Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/363 E. 2023/833 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/363 Esas
KARAR NO : 2023/833
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/05/2023
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil … …’ın 07/08/2016 tarihinde çift taraflı bir trafik kazası geçirdiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu sigortasının bulunmaması nedeniyle … Hesabına karşı 28/10/2016 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 22/09/2020 tarihli, 2016/… Esas ve 2020/… Karar sayılı ilamla birlikte müvekkil adına “..157.039,29 TL tazminatın 28.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte..” şeklinde hüküm kurulduğunu, işbu kararın taraflarınca … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası ile ilamlı takibe konu edildiğini, davalının tehir-i icra kararı almış olması nedeniyle tahsilat yapılamadığını, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 05/01/2023 tarihli, 2020/… Esas ve 2023/… Karar sayılı ilamı ile davalı tarafın istinaf sebeplerinin reddedildiğini, bu kararın taraflarına tebliğinden sonra icra dosyasında işlem yapıldığını ve dosya borcunun 10/03/2023 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin tazminatının enflasyon oranından yasal faize denk gelen %9 düşüldükten sonra çıkacak miktarın davalı tarafından karşılanmasının gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davalı tarafından borcun geç ödenmesinden kaynaklı olarak oluşan munzam zarar nedeniyle şimdilik 100,00-TL(HMK 107 gereği belirsiz alacak)’nin dava tarihinde itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davada görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının iddia ettiği zararı somut olarak ispatlamakla mükellef olduğunu,müvekkilinin zararın olmasında kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… E, 2020/… Karar sayılı ve 22/09/2020 tarihli kararında hükmedilen miktar yasal faizi ve icra masrafları ile tamemen ödenerek teminatın tamamının tükendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilin hesaplanacak munzam zarar tazminat sorumluluğu teminat limitini aşamayacağını, tüm bu açıklanan nedenlerle usuli itirazların dikkate alınarak davanın usulden reddini, davacının şartları oluşmayan munzam zarar talebinin ve haksız faiz isteminin reddini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. Asliye Ticaret Mahkemesi ve … İcra Müdürlüğü dosyaları UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı takip dosyasında mahkeme ilamından kaynaklanan 157.039,27-TL sürekli iş göremezlik, 3.271,43-TL yargılama gideri, 18.868,73-TL ilam vekalet ücreti, 55.720,98-TL geçmiş gün faizi, 11,29-TL geçmiş gün faizi, 65,14-TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 234.976,86-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 25/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf/temyiz incelemesi sonucuna kadar icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının geçirdiği trafik kazası kapsamında ortaya çıkan ve ilama bağlanan cismani zarara dair tazminat talebi yönünden davalının ödemede temerrüde düşüp düşmediği ve yapılan ödeme ile alacaklının temerrüt faizini aşan munzam zarar doğup doğmadığı ile miktarı ve davalıdan tahsili koşullarının oluşup oluşmadığından istemlerine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.nın aşkın zararı düzenleyen 122. maddesinde “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Kanun hükmünün açık lafzından da anlaşılacağı üzere, munzam zarar; borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zarardır. Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır (HGK’nın 31.10.2007 tarih ve 2007/11-668 E.-2007/798 K. ilamı).
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
Davacı … …, 23/10/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası geçirdiği, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu sigortasının bulunmaması nedeniyle …na karşı 28/10/2016 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 22/09/2020 tarihli, 2016/… Esas ve 2020/… Karar sayılı ilamla birlikte davacı adına “..157.039,29 TL tazminatın 28.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte..” şeklinde hüküm kurulduğu, işbu kararın davacı tarafça … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası ile ilamlı takibe konu edildiği, davalının tehir-i icra kararı almış olması nedeniyle tahsilat yapılamadığı, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 05/01/2023 tarihli, 2020/… Esas ve 2023/…Karar sayılı ilamı ile davalı tarafın istinaf sebeplerinin reddedildiği, bu kararın davacı tarafa tebliğinden sonra icra dosyasında işlem yapıldığı ve dosya borcunun 10/03/2023 tarihinde ödendiği görülmüştür. Dosyamız kapsamında uyuşmazlığın temel noktası davalının ödemede temerrüde düşüp düşmediği ve bu kapsamda davacının munzam zararı doğup doğmadığına ilişkindir.
Davacı tarafından faizi aşan munzam zararının tazmini talep edilmiş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alındığında TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır. Davacının sadece yüksek enflasyon, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu hususları alacaklının faizi aşan zarar iddiasına ilişkin ispat yükünü ortadan kaldırmayacağı, davacının kendi duruma özgü şekilde somut olarak zararını ispat etmesi gerektiği, (Yargıtay HGK., 2021/11-938E., 2022/401K; Yargıtay 11.HD., 2019/101 E., 2022/7803K.,. Yargıtay 11.HD., 2021/4165 E., 2022/8361 K. Yargıtay 11.HD., 2021/4970 E., 2022/8362 K.), davacının somut olarak gerçek zararını ispata yönelik delil sunmadığı, vakıa da bildirmediği, munzam zarar iddiasının salt yargılama sürecine ve bu süreçteki enflasyonist ortama işaret ettiği anlaşıldığından munzam zarar isteminin ispatlanamadığı, her ne kadar davacı tarafından Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlaline yönelik kararları emsal olarak bildirilmiş ise de ihlale konu dosyanın kendine özgü şartlar içerdiği, dosyamız kapsamında davacının alacağına kavuşmasına dair sürecin aynı şekilde gerçekleşmediği, iddianın aynı şekilde sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu harçtan 179,90-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 89,95-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 3.120,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.23/10/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza