Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/638 E. 2019/318 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/638
KARAR NO : 2019/318
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2014
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …l ili … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel sayılı 9.657 m2 miktarlı taşınmazın 3/140 payın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın … tarafından anlaşma yoluyla kamulaştırılacağının öğrenilmesi üzerine … ile yapılan görüşmelerde taşınmaz üzerine …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasından konulmuş haciz bulunduğunu ve öncelikle bu hacizin kaldırılmasının gerektiğinin bildirildiğini, dosyanın incelenmesinde davalı şirketin 10/05/2011 tanzim tarihli 25.000-TL bedelli vade tarihli olarak 10/05/2011 ve 01/08/2011 vadeli olan bonoya dayalı 23/08/2011 tarihinde 25.215,75-TL alacak için icra takibi başlattığının öğrenildiğini, fakat müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu taşınmazı ile ilgili olarak davalı şirket personeli, arsa üzerine lüks inşaat yaparak müvekkiline çok fazla kazanç sağlanacağı vaat ettiklerini ve müvekkilinin bazı belgeler imzalattığını, bu işlerden anlamayan ve geçinme zorluğu çeken müvekkilinin davalı şirket personelinin istediği bazı evraklarını imzaladığını ancak bir bono imzaladığının farkında olmadığını, takip dayanağı bono üzerinde “Bedeli malen ahzolunmuştur.” ibaresinin bulunduğu ancak müvekkilinin davalıdan herhangi bir mal almadığını, takip dayanağı bono incelendiğinde senet metni içinde vade tarihinin 10/05/2011 olarak yazıldığını, üst tarafta ise ödeme günü kısmında 01/08/2011 tarihinin yazıldığını, yani senet üzerinde birbiriyle çelişen iki ayrı vade bulunduğunun görüldüğünü, bu şekilde iki ayrı vade taşıyan senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığından takibin iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasından ve takip dayanağı senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazda kat karşılığı inşaat yapmak amacıyla müvekkili şirket ile anlaşma sağladığını, bu amaçla kök Muris … adına olan tapu kaydının mirasçılarına intikal işlemlerine gidildiğini, Hissedarlardan … ile birlikte …, … (davacının annesi), …, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan vekaletnameleri alınarak o tarihte müvekkil şirket ortaklarından olan ve şirket adına takip işlemlerini yürüten … ile kendisine yardımcı …’i vekil tayin ettiğini, Taşınmazın vergilendirmelerinin yapılandırılması nedeni le müvekkil şirket hesabından 100.251,00-TL EFT gerçekleştirildiğini, bir kısım harcamaların … tarafından elden verilmek suretiyle yapılandırma sonucu belirlenen 25.062,51-TL lik iki taksit de müvekkil şirketin ortağı …’ün eşi olan …’ün kredi kartından ödendiğini, Takip dayanağı senetteki 10.05.2011 tarihinin tanzim tarihi olduğu, 01.08.2011 tarihinin ise vade tarihi olduğunu, Müvekkil şirkete … Şubesindeki … nolu hesabından 10.05.2011 tarihi itibariyle verilen ve bu hesaptan tahsil edilen 11.900-TL çek bedeli borçtan kurtulmaları şeklinde lehlerine yapılan kazandırmalar olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddi ile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava davacının davalıya…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takip nedeni ile borçlu olup olmadığı tespiti istemidir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ön protokol gereğince senedin verildiği konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmasının imkansız hale geldiği, ayrıca bu senedin davalı tarafından sözleşmeye konu edilecek taşınmazın vergi borcu ve sair masrafların karşığılında davalıya verildiği konusunda da uyuşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı bu senedin davacının taşınmazdaki hissesi nazara alınarak bu hisse miktarını aşan kısım yönünden bedelsiz olup olmadığı hususunda olduğu görüldü.