Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/313 E. 2019/1187 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/313
KARAR NO : 2019/1187
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/04/2009
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili iflas masasının, davalı-borçlulara ilişkin masa alacağı olmasınarağmen, davalılar tarafından bu borcun ödenmemesi nedeniyle, davalı-borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icratakibine geçildiğini, davalı-borçlular tarafından icra dosyasına yapılan haksız vekötüniyetli itirazları üzerine icra takibin durduğunu, Borçlar Kanunu1hun 73/1. Maddesine göre, Borç bir miktar paradan ibaret isetediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur” dendiğini, müvekkili iflas masanının bir para alacağının olduğunu, birkısım davalı-borçluların … İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, davaIı-borçluların borçlarının olmadığına dair itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, takip konusu alacağın, iflas masası alacağı olduğunu, davalılar tarafından bahsi geçen ek ödeme-borç ödenmediğinden, masa vekili olarak davalı- borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı-borçluların, icra takibi yapılmasına rağmen bugüne kadar hisselerine düşen masa alacaklarını ödemediklerini, Müflis kooperatifin Ana Sözleşmesinin 61. maddesine göre; Her ortağın kendisine düşen binayı kesin maliyet bedeli üzerinden kabul edeceğinin belirtildiğini, yine 63. Maddesinin ise, ortağın sermayesi ile yatırdığı paranın toplamının kesin maliyet bedelinden indirilerek, geri kalanın genel kurulca taksitlerle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bahsi geçen maddelerde ortakların ek ödeme ile yükümlü tutulduğunu, Kooperatifler Yasasının 31. maddesinin uygulanmasının gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşmiş kararlarına göre ortaklardan ek ödemeyi kooperatif veya ancak iflas dairesinin talep edebileceğini, takip konusu alacağın inşaat maliyetine ait ek ödemeye ilişkin ilam ile kesinleşmiş alacak olduğunu, bu nedenle davalı-borçluların borcun esasına ve talep edilebilirliğine yönelik itirazlarının herhangi bir hukuki dayanağının olmadığını, faiz oranına itirazın da haksız ve kötü niyetli olduğunu, takip talebinde borçlu olarak gösterilen kişilerin, T.C. İstanbul Valiliği Sanayive Ticaret İl Müdürlüğünün, İflas Masasına kooperatif üye isim ve adreslerinin sorulduğu yazıya vermiş olduğu cevabi yazıda zikredilen Kooperatif üye listesine istinaden yer aldıklarını, resmi yazıya göre hazırun olarak yer alan kooperatif üyeleri olduklarını, davalıların takibe yönelik itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, takip konusu alacakta likit, davalılar tarafından bilinebilir ve belirlenebilir olduğundan dolayı davalılar aleyhine alacağın asgari %40’ı oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu gayrımenkulü, … İcra Müdürlüğünün … Es. sayılı dosyası ile satışa çıkartıldığını ve müvekkili tarafından 19.12.2002 tarihinde bu satış yoluyla edinilmiş olduğunu, kooperatifin müvekkilini 26.06.2005 tarihinde yapılacak 2003-2004 yılı olağan genel kurul toplantısına çağırdığını, bunun üzerine müvekkilinin … Noterliği, 07.06.2005 tarih ve … sayılı ihtarnamesi kooperatif üyesi olmadığını belirten ihtarnamesi ile toplantıya katılmayacağını belirttiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı İflas Masası vekilinin toplam 46 kişi aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, huzurdaki davanın bir evveliyatının mevcut olduğunu, yaptıkları araştırmalar neticesinde, hak iddiasında bulunan … tarafından Müflis Kooperatif aleyhine icra takibi yapıldığını, daha sonra bu takibin yargılama konusu olduğunu, … tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde iflas davası açıldığını, davanın iflas karan ile neticelendiğini, İflas dosyasında henüz bir iflas idaresinin oluşturulmadığının anlaşıldığını, bu nedenle davacının, huzurdaki dava yönünden taraf sıfatı bulunmadığını, mahkemenin huzurdaki ihtilaf yönünden yetkili olmadığını, müvekkillerden bir kısmının 1994 yılında ferdileşmeye geçen kooperatiften bu tarihten çok sonraları daire aldıklarını hatta bir kısmının ikinci üçüncü el şahıslardan satın aldıklarını, bir kısım müvekkilin kooperatife hiç üye olmadığını, sadece taşınmaz alıcısı konumunda olduğunu, bu nedenlerle davacının öncelikle taraf sıfatı bulunmadığını, Kooperatifler Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, kooperatif tüzel kişiliği dışında, üyelere karşı hak ve alacak talebi ileri sürülebilmesi baza yasal koşullar gerektiğini, Yargıtay Kararlarına göre; Kooperatif üyelerinin sorumluluğu koydukları sermaye payları ile sınırlı olduğundan, fazlaya ilişkin miktarlar için kooperatif üyesine gidilebilmesinin mümkün olmadığını, Genel Kurul tarafından ve anasözleşmeye uygun olarak alınan kararlar dışında üyelere ek ödeme yüklenemeyeceğini, Kooperatifin üyesi bulunmayan yalnızca bağımsız bir bölüm satın alan kişilerden alacak talep edilebilmesinin mümkün olmayacağını, talep edilen alacağa, faizine ve faiz oranına itiraz ettiklerini, Davacı tarafın, varlığını iddia ettiği ve daha önce kendilerinden talep edilmeyen bir alacak için fahiş miktarda faiz işlettiğini, adeta temerrüt gerçekleşmiş gibi hareket ettiğini, oysa, olayda herhangi bir temerrüt durumu olmadığından; B.K. 101 usulüne göre temerrüde düşürülmeleri söz konusu olmadığından, temerrüt faizi işletilerek talep edilebilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, alacaklı …’nun bir kısım kooperatif yöneticileri ile birlikte hareket ederdek, suni bir alacak yaratarak, üyelerden haksız menfaat sağlamaya çalıştığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; söz konusu müflis – kooperatifle hiçbir ilişkisi olmadığını, herhangi bir borcunun bulunmadığını, tapu kayıtlarının incelenmesinde görüleceği üzere 08.03.2004 tarihinde kooperatif üyelerinden … … isimli şahıstan yine bu şahsa aitolan gayrimenkulu satın aldığını ve yine aynı kişiye 18.09.2006 yılında sattığını, gayrimenkule sahip olduğu süre zarfında, kooperatif tarafından telep edilen tüm aidatları da kendilerine ödediğini, makbuzların mevcut olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takibin ve davanın tarafına neden yöneltildiğini anlayamadığını, zira davacı kooperatife hiçbir zaman üye olmadığı gibi hiçbir şekilde de daire almadığını, kooperatifte bulunması muhtemel tek kaydının arkadaşı olan ve yurtdışında ikamet eden … ‘ın davacı kooperatifin yapmış olduğu dairelerden kooperatife üye olmadan haricen tapu devri yoluyla almış olduğu dairenin elektrik ve su aboneliklerini vekalete istinaden yapması olduğunu, bunun haricinde kooperatifle ve yapılmış dairelerle hiçbir ilgi ve bağlantısının bulunmadığını, dolayısıyla hiçbir şekilde davayla ve borçla bir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkisizlik kararı verilerek dosyanın ilgili Bakırköy Asliye TicaretMahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, her bir davalı için ayrı takip yapılması gerektiği ve ayrı ayrı itirazın iptali davası açılması gerektiğini, aynı dosyada takip yapı ması ve dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kooperatifin kurucularından olmadığını, üçüncüel olarak satın aldığını, kooperetifin borcu olduğunu haricen duyduğunu, … Noterliğinden ihtar gönderidiğini borcu kabul etmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, kooperatif alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 32.217,47-TL asıl alacak, 99.141,82-TL işlemiş faiz ve 36.125,93-TL asıl alacak olmak üzere toplam ….484,36-TL alacağın tahsili amacıyla 10/06/2008 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçluların borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, İstanbul Ticaret Sicil’den gelen kooperatif kayıtları, müflis kooperatifin İflas Müdürlüğünde bulunan kayıtları, tüm dosya kapsamına göre, öncelikle davalıların kooperatif üyesi olup olmadıklarının tespiti ile (bu yönde savunmada bulunan davalılar olduğundan) Kooperatif Sözleşmesi Hükümleri, Kooperatifler Kanununun 29, 30, 31. maddeleri ve diğer ilgili hükümler nazara alınarak ve kooperatifin iflasına dayanak olan nedenler de gözetilerek, müflis kooperatifin davalılardan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti için gerekçeli ve denetime olanaklı olacak şekilde inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verildiği, Emekli Banka Müdürü SMMM Bilirkişi …, Kooperatif Bilirkişisi … ve Kooperatif Bilirkişisi … tarafından sunulan 07/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı kooperatifin ana sözleşmesinde, kooperatif anasözleşmesinde ek ödeme yükümünün düzenlenmemiş olduğu, Genel Kurul kararlarında bütçe açığını (bilanço) kapatmak amacıyla herhangi bir ek ödeme yükümlülüğüne ilişkin bir kararında alındığı tespit edilemediğinden, ek ödeme talebinin Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye aykırı olduğu, Davalılardan …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ‘nin davacı … Kooperatifinin ortağı olmaması nedeni ile her ne ad altında olursa olsun, kooperatif veya iflas masasına karşı borçlu olamayacağı, icra takibine yaptıkları itirazın haklı ve geçerli olduğu, Davacının kooperatif ana sözleşmesinin 21. maddesine istinaden “kooperatifin amacı gereği yapılması gereken ödemelerin” talep edildiğinin kabulü halinde ise; kooperatif ortaklarının borçlu olduğu davacı tarafından belgeleriyle ispat edilmeden, alacak-borç belgeleri dosya içerine konulmadan, denetime elverişli ve hukuka uygun hesaplama yapılmasının olanaklı olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları nazara alınarak, bilirkişilerden taraf iddia ve savunmaları, dosyaya ibraz edilen deliller, … Ağır Ceza Mahkemesi dosyası içerisinde bulunan, mahkememize gelen kooperatif kayıt ve belgeleri, daha önce dosyaya sunulan bilirkişi raporu, itiraz ve beyan dilekçelerinin irdelendiği rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verildiği, Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. …, Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. … ve SMM Bilirkişi … tarafından sunulan 25/09/2018 tarihli 2. Bilirkişi raporunda; Alacaklı ile borçlular arasında ek ödemeye ilişkin alacağın doğması için kanunen aranan şartlar gerçekleşmediği için davalılar ile ek ödeme yükümlülüğünü doğuran borç ilişkisi kurulmamış olduğu, Davalılar ile Kooperatif arasında borç ilişkisinin varlığını gösteren bir kayda rastlanmadığı kanaati sebebiyle Ana Sözleşmenin 21. Maddesinin de şartlarının gerçekleşmediği, …, …, …, …, …, …, … …, …, … isimli davalıların Kooperatif üyesi oldukları, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … Ve … hakkında sermaye taahhüdü veya başkaca ortak olduklarını, aidat ödediklerini gösteren herhangi bir kayda rastlanmadığı için zımni ortak sayılamayacakları kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlık kooperatif tarafından ek ödeme kapsamında talep edilen alacağa ilişkin olup, Davacı, Ana Sözleşme’nin 61, 63. maddeleri çerçevesinde Kooperatif Kanunu’nun 31. maddesine dayanarak ek ödeme talep etmiştir.
Ek ödeme yükümlülüğü, kooperatifin faaliyetlerini sürdürebilmesi, tüzel kişiliğin korunması ve bilanço açıklarının kapatılması için ana sözleşmelerle getirilebilir. Ana sözleşmelerinde ek ödeme yükümlülüğü bulunan ortakların bunu kooperatife ödemesi gerekir. Ek ödeme yükümlülüğünde, bilanço açıklarını kapatmak için ortağın belirli bir miktarda veya iş hacmiyle ya da sermaye paylarıyla orantılı bir şekilde sınırlı ya da sınırlı olarak sorumlu tutulması söz konusudur. Ortakların ek ödeme yükümlülüğünün ihdası için alınacak kararlarda tüm ortakların onayı gerekir (KK md.52/1). Ek ödeme yükümlülüğünün, bilanço açıklarını kapatmak amacıyla getirilmesi ve bu hususun ana sözleşmede düzenlenmesi gerekir.
Ek ödeme yükümlülüğünün dayanağı olarak gösterilen Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 61-63 maddeleri (İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 10.07.2013 tarih ve 93592 sayılı Yazısının ekinde sunulan Ana Sözleşme), Kooperatif Kanunu’nun 31.maddesi çerçevesinde ek ödeme yükümlülüğünün dayanağı niteliğinde olmadığı,Ayrıca davacı tarafından, ek ödeme yükümlülüğünün miktarı ve tahsili konularına ilişkin genel kurul tarafından ek ödeme yükümlülüğüne ilişkin herhangi bir kararın alınmamış olduğu, alacaklı ile borçlular arasında ek ödemeye ilişkin alacağın doğması için kanunen aranan şartlar gerçekleşmediği için ek ödeme yükümlülüğünü doğuran borç ilişkisi kurulmamış ve alacak doğmamış olduğu anlaşılmıştır.
… İcra dairesi … E. Sayılı dosyası ile alacaklı … tarafından yapılan yapı ve inşaat masraflarının kooperatifçe ödenmemesi üzerine toplam ….484,34 TL alacağın borçlulardan kooperatif hisseleri oranında tahsili amacıyla başlatılmış olup Ana sözleşmenin 21. Maddesi uyarınca Kooperatifin üçüncü kişiye olan borcunun doğrudan ortaklardan tahsil edilebilmesi için genel kurulun bu konuda karar alması ve bu durumun ticari belgelerle desteklenmesi şart olup davalılar ile Kooperatif arasında bu anlamda borç ilişkisinin varlığını gösteren bir kaydın olmaması sebebiyle Ana Sözleşmenin 21. Maddesinin de şartlarının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
Kooperatife ait Ana sözleşmenin 10. maddesinde ortak olmanın nitelik ve şartları açıklanmış, ortaklığa kabul kenar başlıklı 11. maddede, ortak olmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kuruluna başvuracakları, ortaklığa kabulün yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşeceği, kabul veya ret kararının on beş gün içinde yazı ile bildirileceği, kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren bir ay içinde sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksidi ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paralara eşit meblağı bir defada ödemesi gerektiği, yedek üye yapılamayacağı; ölüm halinse ise 16.maddeye göre ferdi münasebete geçilmesinden önce ölen ortağın kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortaklığın kanuni mirasçıları lehine devam edeceği, aksi halde ölen ortağın hak ve borçlarının 15.maddeye göre tasfiye edileceği; Ortaklığın devri kenar başlıklı 17.maddede ise, ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmesi halinde devredilebileceği yönetim kurulunun bu şekilde devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı, devir halinde eski ortağın hak ve borçlarının yeni ortağa geçeceği vu bu devir sebebiyle ayrıca kooperatife ödemede bulunmalarının istenemeyeceği düzenlenmiştir. Ana Sözleşmenin 20/2 maddesinde de kooperatife giren her ortağın girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı diğer ortaklar gibi sorumlu olduğu; bu çerçevede tüm ortakların kooperatif borçlarına karşı, taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumlu olduğu (20/1) düzenlenmiştir.
Uygulamada zımni ortaklık kavramı ile ifade edilen, ortaklığın devri suretiyle ortaklık sıfatının değiştirilmesi için aranan prosedürün izlenmemesi halinde yazılı olarak ortaklığa kabul edilmek için başvurulduğu halde karar alınmamış veya alınmış karar ilgiliye tebliğ edilmemiş olsa da kooperatif ile bu şahıs arasında normal ortaklar gibi hukuki ilişki başlamışsa zımni ortaklığın oluştuğu kabul edilmektedir.
Bu kapsamda davalıların kooperatif üyeliklerinin incelenmesi ile Davalılardan, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nun Hazirun Cetvellerinde isim ve imzalarının bulunduğu, davalı …’in ise son olarak 17.05.2000 tarihli genel kurul toplantısında isim ve imzasının bulunduğu, bunun dışındaki diğer davalıların hazirun cetvellerinde isim ve imzalarının bulunmadığı,
235 ada, 1 noluparselin tüm bağımsız bölümleriyle tapu kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davalılardan …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nin 19.04.1994 tarih ve … yevmiye no ile gayrimnekulü Tahsis yolu ile edindiği, diğer davalılar adına kayıtlı gayrımenkuller bulunduğu ancak, bu davalıların gayrimenkulleri edinme sebebi olarak Tahsis değil satış yolu ile edindiği,
Davalılardan …’ın, …’ın, …’nın, …’in, …’nin, …’ın, …’in, …’in, …’nin kooperatif ortağı olduğu,
Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nin davacı kooperatifin ortağı olmadığı, ortağı olmaması nedeni ile kooperatif veya iflas masasına karşı borçlu olamayacağı ve pasif husumet bulunmadığından davanın bu davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Kooperatife ait 2004 yılı ticari defterler üzerinde yapılan incelemelerde, 01.01.2014-31.12.2014 tarih aralığında ortaklardan herhangi bir alacağın bulunmadığı, 31.12.2014 itibarıyla … numaralı “yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri” hesabında 17.846,27 TL bakiyenin bulunduğu, buradan, inşaat maliyetlerinin tamamlanmadığı, inşaatın devam ettiğinin anlaşıldığı, … numaralı “diğer çeşitli borçlar” hesabında ise 31.12.2004 itibarıyla kooperatifin …’ya 15.630,55 TL tutarında borcunun bulunduğu, kooperatif üyesi olan davalıların herhangi bir borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Anılan durum karşısına Alacaklı ile borçlular arasında ek ödemeye ilişkin alacağın doğması için kanunen aranan şartlar gerçekleşmediği için davalılar ile ek ödeme yükümlülüğünü doğuran borç ilişkisi kurulmamış olduğu; Davalılar ile Kooperatif arasında borç ilişkisinin varlığını gösteren bir kayda rastlanmadığı Ana Sözleşmenin 21. Maddesinin de şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla davalılar …, …, …, …, …, …, … …, …, … yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, …, …, …, …, …, … …, …, … aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.449,20-TL den 44,40-TL. nispi karar harcının mahsubu ile kalan 1.404,80-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar …, …, …, …, …, …, … …, …, … vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 16.179,06-‘er TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, …, …, …, …, …, … …, …, …’e verilmesine,
5-Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725’er TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır