Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/310 E. 2023/508 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/310 Esas
KARAR NO : 2023/508

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2023
KARAR TARİHİ : 16/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak söz konusu bono üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalıdan 1 haftalığına araç kiraladığını, davalının aracı kiralarken müvekkiline sözleşme adı altında A4 boyutlarında birkaç sayfaya imza attırdığını, müvekkilinin ise normal prosedürdür diye bütün sayfaları okumadan imzaladığını, müvekkilinin 1 hafta sonunda kiraladığı aracı davalıya teslim ettiğini, araç kiralama bedelini ise banka yolu ile davalıya ödediğini, senet üzerinde müvekkiline ait olduğu iddia edilen iki imzanın açıkça görüleceği üzere birbiri ile örtüşmediğini, müvekkilinin imzasının taklit edildiğinin açık olduğunu, taklit imza nedeni ile…Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, takip dayanağı senedin tahrifat yapılarak sonradans doldurulduğunu, senet bedeli “10.000 TL” iken sonradan “0” rakamının önüne “1” rakamı eklenerek “110.000 TL” yapıldığını, tüm bu açıklanan nedenlerle öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin ve bononun iptalini, kötü niyetli ve ağırlı kusurlu olunması sebebiyle davalı tarafın alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin işbu ihtilafın çözümünde görevsiz olduğunu, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini, işbu talep uygun görülmezse haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının alacağın %20 icra inkar ve kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının UYAP çıktılarının alınarak dosyamızın içerisine alındığı, banka kayıtlarının, …CBS Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu dosyasının UYAP suretinin celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 147.293,77-TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 19/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmediği ve 30/11/2022 tarihinde dosyanın kesinleştiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, araç kiralama sözleşmesi kapsamında kiralanan araçta meydana gelen hasar bedeli, kazanç ve değer kaybının tahsili için düzenlenen bonoya ilişkin davacının icra takibine konu senede ilişkin borçsuzluğunun tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kiralanan araca gelen zarardan kaynaklandığı, kiralanan araçta meydana gelen hasar bedeli,kazanç ve değer kaybının tahsili için düzenlenen bonoya ilişkin davacının icra takibine konu senede ilişkin borçsuzluğunun tespiti isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemeleri’nin görevi belirlenmiş olup buna göre “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Kira ilişkisi söz konusu olduğunda tarafların tacir olup olmadıklarının da önemi yoktur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44.Hukuk Dairesi 2021/194 Esas, 2021/189 Karar sayılı emsal ilamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi 2018/1521 Esas 2019/363 Karar emsal ilamı) Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, sunulan kira sözleşmesinin senede atıf yaptığı, davalının senedin kira sözleşmesi kapsamında alındığına dair kabulünün bulunduğu görülmekle, dosya duruşması her ne kadar 25/09/2023 tarihine bırakılmış ise de görev hususunun her aşamada re’sen gözetilebileceği usul ekonomisinin de bunu gerektirdiği gözetilmekle re’sen ele alınan eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi uyarınca İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza