Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/361 E. 2023/831 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/361 Esas
KARAR NO : 2023/831
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı “… Limited Şirketi’nin işitme cihazları ticareti ve uygulaması alanında faaliyet gösteren ve kuruluşu 1985 yılına dayanan köklü bir şirket olduğunu, davalı …’in ise “… İşitme Cihazları …” unvanı ile faaliyet gösteren gerçek kişi tacir olduğunu, taraflar arasında işitme cihazı ekipmanları alım satımından kaynaklı ticari bir ilişki bulunduğunu, davacının davalı …’den olan faturalı cari hesap alacağı için 06/03/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından 19/03/2018 tarihinde icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasındaki faturaların ve cari hesap dökümlerinin incelendiğinde davacının alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, 19/03/2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … … ile … …’ün davacı şirketin ortakları olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… nolu iddianamesinin kabulü ile …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasında davacı şirketin temsilcisi hakkında “Özel Belgede Sahtecilik” suçundan kamu davası açıldığını, … kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin temsil yetkisi 23/05/2017 tarihli genel kurul ile değiştirildiğini, ancak genel kurul ile yetki alan … …’ün yetkisi hukuka uygun olmayan genel kurul kararı ile sağlandığını, bu nedenlerle davada taraf olarak yer alan kimseler dava ehliyeti ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile davada davacı ya da davalı sıfatı yoksa dava konusu hakkın esası yönünden karar verebilme olanağının olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın aktif husumet yönünden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasının iş bu dava dosyasında bekletici mesele yapılmasını arz ve talep etmiştir.
…. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyası aslı ve …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyası sureti dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 24.390,18-TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 24.390,18-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 12/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 19/03/2023 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı dosyası ile davanın reddine dair karar verilmiş olup … Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2023/… Karar sayılı kararı ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
… Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas 2023/… Karar sayılı kararının kaldırma gerekçesinde “Somut dosyada davalı vekili 23/12/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında; ” ….Müvekkilim davacı tarafa bir borcu yoktur, ödedik. Ödemeye ilişkin delillerimizi sunmak üzere tarafımıza süre verilsin,” şeklinde beyanda bulunmuş olup mahkemece davalının ödeme savunması yönünden hiçbir inceleme yapılmadığı, gerekçede bu savunmanın tartışılıp değerlendirilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin ödeme savunması karşısında HMK. 31 madde kapsamında davalı tarafa dava konusu cari hesaba ilişkin davacı tarafa ödeme yaptığına ilişkin ödeme belgesi, çek vb belgeleri sunmaları için sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verilmiştir.
Kaldırma üzerine Mahkememizce yeniden duruşma günü tayin edilmiş, duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş, tayin edilen gün yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, açık cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Cari hesap TTK 89 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin yazılılık şartı geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.Taraflar arasında yasal şekilde aranan bir cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak zamana yayılı olacak şekilde ticari ilişki bulunmaktadır. Bu durumda incelenen ticari defterlerden de anlaşıldığı üzere aralarında ticari ilişki bulunduğu ve alacak ile borçları açık cari hesap ile takip ettikleri anlaşılmıştır. Davacının doğrudan TTK 89 ve devamında düzenlenen cari hesap sözleşmesinden yazılı geçerlilik şartına aykırılıktan yaralanamayacağı açık ise de ticari defter kayıtlarından alacağını ispat etmesi mümkün olacaktır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle …. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, incelemenin davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, bu durumda HMK 222/3 maddesi uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin hükme esas alınabileceğinin düzenlendiği, mahkememizce aldırılan ve hükme esas olan bilirkişi raporu ile davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 24.390,18-TL alacaklı olduğu, söz konusu alacak bakiyesini oluşturan faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin sevk irsaliyelerine dosyada rastlanılmadığı, ancak davalı vekilinin ön inceleme duruşmasında ” ….Müvekkilim davacı tarafa bir borcu yoktur, ödedik. Ödemeye ilişkin delillerimizi sunmak üzere tarafımıza süre verilsin,” şeklinde beyanda bulunduğu, dolayısıyla davacının iddia ettiği ticari ilişkinin gerçekleştiğinin davalı yanca zımnen ikrar edilip bağlantılı bileşik ikrar ile hukuki sebebin değiştirilerek ispat yükünün yer değiştirildiği, bu aşamadan sonra borcun var olduğu ancak ödeme ile borcun sona erdiği sebebine dayalı savunma ile ödemenin varlığını davalı yanın ispat etmesi gerektiği, … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2023/… Karar sayılı Karar İlamı ile mahkememizin 19/10/2020 tarihli kararının kaldırılması sonrasında 30/05/2023 tarihli tensip tutanağında davalı vekiline davacıya yapmış olduğu ödemelere ilişkin delillerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davalı vekiline bu hususun 04/06/2023 tebliğ edildiği, tebliğ yapılan davalı vekili Av. … ‘ün 19/06/2023 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiği, davalı asile vekillikten çekilme dilekçesinin 11/08/2023 tarihinde tebliğ edildiği, HMK. 82. maddesi gereğince vekillikten istifa eden vekilin vekalet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam etmesi nedeniyle, davalı vekiline 04/06/2023 tarihinde yapılan tebligatın geçerli olduğu, davalı vekilince kesin süre içerisinde herhangi bir belge ve evrak ibraz edilmediği, davalı asilin de duruşmaya katılmadığı ve ödeme savunmasına ilişkin borcu söndürücü delil sunmadığı, netice olarak davalının ödeme savunmasıyla üstlendiği ispat yükünü yerine getirmediği, davacının fatura karşılığı mal tesliminin davalıyı bağlayan vekil beyanı nedeniyle ayrıca ispatlanmasına yer olmadığı, 06/03/2018 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 24.390,18-TL alacağının bulunduğu, bu iddianın davacı defterleri ile de sabit olduğu, HMK 222/3 maddesi uyarınca hükme esas alınabileceği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen yapılan ödemenin icra dosyasından açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 24.390,18-TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.878,03 -TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 1.666,09-TL harcın, peşin alınan 294,58-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.371,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı ve 294,58-TL peşin harç olmak üzere toplam 338,98-TL harç bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 274,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasının iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/10/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır