Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/864 E. 2024/4 K. 03.01.2024 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/860 Esas
KARAR NO : 2024/5
DAVA : Menfi Tespit (Kira)
DAVA TARİHİ : 27/12/2023
KARAR TARİHİ : 03/01/2024

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kira) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Borçlu şirket ile alacaklı … A.Ş. arasında Balıkesir İli Marmara İlçesi sınırlarında kain Ruhsat Numarası:… , Erişim Numarası: … nolu II-B grubu (mermer) sahasının işletilmesi için 10.06.2020 tarihli rödovans sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, alacaklı davalı şirket tarafından borçlu müvekkil şirket aleyhine söz konusu rödovans sözleşmesi uyarınca rödovans bedelinin tahsili amacıyla huzurdaki davaya konu … İcra Dairesi’nin 2023/…E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkil şirketin e-tebligat adresine tebliğ edilmiş olduğunu, tebligatın şirket yetkililerine iletilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, ancak müvekkil şirket aleyhine başlatılan takibin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirketin davalı alacaklı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, dava süresince icra takibinin devam etmesi halinde müvekkil şirket açısından malvarlığının üzerine her an bir haciz konulma tehlikesi ile karşı karşıya kalınacağından müvekkil şirketin, ticari faaliyetlerini haciz baskısı altında sürdürmekte zorlanacağını ve bu hususun ileride telafisi imkansız zararlar doğuracağını, bu sebeple Mahkememizce tutulacak tensiple birlikte huzurdaki davada verilecek kararın kesinleşinceye kadar icra takibinin durdurulması yönünde teminat alınmaksızın tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, Mahkememiz teminat hususunda aksi kanaatteyse; Mahkememizce belirlenecek teminat tutarının tarafınca dosyaya yatırılacağını, açıklanan tüm bu nedenlerle, öncelikle İhtiyati Tedbir Talebinin kabulü ile …. İcra Dairesi’nin 2023/…E. Sayılı takibin teminatsız olarak durdurulmasına, davanın kabulü ile müvekkil şirketin … İcra Dairesi’nin 2023/…E. Sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, davalı şirket aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı, davacı taraf kira sözleşmesinin feshi ve ödenmeyen kira bedelinin davalıdan tahsili istemiyle işbu davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemeleri’nin görevi belirlenmiş olup buna göre “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Kira ilişkisi söz konusu olduğunda tarafların tacir olup olmadıklarının da önemi yoktur. Bu nedenle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine aittir.
Kira ilişkisinden doğan her türlü dava (taşınır veya taşınmaz gayrimenkul kira sözleşmesi ayırt edilmeksizin ) değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu anlaşılmakla iş bu davada mahkememiz görevli bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
4-İhtiyati tedbir talebinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır