Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/227 E. 2018/965 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/227
KARAR NO : 2018/965

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/07/2014
KARAR TARİHİ : 20/09/2018

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile müvekkilinin davalıdan elektrik enerjisi satın aldığını, davalının yasal mevzuata aykırı şekilde açık ve anlaşılır düzenlemeyen sözleşme dolayısıyla müvekkilini yanıltılarak fazla ve yanlış hesaplamaya dayalı fatura tahakkuk ettirerek, fatura bedellerini tahsil ettiğini, hukuka aykırı şekilde müvekkilinden kayıp kaçak bedeli tahsil edip sebepsiz zenginleştiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin fiyatlandırmada hangi tarifenin uygulanacağı ve hesaplamanın ne şekilde yapılacağı hususunda açık olmadığını,yasal mevzuat gereği TRT payı, belediye tüketim vergisi (BTV), enerji fonu ve KDV hesaplamaları nında tarife 1 uygulanarak hesaplandığını, tarife türü belirtilmeyen sözleşmede davalı tarafından müvekkili aleyhine kayıp kaçak bedellerini içeren tarife uygulandığı gibi mükerrer olarak kayıp kaçak bedellerinin ayrı bir başlık altında fatura edildiğini tahsil edildiğini, kayıp kaçak bedellerinin tüketiciden tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla,
fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyen ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/06/2015 tarihli dilekçesini davası ve talebini ıslah etmiş toplam 1.656.678,490 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ie tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının taleplerinin açık olmadığını,belirterek usulen davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini,
esasa ilişkin olarak dava konusu faturanın TTK 21/2.maddesinde belirtilen süre içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davacının iddiasının aksine, sözleşmede uygulanacak tarife taraflarca belirlenmiş olup indirim oranının ve uygulanacak elektrik tarifesinin belirlendiği madde ile genel işlem koşullarının ilgisi bulunmadığını, taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesi Elektrik Piyasası mevzuatında da tanımı yapılan bir ikili anlaşma olduğunu, ikili anlaşma niteliği itibariyle özel hukuk sözleşmesi olup davacı ile yapılan sözleşmenin 5.2.maddesinde belirlenen tarife davacının tükettiği elektriğe uygulanacak fiyatı belirlemek amacıyla seçilen ve indirim oranının da buna göre belirlendiği bir referans noktası olduğunu, bu nedenle davacının tarifenin içerisinde zaten kayıp kaçak bedeli olduğunu, ayrıştırılmış şekilde yansıtılan ikinci kayıp kaçak bedelinin mükerrer tahsil edildiği iddiasının doğru olmadığını, kayıp kaçak bedeli gibi faturalarda yer alacak gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK’da olup EPDK kararlarının da düzenleyici işlemler olduğundan gerek tedarikçi gerekse müşterileri bağlamakta olduğunu, kayıp kaçak bedeli de EPDK’nın kararıyla birlikte uygulamaya konulan gelir kalemlerinden biri olduğunu, bu nedenle davacının kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmemesi gerektiği yönündeki iddiaların hukuka aykırı olduğunu, yasal düzenlemeler ile EPDK kararlarının yanı sıra kayıp kaçak bedelinin davacıdan tahsil edileceği taraflar arasındaki sözleşmede de hükme bağlandığını beyanla, davanın öncelikle usulde reddini, aksi taktirde esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKEÇE /
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde kayıp kaçak bedeli adı altındaki davacıdan haksız şekilde tahsil edildiği iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik enerjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre:
Davacının, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturaları içinde ; kayıp- kaçak bedeli ve bu bedeller üzerinden TRT payı, belediye tüketim vergisi (BTV), enerji fonu ve KDV adı altındaki tahsilatlar konusunda toplam 1.656.678,490 TL alacağın tahsili istemi ile dava açtığı
Mahkememiz dosyasındaki dava açıldıktan sonra (geçmişe de etkili olarak devam eden davalarada uygulanacak şekilde) 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiştir.
Anılan yasanın 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile ;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu hüküm ile davalı satıcının davacıya tahakkuk ettirdiği faturalar ve bu fatura bedelleri üzerinden yapılan kayıp- kaçak bedeli ve bu bedeller üzerinden TRT payı, belediye tüketim vergisi (BTV), enerji fonu ve KDV adı altındaki tahsilatlar yasal hale gelmiştir.Mahkememizce alınan bilirkişi … ve arkadaşlarının 05/06/2018 tarihli raporu ile yapılan kesintilerin EPDK nun oranlarına uygun olduğu ve fazla kesinti bulunmadığı bildirilmiştir.
Anayasa Mahkemesine yapılan soyut norm başvurusu üzerine verilen 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararda ;
6446 sayılı yasada yapılan değişikliklerin geçici 20 madde ile açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da uygulanacağı konusundaki hükmün iptali talebinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gerekçesi ile reddine
6446 sayılı yasada yapılan değişiklikle 21. Maddeye eklenen 10 benddeki Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlı olacaktır.
Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararı dikkate alınarak yargılamanın devamı sırasında yapılan yasa değişikliği sonucu dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.”denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin … sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının mükerrer tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi talebinin sabit olmadığından reddine, davacının tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi isteminde dava açıldıktan sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 853,90 TL peşin harç ve 27.438,06 TL ıslah harcı toplamı 28.291,96 TL ‘den mahsup edilerek 25,256,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 5.500,00 TL bilirkişi ücreti, 165,10 TL tebligat müzekkere gideri ve 25,20 TL B.V. Harcı toplamı 5.690,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.180,00 TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …