Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/90 E. 2023/136 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/90 Esas
KARAR NO : 2023/136
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2023
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalılar arasında 21.06.2018 tarihli “Aracılık Sözleşmesi” imzalandığını, 21.06.2018 tarihli sözleşmenin konusu;
“Balıkesir ili, Altıeylül İlçesi, … Mahallesi … ada 1 nolu Parseli 15448,86 m2 yüzölçümlü arsa niteliğinde” taşınmazın 21.06.2018 tarihli sözleşmeye taraf olmayan dava dışı … San. Ve Tic Ltd. Şti’ ye satılmasına aracılık edilmesi ve aracılık işi nedeniyle ödeme ve diğer şartların belirlenmesi olduğunu, davalıların sözleşmedeki alacağa hak kazanmasının koşulu, sözleşmede ifade edilen taşınmazın … Tic. Ltd. Şti.’ ye satılması olduğu açıkça ifade edildiğini, taraflarca imzalanan 21.06.2018 tarihli aracılık sözleşmesinin III/3 Maddesinde ”sözleşmeye konu taşınmazın devrine yönelik anlaşmadan vazgeçilmesi veya taşınmazın herhangi bir sebeple devredilmemesi halinde; aracılar sözleşme gereğince tahsil etmiş oldukları bedeli nakden veya çekler tahsil edilmemişse çekleri derhal iade edeceklerini” açıkça kabul beyan ve taahhüt ettiklerini,
sözleşmeye konu taşınmazın devri gerçekleşmemiş, ayrıca sözleşmenin konusu imkansız hale geldiğini,
sözleşmeye konu işin yetkilisi oldukları şirketin ticari faaliyetlerinin bir konusu olması sebebiyle mevcut sözleşme bir ticari iş olup sözleşmeye konu taşınmazın devri gerçekleşmemiş, ayrıca sözleşmenin konusu imkansız hale gelmiş durumda olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırılık sonucu müvekkili alacağının tahsili amacıyla huzurdaki davaya konu icra takibini başlatıldığını, … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyası ile davalılar/borçlular aleyhine başlatılan icra takibine davalı taraf, haksız ve hukuka aykırı olarak nitelememize yol açan yönü ile hiçbir haklı gerekçe barındırmaksızın itiraz ettiklerini, icra takibine yapılan davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı İcra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olması sebebiyle, davalı borçluların, alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
bu talebin kabul görmemesi halinde taraflar arasındaki 21.06.2018 tarihli akdi ilişkiye dayalı olarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 750.000-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen 15.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline,
her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki aracılık sözleşmesi bedelinin tahsili için açılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davaya konu sözleşmenin, komisyonculuk sözleşmesi değil, simsarlık sözleşmesi niteliğinde olduğu sabit olup, mutlak ticari dava niteliğinin bulunmadığı, davacı taraf açısından sözleşmenin tarafı davacının ortağı bulunduğu şirket değil, davacının kendisi olduğu, bu haliyle davacının fiilinin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu; davacının tacir olmayıp şirket ortağı olmasının da bu durumu değiştirmediği, tüm bu hususlara göre gerek mutlak gerek ise nispi ticari dava şartları bulunmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2. maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15.02.2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”