Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/351 E. 2023/828 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/351 Esas
KARAR NO : 2023/828
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/05/2023
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip borçlusunun maliki olduğu “… Mah. … Sk. Apt. No: … Daire No:… /İstanbul” adresinde kain taşınmazdan 05/01/2021 tarihinde sigortalının maliki olduğu 1 nolu daireye su sızması nedeniyle hasar meydana geldiğini, yapılan incelemelerde davalının kusurlu olduğunun sabit olduğunu, davalının hasar verdiği taşınmazın maliki … ile müvekkili arasında … poliçe numaralı … Konut Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı taşınmazında meydana gelen 2.580,00-TL zararın müvekkili tarafından poliçesi kapsamında sigortalıya ödendiğini, davalıya gönderilen 31/03/2021 tarihli mektupla, ödenen hasar bedelinin tazmininin istenmiş olmasına rağmen herhangi bir geri dönüş olmaması üzerine davalı aleyhinde … İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, yapılan itiraz sonrasında takibin durduğunu, itirazdan sonra zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekaletname ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; iş bu davada İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yetkisizlik itirazında bulunduklarını, müvekkilinin kusurlu olduğu düşünülse dahi davacının ilk önce müvekkilinin sigorta şirketine başvurması gerektiğini, müvekkiline ait bulunan dairenin … Sigorta Şirketinin teminatı altında olduğunu, davacı tarafından davaya konu su sızıntısının müvekkilinin kusurundan kaynaklandığının sabit olduğu iddia edilmiş ise de ne davacı tarafından ne de delil tespiti gibi bir yargılama ile müvekkilinin evinde inceleme yapıldığını, su sızıntısının müvekkilinin kusurundan kaynaklandığının sabit değilken davacı şirket tarafından sigortalısına yapmış olduğu ödemenin müvekkilinden rücu edilmeye çalışılmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirketin sigortalısının başına gelen su sızıntısının taşınmazın bulunduğu apartmandaki neredeyse tüm taşınmazlarda yaşandığını, sitenin ortak tesisatından kaynaklanan bu sorun nedeniyle meydana gelen hasarın bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, diğer kat maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, zira kat malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddini, aksi halde esastan reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki söz konusu değildir. Kanun koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir. Bu anlamda; dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nın 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-ç maddesine göre, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili olması dava şartlarındandır, aynı Kanunun 115. maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalının süresi içerisinde cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, davalının ikametgah adresinin “… Mah. … Sk. No: … /İstanbul” olduğu, bu yargı yerinin aynı zamanda dava dışı zarar gören sigortalının yerleşim yeri ve haksız fiilin gerçekleştiği yer olduğu, davacı sigortacının halefi olduğu sigortalısının yerine geçerek onun hak ve yetkilerine sahip olabileceği, davacının kendi şirket merkezinin bulunduğu Mahkememiz yargı çevresinin dava dışı sigortalının veya davalının yerleşim yeri olmadığı gibi haksız fiile dayalı seçimlik yetkiye dair ihtimallere de vücut vermediği, yetki itirazında bildirilen Güngören adresinde haksız fiilin gerçekleştiği, dava dışı sigortalının ve davalının yerleşim yeri olup mahkememizin yargı sınırları dışında bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla yetkili mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, davalının usule uygun süresinde bildirdiği itiraza dayalı talebi doğrultusunda dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davaya bakma mahkememizin yetki alanı dışında kaldığından mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dava dosyasının yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderleri ile ilgili bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yetkili mahkemede davanın devam edilmesi söz konusu olmadığında ve talep durumunda dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin davacıya ihtarına,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”