Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/441 E. 2023/948 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/441 Esas
KARAR NO : 2023/948
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/02/2023
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalılara husumet yöneltmeden önce faaliyette bulunduğunu, … Limited Şirketinin söz konusu olduğunu, bu şirketin işleyişinde bir takım talihsizliklerin olması, şirkete karşı bir çok icra takibinin başlatılması nedeniyle müvekkilinin bu şirketinde imkanlarını kullanarak kendisi üzerinde riskler olması nedeniyle hakim ortak kendisi olduğu halde davalı evlatları üzerinden davalı şirketi kurduğunu, müvekkilinin bu şirketteki ortaklık payının aslında %60 oranında olduğunu beyan ederek davalı şirkette müvekkilinin %60 oranında hissesinin olduğunun tespit edilerek re’sen ticaret siciline tesciline karar verilmesini, olmadığı takdirde ise davalı şirkette davacı ile davalı evlatları arasında gizli ortaklık durumunun ve pay durumunun tespitine göre şirketin patrimuan ve öz sermaye durumunun, aktif varlığının tespit edilerek, ortaklığın tasfiyesi ve davacının ortaklık tasfiyesinden payına düşen alacak tutarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 40.000,00-TL ortaklık payının ihtar talep tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılarından tahsiline, davalı şirketin kurulduğu tarihten bu güne kadar elde ettiği kar payının tespiti ile kar payından müvekkiline isabet eden kar payından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin ihtar talep tarihinden itibaren davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi kuran, yöneten, esas sermaye borcunu ödeyen müvekkillerinin … ile … olduğunu, davacı …’in müvekkili şirketin ne gizli ne de gerçekte ortağı hiçbir zaman olmadığını, 21/05/2021 tarihli ilana da bakıldığında şirkette müdür olarak münferiden temsile yetkili … ile … olduğunu, şirketin kuruluşunda davacının ve … Şirketinin hiçbir maddi yardımı ve katkısı olmadığını, davacının kendisine ait olan … Şirketinin icra ve alacak tehdidi altında olması nedeniyle … ‘yı kurduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının iddiasının aksine müvekkili şirketi kuran, yöneten ve kuruluşunda şirkete karşı borçlananların müvekkilleri olduğunu ve davacının bir maddi katkısının olmadığını, müvekkili şirket bünyesindeki makinelerin 2013-2014 yıllarında çekilen krediler ile alındığını, bu kredilerin ödemelerinin de müvekkili şirketin banka hesapları üzerinden yapıldığını, … şirketinin müvekkili şirket için çekilen kredilerde kefil olmasının davacının müvekkili şirketin gizli ortağı olduğunu göstermediğini, yine çekilen kredilerin tamamının müvekkili … şirketi tarafından ödendiğini, davacının müvekkili şirketin faaliyetleri için sattığını iddia ettiği ve delil olarak tapu senetlerini dosyaya sunduğu taşınmazlardan bazılarının müvekkili şirketin kuruluşundan yıllar önce davacı tarafından satılan taşınmazlar olduğunu, davacının davalı şirketin kuruluşundan bu yana hiçbir şekilde kar payı alacağı bulunmadığını, davacının müvekkili …’i arabayla ezerek kasten öldürmeye teşebbüs ettiğini, davacının … Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılandığını, bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, davacının davalı şirkette ortaklığının tespiti, ortaklığın ticaret sicilde tescili talebi, aksi halde davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki davalı şirketteki ortaklık durumunun tespiti ve ortaklığın tasfiyesi ile kar payı tespiti istemine ilişkindir.
Davacı ve davalı asillerin nüfus kayıt örnekleri, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyası sureti ve …nden davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası kayıtları celp edilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/… Esas sayılı dosyasında 09/05/2023 tarihli karar ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın tevzi yolu ile mahkememize tevdi edilip, esas sırasına kaydedildiği, mahkememizce yetkisizlik kararı sonrası tensip tutanağı hazırlandığı ve taraflara davetiye çıkarıldığı görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün müzekkere cevabında gönderilen davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, davalı …’nin yetkili ve ortaklarının davalılar … ve … olduğu görülmüştür.
Somut olayda;
Davacının terditli taleplerinin tamamının, -dava dilekçesindeki- dayanığı ” Davacı müvekkilin , etma yapı inşaat sanayi ve ticaret limitet şirketi olarak bu şirket ve öz evlatları olan diğer davalıiara husumet yöneltilmeden öncesinde , faaliyette bulundu … LİMİTED ŞİRKETİ söz konusu olmuştur. Bu şirket işleyişinde birtakım talihsizlikler olunca ve şirket üzerinde birçok alacak takibi ve işlemler söz konusu olunca , davacı müvekkil bu şirketin imkanlarını da kullanarak , Davacı olarak kendisinin üzerinde riskler olması nedeniyle hakim ortak olarak aslında şirket sahibi kendisi olduğu halde yeni bir organizasyon olarak davalı evlatları üzerinden … ni kurmuştur. ….Bu şirket işleyişinde birtakım talihsizlikler olunca ve şirket üzerinde birçok alacak takibi ve işlemler söz konusu olunca , davacı müvekkil bu şirketi gayri faal hale getirerek ve bu şirketin imkanlarını da kullanarak , … kendisini ticaret sicilinde resmi sıfatlı ortak göstermeyerek , … sahip olduğu bir takım makine edevatın, davacı müvekkil tarafından ve dolaylı yoldan, … NE aktarılmasıyla …. Davacı müvekkil öncesinde sorunlu ve borçlu olan … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİNİN şantiyede yangın çıkmasıyla ve ayrıca şirketi de tasfiye etmek amacıyla içini boşaltmıştır. Hatta bu şirket aktifinin büyük kısmı da fiili otarak bu şirkete ait makine ve aparatları da davaya konu şirkete aktarnlış ve davaya konu şirkete kullanmaktadır.” şeklindedir.
Davacı tarafın iddiası eski şirketinin alacaklılarından mal kaçırma kastıyla yeni şirketin kendi üzerine değil de davalı çocukları üzerine kurulduğudur. Buna göre taraflar arasında inançlı sözleşme olduğu iddia edilmektedir.
Bilindiği gibi, inanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. (Borçlar Kanunu mad.81) Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de Borçlar Kanununun 19 ve 20 maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.
Emredici hukuk kuralları, uyulması zorunlu kurallardır. Yasaya aykırılık durumu, özellikle cezayı gerektiyorsa, borçlu tarafından taahhüt edilen hareket tarzı batıl olur. Ahlak ve adaba aykırılıktan amaçlanan, sosyal ve ekonomik ahlaktır. Dürüst ve doğru insanların ortalama görüşlerine göre, ahlak veya adaba aykırı sonuç doğuran ya da kolaylaştıran borçlandırıcı akitler de batıl sayılmalıdır.
Alacaklılarından mal kaçırma kastı ile yeni şirketin oğulları üzerine kurulduğu iddiasında bu durum, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, Vergi Kanununa aykırı olduğu gibi “kötüniyetli ve haksız gizlemeler” niteliğinde olduğundan ekonomik ahlaka da açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Buna göre davanın dayanığı olun iddia edilen inançlı sözleşme de Borçlar Kanununun 19 ve 20 maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden hükümsüzdür. Batıl olacağı tartışmasız iddia edilen bu inançlı sözleşmenin, batıl olduğu da res’en (kendiliğinden) nazara alınması gerekecektir.
Tüm bu nedenlerle terditli taleplerin hepsi için dayanak yapılan iddia edilen inançlı sözleşme batıl olacağından davanın reddine karar verilmiştir.
İddia edilen inançlı sözleşmenin batıl olması nedeniyle davacının edimlerinin tazmini/iadesi hususu neticei taleplere göre davamızın konusu olmamakla tartışma konusu yapılmamıştır. Terditli taleplerden olan şirketin tafiyesi ise; inançlı sözleşmenin batıl olması nedeniyle davacının edimlerinin tazmini/iadesini kapsamamaktadır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 269,85-TL harcın, peşin alınan 853,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 584,03-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 3.200,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.30/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”