL fazla para aldığını öne sürerek, bankaya fazladan ödenen 51.249 Euro alacağın tespiti ile borçtan düşülmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl borcun tespitine buna göre borçlu olmadığı kısmın da tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı (temlik eden) banka vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan 17.09.2009 tarihli 1.200.000 TL ve talep üzerine limit artırımı yapılarak 16.09.2011 tarihli sözleşme ile bu tutarın 2.200.000 TL’na çıkarılması ve iki ayrı taşınmaz üzerinde de 2.500.000 TL. ve 750.000TL’lık ipotekler alınarak davacıya kredi kullandırıldığı, davacının geri ödemede sıkıntı çekmesi üzerine kredinin müvekkili bankaca iki kez yapılandırıldığı, ilk yapılandırmanın 17.01.2012 tarihinde yapıldığı ve (6) nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipotekli taşınmaz karşılığında 200.000 Euro tahsil edilerek ipoteğin fek edildiği, ikinci kez ise 21.09.2012 tarihinde yapılandırma yapılarak bankaya olan borcun 324.610 Euro olduğunun davacı yanca kabul edilmesi üzerine %6.6 faiz ve % 5 vergisiyle birlikte 36 ay vade ile ödenmek üzere borcun ödeme planına bağlandığı, ancak protokolün (3). taksidinde sekteye uğraması üzerine hesaplar kat edilerek … Noterliğinin 20.03.2013/… yevmiye nolu ihtarı ile hesap özeti gönderildiği ve ödeme olmayınca da … . icra Müdürlüğünün E.2013/… sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip yapıldığı ve ayrıca ipotek verenler için de … İcra Müdürlüğünün E.2013/… sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler yapıldığı, yapılan protokollere Genel Kredi Sözleşmesinin (4). maddesinde belirtilen faiz vc masrafların eklendiği, sözleşmenin (28). maddesinin ise döviz kredisi ve dövize endeksli kredi esaslarının belirlendiğini öne sürerek, davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava ile ilgili olarak, icra takibine ait ödeme emri, Genel Kredi Sözleşmesi, … Noterliğinin 20.03.2013/… yevmiye sayılı ihtarnamesi ve dosya kapsamına bulunan diğer delil ve belgeler ile kredi borçları ile ilgili davalı banka kayıtlarında yapılan incelemeler getirtilmiştir.
Davacı şirketin … Ticaret Siciline 01.03.2012 tarihinde tcscil ve TTSG’nin 07.03.2012/… sayılı nüshasının 405.sayfasında ilan edilen 2011 yılına ait 16.02.2012 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında (Karar No:4) “şirketin faaliyetini sürdürmesi imkansız olduğundan tasfiyeye girmesine, Tasfiye Memurluğuna: …’ün seçilmesine oy birliği ile karar verildiği, …’ün tasfiye memurluğu görevinin 28.08.2018 tarihine kadar devam ettiği, … Ticaret Siciline 11.09.2010 tarihinde tescil ve TTSG’nin 17.09.2018/9661 sayılı nüshasının 480.sayfasında ilan edilen Kadıköy (5). Noterliğince 04.09.2018/8751 sayıyla tasdikli 28.08.2018 tarihli Genel Kurul Kararı ile davacı şirketin Tasfiye Memurluğuna: …’ün tayin edildiği anlaşılmıştır.
