Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/576 E. 2023/652 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/576 Esas
KARAR NO : 2023/652
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2023
KARAR TARİHİ : 11/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirkete ticari nitelikte taşıt kiralama sözleşmesi ile kiralanan; … plakalı aracın davalı şirketin … Şubesinin acenteye çevrilmesi nedeniyle boşta kaldığını, davalı şirket kaynaklı olarak çalıştırılamadığını, davalı yanın, davacı kaynaklı bir aksaklık varmışcasına kira bedellerini ödemeyerek temerrüde düşürdüğünü, davacı tarafça herhangi bir aksaklığın bulunmadığını, araçların teslime ve çalıştırılmaya hazır bulundurulduğunu, davalı şirket kaynaklı aksaklıklar nedeniyle davacı nezdinde ciddi hak kayıplarının meydana geldiğini, bu sebeple davalı tarafından kiralanan araçların başka şubece teslim alınmaması durumunda şirketin temerrüde düşeceğini, bundan kaynaklı doğacak kira bedeli vs. Gibi zararlardan şirketin sorumlu olacağının bildirildiğini, bunun üzerine davalı tarafından 08/05/2023 tarihli … Noterliğinden gönderilen ihtarname cevabı ile taraflar arasında mevcut bulunan sözleşmelerin, … Şubesinin kapatılmasını ve acenteye faaliyetine devredilmiş olması nedeniyle feshedildiğini, fesih bildiriminin ise tarafına 01/04/2023 tarihinde yapıldığının bildirildiğini, ancak davalı şirket tarafından 08/05/2023 tarihli ihtarname cevabından önce tarafına herhangi bir fesih bildiriminin yapılmadığını, bilakis kira sözleşmesinin devam ettiğini ve araçların başka şubeye devredileceğinin bildirildiğini, 19/06/2023 tarihinde başlayan … Arabuluculuk Bürosu 2023/… numaralı arabuluculuk görüşmelerinde davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığını, davacının muhatabı, acente olarak söz konusu şubeyi devralan dava dışı … ‘in olmadığını, bu bağlamda davacı ile dava dışı … arasında anlaşma sağlanmış olup olmamasının sözleşme gereği bir önemi bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği, ihtarname cevabının gönderildiği tarih olan 08/05/2023 tarihinden 30 gün sonrasına kadar taraflar arasındaki akit geçerliliğini koruyacağını, bu sebeple 08/05/2023 tarihine kadar tarafların kira akdinden kaynaklı yükümlülüklerinin devam edeceğini, kira bedellerinin tarafına ödenmesi gerektiğini, bu sebeple … plakalı araca ilişkin son olarak kesilen fatura tarihlerinden, 08/06/2023 tarihine kadar olan kira bedellerinin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak tarafına ödenmesini, sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı olarak davacı nezdinde oluşan tüm menfi ve müspet zararların da hesaplanarak ödenmesini, açıklanan tüm bu nedenlerle davalı yana tiari kiralık araç olarak kiralanan; … plakalı araca ilişkin kira sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshi sebebiyle ödenmeyen kira bedellerinden dolayı uğramış olduğu menfi ve müspet zarardan kaynaklı olarak, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı, davacı taraf kira sözleşmesinin feshi ve ödenmeyen kira bedelinin davalıdan tahsili istemiyle işbu davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemeleri’nin görevi belirlenmiş olup buna göre “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Kira ilişkisi söz konusu olduğunda tarafların tacir olup olmadıklarının da önemi yoktur. Bu nedenle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine aittir.
Kira ilişkisinden doğan her türlü dava (taşınır veya taşınmaz gayrimenkul kira sözleşmesi ayırt edilmeksizin ) değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu anlaşılmakla iş bu davada mahkememiz görevli bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.11/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır