Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/384 E. 2023/943 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/384 Esas
KARAR NO : 2023/943 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin zirai mahsül olarak üretmiş olduğu üzümleri, şarap üretimi yapan ticari işletmelere sattığını, davalı …’ın da … San.Ticaret isimli işletmesi üzerinden şarap üretimi ve pazarlaması hususunda ticari faaliyet gösterdiğini, müvekkilinden 03.08.2011 tarihinde 25.000 Kg … türü üzüm ve 25.000 Kg siyah kuru üzüm satın aldığını ve aldığı bu mahsül karşılığında 002069 sıra nolu kendi işletmesine ait müstahsil makbuzunu düzenleyerek müvekkiline teslim ettiğini, müstahsil makbuzunun gerçek usülde vergi mükellefi olmayan zirai üretim yapan firmalardan alınan mallara yönelik Vergi Usul Kanununa istinaden düzenlenmesi gereken ve fatura niteliği taşıyan ticari bir vesika olduğunu, bu belgenin varlığının, alıcı tarafından teslim alındığını ortaya koyduğunu, davalı tarafından makbuz bedeli ödenmemiş olduğunu, bu bedelin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden icra takibinin durdurulduğunu ancak itirazının hukuki gerekçesinin ne olduğunu ortaya koymadığı gibi borcun ortadan kalkması sonucunu doğuracak bir ödemeye ilişkin herhangi bir yazılı belge yahut makbuz da ibraz etmediğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/11/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu işin ticari alım satıma ilişkin olduğunu, davacının müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu itiraz üzerine iş bu davanın açıldığını, icra takibinin dayanağı olan müstahsil makbuzunda belirtilen ürünlerin müvekkiline teslim ettiğini, makbuz düzenleyerek kendisine verdiğini, borcu ödemediğini iddia ettiğini, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin makbuzda belirtilen üzümleri davacıdan almadığını, davacının çiftçi olmadığını, üzerinde kayıtlı veya tarım amaçlı 10 dekar bağ bile olmadığını, belirtilen üzüm miktarının kendisinde olmadığını, davacının müvekkiline teslim ettiğini ileri sürdüğü üzümleri üretmiş veya birinden almış olması gerektiğini, müstahsil makbuzunun gerçek bir borca dayanmadığını, şarap üretiminde kullanılan üzümler için çiftçilerden yeterince müstahsil makbuzu alınmadığı zaman aile fertleri arasında üzüm veya meyve teslimatı yapılmış gibi müstahsil makbuzları düzenlenerek defterlere işlendiğini, bunun defter stoklarını dengelemek amacıyla sanki bireyler tarafından teslim edilmiş gibi kaydedilerek stopajlarının yatırıldığını, davacının makbuzda yazan üzüm miktarını müvekkiline teslim etmesi için en az 40-50 dekar bağ alanının işlenmesi gerektiğini ancak davacının çiftçi olmadığını ve bu miktarda bağının olmadığını, tam tersine müvekkillinin çiftçi olduğunu, ödeme emrine işletilen faizin fahiş olduğunu, takip tarihine kadar faiz talep edilemeyeceğini, takip tarihinden sonra da yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davacının icra inkar tazminatını kabul etmediklerini, müvekkilinin borcu olmadığından itirazının en doğal hakkı olduğunu, icra inkar tazminatının ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi Yeminli Mali Müşavir … …’ın 23/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı … dan alacağının alınması ile ilgili açılan davaya yönelik, dava dosyasında bulunan belgeler üzerinde tarafından yapılan inceleme neticesinde; davalıya ait 2011 yılı Kanuni defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunduğu ancak kapanış tasdiklerinin yapılmamış olduğu, dava Konusu Müstahsil Makbuzunun defter kayıtlarında yer aldığı, dava konusu müstahsil makbuzuna yönelik 73.500.00 TL’lik borç miktarının ödenmemiş olduğu, dava konusu müstahsil makbuzundaki davalı tarafından kesilen 1.500.00 TL’lik zirai stopajın davalı tarafından vergi dairesine beyan edilmediği ve ödemesinin yapılmadığı, böylece vergi kaybına yol açıldığı, … Odası Başkanlığından gelen yazıya göre … …’A ait çiftçilik belgesi bulunmadığı, … Odası Başkanlığından gelen yazıya göre davalı …’ın odanın üyesi olduğu ve kendisine ait çiftcilik belgesinin bulunduğu, … … Şubesinden gönderilen ve dava dosyası arasında bulunan CD bilgisayarımda açılamadığından gerekli tespitler yapılamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi Yeminli Mali Müşavir … …’ın 16/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı …’dan alacağının alınması ile ilgili açılan davaya yönelik, … … Şubesinden gönderilen ve dava dosyası arasında bulunan CD dökümleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davaya yönelik müstahsil makbuzuna ait herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacı vekilinin 03.08.2017 tarihli dilekçesinde belirttiği kredi ödemelerinin 176.073.20 TL olduğu, ancak ödenen bu kredi taksitlerinin davacı …’a ait kredi olduğuna dair herhangi bir belirti bulunmadığı, davacı vekilinin 03.08.2017 tarihli dilekçesinde belirttiği faturalara ait ödemeler toplamının 8.741,65 TL olduğu, ancak