Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/263 E. 2023/570 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/263 Esas
KARAR NO:2023/570

DAVA:İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/04/2023
KARAR TARİHİ:10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 23.05.2022 tarihinde davalıya ait … …’nin devrine ilişkin adi yazılı ön sözleşme yapıldığını, buna göre sözleşmeye konu … … davalı tarafından 15.12.2022 tarihinde müvekkiline 1.200.000-TL bedel ile devredileceğini, müvekkili ön ödeme bedeli/bağlanma parası olarak 23.05.2022 tarihinde 250.000-TL’yi davalıya banka üzerinden gönderdiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihte müvekkili, davalının komşusu olan dava dışı Eczacı … ile nişanlı olduğunu, müvekkilinin nişanlısının … ile davalının … aynı muhit olduğunu, müvekkili, nişanlısı ile evlenecek olması ve İstanbul’a taşınacak olması nedeniyle davalıya ait eczaneyi nişanlısının telkinleri ile devralmak istediğini, 2022 Ağustos ayında müvekkilin nişanlısı tarafından nişan bozulmuş ve müvekkilin İstanbul’a taşınması için herhangi bir neden kalmadığını, … 11.Noterliğinin 03.08.2022 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkili, davalıya ön sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu nedenle bağlanma parası olarak ödenen 250.000-TL’nin tarafına iade edilmesini ihtar ettiğini, davalı ise … 7. Noterliğinin 08.08.2022 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeye güvenle mesleki ve özel hayatında önemli değişiklikler yaptığını,bu nedenle zarara uğradığını ayrıca ön ödeme bedelinin cayma parası olduğunu iddia ederek 250.00-TL’yi iade etmeyi kabul etmediğini, sözleşmenin feshinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı ile daha sonra yapılan görüşmelerden de herhangi bir sonuç alınamaması nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayalı bağlanma parası olarak ödenen 250.000-TL’nin iadesi için davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının işbu icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine … Arabulucuk Bürosunun … Esas sayılı dosyasından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu lakin arabuluculuk görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamadığını, müvekkili ile davalı arasında yapılan ön sözleşme şekil şartlarına aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, dava konusu sözleşme 6197 sayılı kanunun 11. maddesinde sayılan şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığı için geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçersiz olması durumunda sözleşmede bulunan hükümlerinde geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanarak taraflar arasında yapılan ifaların sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği taraflara iadesi gerektiğini, sözleşmede bulunan ödeme şekli bölümünde 250.000-TL’nin ön ödeme/kapora olarak verildiği açıkça yazıldığını, sözleşmenin feshi halinde Yargıtay’ın yerleşmiş kararları gereği bağlanma parasının iadesi gerektiğini, davalı sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle herhangi maddi bir zarara uğramadığını, davalı halen sözleşmeye konu eczaneyi işlettiğini, eczaneyi devredeceği varsayımıyla iş veya özel hayatından herhangi bir değişiklik yapmadığını, davalının bağlanma parası üzerinden mahsup edeceği herhangi bir zararı bulunmadığını, bu nedenle davalının 250.000-TL’yi iade etmemesine dayanak herhangi haklı bir nedeni olmadığını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulünü, davalının …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptalini ve icra takibinin devamını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, geçerli ve bağlayıcı olduğunu, davacının yaptığı ödemenin pey akçesi (bağlanma akçesi) olduğu yönündeki iddialarının sözleşme’ye açık aykırılık taşıdığını, davacının şekil şartına ilişkin beyanlarının haksız olduğunu, davacının sözleşme’ye aykırılığı nedeniyle müvekkili olağanüstü derecede zarara uğradığını, iş ve aile düzeni bozulduğunu, davacının tamamen keyfi ve sübjektif nedenlerle Sözleşme’ye aykırı davranışları nedeniyle ortaya çıkan zararın bugün itibariyle telafisi de mümkün görünmediğini, davacı kendi kusurlu hareketlerine rağmen, Sözleşme ve ilgili mevzuata aykırı surette menfaat temin etme arzusunda olup, bu talebin hukuken değer görmesinin mümkün olmadığını, davanın bu bakımdan da reddini talep ettiklerini, taraflar arasında münakid sözleşme, Yüksek Yargı kararları ve Sayın Mahkemeniz’ce nazara alınacak sair hususlar ışığında haksız ve kötü niyetli davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tacir araştırması için vergi dairesi kayıtlarının, esnaf odası kayıtlarının, ticaret sicil kayıtlarının, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP üzerinden çıktılarının alınarak dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında sözleşme feshi nedeniyle pay akçesinin iadesinden kaynaklanan 250.000,00-TL asıl alacak, 5.363,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 255.363,01-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 08/12/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 09/12/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, eczane devrine dair yazılı sözleşme kapsamında sözleşmenin geçerli olup olmadığı, ödenen bedelin cayma veya bağlanma akçesi olup olmadığı, davalı yanca alınan 250.000,00TL bedelin davacıya iadesi gerekip gerekmediği ve bu kapsamda başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava taraflarının bilanço esasına göre defter tuttuğu, tacir olmaları nedeniyle mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile, ”Sözleşmede taraflardan birinin herhangi bir sebeple cayması durumunda 1.200.000TL sözleşme cayma bedeli ve ön ödemeli bedeli 250.000TL iadesi olmamak kaydıyla olarak toplam 1.450.000TL sözleşme cayma bedeli olarak ödeyecektir” şeklinde hüküm düzenlendiği görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu 29. maddesi “Bir sözleşmenin ileride kurulmasına ilişkin sözleşmeler geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, önsözleşmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlıdır.
” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu 177. maddesi ile “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu 178. maddesi ile “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” hükmü düzenlenmiştir.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 11. maddesi ile, “Bir eczaneyi devir veya satın alan kimse eczane açmak için bu kanunda yazılı şartları haiz olduğu takdirde, namına ruhsatname verilir. Bu satışlar Hükümet tabibinin huzuriyle ve noterlikçe yapılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Protokol/sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunu’nun 5/1. maddesinde, eczane açmak istiyen, yahut eczanesini satmak ve yahut başka bir yere nakletmek isteyen eczacının bir istida ile Sağlık ve Sosyal Yardım Vekâletine ve yahut alâkalı sağlık ve sosyal yardım müdürlüğüne ve yahut mahallî Hükümet tabipliğine müracaat edeceği, maddenin 3. fıkrasında da tamamlanan evrak üzerinde Sağlık ve Sosyal Yardım Vekâleti tarafından yapılacak tetkikat neticesinde en geç 30 gün zarfında ruhsatnamenin tanzim ve tebliğ olunacağı düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere bir eczanenin devralınması için ruhsat alınması gereklidir.
Yasal ve sözleşmesel dayanakları açıklanan somut olay kapsamında;
Taraflar arasındaki davacının devralan, davalının devreden sıfatıyla imzaladığı 23/05/2022 tarihli sözleşmede, … Eczanesinin devir bedeli 1.200.000,00TL olarak belirlenmiş, devir bedeline mahsuben devralan davacıdan 250.000,00TL ön ödeme alınmış, bakiye bedel 950.000,00TL olarak belirlenmiş, sözleşmeden herhangi bir sebeple cayılması durumunda verilen 250.000,00TL’nin geriye iade alınamayacağı, cayan tarafın 1.450.000.00TL ödeyeceği belirtilmiştir. Protokolde devrin 15/12/2022 tarihinden itibaren geçerli olacağı düzenlenmiştir. Buna göre ruhsat işlemlerinin bu tarihe kadar tamamlanmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak bu tarihten sonra dahi eczanenin devri için ruhsat alınmamıştır.
Taraflar arasındaki eczane devrine dair sözleşme ön sözleşme niteliğinde olup asıl devir ruhsat işlemleri tamamlandıktan sonra noter sözleşmesi ile gündeme gelecek ise de sözleşmede ödenen bedelin akıbeti TBK 177. ve 178. maddelerine uygun olarak tam da yasanın tanımladığı şekilde hükme bağlanmıştır. (İstanbul BAM., 43.HD., 01/10/2020 tarih, 2020/31E., 2020/81K) Bu durumda ileride yapılacak sözleşmenin şekli koşullarına tabi olmayan kapora bedeline ilişkin anlaşma kapsamında resmi şekil şartı gündeme gelmeyecektir. Dava konusu 250.000,00TL devir bedeline mahsup edilmek üzere davacıdan alınmış ve davacının sözleşmeden dönmesine dair geçerli bir fesih bulunmadan devir işlemleri tamamlanmamış, sözleşme kadük kalmıştır.
Davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği, davalı tarafın sözleşmenin feshedilmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı tarafça gönderilen ihtarname ile 250.000-TL cayma bedelinin iadesinin istenildiği, davalı tarafça gönderilen ihtarname ile cayma bedelinin iadesinin kabul edilmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile sözleşmenin ifası halinde asıl alacaktan düşülecek ön ödeme bedeli 250.000-TL’nin sözleşmenin devralan davacı yanca ifa edilmemesi halinde yasanın aradığı şekilde iadesi olmayacağının açıkça kararlaştırıldığı, işbu nedenlerle davacının ilamsız takibe konu 250.000-TL’lik bedeli talep edemeyeceği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu harçtan 179,90-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 89,95-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 38.750,82-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 3.120,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.10/07/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza