Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/663 E. 2023/954 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/399 Esas
KARAR NO : 2023/854
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı … uluslararası kargo gönderimi piyasasında önde gelen ve kurulduğu günden bu yana 8 yıldır sektörde saygın yer edinmiş … üyesi ,… tarafından Yetkili Acente belgesine sahip aynı zamanda HIZLI (…) KURYE lisansına sahip bir anonim şirketi olduğunu, gerçek ve tüzel kişi müşterilerinin gönderilerini alıp bu gönderileri …, …, … gibi global firmalar vasıtasıyla hedeflenen yurtdışındaki alıcılara ulaştırmakta, … uluslararası kargo taşımacılığı yapmakta olduğunu, davalı …’ın davacı şirketle aralarında imzalanmış olan 05.08.2020 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 13. maddesinde bulunan özel şartların “n” ve “o” maddelerinde (ek-6 … iş sözleşmesi) iş sözleşmesinin işçinin kendi isteğiyle sona erdirilmesi durumunda rekabet etme yasağı maddeleri bulunduğunu, bu maddelerin ihlali halinde işçinin son aldığı brüt maaşın 4 katı kadar cezai bedel ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği görüldüğünü, ayrıca davalının iş sözleşmesinde bulunan rekabet etme yasağına ilişkin maddedelerdeki cezai şart miktarı olarak oldukça düşük tutulmuş olup, 1 yıl ile de sınırlandırıldığını, davalının çalışma hürriyetine ve mesleki istikbaline engel teşkil edebilecek ağır şartlar içermemekte olduğunu, davacı şirketin aslında çok daha büyük zarar görmesine rağmen icra takibini de hakkı olan 4 brüt maaş üzerinden değil 3 brüt maaş üzerinden başlattığını, davacı şirketin sadece bu cüzi miktarı talep etmiş olması iyi niyetli olduğunun da bir göstergesi olduğunu, davalı şirket haksız rekabet içeren faaliyetlerde bulunduğu için … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde 2021/… ESAS numaralı dosyası ile dava açtığı … Limited Şirketi bazı kargoları davalı … vasıtasıyla ve …’ın operasyon yöneticisi olduğu rakip firma … … aracılığı ile … … Ticaret Limited Şirketi’ne taşıtmakta olduğunu, davalı … bu davada da davalı konumunda olduğunu, … bazı kargoları … ’ın operasyon yöneticisi olduğu … … aracılığı ile … … Ticaret Limited Şirketi’ne taşıtmakta olduğunu, daha önce davalı …’ın operasyon yöneticisi olarak çalıştığı ve davacının rakibi bir şirket olan … … Limited Şirketi’ne 16.04.2021 tarihli … Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davacı şirkete karşı haksız rekabet faaliyetlerinde bulunan … Limited Şirketi ve haksız rekabetten dolayı açtıkları davada davalı konumunda yer alan … ve … isimli şahıslar ile ticari ilişkilerini sonlandırmaları ve davacının daha fazla zarar görmesine ortak olmamaları konusunda uyarı yapıldığını, hatta bu konu ihtarnamenin gönderilmesinden sonra telefon ile iletişim kuran davalıya da anlatıldığını, ancak bir sonuç alınamadığını, huzurdaki davalı … bu şirket ve şahıslarla ticari faaliyetlerini arttırarak sürdürdüğünü, davalı hakkında… İcra Dairesi 2021/… Esas dosya numaralı icra takibi başlatıldığını, dayanak olarak davalının iş sözleşmesinde yer alan 3 brüt maaş tutarındaki cezai şart maddesi dayanak olarak gösterildiğini ve davalının aldığı son brüt maaş olan 3.188,19 TL X 3 yani asıl alacağı 9564,57 TL olan icra takibine başlandığını, davalı haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve alacak likit ve kesin olduğundan takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, icra takibinin mevcut icra dosyasından devamına yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … … firmasında operasyon yöneticisi olarak çalışan davalı borca itiraz dilekçesinde de bahsettiği gibi herhangi bir haksız fiil ve eylem gerçekleştirmediğini, personelin tecrübe sahibi olduğu alanda çalışmasına engel olmak ekonomik geleceğini tehlikeye sokacağı gibi çalışma hürriyetine de aykırı olduğunu, zira buna ilişkin ayrı bir haksız rekabet sözleşmesi de imzalanmadığını, bununla birlikte davalı, davacı … bünyesinde kurye elemanı olarak çalışmış ve ticari sırlara vakıf olamayacağı bir göreve sahip olduğunu, her ne kadar müşteri fiyat çalışma sıklığı gibi bilgilere sahip olduğu iddia edilse dahi davalı … nin müşterilerle hangi şart ve koşullarda ve hangi fiyat üzerinden anlaştığını bilmemektedir ve bilebilecek konum ve yetkiye de sahip olmadığını, davacı firmanın davalıyı işe alma sebebi tecrübe sahibi olması olduğunu, davalının yıllarca lojistik sektöründe hizmet verdiğini, tecrübesini … de kazanmadığını, zira halen iş ilişkisi devam eden … … da lojistik dahil pek çok sektörde hizmet veren bir şirket olduğunu, bahsedildiği gibi … ‘nin çalışma modeli kullanılmadığı gibi her ne kadar gerçek dışı olsa da müşterilere teklif verilmesi de hukuka aykırı ve haksız rekabet teşkil eder bir hal olmadığını, davalı halen çalışmakta olduğu … … şirketinde yalnızca operasyon yöneticisi olarak çalışmaktadır ve kuryelerin sorunsuz teslimat gerçekleştirmesi için düzenleme yapan görevli olduğunu, firmanın kimlerle çalışacağına, hangi fiyat ve koşulları sunacağına, sektördeki hangi firmalara fiyat ve teklif sunulacağına karar verebileceği bir iş tanımı ve yetkisi olmadığını, bağımsız ve serbest çalışan … …’un iş teklifi ve çalıştığı kişilerden çalışanının sorumlu tutularak davalının sözleşmesine aykırı olarak haksız rekabete konu eylemleri olduğu iddiası gerçek dışı olduğunu, davalı hakkında haksız rekabete ilişkin ciddi iddialar bulunup ispatlanmamış ve soyut iddialar olduğunu, haksız rekabetin tespitine ilişkin dava açılmış olup öncelikle iddiaların ispatlanması ve bu yönde kesinleşmiş bir hüküm kurulması gerekmekte olduğunu, bu hüküm esas alınarak tazminat davası açılmalı ve kusur ve sözleşme hükümleri dikkate alınarak tazminat miktarı belirlenmesi gerektiğini, belirlenen ve kesin hüküm ile ilamlı icra yoluyla bir takip başlatılması gerekirken usulen hatalı ve belirlenemeyecen bir alacak ile icra takibi başlatıldığını, kanun gereği belirlenebilir alacaklar icra takibine konu olabilirken belirlenemeyen alacaklar alacak davasına konu edilebileceğini, davacının dava dilekçesinde iyiniyetlerinin göstergesi olarak belirtmiş olduğu son brüt ücretin 4 katına kadar istenebilecek tazminatın 3 katının istenmiş olması durumu da alacağın belirlenemeyen bir alacak olduğunu gösterir bir durum olduğunu, itirazın iptali davasının açıklamış oldukları icra takibinin açılmasındaki usulsüzlük sebebiyle reddini, derdestlik itirazlarımızın incelenerek davanın reddini, haksız ve usulsuz icra takibi sebebiyle davacıya en az %20 olmak üzüre kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası.
2-Taraflar arasındaki süresiz hizmet akdi sözleşmesi
2-Bilirkişi Raporu.
3-Tanık beyanları.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 28/07/2023 tarihli raporda özetle; davalı yanın, istifa suretiyle işten ayrıldığı davacı şirket nezdindeki kurye hizmeti ile istihdamının, müşteri çevresi ile ilgili bilgileri objektif koşullarda öğrenebilecek bir konumda çalışma olmadığı ve davalı yanın rakip firmada çalışması sırasında davacı şirketten elde ettiği müşteri bilgilerinin davacı şirketin müşteri çevresinde gerçekleşen bir azalmaya veya şirketin kazançlarında siparişlerinde ciddi bir düşüşe ya da ilgili piyasada rekabet gücünde geriye dönüşün gerçekleşmesine, kolaylıkla telafi edilemeyecek bir zarar ihtimalinin bulunmasına neden olacak şekilde davacı şirketin önemli bir zararını ortaya çıkartacak nitelikte bir durumu işaret eden bilgi ve belgenin mevcut olmamasından dolayı TBK’nun 444/2. Maddesi kapsamında geçerli bir rekabet yasağı kaydından söz edilemeyeceği, yanlar arasındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin 13. Maddesinin ”n” ve ”o” maddesinde düzenlendiğini, rekabet yasağı hükümlerinin TBK.’nun 445. Maddesine uyarınca, davalı işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde, ”yer” hususu bakımından coğrafi bir bölge, şehir veya işverenin faaliyet alanı ile sınırlandırılma içermediği, keza ”işçilerin türü” yönünden de bir sınırlama olmadığı, ayrıca sözleşmenin 13/n ve o fıkralarında düzenlemenin, ”rakip firmada çalışma/rakip iş yapma şeklindeki rekabet yasağı halini kapsayamayacağını, bu durumda TBK.’nun 444/2. Maddesi kapsamında zaten geçerli bir rekabet yasağı kaydının bulunmadığı hususu öncelikle nazara alınacak olmakla birlikte mahkemenin takdir yetkisinin kullanılmasında sözleşmenin uyarlanması gerekeceği ilkesinden hareketle, davalı işçinin istihdam biçimi ve davalı yanın rakip firmada çalışması sırasında davacı şirketten elde ettiği müşteri bilgilerinden faydalanma derecesi ve davacı şirketin önemli bir zararının ortaya çıkması yönünden davacı yanın somut bir delil sunmadığının da gözetileceğinin değerlendirilebileceğini, ancak mahkemece, davalı yanın dava dışı rakip firmada çalışması sırasında davacı şirketteki çalışması nedeniyle elde ettiği müşteri bilgilerini kullanmak suretiyle davacının önemli bir zararının ortaya çıkmasına neden olabilecek bir duruma sebebiyet vererek yanlar arasındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin 13. Maddesinin ”n” ve ”o” maddesinde düzenlenmiş rekabet yasağı hükümlerinin ihlal ettiği kanaatine varılacak ise; davacı şirketin … İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra dosyasında talep edebileceği cezai şart bedelinin 9.564,57-TL olarak hesaplanabileceğini, sözleşmede öngörülmüş ve hesaplanan işbu cezai şartın aşırı derecede yüksek olduğunun düşülmesi halinde TBK.’nun 182. Maddesine göre indirim yapma yetkisinin sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı şirketin söz konusu 9.5645,57-TL olarak hesaplanan cezai şart alacağına takip tarihi olan 07.04.2021 tarihinden itibaren davacı yanın icra takibinde talep ettiği yasal faiz oranında faiz yürütebileceğini, icra inkar tazminatı taleplerinin sayın mahkemenin takdirinde bulunduğunu bildirmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esaslı sayılı dosyanın incelenmesinde 9.564,57-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 19/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 22/04/2021 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 16/11/2022 tarihli keşif zabtında tanık … …’in hazır bulunduğu; ”Ben davacı şirkette operasyon müdür olarak çalışırım, davalıda kurye olarak çalışırdı, kendisi şirkete gelerek daha önce çalışmış olduğu davacı şirketin bire bir işletim sistemi ve benim şahsi prensiplerimi kullandığını söyledi lüzum üzerine tanıktan prensiplerinin ne olduğu soruldu, mesela ben koliyi üstten açmam altdan açarım çünkü taşınması yasak bir ürün varsa kolinin altındadır mesela bu bir prensiptir bizim sektörde önemlidir davalıda bunu uyguluyormuş, dedi, davalı bizim şirketimizde kurye olarak çalıştı kuryenin tanımlanmış görevi kolileri müşterilerden almak sayım ve kontrolünü yapmak ve havaalanına teslim etmektir, faturalandırmayı muhasebe yapar, kurye fiyat teklifi vermez ancak fiyatları kısmen öğrenme durumları vardır, ayrıca davalı şirketimizde çalışan 3 arkadaşımıza iş teklifinde bulunmuş, araba alırım demiş araba markası çalışma arabasıdır, davacı vekilinin talebiyle soruldu davalı … adlı şirketimize teklif verdiğini ve müşterilyle bizzat çalıştığını beyan etti ayrıca başka bir müşterimiz olan … nın da davalının kendisine fiyat teklifi sunduğunu bilgi verdiğini bana … söyledi, şahitlik ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 16/11/2022 tarihli keşif zabtında tanık … ‘nin hazır bulunduğu; ”Ben davacı şirkette satış temsilcisi olarak çalışıyorum davalı bizzat bana iş teklifinde bulundu, yani çalıştığı şirkette maaş ve çalışma koşullarının daha iyi olduğunu söyledi, orada o şirkette ne işin var burası daha iyi burada çalıştık dedi, … atkı ile ilgili çalıştığını davalı bana söyledi … atkıda bizim şirketimizin en önemli müşterilerindendir ayrıca davacı şirketle çalışan başka firmalarada teklif getirdiğini söyledi, ayrıca bana davalı davacı şirkette çalışırken … fiyatları daha uygun odluğundan davacı şirketin müşterilerini …’ye yönlendirdiğini söyledi, davalı vekilinin talebiyle soruldu, davacı şirket bunu öğrendi benim ihbarıma gerek olmadı benle sadece bilgi almak için konuştu bu durumda ceza alıp alamayacağını sordu, şirket tarafından bu konuda davalının savunması alınmadı dedi, o arada zaten davalı istifa etti bu süreç aynı zaman diliminde yaşandı, şahitlik ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 16/11/2022 tarihli keşif zabtında tanık … ‘ın hazır bulunduğu; ” ben davacı şirkette kurye olarak çalışırım davalı işten ayrıldıktan sonra beni arıyordu bir keresinde dağıtım sırasında dışarıda karşılaştık bana işinden memnun değilsindir benim yanımda çalış bizde ücretler daha iyidir dedi, çalıştığın yerdeki maaşta bir tık daha yüksek alırsın, dedi, araç sende kalır dedi, kuryeliğin özelliği niteliği yoktur benim yaptığı işi herkes yapar ilan verildiğinde bir sürü kurye bulabilir, benim yaptığım işin aynısını da yapar bu sektörde kuryelik için özel bir eğitime gerek yoktur istese benim yerime dışarıda bir sürü kurye bulabilir, araç bizim için önemli değildir, ancak ücret önemli bana bulunduğu teklifi 2 gün düşündüm yönetime durumu bildirdim şahitlik ücreti istemiyorum”şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki 05/08/2020 tarihli iş sözleşmesi 13.maddesi kapsamında davacının rekabet etme yasağının ihlal edip etmediği konularında toplandığı görülmüştür.
Somut Olayda;5.08.2020 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin sunulduğu, davacının SGK kayıtlarının ve icra dosyası ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasının celp edildiği görüldü
Taraflar arasındaki 5.08.2020 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi gereğince davalı işçinin davacı işveren aleyhine kanuna ve sözleşmeye aykırı olarak rekabet yasağı içerisine girip girmediği ve girmiş ise davacının talep edebileceği cezai şart tutarının hesaplanması için dosya nitelikli hesaplama konusunda uzman hukukçu bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu raporun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Borçlar Kanunu 444 . Maddesinde Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi
bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip
işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine
girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin
yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin
önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
445 maddesinde Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek
biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum
ve koşullar dışında iki yılı aşamaz Yine 446 maddesi Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün
zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa,
işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan
zararı gidermek zorundadır. İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı
haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.
447 maddesi de Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı
belirlenmişse sona erer.
Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi
tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.
hükümlerine yer vermiştir.
Borçlar Kanununda işçinin rekabet yasağını ihlal edebilmesini iki ayrı koşula bağlamış olup, bunlardan birincisinin hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin
yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyor olmasını diğerinin ise bu bilgilerin kullanılması, işverenin
önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması şartını aramıştır. Diğer taraftan rekabet yasağına ilişkin olarak işçi aleyhine düzenlenecek yasağı zaman ve yer olarak sınırlandırma koşulunu sözleşmenin geçerlilik şartı olarak aramıştır.
Toplanan deliller ve dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarında, davalı işçinin davacı şirkette kurye olarak çalıştığı, davacının fiyat politikasını bilebilecek pozisyonunda bulunmadığı, muhasebe bilgilerine hakim olmadığı, diğer taraftan yapılan işin özel bilgi ve teknik gerektiren bir özellik arz etmediği kuryelik işinin sır niteliğinde bir iş olmayacağı, tecrübe gerekeceği bu tecrübenin de herkes tarafından edinilebileceği, işçinin işinde zamanla kazanmış olduğu ve kendisinin ayrılmaz bir parçası haline gelen mesleki bilgiler ve tecrübeler sır kapsamında değerlendirilmeyeceği, zira bu durum hayatın normal akışı içerisinde gerçekleştiği, ortada iğfal suretiyle ele geçirilen herhangi bir sırrın bulunmadığı, hüsnüniyet kurallarına aykırı bir şekilde elde edilen veya öğrenilen bir bilgi bulunmadığı gibi bunlardan haksız yere faydalanıldığı ve davacıyı zarara sokacak faaliyetlere dair dosyada bir bilgide olmadığı, davalının görev tanımlaması ile yaptığı işin türü ve niteliği itibariyle işyerindeki gizli bilgilere vakıf olabilecek bir pozisyonunun ve çalışmasının bulunmadığı gibi bunları belirleme yada değiştirme olanağınında bulunmadığı ayrıca sözleşmenin geçerlilik şartı olan yer bakımından da sözleşmede bir sınırlama bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesinde Ayrıntıları ile Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-269,85-TL karar harcının peşin alınan 118,38-TL den düşümü ile eksik kalan 151,47‬-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.564,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne davacı vekilinin yokluığunda karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023

Katip : … Hakim: …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*