bu faturaların davacı …’a ait internet, telefon, elektrik, digitürk, … faturaları olduğuna dair herhangi bir belirti bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi Yeminli Mali Müşavir … …’ın 30/01/2019 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; Davalı …’dan alacağının alınması ile ilgili açılan davaya yönelik, …, …, … ve …ndan gelen yazılar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; mahkemece … Müdürlüğüne, … Genel Müdürlüğüne, … Genel Müdürlüğüne yazılan yazılara gelen cevaplarda … nolu internet aboneliğinin, … nolu telefon hattının, … … nolu aboneliğin ve … … nolu aboneliğin … …’a ait olduğu, … nolu İnternet aboneliğinde belirtilen numara eksikliğinden dolayı netice alınamadığı, … … Şubesine yazılan yazıya gelen cevapta yazıya konu taşınmazın 2009 yılında …’a ait olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 28/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmında; “İnceleme konusu belgede malı alan bölümündeki imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR” şeklinde belirtilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… esas 2022/… karar 19/04/2022 tarihli kararında; “Yapılan yargılamada celp edilen kayıtlar, alınan bilirkişi raporu, ek rapor, imza incelemesine esas alınan Adli Tıp Raporu, …. İcra Dairesinin 2015/… esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; 23.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu müstahsil makbuzuna yönelik 73.500.00 TL’lik borç miktarının ödenmemiş olduğu bildirildiğinden, Adli Tıp Raporunda; makbuzdaki imzanın …’ın eli ürünü olduğu bildirildiğinden davalının …. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin 73.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına” dair karar verildiği görülmüştür.
…Mahkemesi … Hukuk Dairesi, 2022/… Esas, 2023/ … Karar sayılı ilamı ile; “Davalı, davacının üzüm yetiştirmediğini, kendisinden üzüm satın almadığını, yeğeni olan davacının dayandığı makbuzun ticari kayıtların düzenlenmesi bakımından gerçek olmayan şekilde tanzim edildiğini savunmuş, cevabını ıslah ederek belgedeki imzayı da inkar etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce bilirkişi raporuna dayanılarak davacının alacağının kabulüne ve asıl alacak üzerinden takibin devamına, inkar tazminatının reddine karar verilmiş ise de; Davacının takibine esas makbuzu, davalıdan sadır ve onun ticari defterinde kayıtlı borç belgesidir. Ödediğini beyan etmeyen davalı tarafından belgedeki imza inkar edilmiş ancak imzanın davalıya ait olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki taraf iddia ve savunmalarına göre; davacının takibini dayandırdığı … Denetleme Sanayi Şirketi’nin ve davalının adının yer aldığı makbuzda, 25 bin kilo … türü üzüm ve 25 bin kilo siyah üzümün işletmeye 03/08/2011 tarihinde teslim alındığı anlaşılmakla ve müzakere sırasında temin edilen tarafların tacir kayıtlarından salt şirketlerinin ortakları olmayıp Yönetim Kurulu üyelikleri de yaptıkları, emeklerini bizzat şirketlerinin ticaretine özgüledikleri, şirketleri ile taraflar arasında ekonomik ve iktisadi bütünlük bulunduğu anlaşılmakla, davayı görmeye görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu” gerekçesi ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… esas, 2022/… karar, 19/04/2022 tarihli kararını kaldırdığı anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/… esas, 2023/… karar, 18/04/2023 tarihli kararından “Bölge Adliye Mahkemesinini …Hukuk Dairesi Dosya No: 2022/… Karar No: 2023/ … İlamı ile gereği davanın mahkememizin görevsizliği sebebi ile usulden reddine, görevli mahkemenin … Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, şeklinde karar verildiği görülmekle dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Bilindiği gibi, müstahsil makbuzu 213 sayılı VUK’nun 235. maddesi hükmüne göre düzenlenmektedir. Madde hükmüne göre, “(4444 sayılı Kanunun 13/C-5 maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 14.8.1999) Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler (4369 sayılı Kanunun 81/A-9 uncu maddesiyle değiştirilen ibare Yürürlük: 29.7.1998) gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalıyarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecburdurlar. Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya mutavassıt tarafından alındığı takdirde makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur.
Çiftçiden avans üzerine yapılan mubayaalarda, makbuz, malın teslimi sırasında verilir. Müstahsil makbuzunun tüccar veya alıcı çiftçi nezdinde kalan nüshası fatura yerine geçer. Müstahsil makbuzunda en az aşağıda yazılı bilgiler bulunur:
1.Makbuzun tarihi;
2.(2365 sayılı Kanunun 38’inci maddesiyle değişen bent) Malı satın alan tüccar veya çiftçinin soyadı, adı unvanı ve adresi;
3.Malı satan çiftçinin soyadı, adı ve ikametgahı adresi;
4.Satın alınan malın cinsi, miktarı ve bedeli;
Bu Maddede yazılı makbuzlar hiçbir resim ve harca tabi değildir.
(2365 sayılı Kanunun 38’inci maddesiyle eklenen fıkra) Müstahsil makbuzları seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir”
Öte yandan, müstahsil makbuzu çiftçiden avans üzerine yapılan alımlarda makbuz alım esnasında alım tarihine göre düzenlenir. Ön ödemelerde müstahsil makbuzu düzenlenmez. Müstahsil makbuzu sadece ve sadece tarımsal ürünlerin alımı sırasında tüccar tarafından düzenlenir. Düzenlenen makbuz çiftçi veya onun bir adamı veya aracısı tarafından alındığı takdirde müstahsil makbuzu birlikte imza altına alınır. Müstahsil makbuzlarında çiftçinin mutlak surette TC nosu yer almalıdır.
Tarımsal ürünlerin dışında çiftçilere herhangi bir hizmet yaptırılması halinde müstahsil makbuzu düzenlenmez. Bunun yerine, “gider pusulası” düzenlenilerek gerekli ödeme yapılır.
Müstahsil makbuzu üzerinde KDV gösterilmez. Sadece, zirai stopaj yer alır. Ayrıca, çiftçinin sosyal güvenliği yoksa SGK kesintisi yapılır. Yapılan bu kesintiler çiftçinin emekli olabilmesi için ileride emeklilik sırasında dikkate alınır. Tarımsal kesintilerle ilgili SGK tarafından yayımlanan 2.7.2013 gün ve 2013/27 sayılı genelgede ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. SGK kesintisi tarımsal faaliyette bulunanlardan tüccarın satın aldığı ürün bedelleri üzerinden brüt tutar x %1 olarak kesilir. Bu kesinti 31.12.2013 tarihine kadar %1 olup, 1.1.2014 tarihinden sonra ise, %2 olarak sürdürülecektir.
Müstahsil makbuzları asgari iki nüsha düzenlenir. Düzenlenen makbuzlar seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.
Müstahsil makbuzları 213 sayılı VUK kapsamında düzenlenen anlaşmalı matbaalar veya noterlerde tasdik ettirilerek kullanılması zorunludur. Bu makbuzlar fatura ve fatura yerine geçen benzeri kıymetli evrak hükmündedir. Asıl müstahsil yerine başka kişi veya kimseler adına fiktif olarak düzenlenen makbuzlar yanıltıcı belge hükmündedir. Yanıltıcı olarak düzenlenen müstahsil makbuzları hakkında 213 sayılı VUK’nun 359. maddesine göre işlem tesis edilebilir. Müstahsil makbuzları kapsamındaki ödemelerin peşin olarak o esnada çiftçiye ödenmesi zorunludur. Makbuz bedelleri çiftçinin varsa banka hesabına havale de yapılabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından mühtahsil makbuzuna dayalı alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davalı tarafça “Davacının çiftçi olmadığı, … odasından gelen yazıda durum sabittir, müvekkilin borcu bulunmamaktadır, davaya konu makbuzlar ayrıntılı olarak belirttiğimiz üzere Vergi dairesine sunulmak ve defter stoklarını dengelemek için aile bireyleri arasında düzenlenmiştir, davacının oğlu adına düzenlenen makbuzu da dosyaya sunduk, oysa kendisi kimseden üzüm almış yada satmış değildir, davacı müvekkilin öz yeğenidir, aralarında husumet olduğundan bu dava açılmıştır, bu nedenle müvekkilin borcu olmadığından takibe itiraz etmiştir, bu sebeple icra inkar tazminatın ve davanın reddini talep ediyoruz, ayrıca bilirkişi tarafından hesaplanan müvekkilin davacı için ödediği 8.741 TL’nin şayet sayın mahkeme aksi kanaate varacak olursa, müvekkilin borcu ile mahsup edilmesini” talep ettiği anlaşılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere müstahsil makbuzu sadece ve sadece tarımsal ürünlerin alımı sırasında tüccar tarafından düzenlendiği ve fatura yerine geçtiği, davaya konu müstahsil makbuzunun davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı tarafından anılan makbuzun stokları dengelemek amacıyla düzenlendiği iddia edilmiş ise de TMK 2. Maddesinde belirtilen Dürüst davranma ilkesi uyarınca “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” davalının kendi hileli hareketine dayanarak hak talep edemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı tarafından makbuzda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş ise de yapılan imza incelemesinde müstahsil makbuzundaki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından her ne kadar takas savunmasında bulunulmuş ise de davacı tarafından takas savunmasına ilişkin iddia edilen ödemelerin davacı yararına yapıldığına ilişkin delil bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki savunmalara itibar edilmemiş tüm bu açıklamalar ışığında davaya konu müstahsil makbuzunun davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davacının anılan makbuz sebebiyle alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu müstahsil makbuzuna ilişkin alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2015/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 73.500,00 TL asıl alacak üzerinden takipteki diğer şartlarla devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan 14.700 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar ve ilam harcı 5.020,78-TL nin peşin alınan 693,93-TL den düşümü ile kalan 4.326,85-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 721,63-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.055,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafların iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır