Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/889 E. 2020/8 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/889 Esas
KARAR NO : 2020/8
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkillerinin … Şubesinde ve … Şubesinde farklı amaçlarla kullandığı bazı hesapların sahibi olduklarını, müvekkilinin birikim yaptığı hesaptan başka bir Euro hesabı daha olduğunu, müvekkilinin bu hesabı ile …’in Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu ve paranın hesapta teminat olarak durduğunu, müvekkili …’ın 2009 yılında kefaletinin sona erdirilmesi ve 2010 yılında ise kefalet olarak gösterdiği hesaptan 100.000 Euro çekmek istediğini, davalı banka şubesi tarafından tüm hesaplarına …’e verilen kredi nedeniyle bloke konulduğunu ardından sorunun çözülmesi için davalı bankanın bir yazı istediğini, müvekkilinin yazı istenildiğinde 82 yaşında ve uzun seneler Almanya’da yaşadığı için Türkçesinin iyi olmadığını, olayın akabinde durumu eşine anlattığını ve eşi …’ın banka şubesindeki yetkililerle görüşerek yazı içeriğini gördüğünde 560.000 Euro’luk hesaptaki paranın tamamının müvekkilin kiracısı olan …’e ödenmesi ile ilgili bir talimat olduğunu ve talimatın altında müvekkili …’a ait olmayan imzanın bulunduğunu, sonra yapılan bir takım işlemlerle …’i müvekkiline senet ile borçlandırıldığını ve bu senetleri müvekkilinin heabına bağlandığını, davalı banka şubesinin kredi batağını kurtarmak adına müvekkilinin hesabını kullandığını ve dava dışı … ile işbirliği içerisinde hareket ettiğini, davalı banka personellerinin müvekkilinin hesaplarından çeşitli isimler altında kesintiler yapıp başka hesaplar açarak bu paraları oralara aktardıklarını, BK.nun 66.maddesi gereği banka çalıştırdığı kişilerin kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlü olduğundan davalı bankanın müvekkillerine verilen bu zararları giderilmesinden sorumlu olduğunu ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işlem tarihinden itibaren bankalarca işlem tarihinden itibaren 10.000 Euro’nun döviz mevduatına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacıların müvekkil bankanın … Şubesi nezdinde müşterek ve münferit vadesiz mevduat hesaplarının bulunduğunu, davacıların talepleri doğrultusunda yapılan işlemlere ait fişlerde hesap sahipleri davacıların imzalarının bulunduğunu, iddia edildiği gibi davacılara zorla talimat imzalattırılması gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacıların kendi iradeleri ile bilerek ve isteyerek …’in hesabına para aktarımı yaptıklarını, davacıların dava dışı … ile iş ilişkisi içerisinde olduklarını, davacıların …’den aldıkları senetlerin aralarındaki anlaşmadan ileri geldiğini, davacının …’e olan kefaletini sona erdirmek istediğini ancak tek taraflı olarak kefaletini geri alamayacağını, 26/10/2011 tarihinde davacıya 10.000 Euro vadeli hesap açma işlemi yapılmış olup hesap cüzdanının davacının kendisinde olmadığını beyan ettiğini ve kendisine yeni hesap cüzdanı verildiğini, iddia edildiği gibi 10.000 Euro luk herhangi bir hesap işletim ücreti kesintisi olmadığını ve var olduğunu kanıtlaması gerektiğini, davacı …’ın şubeye her geldiğinde kendisine hesapları hakkında güncel bilgilerin verildiğini ve 1996 yılından beri müvekkil banka tarafından davacının talimatı olmadan hiçbir işlem yapılmadığını, davacının iddia ettiği olayların 2009-2010 yıllarında yaandığını, davacının zararı var ise 2013 yılından müvekkil banka şubesinde yeni bir hesap açtırdığını, davacının kaybettiği parasını geri kazanmanın yollarının peşinde olduğunu, davacının 82 yaşında olduğu ve Türkçesinin düzgün olmadığı iddia edilmiş ise de davacının yaptığı bir çok karmaşık sayılabilecek bankacılık işlemini yaptığını, davacıların banka personellerinin davacıların hesaplarından kesintiler yapıp başka hesaplar açarak aktardıkları iddilarının tamamen gerçek dışı ve iftira olduğunu, davacılar tarafından 15/01/2012 tarihinde müvekkil bankaya verilen şikayet dilekçesi üzerine müfettiş raporu hazırlandığını, şikayet edilen hususların doğrulayan bir bulguya rastlanmadığını ve tüm bu nedenlerle …’e ihbarı ile davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacıların banka hesaplarından bilgileri dışında havale edildiği iddia olunan paranın iadesi istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; hesap dökümleri, bankacılık sözleşmeleri, savcılık dosyası, dekontlar, taahhütname, talimat yazıları, tutanak, müteffiş raporu, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı … tarafından davalı banka hesabından dava dışı …’e yapılan ödeme talimarının altındaki imzanın davacı … eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı Grafolog Kirman Yolcu tarafından hazırlanan 26/07/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”… Şube Müdürlüğü’ne hitaplı el yazısı ile yazılmış olan 29/04/2010 tarihli dilekçede …’a atfen atılmış imza ile …’a ait mukayese imzalar arasında işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğitim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından inceleme konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı tarafın varsa zarar miktarının tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, Emekli Banka Müdürü/Müfettişi … Mali Müşavir … ve Borçlar Hukukçusu … tarafından hazırlanan 30/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Davacılara ait …, … ve … numaralı müşterek vadeli mevduat hesaplarının 04/05/2010 tarihinde erken ödeme ile kapatılmasının, davalı banka tarafından dava dışı … AŞ.nin kredi teminatı olan mevduat rehinlerine müracaatı sonucu oluşmadığı çünkü banka kayıtlarına göre adı geçen dava dışı şirketle davalı bankanın 12/03/2012 tarihine kadar kredili çalışmaya devam ettiği, davalı bankaya rehinli bulunan davacılara ait söz konusu müşterek vadeli mevduat hesaplarında bulunan bakiyelerin, mevduat rehin sözleşmelerinin tarafları olan rehin alan banka, rehin veren davacılar ve lehine rehin verilen … AŞ.nin dışında, üçüncü şahıs konumunda bulunan …’e 04/05/2010 tarihinde havale edildiği, davacıların müşterek heasplarına … borçlu … alacaklı 35 adette toplam 650.020,00 Euro tutarlı senedin alınması, bir bölümün tahsil, kalan 25 adet senedin ise 03/01/2013 tarihinde davacı … tarafından tutanakla teslim alınması birlikte değerlendirildiğinde yapılan işlemlerin dava dışı … AŞ.nin kredilerinin teminatı olmak üzere düzenlenen Mevduat Rehin Sözleşmeleri ile ilişkisinin bulunmadığı, bu durumda dava dışı …’e yapılan havale işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi gerektiği, davacılara ait dava konusu müşterek Euro vadeli mevduat hesapları ile Euro vadesiz mevduat hesapları taraflar arasında imzalanan Bireysel Bankacılık Sözleşmelerinin 5.1.maddesi uyarınca ”Teselsüllü” müşterek hesap olarak kabul edildiği, bu hesaplar hesap sahiplerinin her birinin tek başına para çekme ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu hesaplar olduğu, gerek davalı bankanın matbu vadeli mevduat vade bozumu talimatlarında, gerek havale dekontlarında gerekse de 29/04/2010 tarihli banka şubesine hitaben yazılan talimatta … ve …’ın imzaları bulunduğunu, her ne kadar 29/04/2010 tarihli talimattaki … atfen atılmış bulunan imzanın, uzman bilirkişi tarafından adı geçene ait olmadığı tespit edilmişse de diğer fiiş ve belgelerde mevcut bulunan …’a ait imzalara davacıların bir itirazı bulunmadığı, ayrıca … CBS tarafından davalı banka şube müdürü ile dava dışı … hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu durumda takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacılara ait mevduat hesaplarından dava dışı …’e gönderilen 3 adette 550.000,00 Euroluk havale işlemlerinde mevzuata aykırılık bir hususun bulunmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde; davacıların davalı bankada müşterek hesapları bulunduğu, hesabın bankacılık uygulamasında “Teselsüllü Müşterek Hesap” olarak adlandırıldığı, buna göre Teselsüllü Müşterek Hesap sahibi ortaklardan her birinin tek başına her türlü işlemi yapabileceği, dava konusu ihtilafın davacılara ait … Şubesi nezdindeki … nolu ve … nolu hesaplarından dava dışı …’in aynı şubede mevcut bulunan … nolu EURO vadesiz mevduat hesabına havale edilen 238.738,00 EURO, 261.262,00 EURO ve 50.000,00 EURO olmak üzere toplam 550.000,00 EURO tutarının dava dışı …’in hesabına aktarılması olduğu, bu paranın aktarılmasıyla ilgili 29/04/2010 tarihli yazılı talimat bulunduğu, yaptırılan imza incelemesine göre 29/04/2010 tarihli yazılı talimattaki davacı …’a atfen atılan imzanın davacı … eli ürünü olmadığının tespit edildiği, 29/04/2010 tarihli yazılı talimatta imzası bulunan diğer davacı …’ın imzasının sıhhatiyle ilgili bir tartışma bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan Bireysel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin 5.1 maddesine göre kararlaştırılan “Teselsüllü Müşterek Hesap” uygulamasına göre davacılara ait mevduat hesaplarından dava dışı …’e gönderilen üç adette 550.000,00 EURO’luk havale işlemlerinde mevzuata aykırı bir hususun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 394,80-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 340,40-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.467,70-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 132,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.14/01/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