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 25.000-TL asıl alacacağın ve 215,75-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.215,75-TL alacağın tahsili amacıyla 22/08/2011 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 25/08/2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizce Dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacılara ödenen paranın masraf ve vergi borçları karşılığında olup olmadığı, inşaatın yapılmamasında davalı …’ın bir kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazdaki hissesi dikkate alınarak bu hisse miktarını aşan kısım yönünde bedelsiz olup olmadığı, imar hukuku yönünde taşınmazın imara elverişli olup olmadığı, üzerinde sözleşme tarihi itibariyle inşaat yapılıp yapılmayacağı yönünden rapor tanziminin istenmesine karar verildiği, Bilirkişiler tarafından sunulan 30/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; 09/03/2016 tarihli, … sayılı, Vergi ödemesi konulu … belediye Başkanlığının …. ATM’ne 06/05/2015 tarihli ve … E sayılı yazısına cevaben sunulan dilekçede. İntikal yılı olan 2011’e kadar gerçekleşen tüm ödemelerin toplamı 205.895,79-TL olduğu, 31.05.2011 tarihli ve … numaralı … belediye başkanlığı yeniden Yapılandırma Taksit Planında taksit planına istinaden … 06.09.2011 işlem tarihli İnternet Hesaba EFT Dekontunda Davalı … Şubesi … numaralı hesabından, …Bankası, … IBAN numaralı, … Belediyesi hesabına 100.251,00-TL EFT işleminin gerçekleştiği, …’ün eşi olan …’ün kredi kartı ekstrelerinde; 29.06.2011 tarihinde ve 20.07.2011 tarihinde olmak üzere … Bld Bşk. Açıklamalı, 2 adet 25.062,51-Tl kesildiği, 20.07.2011 tarihli ve … numaralı … Belediyesi tahsilat E-makbuz’unda … tarafından 25.062,51-TL ödeme yapıldığı, … Şubesindeki … nolu hesaba ait; İstanbul, 10.05.2011 tarihli, … numaralı çekin … emrine 11.900-TL olarak … tarafından keşide edildiği, bu çekle ilgili Davalı …’ın yevmiye defterlerinde 10.05.2011 tarih be … yevmiye nolu yevmiye kaydı mevcut olduğu, yine dosya kapsamında mevcut olan … hesap hareketlerinde 10.05.2011 tarihinde, “ÇEK: …’a ödenen açıklamalı” 11.900,00-TL ödeme yapıldığı, 05.02.2015 tarihli taviz bedeli konulu … Genel Müdürlüğü İstanbul … Bölge Müdürlüğü’nden gelen müzekkere yanıtında davacı … hissesine isabet eden (3/140) 25.866,96 TL’lik taviz bedelinin 20/05/2014 tarihinde … nolu makbuz ile Maliki tarafından yatırılmış olduğu, taşınmazın bulunduğu yerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirildiği alan sınırına alındığı 30.07.2012 tarihli ve 3507 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın şekil yönünden hukuka aykırı bulunarak Danıştay … Daire’nin 10.09.2014 tarihli ve E. …, K. … sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeni ile anılan Bakanlığın söz konusu alanda yetkili idare olarak işlem yapabilmesi için usulüne uygun olarak yeniden karar alınması gerekeceğinden, söz konusu alanda “özel proje alanı” olarak imar uygulamasının mevcut haliyle devam etmesi mümkün olmadığı, Bu durumda, koruma amaçlı imar planlarının yürürlükte olduğu söz konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulamasının durduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu, yemin edası ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı, Taraflar arasında yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesi için imzalanan ön protokol uyarınca davalı tarafa teminat olarak verildiği iddia olunan malen kayıtlı 25.000 TL bedelli senedin 10.05.2011 ve 01.08.2011 olmak üzere çift vade tarihi taşıdığı ,karşılığında bir malın teslim alınmadığı taşınmazın vergi borçlarına karşılık verildiği, karşı tarafın vergi borcunu ödediğine dair bir belge sunmadığı gibi sunsa bile davacı hissesinin 206 m2 olup buna karşılık gelen vergi borcundan sorumlu tutulabileceğini ve bu senedin arsa üzerinde ileride yapılacak inşaat ile ilgili vergi ve masraflardan kaynaklanacak alacak için alındığı iddia edilse dahi ileride yapılacak ve miktarı belli olmayan masraflar için alınan senedin teminat senedi niteliğinde olduğu ,bu nedenle takibe konu senetten borçlu olmadkları iddia olunmuş, davalı tarafından ise inşaatın imkansız hale geldiği ,senedin vergi borçlarına istinaden alındığı belirtilerek haksız davanın reddi gerektiği beyan olumuştur.
… Belediye Başkanlığı’nın 23.07.2015 tarihli … sayılı yazısında … İlçesi, … Mahallesi, … ada, 17 parselde kayıtlı taşınmazın 22.07.2015 tarihi itibariyle vergi borçları sunulmuş olup, … sicil noda işlem gören … adına ilgili taşınmaza ait 4.761,44-TL vergi ödemesinin yapıldığı ve borcunun olmadığı bildirilmeştir
… Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün … sayılı10.02.2015 tarihli yazısı ile Uyuşmazlık konusu İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … ada, … parsel sayılı taşınmazın 24.05.2006 tarihli ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Yenileme Alanı” sınırı içinde kalmakta iken, 30.07.2012 tarihli ve 3507 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımın yetkilendirildiği alan sınırına alınmıştır. Ancak, anılan 3507 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürütülmesinin durdurulması ve iptali talebiyle açılan davada Danıştay … Dairemin 10.09.2014 tarihli ve E. …, K. … sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, sözkonusu taşınmazın 21.01.2007 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım Planda ve 16.08.2012 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planda 18. madde uygulama alan sınırı içinde kısmen konut alanı, kısmen de turizm tesisi alanı olarak ayrıldığının bildirildiği, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yer, teoride “sit alanı planlaması” olarak “koruma amaçlı imar planı” uygulamasına tabi olup planlama sürecinde planlama faaliyetleri tamamlanınca söz konusu parselde bir imar uygulaması mümkün olabileceği, söz konusu taşınmazın “elverişsiz imar durumu” göz önünde bulundurulduğunda, davalı şirketin hissedarlarla tarihsiz “Kat Karşılığı Ön Protokolü” akdetmesi nedeniyle davacıdan talebinin söz konusu olamayacağı anlaşılmıştır.
Davalı taraf yemin deliline dayanmakla ve karşı tarafa yemin teklif ettiklerini beyan etmeleri üzerine hazırlanan yemin metnini mahkememize sunmuş ve … 31.01.2018 tarihli celsesinde davacı … tarafından :
“Davalı … A.Ş. ile hissedarı bulunduğum … ilçesi, … ada … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma konusunda görüşmediğime, bu amaçla ön protokol imzalamadığıma, başlangıç aşamasında davalı şirketçe tarafıma hiçbir para ödenmediğine, ayrıca davaya konu 25.000 TL. bedelli senedi, davalı şirketçe tarafıma ödenen para ile şirketin taşınmazın intikal işlemleri ve vergi borçları için nam ve hesabımıza yaptığı harcamalar nedeniyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin hayata geçmemesi halinde geri ödemem gereken miktar olarak kabul edip imzalamadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklinde yemin eda olunmuş HMK 238 maddesi uyarınca beyanında ısrar edip etmediği tutanağa geçirilmediği görülmekle davacının yeniden yemin edası için Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat ile davalı vekili tarafından sunulan;
“Davalı … A.Ş. ile hissedarı bulunduğum … ilçesi, … ada … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma konusunda görüşmediğime, bu amaçla ön protokol imzalamadığıma, başlangıç aşamasında davalı şirketçe tarafıma hiçbir para ödenmediğine, ayrıca davaya konu 25.000 TL. bedelli senedi, davalı şirketçe tarafıma ödenen para ile şirketin taşınmazın intikal işlemleri ve vergi borçları için nam ve hesabımıza yaptığı harcamalar nedeniyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin hayata geçmemesi halinde geri ödemem gereken miktar olarak kabul edip imzalamadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklindeki yemin metnini davacı asilin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasında icra ettiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’un 225. maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Yeminin konusu, uyuşmazlıkla ilgili olan ve davanın çözümü bakımından önem taşıyan vakıalardır. Davada çekişme konusu olmayan hususlar ile usulüne uygun olarak ispatlanmış vakıalar yeminin konusunu oluşturmaz.
6100 sayılı HMK düzenlemesine göre; taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur. Hatta iddiasını ispat eden taraf buna rağmen yemin teklif edecek ve karşı taraf da yemin eda edecek olursa bunun herhangi bir hükmü yoktur.
Davacı tarafından iki kez mahkeme huzurunda yemin eden davacının yemininde ısrar ettiği ve HMK 238 maddesi uyarınca geçerli bir yemin edasının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Anılan durum karşısında yemin edası da nazara alınarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere ön protokol kapsamında , davacının yatırması gereken taşınmazın intikal işlemleri ve vergi borçları için davacı adına yaptığı harcamalar nedeniyle alındığı iddia olunan senede dayalı takip nedeni ile taşınmazın imar durumunun elverişsizliği nedeni ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin hayata geçmemesi nedeni ile davalının davacıdan talep hakkının söz konusu olmadığı, takip konusu senedin teminat senedi olarak verildiği ve tamamının bedelsiz kaldığı bu itibarla davacı yemini nazara alınarak davanın kabulü gerektiği kanaatine varılmış, teminat olarak verilen senedin takibe konu edilmesi nedeni ile davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takip nedeni ile 10/05/2011 tanzim tarihi, 25.000-TL bedelli, 10/05/2011 ve 01/08/2011 vadeli senet nedeni ile davacıya borçlu olmadığının tespitine,
Alacağın %20 oranı olan 5.000-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.722,49-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 430,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.291,84-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.025,89-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 455,85-TL ilk gider, 1.200-TL bilirkişi, 243,35-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.899,20-TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır