Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/493 E. 2023/634 K. 31.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/493 Esas
KARAR NO :2023/634

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:20/05/2022
KARAR TARİHİ:31/07/2023

Mahkememize görevsizlik kararı üzerine tevzi edilen Menfi Tespit davasının dava şartına dair hususunun dosya üzerinden görülmesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; … … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında haksız olarak ilamsız icra takibi yapıldığını, 19/08/2012 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde sürücü …’in vefat ettiğini, kaza nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile davalı yan aleyhine dava açıldığını, davalının bu davada verilen karar neticesinde 7.706,27TL karar ve ilam harcı ödediğinden bahisle bu ödenen harcın rücuen tahsili için … 2.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibini başlattığını, söz konusu icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının davacıya ait … Merkez ilçe … mahallesi Kurtbaba mevki 6379 ada 5 parsele haciz şerhi koydurduğunu, müteveffa …’in 1.derece mirasçısının kızı … olduğunu, …’in mirası reddettiğini, 1.derecedeki tüm mirasçılar mirası reddettiği takdirde mirasın 2.derecedeki mirasçılara geçmeyeceğini, bu halde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, alt mirasçılara geçemeyeceğini, davalı tarafın mirasın daha alt derecedeki mirasçılara geçtiğini düşünerek iş bu davaya konu icra takibini başlattığını, oysa ki yapılması gerekenin terekenin tasfiyesi yoluna gidilmesi olduğunu, icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, yetkili icra dairesinin … İcra Dairesi olduğunu, icra takibi sebebi ile davacının mağdur edildiğini, davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini, aksi halde takibin durdurulmasını talep ettiklerini, davacının maddi durumu olmadığı için adli yardım taleplerinin olduğunu, icra veznesindeki paranın davalıya ödenmemesine yönelik olarak ihtiyati tedbir talepleri olduğundan bahisle … … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin iptaline, aksi halde takibin durdurulmasına, davacının borçlu olmadığının tespitine, yetki itirazının kabulüne, … Merkez ilçe … mahallesi … mevkii 6379 ada 5 parseldeki haczin kaldırılmasına, haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına, davalı yanın temerrüt tarihinden, ispatlanamaması halinde dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının yasal süresi içerisinde icra dairesine yapılmamış olup iş bu davada dikkate alınamayacağını, davalıya yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara rücu etme hakkı tanındığını, 19/08/2012 tarihinde maliki/işleteninin … olduğu … plakalı aracın …’in sevk ve idaresinde iken tek taraflı trafik kazasına sebebiyet verdiğini ve kaza neticesinde sürücü …’in vefat ettiğini, kaza sebebiyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası ile yapılan soruşturma neticesinde “…Ölen …’in 2918 sayılı kanunda yer alan yönetmelik ile belirtilen miktarın üzerinde alkollü iken araç kullanmak maddesini ihlal ettiğinin bildirildiği, ölen …’in kanında yaptırılan incelemede 105.3 promil alkollü olduğunun bildirildiği… Kazada kendisinin öldüğü ve mağdurlarının yaralandığı, kazanın oluşumunda başkasının kusur ve ihmalinin bulunmadığı…” denmekle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müteveffanın desteğinden yoksun kalan annesi Kadriye, babası …, çocuğu … ve imam nikahlı eşi … tarafından … plakalı aracın ZMSS bulunmadığından bahisle davalı kurum aleyhine açılan tazminat davasında …. ATM’nin … sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, işbu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, hak sahipleri tarafından Yerel Mahkeme kararı dayanak edilerek … … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı kurum aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı kurum tarafından hak sahiplerine 10/07/2019 tarihinde 104.502,63-TL tazminat ödendiğini, iş bu davanın konusu icra takibi ile de …. ATM’nin … sayılı kararı ile hüküm altına alınan 23/08/2019 tarihinde ödenen 7.706,27-TL karar ve ilam harcının tahsilinin talep edildiğini, anılan takibin 15/6/2020 tarihinde başlatılmış olduğunu, ödeme emrinin 07/07/2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini ve takibe itiraz edilmemesi üzerine takibin davacı için kesinleştiğini, kazaya karışan araç sürücüsünün ve araç maliki-işleteninin meydana gelen kaza sebebi ile davalıya karşı TBK ile düzenlenmiş olan haksız fiil hükümlerine göre ve KTK hükümlerine göre objektif sorumluluk hükümlerine göre sorumluluğu bulunduğunu, davalının hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü bulunduğunu, iş bu icra takibindeki rücu sebebinin zarar sorumlusu olan vefat eden …’in mirasçısı olanların TMK 599. maddesi uyarınca murisin neden olduğu zarardan doğan borçtan kişisel olarak sorumlu olmaları olduğunu, aracın sürücüsü …’ın işbu kazaya ve vefatına kusuru ile sebebiyet verdiğini, zarar sorumlusunun müteveffa … olduğunu, kuruma karşı sorumlu olanların müteveffa …’ın yasal mirasçıları olduğunu, zarara yol açan muris olduğundan, murisin neden olduğu zarardan doğan borçtan mirasçılarının müştereken ve müteselsilen ödemekle yükümlü olduklarını, davacının anılan iddialarını somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, davanın davacı tarafından kötü niyetli olarak borçtan kaçınmak ve davalı kurumu zarara uğratmak amacıyla ikame edildiğinden bahisle davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı ve 09/05/2023 tarihli ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2023/493 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; … Hesabı tarafından trafik kazasında zarar görenler için yapılan ödemelere ilişkin olarak rücuen tahsil amacıyla başlatılan … … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında, davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/17896 Esas, 2021/4942 Karar sayılı ve 16/09/2021 tarihi ilamı ile, ”… Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 12/0/2021 tarihli ve 2021/1 Esas sayılı başvurusunda; … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/1133-2019/1223 E-K ve 2021/263-290 E-K ile … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2019/426-566 E-K, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 2021/91-109 E-K, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2020/1315-2021/337 E-K, ve 2020/1277-2021/20 E-K, … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019/1943-1964 E-K, … Bölge Adliye Mahkemesinin 26. Hukuk Dairesinin 2019/187-226 E-K sayılı kesin kararları arasında, … Hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden ve sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk mu, Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğu ve bu kapsamda ticari dava ise zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı hakkında görüş farklılıkları nedeniyle uyuşmazlık bulunduğu bildirilip, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un ”Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35/1-3 maddesi kapsamında uyuşmazlıkların giderilmesi talep edilmiştir.
…. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ile … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesinin 26. Hukuk Dairesi’nin benzer olayda verdikleri kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunduğundan, bu uyuşmazlıkların 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un ”Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35/1-3 maddesine göre giderilmesi gerektiği sonucun varılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK’nın 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olaylarda, davacı … Hesabı zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. [Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2020 tarih, 2020/466-2020/8778 sayılı kararı ile 16/10/2019 tarih, 2017/1132-2019/9502 sayılı kararları da aynı yöndedir] Dolayısıyla … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ile … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, … Bölge Adliye Mahkemesinin 26. Hukuk Dairesi’nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın bu çerçevede giderilmesi gerekmiştir.” denilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin aynı konuya ilişkin Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair 2021/178996 Esas, 2021/4942 Karar ve 16/09/2021 tarihli kararı gözetilerek … Hesabı tarafından yapılan ödemenin rücuen tahsili için zarar sorumlulukları bulunan gerçek kişi malik ve sürücüye karşı açılan davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu, aynı hukuki dayanağın aksi iddiasını taşıyan menfi tespit isteminin de bu suretle değerlendirilmesi gerektiği, davacıların tacir kaydı veya iddiasının bulunmadığı anlaşıldığından, …. Asliye Hukuk Mahkemesine karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın, HMK 114/1-c maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde iki hafta içerisinde müracaat edildiği taktirde dosyanın görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK 331/2 madde gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan bölümünün mahkememizce karar altına alınmasına,
5-Olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle işbu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK 21-c maddesi ve HMK 22. madde gereğince olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/07/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza