Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/390 E. 2023/464 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/390 Esas
KARAR NO : 2023/464

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizin 2022/796 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek görülmekte olan Tespit davasının yapılan dosya incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasına kayıtlı olan “…A.Ş.” unvanlı firma, 10.10.1978 tarihinde müvekkili …tarafından kurulduğunu, Kemal GÜLMAN, …A.Ş. firmasını, …Caddesi No: … Bebek/İSTANBUL adresinde bulunan ve tapuda İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi, Bebek Mahallesi, … Pafta, … ada, … parselde kayıtlı olan çok değerli bir yalıyı almak için kurmuş ve sözü geçen yalıyı 1978 yılında bu firma adına aldığını, … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. firmasının aktif bir ticari faaliyeti bulunmadığını, bu firma, değerli bir yalının malikidir ve bu yalıyı kiraya vererek kira geliri elde ettiğin,firmanın yalı dışında başkaca bir malı da olmadığını, yalının yeni kurulan davalı … A.Ş. firmasına, 25.02.2022 tarihinde, tapuda 245,5 milyon değer gösterilerek devir edildiğini, bu taşınmaz devir işlemi, müvekkil …tarafından açılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davanın altını boşaltmak amacıyla, muvazaalı ve TTK hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, zira, davalı … A.Ş. firması da her ne kadar yabancı ortaklı bir firma olarak görünse de aslında bu firma da davalı …’na ait bir firma olduğunu, Davalı …, yöneticisi ve büyük hissedarı olduğu …A.Ş. firmasının içindeki maddi değeri oldukça yüksek taşınmazı, değerinin yarı bedeline yine kendine ait olan …A.Ş. firmasına devir ettiğini, bu herkesçe çok iyi bilinen klasik bir mal kaçırma yöntemi olduğunu, … A.Ş. İle … A.Ş. firmaları her ne kadar ayrı ortaklık yapısına sahip iki firma gibi görünse de aslında bu iki firma aynı olduğunu, Davalı … tarafından yapılan bu taşınmaz devir işlemi ile birlikte… A.Ş. firmasının herhangi bir malvarlığı kalmadığını, … ve İşletmeciliği A.Ş. firması, önemli nitelikteki malvarlığı olan taşınmazın devir işlemi için TTK m. 408 kapsamında, herhangi bir genel kurul kararı almadığını, yeni kurulan 75 milyon TL sermayeli … Yatırım A.Ş. firması da, sermayesinin onda birini aşan bir bedel ile bir taşınmaz devralmasına rağmen, TTK m. 356 hükmüne aykırı şekilde, genel kurul kararı almamış ve ticaret siciline tescil ettirmediğini, iki firma arasında yapılan bu taşınmaz devir işlemi; muvazaalı olduğu kadar TTK m. 356 hükmü ile TTK m. 408 hükmüne açıkça aykırı olarak yapılmış ve geçersiz/batıl/kesin hükümsüz olduğunu, taşınmaz satışından gelen ve … A.Ş. firmasının kasasına giren 245,5 milyon TL para, şirket kasasında tutulması, nemalandırılması, kar payları varsa genel kurul yapılıp dağıtılması gerekirken, şirket yöneticisi…tarafından şahsi menfaatleri için kullanıldığını,…A.Ş. ile … A.Ş. arasında gerçekleşen taşınmaz devri, muvazaa nedeniyle geçerli olmadığını, bu geçersizlik dolayısıyla taşınmazın … A.Ş.’nin malvarlığında kaldığının kabulü gerektiğini, davamızın kabulüne, İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi, Bebek Mahallesi, … Pafta, … ada, 48-49 parselde kayıtlı taşınmazların satış tarihindeki değerlerinin; şirket kasasına gire para ile şirket yöneticisinin şahsi borçlarının ödendiğinin; … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. firmasında Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan…’nun kusura ve kötüniyete dayalı eylemlerine bağlı olan zararlandırıcı işlemleri ve neticesinde oluşan zararların bilirkişi marifetiyle tespit edilmesine, tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, şimdilik 10.000,00-TL’sı zararın, işleyecek ticari faizi ile birlikte, (T.T.K.’nun 553. maddesi uyarınca) davalılardan tahsiline ve (T.T.K. md. 555 uyarınca) … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. firmasına ödenmesine, … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. firmasının mevcut malvarlığının muvazaalı olarak ve ayrıca TTK m. 356 hükmü ile TTK m. 408/2 hükmüne aykırı olarak devir edildiğinin ve devir işleminin geçersiz/batıl/kesin hükümsüz olduğunun tespitine, hak kaybının önüne geçilebilmesi için … A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki taşınmaz devri işlemine konu İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi, Bebek Mahallesi, … Pafta, … ada,… parselde kayıtlı taşınmazların üçüncü kişileri devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir karar verilmesine; taşınmaz satışından gelen 245,5 milyon TL’sından, huzurdaki davaya konu %48 hisseye isabet eden, 117.840.000,00-TL’sının şirket kasasında tutulması, nemalandırılması ve bu bedel üzerinde tasarrufta bulunulamaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, şirket yöneticisinin, şirket parasını şahsi menfaatleri yönünde kullandığı sabit olduğundan, şirketin yasalara uygun yönetimi için … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. firmasına ve…Yatırım A.Ş. Firmasına yönetim kayyumu atanmasına,
yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Şirketin %52 hissesine sahip olan … 26.000 adet hisseye, şirketin %48 hissesine sahip olan… 24.000 adet hisseye sahip olup, şirket pay defteri kayıtları incelendiğinde davacı yanın hisselerini 15.12.2005 tarihinde devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı şirketle hiçbir bağının kalmadığını, davacı tarafın iddialarının mesnetten yoksun olduğu taraf sıfatının bulunmadığı, Davacı taraf, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.- … K. sayılı dosyasında, Mahkemede ikame edilen davaya benzer dava ikame etmiş, mahkeme hukuki yarar yoksunluğundan red kararı vermiş dava kesinleşmiş olduğunu, davacı tarafın müvekkil… aleyhine dilekçede iddia ettiği sorumluluk iddiaları da TTK gereği kabul edilemeyeceğini, zira TTK 555 gereği sorumluluk davası açacak kişiler sayıldığını, davacı tarafın sıfatı bulunmadığını, mesnetsiz ihtiyati tedbir talebinin reddine,

aktif husumet yokluğundan davanın reddine,
muvazaa taleplerinine dayanak kanun maddelerinin dava konusuna uygulanamayacağından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …Yatırım A.Ş. ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın; hem müvekkil şirkette hem de diğer davalı … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş’de herhangi bir pay sahipliği sıfatı bulunmadığını, diğer yandan Davacı … İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi…Esas ve… K. dosyası tahtında benzer gerekçelerle müvekkili şirkete yapılan huzurdaki davanın da konusu teşkil eden taşınmaz devrinin geçersiz, batıl, kesin hükümsüz olduğunun tespitine yönelik dava ikame etmiş olsa da yapılan yargılama neticesinde mahkeme, davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiş ve dava kesinleştiğini, henüz diğer davalı … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş’de dahi pay sahipliği tartışmalı olan ve müvekkil şirkette ise hiçbir ortak sıfatı olmayan davacının mezkur davayı açarak taşınmaz devrinin geçersizliğini ileri sürmesi yönünden hukuki bir yarar ve menfaatinin olmaması ve aktif dava ehliyeti bulunmaması hasebiyle sırf bu sebeplerle dahi huzurdaki davanın mahkemenizce reddi gerektiğini, davalı …müvekkil şirket olan … A.Ş.’nin tek yönetim kurulu üyesi olduğunu, diğer bir ifade ile…, yurt dışı merkezli müvekkil şirkette yöneticilik yaptığını, davacı Kemal Gülman’ın ise müvekkil şirkette herhangi bir pay sahipliği bulunmadığı gibi ticari bir ilişkisi de söz konusu olmadığını, davacının huzurdaki davayı hem müvekkil şirkete hem de müvekkil yönetim kurulu üyesine karşı açma yönünde pay sahibi olmayışından ötürü hukuki bir yararı yoktur ve dava ehliyeti bulunmadığını, diğer davalı… A.Ş’nin ortaklık yapısında ise hisselerin 52/100’si davalı Vahide Ferial Sarımuratoğlu’na ve 48/100’i ise…’a ait odluğunu, Davalı…A.Ş’nin yöneticiliğini ise yine şirketin ortağı olan davalı… yaptığını,
tüm bu anlatılanlar kapsamında şirket hissedarları farklı olan şirket yöneticileri farklı olan iki farklı şirket karşımıza çıktığını, bu iki şirket arasında TTK hükümleri uyarınca hakim şirket ve bağlı şirket ilişkisi olduğunu, her iki şirkette kendi ticari faaliyetine biribirinden ayrı ve bağımsız bir şekilde devam ettiğini, özellikle müvekkil şirketin tek ortağının yabancı merkezli bir şirket olduğunu da göz önüne alındığında davacının iki şirket arasında hakim şirket-bağlı şirket olduğu yönündeki iddialarının tümünün haksız ve hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, satışı yapan diğer davalı şirket satış kararından sonra genel kurul kararı almış ve bu satışa icazet verdiğini, davacının haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine,

davacının huzurdaki davayı açmasında hukuki bir menfaati ve yararı bulunmadığından ve aktif dava ehliyetinin olmaması sebebiyle davanın reddine,

3-TTK m.356 ve TTK m.408/2-f hükümlerinin iş bu davaya konu olay bakımından uygulanma niteliklerinin bulunmayışı ve davacının muvazaa iddialarının haksız ve ispattan yoksun olması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.
Tefrik; mahkememizin… Esas sayılı dosyasında 08.06.2023 tarihli celse 6 no.lu ara kararı gereğince davacı tarafın “devir işleminin geçersiz/batıl/kesin hükümsüz” olduğunun tespitine ilişkin talebi yönünden davasının tefrikine karar verilmiş olup, mahkememizin yukarıda yazılı … Esasına kaydı yapılmıştır.
Celsede “Dava dilekçesinde “devir işleminin geçersiz/batıl/kesin hükümsüz olduğunun tespitine” ve “taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir” talep edilmiş olmasına ve davalı taraflar arasında… gösterilmesine rağmen 12.12.2022 tarihli dilekçede tapu iptali ve tescili talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunulmasına ancak cevaba cevap dilekçesinde ise bu davanın eda davası olduğunu belirmesine göre göre yeniden tüm bu hususlara rağmen tapu iptal ve tescil talebinin bulunup bulunmadığı soruldu:”ğunda;
Davacı vekili beyanında; “daha önce de beyan ettiğimiz gibi tapu iptal ve tescil talebimiz yoktur” demiştir.
Davacı vekili: Dava dilekçemi tekrar ederim, eksiklikler giderilsin bilirkişi incelemesi yapılsın” demiştir.
Dava, İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi, Bebek Mahallesi, … Pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın davalı … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. tarafından diğer davalıya yapılan devrinin geçersiz, batıl, kesin hükümsüz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, eda davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.
Bunun yanında, görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesine göre, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunması dava şartları arasında sayıldığı gibi, HMK’nın 106/2 maddesine göre de, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
Somut olayda, davacının eda istemli bir talebi bulunmamaktadır. Taşınmaz devrinin geçersiz, batıl veya kesin hükümsüz olduğunun tespiti yönündeki istemin, açılacak eda davasında tartışılacağı ve davacının müstakilen tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı kuşkusuzdur. Hukuki yarar da dava şartı olduğundan, açıklanan nedenlerle HMK’nın 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 179,90-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye 1
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”