Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/514 E. 2018/442 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/514
KARAR NO: 2018/442

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 30/10/2013
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01/06/2010 tarihli Kurumsal Finansman Kredisi Sözleşmesi’ne dayanarak davalı bankadan 01/06/2010 tarihinde 900.000-EURO (2.463.300-TL) tutarında kurumsal finansman kredisi çektiğini, Davalı bankanın müvekkilinden bu işlemden dolayı yaklaşık olarak 141.750-TL dosya masrafı ve komisyon ücreti adı altında alınan fazlaları tahsil ettiğini, … Hukuk Dairesinin 10/02/2011 tarih ve … E. – … nolu kararından da görüleceği üzeri, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmelerinde toplam borç miktarı belli iken sonrasında dosya masrafı ve komisyon gibi masraflar adı altında tüketiciden herhangi bir masraf alınamayacağının belirtildiğini, Bankanın tüketiciye kredi verirken tüketici ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik bankanın önerdiği her türlü şarta itiraz etmeksizin gayri ihtiyari imza atmak zorunda kaldığını, bankaların ticari kuruluş olduklarından 5411 sayılı Kanun çerçevesinde faiz oranlarını belirleyebileceklerini, bankaların harcamış olduğu giderlerini faiz gelirlerinden mahsup ettikleri için tüketiciden sigorta, komisyon ve dosya masrafı gibi bir masraf alamayacaklarını, Bankalar Birliği ile BDDK’nın uygulamaya başlattığı sözleşmenin küçük puntolar ile yazılmaması ile net ve kısa yazılması yönündeki kuralının tacirleri de kapsadığını, Tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme hükümlerinin yok sayılacağı ve genel işlem koşullarına dürüstlük kurallarına aykırı şekilde karşı taraf aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümlerin kurulamayacağının açık olduğunu, Davacı her ne kadar şirket gibi görünse de krediye başvuran imzalayan ve krediyi kullananın birey … olduğunu, kredi vermesine rağmen menfaat temin edenin aslında banka olduğunu belirterek müvekkilinden tahsil edilen toplam 141.750-TL’lık fazla tutarın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile sözleşme imzalamak suretiyle davacının komisyon ve sair giderleri ödemeyi kabul ettiğini, kullandığı krediler ile ilgili komisyon ve sair giderleri tamamen kendi rızası ile ödediğini, Böylelikle müvekkili bankanın kredi vermesini sağlayan ve bu suretle menfaat temin eden davacının krediyi kullandıktan sonra bu komisyon ve sair giderler ile ilgili en küçük bir itirazda dahi bulunmadığını, yaptığı ödemelerden sonra müvekkil bankayı kayıtsız şartsız ve gayrikabili rücu ibra ettiğini, Davacının tacir sıfatını haiz olduğunu, açılan davanın Tüketici Kanunu’na göre açtığını, Davacı şirkete ait hesap ekstresinden de görüleceği üzere, davacıdan toplam 52.445-EURO tutarında komisyon tahsil edildiğini, müvekkili Bankanın davacıya kullandırdığı kredilerden komisyon-masraf almasında yasal ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, Türk Ticaret Kanunu ve Bankalar Kanunu gereğince tahsil olunacak masrafların nitelik ve azami sınırlarının bankalarca serbestçe belirlenebileceğini hükme bağladığını, Davacının dava konusu komisyon ve sair giderleri tamamen kendi rızası ile ödediğini, bu ödemelerden sonra hesaplarından bir çok işlem gerçekleştirdiğini, davacının aradan geçen onca işlem ve zaman zarfında herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu işlemlerin davacının bilgisi ve rızası dahilinde gerçekleştiğini, Tacir sıfatını haiz davacının müvekkil bankadan kullandığı kredilerin tüketici kredisi olmadığını, kullanılan kredinin tüketici kredisi gibi gösterilerek davanın hukuki bir gerçekliğinin de bulunmadığını, Davacının tacir sıfatını haiz bir ticaret şirketinin olduğunu, davacının tüketici olmadığını, davacının müvekkil Banka’dan kullandığı kredinin niteliği itibariyle tüketici kredisi olmadığını, bu nedenle davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı bankadan çekilen kredi nedeniyle dosya masrafı ve komisyon ücreti adı altında yapılan kesintinin haksız olup 51.813,94 euro karşılığı 141.750,00 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı bu sözleşmeye göre davacının kredi kullandığı, bu kredi kapsamında masraf ve komisyon ücreti adı altında dava dilekçesinde belirtilen miktar kadar hatta daha fazla miktarda kesintinin yapıldığı konusunda uyuşmazlık olmayıp, bu kesintinin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davacı tarafından iadesinin istenip istenemeyeceği ve ibranın bu kesintiyi kapsayıp kapsamadığı konularında olduğu görüldü.
Mahkememizce Tarafların iddia ve savunmaları sunulan deliller ve banka kayıtları birlikte incelenerek davacının davalıdan komisyon ve sair masrafları adı altında yapılan kesintinin iadesini isteyip isteyemeyeceği konusunda mahkememizce 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verildiği, Bilirkişiler Prof. Dr. …, … ve … tarafından hazırlanan 01/12/2014 tarihli kök raporda; Banka’ca 01.06.2010 tarihinde davacı şirkete 1.737.000 TL (899.533,93 EURO karşılığı) tutarında kredi kullandırıldığı, Kullandırılan kredi ile ilgili olarak Banka’ca toplam olarak 52.450 EURO tutarında komisyon kesintisi yapıldığı, Bununla birlikte komisyon adı altında yapılacak kesintilerin kredi tutarının % 5’ini aşmaması gerektiği, Kullanılan kredinin miktarı 899.533,92-EURO olduğuna göre, bankanın toplam olarak yaklaşık 45.000-EURO olduğu, Banka’ca davaya konu edilen kredi işleminden dolayı azami olarak komisyon adı altında yapılabilecek azami tahsilat tutarı 44.976,70 EURO olmasına rağmen komisyon adı altında toplam 51.098-EURO tutarında tahsilat yapıldığı, sonuç olarak Banka’ca davacı şirketin kullandığı kredi ile ilgili olarak mevduat hesabından 52.445 EURO tutarında tahsilat yapıldığı, yapılan tahsilatın 7.468,30 EURO’luk kısmının kredi sözleşmesine aykırı olarak haksız şekilde yapıldığı kanaatine bildirilmiştir.
04/02/2015 tarihli celsede Taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı vekilince 1.097.264,26 EURO kredi kullandırıldığı ve buna göre masraf kesintisi yapıldığı belirtildiğinden bu itirazında değerlendirilerek kullandırılan kredi miktarının tespiti ve yapılan kesintinin belirlenmesi ve ayrıca davacının 06/01/2015 tarihli dilekçesindeki beyanlarınında incelenmesi ve bu şekilde ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 23/11/2015 tarihli ek raporda; Davalı Banka’nın düzenlediği “Taksit iç Verim Listesi” kredi anapara ve ferilerini de kapsadığından, krediye yönelik başka herhangi bir hizmet için “Liste” dışında komisyon, masraf adı altında müşteriden tahsilatta bulunulması, “Liste” de “Kar” adı altında tespit edilen verimin artırılmasına yönelik olacaktır. 26.05.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne göre 01.06.2010-11.10.2010 tarihleri arasında belirli vadeli geri ödeme planına göre kullandırılan krediler hakkında mevcut sözleşme hükümlerinin uygulanacağı, genel kural olarak belirlenen kredi maliyetinin başka unsurlarla aldırılmaması hususu, 6098 (01.07.2012 Türk Borçlar Kanunu) ve 6101 sayılı Yasaların uygulamasına açık olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce 31/10/2016 tarihli celsede Ana rapor ve ek raporun birbirini teyit etmemesi nedeniyle iddia ve savunmaların, aldırılan raporların ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi amacıyla dosyanın yeni oluşturulacak üçlü bilirkişi heyetine tevdine karar verildiği, Bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 25/05/2017 tarihli 2. raporda; Davalı Banka tarafından kullandırılan 900.000,00 Euro tutarlı 2 no.lu proje kredisinden (KFD talep formunda da belirtildiği şekilde) Davalı Bankanın Davacı Firmaya ne kadar komisyon oranı uygulayacağını deklare ederek, %1 nispetinde komisyon tahsil edeceğini belirtmesine rağmen, Bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirmiş olduğu maksimum komisyon (%5) oranının da üzerinde, (%5.44) komisyon uygulayarak, maddi bir hata yaptığının tespit edildiği, Davalı Banka tarafından 5 parçada toplam 1.097.264,26 Euro kredi kullandırılmıştır. Söz konusu kredilerden toplam 13.165,66 Euro komisyon tahsil edilmesi gerekirken, Davacı aleyhine 39.279,34 Euro fazlalıkla 52.445,00 Euro tahsil edildiği kanaatine ulaşıldığı, Söz konusu ibranamenin tüm işlemleri ibra ettiği şeklinde değerlendirilmesi durumunda; Davacı firmanın talebinin yerinde olmayacağı; Aksine ibra etmeyeceği şeklinde değerlendirilmesi halinde ise, Davacının fazladan tahsil edilmiş olan 39.279,34 Euro’luk komisyon tutarını, Davalı Bankadan talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
04/10/2017 tarihli celsede dosyaya ibraz edilen iki bilirkişi kurulu raporlarındaki hesap ve tespitler birbirleriyle çelişkili olduğu görülmekle dosyanın üçlü Bir heyetten rapor alınara, iddia ve savunma, ibraz edilen rapor ve ek raporlarında irdelendiği rapor ibrazının istenmesine karar verildiği, bilirkişiler …, …, … ve … tarafından sunulan 22/12/2017 tarihli 3. Raporda; Davalı Bankanın davacıdan, sözleşme ve mevzuat hükümlerine aykırı olarak fazladan yaptığı tahsilat tutarının 4.000- EURO olduğu; eğer davacının davalı Bankayı işbu komisyon tutarlarının iadesine yönelik alacağı bakımından ibra ettiği kabul edilmediği takdirde, davacının davalıdan 10.940-TL (4.000 EUR- dava tarihinde talep edilen kur 1 EUR = 2.375) tutarında iade alacağının olduğunun; bu alacağın talep gibi dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin kabul edilebileceği, Fakat ibranameler hususunda davacının davalıdan, fazla komisyon ücreti tahsilatlarının iadesine ilişkin bir alacağının olmadığının kabul edilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Davalı … Bankasının … Şubesi ile davacı … Ltd. Şti arasında 26/05/2010 tarihinde 5.000.000-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye ayrıca, müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu olarak …’in kefalet imzasının alındığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın akdedilen sözleşme ve bu sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler nedeniyle tahsil edilen komisyonların tamamının iade isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Banka’ca 01.06.2010 tarihinde davacı şirkete 1.737.000-TL (899.533,93 EURO karşılığı) tutarında kredi kullandırılmış, kullandırılan kredi bedeli, önce 1157360-1 nolu mevduat hesabına kaydedilmiş ardından davacı şirketin 1157360-3 nolu mevduat hesabına 899.533,92-EURO olarak alacak kaydedilmiştir. Aynı tarihte 587.454-EURO ve 312.075-EURO ve 4-EURO olmak üzere toplam 899.533-EURO davacının mevduat hesabından çekilmiş, mevduat bakiyesi 0,92-EURO’ya düştüğü, ardından 02.06.2010 tarihinde davacı şirketin mevduat hesabına 49.000 EURO para yatırıldığı, yatırılan paranın tamamının (49.000 EURO) 2 nolu Proje Komisyonu adı altında Banka tarafından mevduat hesabına borç kaydı düşülmek suretiyle tahsil edildiği, 28.06.2010 tarihinde aynı mevduat hesabına 400 EURO yatırılmış olup hesap bakiyesi 400,92 EURO’ olmuştur. Aynı tarihte (28.06.2010) …’den gelen 1.866 EURO ile birlikte hesap bakiyesi 2.266,92 EURO’ya baliğ olmuştur. 29.06.2010 tarihinde 6 nolu proje komisyonu olarak 1.930 EURO ve 5 nolu komisyonu olarak da 168 EURO Banka tarafından tahsil edilmiş, hesap bakiyesi 168,92 EURO’ya düştüğü, 05.08.2010 tarihinde davacı şirketin mevduat hesabına 800 EURO yatırılmış olup, hesap bakiyesi 852,24 EURO’ya ulaşmıştır. Hesaptan Banka’ca 05.08.2010 tarihinde 747-EURO tutarında “ Kısa vadeli (1 yıldan az)” açıklamasıyla hesaptan komisyon olarak para çekilişi yapıldığı ,25.10.2010 tarihinde … tarafından davacı şirkete ait mevduat hesabına 600-EURO tutarında havale gönderilmiştir. Böylelikle davacı şirketin mevduat hesap bakiyesi 25.10.2010 tarihi itibariyle 600 EURO olmuştur. Aynı tarihte (25.10.2010) mevduat hesabından “Kısa Vadeli 1 yıldan az)” açıklamasıyla 600 EURO Banka tarafından tahsil edildiği, Davalı Banka tarafından davacı şirketin mevduat hesabından 2 nolu proje komisyonu, 6 nolu proje komisyonu ve 5 nolu proje komisyonu ve kısa vadeli (1 yıldan az) açıklamaları adı altında toplam olarak 52.445 EURO tutarında tahsilat yapıldığı banka kayıtları üzerinde bilirkişilerce yapılan inceleme sonucunda tespit olunduğu anlaşılmıştır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144.maddesi; Bakanlar Kurulu nun ödünç para verme işlemlerinde faiz oranları ve katılma hesaplarında kar ve zarara katılma oranlarının yanı sıra kredi işlemlerinde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar yada oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkili olduğu ve bu yetkinin Merkez Bankasına devredilebileceği hükmündedir.
Merkez Bankası Bakanlar Kurulunun 2006/11188 sayılı kararına dayalı olarak verilen yetki çerçevesinde yayımlamış olduğu 2006/1 sayılı konuya ilişkin tebliğin 4.maddesi kapsamında faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların serbestçe belirlenebileceğinin düzenlendiği ve Bankalarca serbestçe belirlenen azami oranların TCMB’na bildirilmekte olduğu ve davalı banka tarafından TCMB’na 23/10/2008 tarihli bildirimle dönem olarak geçerli olan söz konusu krediler için alınacak komisyon tutarını azami %5 olarak belirlemiş bulunduğu bu davalı Banka tarafından kredi kullanımı nedeniyle kar payı dışında davacı müşterisinden GKS’nin 28.maddesi kapsamında %5 oranına kadar, komisyon alma hakkının bulundu anlaşılmıştır.
İbraz edilen ve hükme esas alınan 3. Rapor da belirtildiği üzere Davalı Bankanın davacıdan, sözleşme ve mevzuat hükümlerine aykırı olarak fazladan yaptığı tahsilat tutarının 4.000 EUR karşılığı 10.940 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı banka davacı tarafından ; Banka ile sözleşme imzalamak suretiyle davacının komisyon ve sair giderleri ödemeyi kabul ettiğini, kullandığı krediler ile ilgili komisyon ve sair giderleri tamamen kendi rızası ile ödediği davacı tarafından yapılan ödemelerden sonra bankayı kayıtsız şartsız ve gayrikabili rücu ibra ettiği ileri sürülmüş olup;
Davacı tarafından davalı bankaya 12/11/2010 tarihli mevcut borcun yeniden yapılandırılması amacıyla yazılmış yazı içeriğinde “bankanızın yapmış olduğu tüm işlemleri kabul ettiğimizi, Bankanızı bu güne kadarki tüm iş ve işlemlerden dolayı, kayıtsız şartsız ve gayri kabili rücu olarak ibra ettiğimizi belirtir” şeklinde bir ibra beyanına yer verilmiştir.
Davalı bankaya hitaben 06.08.2014 tarihinde yazılmış olan ikinci yazı, esas itibariyle, kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere davalı Banka lehine tesis edilmiş olduğu anlaşılan gayrimenkul ipoteklerinin teminatların kaldırılması için yazılmış ve yazının 4’üncü maddesinde aynı zamanda; “gerek iş bu yazımız çerçevesinde yapılacak olan işlemler, gerekse de bankanızın bu güne kadar yapmış olduğu menfi va da müspet tüm işlemler olmak üzere yukarıda belirtilen teminatın kaldırılması nedeni ile Bankanızdan herhangi bir talebimizin bulunmadığını, ayrıca Bankanızdan kullandığımız krediler nedeniyle Bankanızca kar payı, komisyon, ücret, vergi harç, masraf ve her en ad altında olursa olsun yapılmış ve yapılacak tahsilatların tamamen bilgimiz, talimatımız ve rızamız dahilinde gerçekleştiğini, tüm bu hususlara ve tahsilatlara ilişkin Bankanızı gayrikabili rücu ibra ettiğimizi, kabul, beyan ve taahhüt ediyoruz” şeklinde İBRA beyanına yer verilmiştir.
Taraflar tacir olup, kredi sözleşmesi de her iki tarafı ticari işletmesi ile ilgilidir. Öte yandan Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği tarihte eski Borçlar Kanunun yürürlükte olup Eski Borçlar Kanununda ise, Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesini düzenleyen yeni TBK.md.21 ve devamı hükümleri yer almamaktadır. Bu nedenle Genel Kredi Sözleşmesinin 28.2.1 maddesinde yer alan, “komisyon oranlarının mevzuatın müsaade ettiği en üst sınırdan olmak üzere Banka tarafından tek taraflı olarak tespit ve uygulanabileceği yönündeki hüküm geçerli olduğu davacının bankaya verdiği ibranamede, davalı Bankaya menfi müspet bütün işlemlerinden dolayı ve tahsil etmiş olduğu komisyon ücretlerinden dolayı ibra etmiş olduğu bu itibarla davacının davalı Bankayı fazla tahsil etmiş olduğu komisyon ücretleri bakımından da ibra etmiş olduğu ve dolayısıyla da fazla tahsil edilmiş olan komisyon tutarlarının iadesini davalıdan talep etme hakkının bulunmadığı kanaatine varılmış anılan durumu karşısında davanın reddi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 2.445,05-TL. nin 35,90-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 2.348,85-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 14.090-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu 900-TL bilirkişi giderlerinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır