Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/632 E. 2023/837 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/493 Esas
KARAR NO : 2023/787
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 11/07/2021 tarihli olağan genel kurulunda asgari karar ekseriyetinin 41 iken genel kurul tutanağındaki tüm kararların 32 ile 37 arasında değişen miktarlarda kabul oyu ile alındığını, bu nedenle bütün kararların yok hükmünde olduğunu, 5 üyenin genel kurula katıldığı halde hazirunu imzalaması ve oy kullanmasının engellendiğini, 3 üyenin ise genel kurula hiç çağrılmadığını, oy kullanması engellenen ve çağrılmayan üyelerle birlikte hazirunun 79 olarak kabul edilmesi gerektiğini, buna göre hukuken karar nisabının 41 olup tüm kararların bu nisabın altında olduğundan yok hükmünde olduğunu, toplantının başlangıcına geciken üyenin, geldiği an itibariyle toplantıya katılıp oy kullanmasını engelleyecek hiçbir hukuk kaidesi olmadığını ve oy kullanmasının engellenmesinin hukuk dışı olduğunu, bu genel kurul sonrası bu üyelerin eski üye olarak kabul edildiğini ve genel kurullara bir daha çağrılmadığını, davalı kooperatifin yönetim kurulunun sırf çoğunluk sağlamak için hileli bir şekilde bahsi geçen 4 üyeyi haziruna kayıt ettiğini, oy kullanımı için vekalet verdirdiğini, genel kurulca borçlu ve borçsuz üyelik statüleri ayrı ayrı değerlendirilerek ayrı ayrı kararlar alındığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 11/07/2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurulunda alınan tüm kararların mutlak butlan ve yoklukla malul olduğunun tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin 2006 hesap yılından itibaren yönetim kurulu başkanı olduğunu, …’ın 2007 hesap yılından itibaren başkan yardımcısı, …’ın ise azledilen yönetim kurulu başkanı …’nin kardeşinin eşi ve 30/06/2019 tarihli genel kurulda azledilen denetim kurulu üyesi olduğunu, azledilen yöneticiler hakkında düzenlenmiş olan Çevre Şehircilik Bakanlığı inceleme raporu ile çok sayıda usulsüz işlem tespit edilmiş olup, soruşturmanın halen sürdüğü gibi davacılar hakkında devam eden ve sonuçlanan çok sayıda soruşturma ve kamu davası bulunduğunu, kooperatif genel kurulunun gündeminin toplantı tarihleri, saati ve adresinin tüm üyelere süresinde ve usulüne uygun olarak bildirildiğini, müvekkili kooperatifin 96 ortak olduğunu, toplantı nisabının 24 olduğunu, hazirun cetvelini imzalayan üye sayısının 71 olduğunu, toplantı nisabının hukuka uygun olduğunu, genel kurula katılan üye sayısının 71 ise de kullanılan oy sayılarının değişkenlik gösterdiğinin tutanakla sabit olduğunu, geciken üyenin geldiği an itibariyle toplantıya katılıp oy kullanmasını düzenleyen bir hukuk kuralı bulunmadığını, … …’in 2018 yılı öncesinde vefat ettiğinden üyeliğinin sona erdiğini ve hazirun listesinde yer verilmediğini, … … ve … …’nün kooperatif üyesi olmadığını, kooperatifin ürettiği ve üyelere tahsis edilmemiş olan daireleri satın alan kişiler olduğunu, bu nedenle hiçbir genel kurula çağrılmadıklarını ve hazirun listesinde yer almadıklarını, muhalefet şerhleri ve tanık beyanları ile sabit olduğu üzere, kabul edilen kararlara ret oyu veren davacıların ve bir kısım üyenin kullanmış olduğu vekaletnamelerin sahte veya geçersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile 11/07/2021 tarihli genel kurul tutanağında, toplantı ve karar nisabının kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunun açık olması nedeniyle butlan tespiti isteminin esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Hukukçu konu uzmanı bilirkişinin 25/03/2022 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle;
… … ve … …’nün toplantı tarihi itibariyle kooperatif ortağı oldukları tespit
edildiğinden genel kurula çağrı mektubu gönderilmesi gerektiği halde gönderilmediği, fakat bunların toplantıya çağrılması halinde katılıp katılmayacakları, katılmaları halinde ne yönde oy kullanacakları belli olmadığından, söz konusu eksikliğin tek başına genel kurul kararlarının butlanı veya iptali sebebi olamayacağı, … , isimli ortakların üyeliklerini devretmiş oldukları, 11.07.2021 tarihli GK toplantısına bunların değil, devir alanların çağrılması gerektiği, bununla birlikte bunlardan … ’ın toplantıda asaleten ve vekaleten temsil edilmediği, …’nun toplantıya asaleten katıldığı, diğer ikisini temsilen devralan … ve soyadı aynı olan bir kişinin katılmış oldukları, ancak toplantıya katılanların hangi yönde oy kullandıkları belli olmadığından KoopK.m.98 atfıyla …m.446/1-b’deki “kararın alınmasında etkili olma” koşulunun ispat edilemediği, bununla birlikte kararların kabul ve red oy sayıları itibariyle küçük farklarla alınmış olması sebebiyle bunun aksinin de kabul edilebileceği,
gündemin 2. Sırasında görüşülen divan heyetinin seçimine dair karar yönünden, hazirun cetvelinde imzası bulunan 71 ortağın esas alınacağı, asgari karar yetersayısının 36 olduğu, divan heyetinin seçimine dair karar 37 kabul oyu ile alındığından karar yetersayısının bulunduğu, gerek toplantı ve karar yetersayıları gerek diğer yönlerden butlan ve iptal koşullarının bulunmadığı, gündemin 3. Sırasında görüşülen, ana sözleşme değişikliklerine dair 3. Madde yönünden, Koop.m.51/2’de ana sözleşme değişikliklerinde “fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluğu” aranmakta olup, teklife karşı oy kullanılmadığından ve fiilen kullanılan tüm oylar teklifin kabulü yönünde olduğundan, gerek toplantı ve karar yetersayıları gerek diğer yönlerden butlan ve iptal koşullarının bulunmadığı,
gündemin 4. Maddesinde görüşülen önceki yıllarda alınan bazı kararların iptaline dair karar 34 kabul oyuyla, gündemin 8. Sırasında görüşülen yönetim kurulu faaliyet raporunun kabulüne dair karar 34 kabul oyuyla, gündemin 10. Sırasında görüşülen 2020 yılı bilanço ve gelir gider hesabının (gelir tablosu) kabulüne dair karar 35 kabul oyuyla, gündemin 13. Sırasında görüşülen aidatların belirlenmesine dair karar 34 kabul oyuyla, Gündemin 14. Sırasında görüşülen 2021 yılı bütçesi ve kalemler arası aktarma yapma yetkisi verilmesine dair karar 37 kabul oyuyla alınmış olup, bu kararların tümü yönünden hazirun cetvelini imzalayan 71 ortağın yanı sıra 4 maddeden itibaren toplantıda hazır bulunduğu toplantı tutanağından anlaşılan 3 ortağın da ilavesiyle 74 ortağın hazır bulunduğu ve asgari karar yeter sayısının 38 olduğu tespit edildiğinden, dava konusu bu kararların, ana sözleşmenin “kararların ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınacağı”na dair 33/2 maddesine aykırı olduğu, davacıların bu kararlardan yalnızca 4, 8 ve 10 nolu kararlar yönünden KoopK.m.53/1’de ve ana sözleşme m.38/1’de aranan karara karşı oy verip keyfiyeti tutanağı geçirtme koşulunu sağladıkları, netice olarak; mahkemenin takdirinin toplantı ve karar yetersayılarının emredici nitelikte olup buna aykırılığın yokluk-butlan sebebi olacağı yönünde olması halinde, 4. Maddeden itibaren (bu madde dahil) asgari karar yetersayısı 38 olup, 4 ila 14. Sırada alınan tüm kararların en fazla 37 kabul oyuyla alındığı gözetilerek, karşı oy verme ve muhalefetini tutanağa geçirtme koşulu da aranmaksızın bu kararların batıl sayılacağı, mahkemenin takdiri, yukarıdaki tespitlerin kanuna ve ana sözleşmeye aykırılık bağlamında iptal sebebi olacağı yönünde olursa, iddia ve taleple bağlı kalınarak, davacıların karşı oy kullandığı ve muhalefetini tutanağa geçirttiği yalnızca gündemin 4, 8 ve 10. Sıralarında görüşülen kararlar yönünden iptal koşullarının mevcut olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Hukukçu konu uzmanı bilirkişinin 29/11/2022 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Kök rapordan sonra dosyaya sunulan gerçek dışı üyelik ve kooperatif ortaklığından istifaların kabulüne dair yönetim kurulu kararları ve diğer belgelerin incelemesi neticesinde, 11.07.2021 tarihli genel kurulda 33 ve daha fazla kabul oyuyla alınmış olan tüm kararların toplantı ve karar yetersayıları yönünden kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olmadığı, önceki yılların hesaplarından dolayı ibraya dair eski genel kurul kararlarının geri alınmasına dair 4. Gündem maddesi ile ilgili karar yönünden, Kooperatifler Kanunu m. 98 atfıyla kooperatiflere de uygulanan, emredici nitelikteki …m.558’e aykırı olması sebebiyle butlan ve iptal koşullarının bulunduğu, diğer kararlar yönünden başkaca kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık tespit edilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Hukukçu konu uzmanı bilirkişinin 29/08/2023 tarihli 5 sayfadan ibaret ikinci ek raporunda özetle; Sonuç olarak, ek rapordaki dava konusu genel kurulun 4. sırasında görüşülen kararın butlanı ve iptali koşullarının bulunduğuna dair tespit ve kanaatlerimize ilave olarak, farklı yönde görüş ve kararların da bulunduğunu Mahkemenin takdirine sunulduğu, konunun hukuki nitelikte olduğundan, ek rapordaki tespitlere itibar edilerek 4 nolu kararın butlanına/iptaline mi yoksa 2016 yılı olağan genel kurulunun 9. ve 14. sıradaki kararlarının çelişkili olduğu, 9. maddedeki ibra kararının ilgili olduğu konuların genel kurulda açıkça tartışılarak ibra kararı verilmediği gözetilerek, esasen müfettiş raporunda tespit edilen ve 14. maddede zaten herhangi bir karar alınmaması yönünde genel kurul kararı da alınan konularda zaten gerçek ve geçerli bir ibranın bulunmadığı gözetilerek dava konusu genel kurulun 4. sırasında alınan kararın geçerli bir karar olduğuna mı karar verileceği tamamen Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… den 11/07/2021 tarihli olağan genel kurula ilişkin evrakların ve … nden davalı Kooperatifin ticaret sicil dosyası suretinin dosya içerisine alındığı görüldü.
Dava, 11/07/2021 tarihli 2020 yılı Olağan Genel Kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti olmaz ise iptali istemine ilişkindir.
“Anonim şirket genel kurul kararları da bir hukukî işlem olması nedeniyle, genel olarak Borçlar Kanunu’ndaki sözleşme serbestîsi sınırlarına tabidir. Borçlar Yasasına göre butlan, bir hukukî işlemin, hukuk düzeni tarafından öngörülen geçerlilik şartlarını içermemesi nedeniyle başlangıçtan itibaren hüküm ve sonuç doğurmamasıdır. Geçersiz bir sözleşme veya karar, kurucu unsurları içermekle birlikte, geçerlilik unsurlarından kamu düzenini ilgilendirecek derecede önemli olanları içermemektedir. Geçersizlik halleri bir genel kural olan 6098 sayılı TBK m. 27 (818 sayılı BK’nun 19-20) maddelerinde düzenlenmiştir. Bir GK kararı şekil ve usul bakımından geçerli olmakla beraber, konusu itibariyle BK m. 19 ve 20 hükümlerine aykırı ise, geçersizdir, yani hukuken hiç bir hüküm ifade etmez. Buna göre bir genel kurul kararı konusu bakımından, kamu düzenine, emredici hükümlere, ahlâk ve adaba, kişilik haklarına aykırı veya konusu bakımından imkânsız ise, geçersizdir. Diğer bir ifade ile, bu durumda GK kararı mevcut olmakla beraber, ölü doğmuştur. Belirtmek gerekir ki, yok sayılan karar veya geçersiz (batıl) bir karar arasında hukukî sonuç bakımından hiçbir fark yoktur; hukukî açıdan her ikisinin de baştan itibaren hiçbir etkisi ve hükmü yoktur. Fark sadece teoriktir; yoklukla malûl GK kararı “kurucu unsurları içermemesi” nedeniyle mevcut değildir; geçersiz GK kararı ise, mevcut olmakla birlikte “geçerlilik unsurlarını içermemesinden” dolayı ölü doğmuştur. Bu durumda, yok hükmündeki GK kararlarında olduğu gibi, geçersiz bir GK kararına karşı da, TTK m. 445’deki 3 aylık hak düşürücü süreye tâbi olmaksızın her zaman geçersizliğin tespiti davası açılabilir. Yargıç, GK kararının geçersiz olduğunu re’sen dikkate alır. Bu itibarla, teknik olarak geçersizliğin ileri sürülmesi bir def’i değil, itirazdır” (Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Sakatlığı ce Müeyyidesi … Pulaşlı).
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde;
İhtilafta çözülmesi gereken temel uyuşmazlık; genel toplantısına çağrılmayan üyelerin bulunup bulunmadığı, usulsüz katılım olup olmadığı, var ise bunların alınan kararların batıl olmaya etkisi hususlarındadır.
Bilirkişi çeşitli çıkarımlarla ek raporlarında toplantıya usulsüz katılanların bir kısmının davacı taraf ile birlikte hareket ettiği, bu nedenle bu oy sayılarının ret oyundan düşülmesi gerektiği görüşünü ileri sürüp buna göre sonuç kanaatini bildirmiş ise de;
… ‘in istifalarının kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararının, yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı olan davacılar … ve … tarafından bizzat imzalandığı, devir teslim belgelerine göre istifa dilekçelerinin bu yönetim kurulu üyeleri tarafından yeni yönetime devir etmedikleri, adı geçenlerin istifalarının taraflar arasında çekişme olmadığı, çekişmeli olsa bile kendi muvazaalarına dayanarak hak talep edemeyeceklerine ilişkin davalı iddiaları karşısında; …’in istifa dilekçeleri bulunmadığı, bu nedenle kooperatif üyesi oldukları, aksi halde de bu kişilerin oylarının ret oyundan düşülmesinin yerinde olmadığına ilişkin davacı iddialarına ilişkin bilirkişi görüşünde; mevcut yönetim kurulunun döneminden önceki istifalarda istifa dilekçesi alınıp alınmadığını mevcut yönetimin bilmesinin mümkün olmadığı, istifasının kabulüne karar verilen bu kişilerin daha sonraki genel kurullarda hazurun cetvelinde bulunmasının davacılar … ve t’in de bulunduğu eski yönetim kurulunun sorumluğu kapsamında olduğunu, takdirin mahkememizde olduğu görüşü beyan edilmiştir.
Yönetim kurulunun üyeleri genel kurula çağırma sorumluluğu ve yükümlülüğü ile üye defteri, üye kayıtları, istifa dilekçeleri, yönetim kurulu kararları, genel kurul kararları itibariyle kimin üye olduğunu tespit edip genel kurula davet etme yükümlülüğü altında olan cari yönetim kuruludur. Eski yönetimin, bu üyelerin istifasının kabulüne ilişkin kararı olmasına rağmen sonraki genel kurullara bu üyelerin katılmış olması ve de istifa dilekçelerinin kooperatifte bulunmamakla istifanın kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararının yoklukla malül olduğunu cari yönetim kurulunun dikkate alması, aksi kanaatte iseler, istifa dilekçelerinin akibetinin araştırılması, böyle bir istifa dilekçesinin bulunup bulunmadığının tespiti ile sonuçta tüm kayıtların gerçeğe uygun olarak tutulmasını, düzeltilmesini sağlama yükümlülüğünün kooperatifte olduğu, kaldı ki bu kişilerin davalı kooperatifçe davaya konu genel kurula çağrıldığı anlaşılmış ve istifa dilekçeleri bulunmayan ve de istifaların kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararından sonra da huzurun cetvellerinde yer alıp, genel kurullarda temsil edilen bu kişilerin, üyeliklerinin kooperatifçe de zaten kabul edildiği, kullandıkları oyların geçerli olduğu anlaşılmış ve bilirkişinin bu oyların geçersiz olduğu ve de geçersiz bu oyların da ret oylarından düşülmesi gerektiği şeklindeki görüşüne mahkememiz katılmamıştır.
Davalı taraf bu hususa ilişkin olarak “kendi muvazaalarına dayanarak hak talep edemeyeceklerini” ileri sürmüş ise de; davacı taraf bu hususu kendi üyeliklerinin sona erip ermediğine ilişkin değil; 3. kişi olan …’in üyelikleri açısından ileri sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere genel kurula çağrı sırasında kimin üye olup davet edilmesi gerektiği tespit yükümlüğü kooperatifin üzerindedir. Eski yönetim kurulunun usulsüzlüğünün bulunup bulunmaması, kendi usulsüzlüğüne dayanmasının, kooperatif üyelerinin kim olduğu hususuna bir etkisi bulunmamaktadır.
Genel kurul toplantısına çağrılmayan … … ve … …’nün, davalı tarafça üye olmadığı iddia edilse de, bilirkişinin kök raporda tespit ettiği üzere, yönetim kurulunun 2011/30 ve ve 31 nolu kararları ile bu kişilerin üyeliğe kabul edildikleri anlaşılmıştır.
Üye … …’in toplantıya çağrılmadığı iddia edilmiştir. Kooperatif anasözleşmesinin 16. maddesi uyarınca ölen ortağın kanuni mirasçılarının 3 ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortaklık hak ve yükümlülüklerinin kanuni mirasçılar lehine devam edeceğinin hüküm altına alınmasına rağmen hükmün emredici nitelik taşımaması ve amaçsal yorum yapılarak bu hükümde belirtilen hakkın özünün gözetilmesi gerekeceği, o nedenle mirasçıların ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda kooperatifçe usulüne uygun olarak uyarılmadığı, üyeliklerinin sona erdiğinden bahsedilmesinin mümkün olmayacağı (Yargıtay, 23.HD., 07/03/2016 tarih, 2015/5549E., 2016/1393K) bahsi geçen hak sahipliği hakkındaki uyarı kapsamında temsilci atamaları veya ortaklık hakkı tasfiye edilmesine dair usul tüketilmeden yokluklarında yapılan genel kurula çağrılmamalarının esas sözleşmeye aykırı olduğuna kanaat getirilmiştir.
Toplantıya katılan … ‘ı temsil ettikleri, toplantı ve karar nisabında … ‘ın da hesaplamaya dahil edilmesi davacı tarafından talep edilmiş ise de; … nün göndermiş olduğu bu kişi tarafından verilen vekaletnamenin altında, bu vekaletnamenin toplantı bittikten sonra verildiği notu bulunmakla bu iddiaya itibar edilmemiştir.
Davalı taraf, genel kurula ibraz edilen bazı vekaletnamelerin sahte olduğu iddia edilmiş ise de, hazurun cetveli ve toplantı başında bakanlık temsilcisi nezaretinde kontrol edilen vekaletnamelerin sahteliğe dair bir tespit ve delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
… ve … nın üye olmadığına ilişkin, -mahkememiz tekli hakimliğin 2021/815 karar ve …. ATM’nin 2018/… esas sayılı doysa içerikleri de dikkate alındığında- bilirkişi görüşüne mahkememizce itibar edilmiştir ancak bu kişilerden …’nın kardeşi … açısından emanetçi olması nedeniyle; … adına kaydedilen payın aslında …’a ait olduğu tüm bunlara göre bu üyeliğin gerçekte var olduğu sadece kaydi malikte hata olduğu buna göre ortak sayısından düşülemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça … ‘nun üyeliklerini Protokol ile devrettikleri ve bu durumun 2017 yılı olağan genel kurulunda görüşülüp kabul edildiği, bunların üye olmadıkları halde haziruna dahil edildikleri ve kabul oyu kullandıkları iddia edilmiş olup davalı taraf ise söz konusu devrin sınırlı bir devir olduğunu, adı geçenlerin kooperatif üyeliğini devretmediklerini ve istifa etmediklerini, yalnızca kooperatiften alacaklarını devrettiklerini iddia etmiştir. Dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen adı geçen kişilere vekaleten Av…. ve kooperatif tarafından imzalanan 23.05.2018 tarihli Protokolün A-2 ve B-6 maddelerine göre devredenler her biri için 340.000’er TL bedelle “kooperatiften olan haklarını … …”ya tüm ihtilafların birlikte çözümü amacıyla temlik etmişlerdir”. Protokolün bütünü birlikte değerlendirildiğinde bu kişilerin kooperatiften olan tüm hak ve alacaklarını temlik ettikleri , esas sözleşmesinin 17. Maddesine göre kooperatifin devir ve temlikten haberdar olduğu için ayrıca yazılı olarak YK’na bildirimin gerekmeyeceği buna göre bu 4 üyelik için üyelik haklarının … …’ya ait olduğu ancak bu kişinin çağrılmadığı, buna karşın hazirun cetvelinde … …’nun 8. Sırada asaleten; … vekaleten İbrahim … tarafından 21. Sırada; … vekaleten, … … tarafından 96. Sırada toplantıya katıldıkları; … ‘ın ise asaleten veya vekaleten toplantıya katılmadığı anlaşılmıştır. Tüm bunlara göre 4 üyelik için oy hakkı olan … …, genel kurula davet edilmediği gibi bu üyelik haklarından -… … kendi adına asaleten olmasa da devir aldığı … ‘a vekaleten oy kullandığından en azından- 2 üyelik için usulsüz olarak … …, … … tarafından kullanıldığı anlaşılmıştır.
… ve … … esas sözleşmenin 24/1 maddesine aykırı temsil edildiği anlaşılmıştır.
… ‘in de esas sözleşmenin 24/1 maddesine aykırı temsil edildiği bilirkişi tarafından beyan edilmiş ise de; … ‘in … tarafından vekaleten temsil edildiği, yukarıda açıklandığı üzere …’ın ortak olduğu ve esas sözleşmenin 24/1 maddesine aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel kurul toplantı tutanağının son paragrafındaki açıklama ile sabit olduğu üzere genel kurulun 4. Gündem maddesinden itibaren … …, … … ve … … toplantıda hazır bulunmuş ancak hukuka aykırı olarak hazurun cetvelinin imzalamaları ve oy kullanmaları engellenmiştir.
Bu aşamadan sonraki temel sorun üye olmamasına rağmen genel kurul toplantısına katılarak usulsüz olarak oy kullananların hangi yönde oy kullandığı, üye olmasına rağmen toplantıya geç geldiği gerekçesiyle genel kurulun 4. Gündem maddesinden itibaren toplantıya katılan ve oy kullanması engellenenlerin hangi yönde kullanacağı, toplantıya çağrılmaması nedeniyle kullanılamayan oyların hangi yönde kullanılacağıdır.
Genel kurulda oylama sonucu yazımında kimlerin olumlu veya olumsuz oy kullandıkları yazılmamıştır. Bu nedenle ortak olmamasına rağmen genel kurul toplantısına katılarak usulsüz olarak oy kullananların hangi yönde oy kullandığının tespiti mümkün değildir. Aynı şekilde toplantıya katılması engellenenlerin oyunu hangi yönde kullanacağı ve de toplantıya çağrılmaması nedeniyle kullanılamayanların hangi yönde kullanılacağının tespiti de mümkün değildir. Bazı kararların altında muhalefet şerhi verenlerin ismi var ise de; … …, … …, … Kızıl, muhalefet veren kişiler arasında değillerdir.
Bu nedenlerle ortak olmamasına rağmen genel kurul toplantısına katılarak usulsüz olarak oy kullananların hangi yönde oy kullandıkları sabit değildir.
… …’ya ait ortaklık, devir aldığı … Kızıl’a vekaleten oy kullandığından bu miktardan düşülebileceği kabul edilebilir.
Sonuç olarak usulsüz kullanılan oyların kabul ve ret oylarından birinden düşülmesi somut olayımızda mümkün değildir. Toplantıya davet edilmeyen veya toplantıya hukuka aykırı olarak katılmalarına ve oy kullanmalarına izin verilmeyen ortaklarının oylarının kabul ve retten hangisi yönünde olacağının tespiti de tabi ki mümkün değildir. Bu nedenle bilirkişinin ek raporlarda ileri sürdüğü hesaplama yöntemi yerinde görülmemiştir.
Genel Kurul Hazurun cetveline göre kooperatife kayıtlı 96 ortağın bulunduğu, toplantıya katılan -asaleten ve vekaleten- üye sayısı ise 71’dir. Ancak toplantının 13.35 ve 13.40 sıralarında genel kurulun 4. Gündem maddesinden itibaren toplantıya katılan … …, … … ve … …, hukuka aykırı olarak hazurun cetvelini imzalamaları ve oy kullanmaları engellenmiştir.
Davalı Kooperatifin ana sözleşmesinin 33/2 maddesine göre ortaklar cetvelinde (hazurun cetvelinde) imzası bulunanların yarısından fazlasıyla alınır.
Gündemin 1,5,6,7. maddelerinde alınmış bir karar bulunmamaktadır.
Gündemin 2. sırasında anılanan kararda 37 kabul, -diğer adaya verilen oy seçilen aday açısından ret oyu niteliğinde olmakla- 34 red oyu kullanılmıştır.
Gündemin 3. sırasında anılanan kooperatifin merkezi ile süresine ilişkin esas sözleşme değişikliğine ilişkin kararın ret oyu verilmeksizin 31 kabul oyu ile alınmıştır .
Gündemin 4, 8, 9, 10, 11, 12, 13,14 sıralarında anılanan kararlar sırasıyla ,
34, 34, 37, 37, 37 ve 37, 37 ve 37, 34, 37 kabul,
32, 30, 32, 32, 30 ve 32, 31 ve 31, 32, 34 red oyu kullanılmıştır. Bu gündem maddelerine ilişkin çekimser oylarlar ret oyu olarak sayılacaktır.
Çekimser oyların da ret oyu olduğu dikkate alındığında ret oyları aslında
40, 40, 37, 37, 37 ve 37, 37 ve 37, 40, 37 olmaktadır.
Tüm bu hususlara göre bilirkişi 2. Ek raporundakinin aksine, yukarıda açıklandığı üzere 6 ortağın istifa yoluyla ortaklığının sona ermediği, 6 ortağın gerek ortak sayısı, gerek toplantıya katılanların sayısı ve dolayısıyla karar nisabının hesabında dikkate alınmamasının ve de bu kişilerin oylarının ret oyu olduğu varsayımı ile ret oyundan düşülmesinin söz konusu olamayacağı, gündemin dördüncü maddesindeki karar ve sonrasında toplantıya katılan ancak oy kullanmasına izin verilmeyen 3 kişinin de karar nisabında hesaba katılması gerektiği, bu kararlar ve ayrıca 2 nolu karar açısından toplantıya usulsüz katılıp oy kullananların hangi yönde oy kulladıklarının tespit edilemediği, çeşitli varsayımlarla da tespit edilemeyeceği; gündemin 4, 8, 9, 10, 11, 12, 13,14 sıralarında anılanan kararlar sırasıyla ,
34, 34, 37, 37, 37 ve 37, 37 ve 37, 34, 37 kabul,
32, 30, 32, 32, 30 ve 32, 31 ve 31, 32, 32 red oyu kullanılmış ret ile kabul arasındaki farkların sırasıyla
2, 4, 5, 5, 7, 5, 6, 6, 2, 3 olduğu,
… ve … … adlarına vekaleten kullanılan 2 oy; … …, … …’nun kullanığı 2 oy; … …, … … ve … …’ye kullandırılmayan 3 oy ve toplamda 7 oy ile yukarıda yazılı olduğu üzere kabul ve ret oyları arasındaki en fazla farkın 7 olduğu dikkate alındığında -geçerli oylara göre kabul ve ret oylarının tam olarak ne kadar olduğu tespit edilemediğinden kabul yönünde kullanılan oyların sonuçta üye olup hazurun cetvelinde isimleri bulunan ortakların sayısının yarısından fazla olduğunun tespit edilememesi nedeniyle- geçerli oyların geçerli bir nisap ile karar verildiğinin kabulünün mümkün olmadığı; 4 nolu karardaki ibranın geri alınması kararı ibra kararı niteliğinde olmadığından oydan yoksunluk bulunmadığı; tüm bunlarla birlikte genel kurul toplantısına çağrılmayan … … ve … … ile muris … … mirasçıları, 4 üyelik için oy hakkı olup Genel Kurula bu ortaklıklardan kaynaklanan oy haklarını kullanması için davet edilmeyen … …, -… … kendi adına asaleten olmasa da devir aldığı … ‘a vekaleten oy kullandığından en azından 3 üyelik için- dikkate alındığında ve bunlarda tartışılmasına gerek olmaksızın her halükarda çekimser oylar ret oyu sayılacağından alınan bu kararların batıl olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, karar yeter sayısının her karar açısından kullanılan oy sayısına göre belirlenmesi gerektiği itirazında bulunmuştur. Kooperatifler Kanunun 51/2. Maddesi “Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir.” şeklindedir. Esas sözleşme değişiklikleri Kooperatifler Kanunun 51/2 maddesine göre “fiilen kullanılan oyların 2/3’ü çoğunluğu gerektirmekte ise de; yine aynı madde “Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir” şeklinde olup, davalı kooperatifin 33/3. Maddesinde “anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir” düzenlemesi bulunmakta olup yine yukarıdaki aynı gerekçeler ile bu kararın da batıl olduğu anlaşılmıştır.
Esas sözleşme değişikliği içermeyen diğer kararlar açısında ise -aksi genel kurul tutanağında toplantıyı terk ettiği tespit edilerek belirtilmediği sürece- hazurun cetveline göre hazır olan ortak sayısına göre toplantı ve karar yeter sayısının belirlenmesi gerektiği, davaya konu genel kurul toplantı tutanağında da toplantıyı terk eden bir üye olduğuna ilişkin tespit bulunmamaktadır. Ayrıca “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır” şeklindeki yine Esas Sözleşmenin 33/2 maddesi gereğince fiilen kullanılan oylara göre değil hazurun cetvelinde imzası bulunan ortakların sayısına göre karar yeter sayısının belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ret ve kabul oyları toplamı, hazurun cetvelinde hazır olanların sayısının tutmaması ancak bazı üyelerin çekimser oy kullandıkları (ret oyu) şekilde yorumlanacaktır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüyle davalı kooperatifin 11.07.2021 tarihli olağan genel kurulunda alınan tüm kararların batıl olduğunun tespitine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 269,85-TL ilam harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.940,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının karşıladığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.05/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”