Banka vekili, … Noterliği kanalıyla asıl borçlu: … Ticaret A.Ş., müşterek borçlu-müteselsil kefil …, ipotek veren … ve ipotek veren … ‘ye gönderdiği 20.03.2013/… yev. Nolu ihtarname ile müvekkili bankanın hesap kat tarihi (20.03.2013) itibariyle asıl borçlu şirketten 339.383,76 Euro karşılığı 737.413,63 TL nakit borcu bulunduğunu, iş bu ihtarın adresine ulaştığı tarihten itibaren (24) saat içinde ödenmesini aksi halde bu borç tutarının müvekkili bankaya ödeneceği tarihe kadar işleyecek temerrüt faizi, gider vergisi ve iş bu ihtar masrafıyla birlikte ödenmesini talep etmiş, 20.03.2013/04709 yev nolu Hesap Kat İhtarnamesi, davacı şirketin Tasfiye Memuru Murat …’e 22.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Dosyaya sunulu SMMM- (E). Banka Müfettişi ve Müdürü … imzalı 07.07.2014 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle, bankanın 2012 yılma ait Envanter defterinin kapanış tasdiki görülmediğinden 6102 sayılı TTK.rn.64 ve müteakip maddeleri ile HMK.m.222 de belirli kanuni şartları taşımadıklarından 2012 yılına ait ticari defterlerinin davalı banka lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunmadığı, Davacı şirketin davalı bankaya karşı ileri sürdüğü hususlardan Kullandığı krediye yüksek faiz oranı uygulandığı, fazladan kur farkı alındığı, Vergi resim ve harç istisnasına rağmen vergi alındığı, davadan sonra takibe geçilmesi ve faize itiraz nedeniyle krediye yasal faiz uygulanması gerektiği yönündeki iddialarının dayanakları yukarıda açıklandığı üzere yerinde olmadığı, Ancak; davacıya ait kredinin ikinci kez yapılandırılması aşamasında 25.110 Euro fazla borç tespit edildiğinden 21.09,2012 tarihinden itibaren 25.110 Euro’nun Devlet Bankalarının bu tarihte 1 yıl vadeli Euro mevduata verdikleri en yüksek faiz oranı kadar bir faiziyle birlikte ve davacı talimatı alınmadan kullandırılan 1,223.129,60 TL’lık kredi için 03.10.2011 tarihinde tahsil edilen 3.214.93 TL’nın da 03.10.2011 den itibaren avans faiziyle birlikte geri istenilmesinin mümkün olduğu tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulu SMMM Banka Müfettişi ve Müdürü (E) … imzalı 11.04.2016 tarihli Bilirkişi Kök Raporunda özetle, banka müşterisinin, davalı bankadan kullandığı 500.000 Euro ihracat kredisine piyasaya göre yüksek faiz uygulandığı, Tahsilatların borçtan düşülmesi yerine borca ilave edildiği, 17.01.2012 tarihi itibarıyla 109.860,76 TL karşılığı 47.319,08 Euro ve 21.09.2012 tarihi itibarıyla 12.105 Euro borçlu gösterilerek zor duruma düşürüldüğü, haksız fiil tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/3 maddesi uyarınca avans faizi uygulanarak alacağın hesaplanması ve iadesine karar verilmesi talepli davada Davacı tarafından imzalanan 2.protokol ve davacının en son 16.06.2015 tarihli dilekçelerinde de kabul edildiği üzere 17.01.2012 itibarıyla davacı banka müşterisinin davalı bankaya olan borcunun 499.500 Euro ve ihtilafsız olduğu, 16.06.2015 Tarihli davacı dilekçesinde yer alan 21.03.2012 tarihli S.07156 Tl. Hesaptan çekilen kur farkı açıklamalı tutarın 3.600 Euro’luk ödemenin krediden düşüldüğü, Diğer iddia edilen tutarların ise kayıtlarda olmadığı, Davacının krediyi Euro cinsinden kullandığı, Kredinin vadesinde ödenmemesi üzerine t oksitlendir ilmesi ve yapılandırmalar nedeniyle oluşan kur farklarından davacının 17.01.2012 tarihindeki ihtilafsız borcuna yansıtılan (499.500 Euro) veya bu tarihten sonra hesabından kur farkı veya benzer adlar altında tahsil edilen herhangi bir tutar olmadığı, Ancak, davacıya ait kredinin ikinci kez yapılandırılması aşamasında 21.09.2012 tarihi itibarıyla borcun 11.085 Euro olarak fazla tespit edildiği dikkate alınarak 11.085 Euro’nını 21.09.2012 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının aynı tarihte Euro mevduata verdikleri en yüksek faiz oranına kadar bir faiz uygulanmak kaydıyla geri istenilmesinin mümkün olduğu, Davacı müşteri ile davalı banka arasındaki 21.09.2012 tarihli 2.protokol ‘e esas rakamın tespitimiz gibi 313.525 Euro olarak kabulünün gerektiği, Dava dosyasına sunulu 07.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak bahsedildiği üzere, davacı müşteriye uygulanan kredi faiz oranları (En son yıllık %8,88) piyasa faizleri ile uyumlu olduğu, davacının kredilerine görece yüksek faiz oranı uygulandığı iddiasının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Alınan 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davacı şirketin, 22.09.2012 tarihli Protokol tarihi itibariyle davalı bankaya 284.385,00 Euro (asıl) ve 29.140,00 Euro (İşlemiş faiz) olmak üzere toplam 313.525,00 Euro, Davacı şirketin, dava tarihi (08.03.2013) itibariyle davalı bankaya 313.525,00 euro (asıl) ve 21.190,11 Euro (temerrüt faizi) olmak üzere toplam 334.715,11 Euro, Davacı şirketin takip tarihi (05.06.2013) itibariyle 313.525,00 Euro (asıl) ve 34.955,95 (temerrüt faizi) olmak üzere toplam 348.485,95 Euro borçlu bulunduğu, Davalı bankanın 05.06.2013 t. takip talebi (339.383,76 Euro) ile bağlı bulunduğu, 16.06.2015 Tarihli davacı dilekçesinde yer alan 21.03.2012 tarihli 8.071,56 TL Hesaptan kur farkı açıklaması ile 3.600,000 Euro tutarındaki ödemenin davalı banka tarafından davacı şirketin cari hesabına alacak kaydedilmek suretiyle cari hesaptan düşüldüğü, davacının iddia ettiği diğer kalemlerin ise şirketin iddiaları hilafına davalı bankaca tutulan cari hesap kayıtlarında davacının hesabına borç kaydedilmemiş bulunduğu, Davacının 500.000 USD tutarındaki krediyi Euro cinsinden kullandığı, 500.000 Euro tutarındaki kredinin vadesinde Ödenmemesi üzerine taksitlendırilmesi ve yapılandırmalar nedeniyle oluşan kur farklarından davacının 17.01.2012 tarihindeki ihtilafsız borcuna (499.500,00 F.uro) yansıtılan veya bu tarihten sonra hesabından kur farkı veya benzer adlar altında tahsil edilen herhangi bir tutar olmadığı, Dava dosyasına sunulu 07.07.2014 tarihli (1). Bilirkişi Raporunda ayrıntılı olarak tespit ve 11.04.2016 tarihli Bilirkişi Raporunda aynen iştirak edilen, kredi borçlusu-davacı şirkete davalı bankaca uygulanan kredi faiz oranlarının (En son yıllık % 8,88) piyasa faizleri ile uyumlu olduğu, davacının kullandığı kredilere, piyasada uygulanan kredi faizlerine göre daha yüksek (fahiş) faiz oranı uygulanmadığı yolunda oluşan önceki Bilirkişi görüşüne bılirkişiliğimizce de aynen iştirak edildiği, Kredi borçlusu-davacı şirketin davalı bankadan kutlandığı 500.000,00 Euro ihracat kredisine davalı banka tarafından piyasaya göre yüksek faiz uygulandığı, tahsilatların borçtan düşülmesi yerine borca ilave edildiği, 17.01.2012 tarihi itibarıyla 109.860,76 TL karşılığı 47.319,08 Euro ve 21.09.2012 tarihi itibarıyla 12.105,00 Euro borçlu gösterilerek zor duruma düşürüldüğüne yönelik davalı şirketin talep ve iddialarının kanuni ve akdi dayanaktan yoksun bulunduğu tespit edilmiştir.
Alınan 22/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı müşteriye uygulanan kredi faiz oranlan (En son yıllık % 8,88) piyasa faizleri ile uyumlu olup davacının yüksek faiz aldığı İddiasının yerinde olmadığının tespit edildiği, Sözleşmenin imzalanmasından sonra on yıl boyunca gerek ulusal gerek ise uluslar arası ekonomik gidişat, yapılacak ticaretin devamlılığı, işletmelerin devamlılığını sağlayıp sağlayamayacağı, elde edilecek karın her zaman %25 oranı ile olup olmayacağı gibi olası varsayımlardan yola çıkarak belirlenmesinin ticari İcaplara aykırılık teşkil edeceği, Zarar görenin kusurlu davranışının tazminatın belirlenmesinde etkili olabilmesi için, kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkması veya artması arasında da uygun illiyet bağı bulunması gibi tespitlerin yapılmasının ayrı bir uzmanlık gerektirdiği, Davacı temsilcisi tarafından 20.09.2018 tarihli ISLAH (Belirsiz alacak tespiti) konulu dilekçesinde ve 19.02.2020 tarihinde verdiği son dilekçesinde yer alan iddialarının dayanaklarının raporun ilgili bölümlerinde açıklandığı üzere yerinde olmadığı Kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Alınan 17/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı firma dava dosyasına, banka¬ya hitaben yazılmış rotatif döviz kredisi (eur) kredi kullandırım ile gelen dövizlerin döviz alım belgesi’ne dayalı olarak bozdurulmasına, krediye mahsup edilmesine ilişkin talep ve talimat yazıları sunmuş ise de konu yazıların davalı bakaya ve/veya yetkilisine teslim edilmiş olduğuna ilişkin herhangi bir kaşe veya imzasına rastlanılamamaktadır. Konu talimat yazılarının bankaya teslim edilmiş olduğunun ispata muhtaç olduğu, Davacı firma ile davalı banka arasında düzenlenmiş Genel Kredi Szleşmesi ilgili maddelerinde banka tarafından yasalar, mevzuat ve yönetmenlikler sınırları içerisinde kalmak kay¬dıyla banka belirlemiş olduğu kredi faiz oranlarını uygulayabileceği açık ise de davacı firmanın kullanmış olduğu krediler taksitli döviz kredileri olarak davacı firma ile banka arasında belirlenmiş limitler, faiz oranları, taksit sayısı ve taksit tutarları açıkça belirlenmiş ödeme planlarına dayalı olarak davacı firmanın ödeme planlarını imzalaması ile kullandırılmış olduğu da dikkate alındığında, kredilere fiili olarak uygulanmış olan akdi faiz oranlarının davacı firma bilgisi dışında uygulanmamış olduğu gibi fahiş oranlar da olmadığı kanatine varılmakta olduğu, düzenlenen tabloda görülmekte olan tutarların aynı açıklamalar ile davalı banka … EUR no.lu hesabında kayıtlı olup, ancak konu tutarların ihracat bedeli olduklarının anlaşılamadığı Hangi ihracat ile ilgili, hangi muhabir banka aracılığı ile gönderilmiş olduğu, Döviz alım belgelerine rastlanılmadığı, 2.200.000,00 TL.lık GKS.ne dayalı olarak banka tarafından kredi miktarının da 300.00,00 EURO’dan 496,400,00 EURO’ya yükseltilerek kullandırılmış olduğu, davalı banka uygulamalarında yanlış bir durumun tespit edilemediği, 21.03.2011 tarihli 8.071,56 tl. tutarın 21.03.2011 tarihinde … no.lu tl. mevduat hesabından “geri ödeme” açıklaması ile davacı firmaya ödenmiş olduğu, davacının firma talimatı olmadan kredi kullandırıldğı ve aynı gün kapatıldığ, bu işlemler nedeniyle faiz, komisyon, kur farkı adı altında masraflar alındığı beyanına ilişkin olarak da davacı firmanın bankada mevcut tl ve euro bazlı mevduat ve kredi hesap ekstreleri incelendiğinde iddia edilen bu tutarlara rastlanılamadığı, firma ile banka arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesi’ne göre davacı firmaya kullandıracağı kredi limitleri konusunda da herhangi bir taahhüdüne rastlanılamamakla kredi limitlerini davalı bankanın belirlemesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı, davacı firmanın banka borcunun 25.11.2016 tarihi itibariyle toplam 2.823.302,84 tl olarak hesaplanmış olup, kapak hesabı 25.11.2016 tarihinden sonra da herhangi bir tahsilat ve/veya ödemeye rastlanılamadığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf 20/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını belirsiz alacak davası olarak ıslah ettiğini açıklayarak şimdilik 1000 euro nun davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmesini talep etmiş ancak mahkemece yargılamanın 15. Celsesinde sunulan ıslah dilekçesi usul ve yasaya aykırı görülerek HMK madde 182 uyarınca yapılan ıslah dikkate alınmadan dosya mevcut haliyle görülmüştür.
GEREKÇE
Dava konusu, davacı şirketin temlik eden davalı banka ile arasında kredi sözleşmesi imzalaması ve bu sözleşmeye göre kredi kullandırılması ile banka tarafından başlangıçta düşük faizli kredi kullandırılırken daha sonra yüksek faizli kredi kullandırıldığı iddiasına yönelik T.C Merkez Bankası tarafından belirli aralıklarla faiz oranlarını belirlenmesinden ve T.C. Merkez Bankasınca belirlenen faiz oranlarından farklı faiz uygulanması nedeni ile davalı banka tarafından fazladan faiz tahsilatı yapıldığından bahisle davalı bankaya vaki kredi borcunun tespiti ile buna göre borçlu olmadıkları kısmın tespiti ile var ise fazla ödenen kısmın tahsili talebidir.
Takip alacaklısı banka vekili … İcra Müdürlüğü E.2013/… sayılı dosyasından “İpoteğin Paraya Çevrilmesi yoluyla” borçlu (Tasfiye Halinde … Ticaret A.Ş.) ipotek veren (… ) ve ipotek veren (… ) aleyhine 05.06.2013 tarihinde toplam 853.960,64 TL üzerinden takip başlatmıştır.
Dava konusuna ilişkin olarak ilk olarak … A.Ş.’nin dosyaya dair tüm hakları … … tarafından temlik alınmış, ardından … …’nın dosyaya dair tüm hakları davalı … A.Ş. tarafından temlik alınmıştır. Söz konusu temlik ilişkisi, … Noterliği, 16.10.2017 tarih, … Yevmiye Nolu Alacağın Temliki Sözleşmesi ile gerçekleşmiştir.
Davacı şirket ile banka arasında 17.09.2009/3059 sayılı 1.200.000 TL’Jık bir Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığı ve bu sözleşme limitinin 16.09.2011 tarihinde 1 000.000 TL artırılarak toplam limitin 2.200.000 TL’na çıkarıldığı, Toplam 2.200.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, kullandırılan krediye teminat teşkil etmek üzere Kadıköy ilçesi Suadiye mahallesinde mevcut taşınmaz üzerinde (3). Derecede F.B.K. süreli %60 değişken faizli: 2.500.000 TL ve Bodrum ilçesi Yahşi mahallesinde kain taşınmaz üzerine de (1). derecede 750.000 TL’lık ipotekler alındığı, Bu teminatlar tahtında davacı şirkete dilimler halinde 500.000 Euro nakit kredi kullandırıldığı, Kredi ödemelerinin zamanında yapılmaması nedeniyle davacı firmanın talebine istinaden kredi borcunun ilk olarak 17.01.2012 tarihinde yapılandırıldığı ancak yapılandırma şartlarına uyulamaması üzerine 21.09.2012 tarihinde ikinci kez yapılandırıldığı anlaşılmıştır.
… (24) ATM’nin 10.09.2013 gün vc E: … sayılı İhtiyati Tedbir ara Kararı ile … (). icra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı takibine konu 737.413,00 TL alacağın %15’i olan 110.611.00 TL teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ardından mahkememiz tarafından ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 29/05/2018 tarihinde ise davacı tarafından yatırılan teminatın iadesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile banka arasında imzalanmış Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden davacı firmaya kullandıracağı kredi limitleri konusunda da herhangi bir taahhüdüne rastlanılamamakla kredi limitlerinin davalı bankanın belirlemesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı, takip tarihi itibariyle toplam 853.960,64 TL borçlu olduğu, davacı firmanın banka borcunun 25.11.2016 tarihi itibariyle TOPLAM 2.823.302,84 TL olarak hesaplandığı ve kapak hesabı olan 25.11.2016 tarihinden sonra da herhangi bir tahsilat ve/veya ödemeye rastlanılamadığı anlaşılmakla Taraflar arasında imzalanan 21.09.2012 tarihli protokolün “a-Nakit Borçlar” başlıklı bölümünde mevcut “… A.ş: … Şubesinden kredi borçlusu tarafından kullanılan … referans numaralı eşit taksitli ticari kredi nedeniyle borç tespit tarihi olan 21.09.2012 t. itibariyle … A.Ş.ne toplam 324.610 Euro nakdi ana para borçları olduğunu şartsız kesiti ve gayri kabili rücu olarak kabul etmişlerdir.” ibarenin davacı şirket tarafından kabulü gereği davalı bankanın 21.09.2012 tarihi itibariyle taksitlendirmeye esas alacağı miktar 299.500 Euro iken 21.09.2012 tarih taksitlendirme protokolünün 324.610 Euro tutarındaki asıl alacak üzerinden yapılması nedeniyle davacının davalı bankaya 21.09.2012 tarih itibariyle borç tutarının (324.610-25.110=) 299.500 Euro olarak kabulü gerekmiş olmakla 11.085 Euro tutarında fazladan hesaplanmış bulunan faizin indirilmesi gerekmekle davacının davalı bankaya 21.09.2012 tarih itibariyle borç tutarının (324.610-11.085) 313.525 Euro olarak kabulü ile Davacı şirketin 21.09.2012 tarihli Protokolde, TBK.m.117 ahkamına göre borcun ifa edileceği gün taraflarca birlikte ve açıkça belirlendiği halde davacının bankaya ödemesi gereken (1). Taksit (22.10.2012/2.000 Euro) borcunu gününde ödememesi ve buna göre Protokolün Temerrüt ve Bankanın Yasal Takip İşlemlerine Başlaması başlıklı (5).maddesi gereği temerrüde düşmesi nedeniyle bankanın bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi (34.955,95 euro olarak hesaplanmakla- 23/09/2016 tarihli rapor) talep edebileceği alınan raporlar tarafından da tespit edilmiş olmakla buna göre davaya esas değer de dikkate alınarak (124.292,00 TL) davacı tarafın davalı tarafa mevcut borcunun devam ettiği ve davacı tarafından herhangi bir tahsilat ve/veya ödemeye rastlanılamadığı anlaşılmakla buna göre davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaati ile menfi tespit isteminin yerinde olmadığı, davalı tarafa borçlu olduğunun sabit hale geldiği ve yine fazla ödenen bir bedel olmadığının tespiti ile iadesine karar verilecek bir miktar da bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi (mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ardından İİK’nun 72/4. maddesi gereği koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmeyerek) gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 2.122,60-TL’nin 179,90-TL nispi karar harcından mahsubu ile fazla 1.942,70-TL harcın ve yatırdığı ıslah harcının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 19.643,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı’ya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair karar verildi. 06/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*