Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/349 E. 2023/927 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/349 Esas
KARAR NO : 2023/927

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, başlatılan takibin dayanağının kambiyo senedi olması nedeni ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yolu ile davalıların icra işlemlerini yaptığını, müvekkili ve davalı arasında 01/08/2022 tarihinde …bünyesinde bulunan araç kiralama sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşme yapılırken 15.000,00-TL depozito bedelinin de haricen davalıya ödendiğini, müvekkili aracı 3 ay kullandıktan sonra müvekkili mecburi nedenlerle aracı kiraladığı şirkete teslim etmesi gerektiğini ve bu durumu davalıya ilettiğini, davalı …’ın araç kiralama sırasında sözleşme arasına senet koyarak müvekkiline borç yaratmış olduğunu işbu nedenlerle taleplerinin kabulü ile davalı ile müvekkili arasında mevcut ve geçerli bir senet olmadığından borç ilişkisinin de bulunmadığının tespitine, mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, …e./istanbul …icra müd. sayılı haksız icra takibinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış oldukları zararların şimdilik 1.000 TL (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile )yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekiline verilmesine, Vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini, talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ve beyanlarının hiçbiri taraflarınca kabul edilmemekle işbu beyan ve iddialar gerçeği de yansıtmamakla öncelikle davacı tarafın ihiyati tedbir talebine ilişkin beyanda bulunma zaruretimiz hasıl olduğunu, dosya kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektiren şartlar oluşmadığını, buna rağmen haksız bir şekilde davacının tedbir talebi kabul edildiğini, ayrıca kambiyo senetlerine özgü takipler bakımından takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilmeksizin kabul kararı verildiğini, bu haliyle verilen tedbir kararının tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, işbu sebeple karara açık bir şekilde itiraz ettiklerini, ancak zaten davacı tarafından kendisine verilen kesin süreye rağmen ön görülen teminatı da yatırmadığından bu aşamada ilgili tedbir kararının uygulanabilirliğinin de kalmadığı ve kararın kendiliğinden kalkmış olduğu sabit olduğunu, davalının yerleşim yeri Beylikdüzü/İstanbul olup bu bağlamda davalı aleyhine açılacak davaların da Büyükçekmece (Bakırköy) mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, buna rağmen İstanbul mahkemelerinde ikame edilen işbu dava açısından mahkemenin yetkisiz olduğu açıkça görüldüğünden davanın esasına dahi girilmeksizin yetkisizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından dava değerinin 1.000-TL olduğu belirtilmiş olduğundan huzurdaki davanın söz konusu icra takibinde 1.000-TL’lik kısım bakımından borçlu olmadığının tespiti hakkında ikame edildiğinin kabulü ile yargılamanın da bu değer üzerinden yürütülerek sonuca bağlanması gerektiğini, davacı tarafından 1.000-TL üzerinden harç yatırılmış olup bu bağlamda harcı yatırılmayan alacak bakımından inceleme ve değerlendirmede bulunulması mümkün olmadığını, davacı tarafından icra takibine konu senedin araç kiralama evrakları arasına konulduğunu, kendisine hile ile senet imzalatıldığını, bu senedin hukuka aykırı olduğu iddia edilmişse de öncelikle işbu iddialar ağır ithamlar içermekte olup bu iddialara karşı her türlü şikayet ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafın işbu iddialarını ispat ile mükellef olduğu da sabit olduğunu, icra dosyasına sunulan senedin incelemesinde; kambiyo senedi vasfını taşıması için gereken tüm unsurların sabit olduğunu, senet üzerindeki imzanın davacı tarafından da ikrar edildiğini, bu bağlamda takibe konulan senedin ve başlatılan takibin her yönüyle usul ve yasaya uygun olduğunu, işbu dava kambiyo senedi uyarınca borçlu olmadığının istemi ile başlatılmış olduğundan; senetle ispat kuralları gereğince menfi tespit bakımından ispat yükünün davacı tarafa geçtiği görüldüğünü, her ne kadar davacı tarafça kendisine verilen kesin süreye rağmen teminat yatırılmaması sebebiyle kendiliğinden kalkmış ve uygulanabilirliği kalmamış olsa da, herhangi bir usuli kazanılmış hak doğmaması amacıyla davacı tarafın ihtiyati tedbir talebine de mahkemece verilen tedbir kararına da itiraz etiklerini, davanın, mahkemenin yetkisiz olması sebebiyle usulden reddini, mahkemeniz aksi kanaatte olur ve işin esasına girilirse ise yukarıda açıklanan sebepler ile uyuşmazlığın talep ile bağlı kalınarak 1.000-tl harca esas değer bakımından değerlendirilmesine ve nihayetinde işbu haksız ve dayanaksız davanın esastan reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava menfi tespit davasıdır.
Uyuşmazlık; taraflar arasında kurulan araç kiralama sözleşmesi nedeniyle sözleşmenin imzalandığı sırada davacı taraf aldatılarak farkında olmadan dava konusu edilen bonoyu imzalandığı iddia edilerek söz konusu bono nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından kaynaklı olarak davacı davalı tarafa borçlu olup olmadığı tarafların kabulünde olan araç kiralama sözleşmesinin karşılıklı erken feshedilip edilmediği, karşılıklı anlaşmayla tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği davalı alacaklının cezai şart talep edip edemeyeceği ve araçta davacıdan kaynaklı olarak zarar meydana gelip gelmediği ve bu nedenlerle bononun takibe konulup konulmadığı bononun hukuki niteliği itibariyle teminat bonosu olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.

6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Diğer Taraftan 6100 sayılı Yasanın 4. Maddesi Sulh hukuk mahkemelerinin görev alınını düzenlemiş olup ilgili maddenin 1 fıkrasında ”Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göreilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevinin sulh hukuk mahkemesi görev alanına girdiğini hüküm altına almıştır.
Somut olayda, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi bulunmakta olup uyuşmazlık bu araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava, 08/12/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.” (Yargıtay 3 Hukuk Dairesinin 2017/8954 Esas 2019/ 15334 Karar sayılı ilamı)
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, menfi tespit isteminden kaynaklanan iş bu dava, takibe konulan bonoya ilişkin ise de, bononun düzenleme sebebinin hukuki ilişkiden kaynaklandığı hukuki ilişkininde taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinin oluşturduğu, 6100 sayılı Yasanın 4. Maddesinde kiradan kaynaklı her türlü davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğuna yönelik düzenleme gözetildiğinde, görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmıştır
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesinde Ayrıntıları ile Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.22/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*