Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/104 E. 2018/846 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2012/104
KARAR NO : 2018/846
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 03/05/2012
KARAR TARİHİ: 19/07/2018
Mahkememizde görülen Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili 03.05.2012 tarihli dava dilekçesinde özetle;
Davacının oturduğu semtten … ı tanıdığını, … ın arkadaşına ait bir şirket ile ona bağlı bir dükkanı devralmak istediğini, ancak mâliyeye ve 3. kişilere borcu sebebiyle kendi üzerine devir işlemi yapamadığını, iki aylık bir süre için davacıya devir yapıldıktan sonra kendi üzerine alacağını söylediğini, o tarihte henüz 19 yaşında olan davacının bu sözlere inanarak şirket paylarını iki aylık süre için devralmayı kabul ettiğini, aradan 2-3 aylık bir süre geçtikten sonra şirket hisselerini üzerine alması istendiğinde adı geçen şahsın üzerinde taşıdığı silahı göstererek davacıyı tehdit edip şirket hisselerini devralmayacağını ve durumu başkalarına anlatırsa kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyleyerek ölümle tehdit ettiği, şiddet uygulayıp darp ettiği, davacının tehdit altında birçok evrak imzaladığı ve adı geçen şahsa vekaletname verdiği,… ın bu vekalet ile şirketi yönettiği, müvekkilinin 18.10.2007 tarihinde gönderilen azilname ile vekaleti hükümsüz kıldığı,
Noterde yapılan işlemlerle şirket paylarından bir kısmının davacıya bir kısmının da davalı …’e devredildiğini,… in de kandırıldığının ortaya çıktığını,
Müvekkilinin 12.12.2006 tarihinde … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak delil yetersizliğinden 01.03.2007 tarihinde takipsizlik kararı verildiği, davacının yeniden yaptığı şikayet üzerine açılan soruşturmanın … sayısı altında devam ettiği, soruşturma dosyasında iddiayı destekleyen tanık beyanlarının bulunduğunu belirterek;
… ve arkadaşlarının davacının imzasını taklit ederek sahte beyannameler düzenleyip kanuna karşı hile yaptıklarını, şirket pay devir işleminin mutlak butlanla batıl olduğunu, şirket paylarının müvekkilinin iradesi sakatlanarak devredildiğini, bu sebeple davacının şirket ortaklığının geriye dönük olarak sona erdirilmesi ,15.03.2006 tarihli Hisse Devir Sözleşmesinin butlan ve irade sakatlığı sebebiyle yapıldığı andan itibaren geriye dönük olarak tüm sonuçları ile birlikte hüküm içermeyecek şekilde iptaline ve ortadan kaldırılmasına, vergi daireleri ve Sosyal Sigortalar Kurumu ile gerçek ve tüzel kişiler nezdinde oluşmuş görünen bütün borcun tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldınlmasına
bunun mümkün olmaması halinde şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı şirket ve davalı şirket ortağı … e tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi vermekdikleri gibi duruşmalarada katılmamışlardır.Davalıların davayı inkar ettikleri yasal sonucu kabul edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; dava ve olay tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK nun 551 maddesi gereğince açılan şirket ortaklığından haklı sebeple ayrılma veya haklı sebeple şirketin feshi istemine ilişkindir.
Davacının bildirdiği deliller toplanmıştır. … CBS nin … sayılı soruşturma dosyası sonunda ….Asliye Ceza Mahkemesi nin … Esas sayılı dosyasında tehdit suçundan dava açıldığı anlaşılmıştır.Dosya örneği alınmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı alınmış davacının 15/03/2006 tarihli devir sözleşmesi sonucu şirketin 2.000,00 Tl bedelli hissesini … tan aldığı, hisse devrinin 10/05/2006 tarihinde sicile tescil edildiği, davacının 04/05/2006 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar ile 10 yıl süre ile şirket müdürü olduğu, diğer davalı … in de şirket ortağı bulunduğu, şirket merkezinin …-… olup mahkememiz yargı alanı içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ve davacının sgk kayıtları alınmıştır.
Dava dosyasında bilirkişi … ın 30/04/2018 havale tarihli raporu alınmıştır.Raporda özetle; “Hile /aldatma ve ikrah/korkutma yönünden hilenin öğrenildiği ve korkutmanın etkisinden çıkıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde davacının pay devir işlemi ile bağlı olmadığına ilişkin olarak bir beyan ileri sürülmediğinden ve bu durumda pay devri sözleşmesine icazet verdiği kabul edilmesi gerektiğinden, bu iddiaya bağlanan 15/03/2006 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali, sorumlu müdürlük görevinin sona erdirilmesi, pay devrine ilişkin 15/03/2006 tarihli sözleşmenin butlan ve irade sakatlığı nedeniyle iptal edilerek ortaklığın sonlandırılması, hile ve ikrah nedeniyle yapılan işlemler sonucu vergi dairesi ve … nezdinde sorumlu müdür sıfatıyla doğan sonuçların yapıldığı ilk andan itibaren ortadan kaldırılması taleplerinin geçerli görülmediği, haklı sebeplerle çıkma veya haklı sebeplerle şirket feshi şartlarının gereçekleşmesi sebebiyle, davacı tarafın talebine bağlı olarak verilecek kararın mahkemenin taktirinde bulunduğunu” bildirmiştir.
6762 sy TTK 551 maddesi- ( 551 – Şirket mukavelesiyle, ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir.
Her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartiyle şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talebedebilir.
Esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirket, muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden istiyebilir.
Bir ortağın şirketten çıkması veya çıkarılması ancak esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet şartiyle muteberdir. Şu kadar ki, ayrılan ortağın hakları, şirketin esas sermayesinin itibari miktarını geçen mallarından ödenir veya payı sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi hakkındaki hükümler gereğince paraya çevrilirse yahut başka bir ortak tarafından devralınırsa esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet etmeye lüzum yoktur. Şeklindedir.
Davacı şirketin feshi için iradesinin cebir ve korkutma ve aldatma ile sakatlandığını iddia etmiş isede irade sakatlığını yaratan sebebin 2006 yılında (cumhuriyet savcılğına ilk şikeyette bulunduğu tarih) ortadan kalkmasından sonra 818 sayılı Borçlar Kanunu 31.mad gereğince yasal bir yıllık süre içinde devir sözleşmesinin iptali için dava açmamıştır.Bu nedenle davacının devir sözleşmesinin iptali istemi hak düşürücü süre gözetilerek kabul edilmemiştir.
Davacı şirketin feshi için haklı sebeplerin kendisinin iradesinin sakatlanması şeklinde oluştuğunu bildirmiştir.Ancak şirket ortaklarının ortaklık iradesinin butlanla sakat olması TTK 551 de sınırlı olarak sayılan şirketin feshi sebeplerinden değildir.
Davacı açıkladığı bu nedenle ancak şirket ortaklığından haklı nedenle çıkmasına izin verilmesini isteyebilecektir. Davacı vekili 19/07/2018 tarihli celsede müvekkilinin şirket ortaklığından dava tarihinden itibaren ayrılmasına karar verilmesi olarak talebini açıklamıştır.
Mahkememizce … Asliye ceza Mahkemesi nin … Esas soruşturma sayılı dosyasında toplanan maddi vakıalar dikkate alınarak davacının şirket ortağı olmak konusundaki iradesinin butlanla sakatlandığı, bununda ortaklıktan çıkmak için haklı sebep oluşturduğu sabit bulunmakla davacının talebi kabul edilmiştir.
Davacının diğer taleplerinin yasal koşullar oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM/
1-Haklı sebeplerin varlığı sabit olmakla davacı …’ın davalı … Tekstil Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki ortaklığından dava tarihi olan 03/05/2012’den itibaren çıkmasına izin verilmesine,
Davacının diğer taleplerinin reddine,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsup edilerek 14,75 TL harcın davalılardan alınarak hazine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ve 21,15 TL peşin harç gideri, 21,15 TL başvuru harcı gideri, 241,5 TL tebligat müzekkere posta gideri ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti toplam 1.283,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/07/2018

Başkan

Üye

Üye

Katip