Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/30 E. 2023/513 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/30 Esas
KARAR NO : 2023/513
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2023
KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalıya ait … Rent A Car Araç Kiralama şirketine ait … plaka sayılı araç kiralandığını, araç kiralama sözleşmesinin müvekkilime imzalatılmış ve sözleşmenin altında sözleşme ile yapışık halde bulunan vade, düzenlenme tarihi, miktar vb. hiçbir bilgi yazmadan boş şekilde bono da müvekkiline imzalatıldığını, müvekkilinin boş olarak imzaladığı bu senet karşılığında hiçbir mal veya nakit para almadığını, daha sonra müvekkilim kiralamış olduğu araç ile tek taraflı maddi hasarlı kazaya karışınca davalı tarafından önce … İcra Dairesi 2021/… Esas sayılı dosya ile 222.666,67-TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığını, daha sonra boş olarak imzalatılan bono müvekkilinin iradesi hilafına doldurulduğunu ve vade tarihine de kiralama tarihinden önceki bir tarih yazılarak kambiyo takibine girişildiğini, müvekkilinin davalıyla herhangi bir ticari münasebeti ve davalıya herhangi bir borcu bulunmadığından işbu dava ile borçlu olmadığını tespit etme zarureti doğduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle ….İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyasının tedbir kararı verilerek durdurulmasına karar verilmesini, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizce noterler birliği kayıtlarının, emniyet kayıtlarının, icra dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, araç kiralaması nedeniyle teminat olarak düzenlendiği iddia edilen, rıza hilafına davalı yanca doldurulduğu belirtilen ve tahsili için kambiyo takibine konulan bonoya ilişkin davacının borçsuzluğunun tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın araç kiralaması nedeniyle teminat olarak düzenlendiği iddia edilen, rıza hilafına davalı yanca doldurulduğu belirtilen ve tahsili için kambiyo takibine konulan bonoya ilişkin davacının borçsuzluğunun tespiti isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce celp edilen emniyet KABİS sorgusunda davalı …’ın 12.04.2021 – 14.04.2021 tarihleri arasında … plakalı sayılı aracı davacı …’tan kiraladığı anlaşılmıştır. Aracın davalıya ait olduğu, uyuşmazlığın kiralanan araçtan kaynaklandığı davalının da kabulündedir. Dolayısıyla dava konusu senet kira sözleşmesinden dolayı alınmıştır. Senedin teminat niteliği, sözleşme kapsamında hak doğurup doğurmadığının tespitinde kiraya ilişkin hükümlerin ve taraflar arasındaki sözleşmenin irdelenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemeleri’nin görevi belirlenmiş olup buna göre “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Kira ilişkisi söz konusu olduğunda tarafların tacir olup olmadıklarının da önemi yoktur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44.Hukuk Dairesi 2021/194 Esas, 2021/189 Karar sayılı emsal ilamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi 2018/1521 Esas 2019/363 Karar emsal ilamı) Bu nedenle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza