Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/243 E. 2023/448 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/233 Esas
KARAR NO : 2023/382
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile arasındaki anlaşma kapsamında davalıdan hizmet alımı yaptığını, davalı tarafından taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak düzenlenen, davalı tarafından müvekkiline 4 adet fatura düzenlendiğini, davalı tarafça 31.249,87-TL bedelli faturanın davalı tarafından müvekkiline tebliğ edildiğini, faturanın müvekkilince kabul edilmediğini ve sistemden reddedildiğini, müvekkilinin bu kaleme ilişkin bir borcunun bulunmadığının açık olduğunu, diğer üç adet faturanın toplam meblağı olan 127.070,88-TL’nin ise müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, müvekkilince kabul edilen ve hizmet alımına dair tüm faturaların müvekkili tarafından eksiksiz olarak ödendiğini, buna karşın davalı tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine cari hesaba dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığını, takip açılırken müvekkilinin eski unvanının kullanıldığını, bu unvan kullanılarak elektronik ve usulsuz olarak tebligat yapıldığını, müvekkilinin tebligattan ve takipten haberi olmadığını, bu nedenle henüz öğrenilen takibe yeni itiraz edebildiğini ve takibin kesinleşmesi ihtimalinin doğduğunu, davalının kötü niyetle icra takibi ikame ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulünü, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 158.321,65-TL asıl alacak 5.303,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 163.625,43-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 15/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle 31/03/2022 tarihinde icra takibinin kesinleştiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 21/03/2022 tarihli raporunda özetle; Taraflarca incelemeye ibraz edilen 2021-2022 yıllarına ait yasal defterlere ilişkin tasdikle ilgili yükümlülüklerin yasal süresinde yerine getirildiği ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davacı tarafın yasal defterlerinde davalı tarafa borçlu olarak görünmezken, davalı tarafın yasal defterlerinde davacı taraftan 31.250,77TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, davalı tarafından davacıya kesilen hizmet faturaları ve ödemeler bakımından tarafların ticari defter ve belgelerinin birbirini doğruladığı, aradaki 31.250,77TL farkın 08.12.2021 tarihli vade farkı faturasından kaynaklandığı, Örtüşmeme konusu vade farkı faturasının; davacı tarafından kabul edilmediği, İtirazının yasal süre içerisinde yapıldığı, ticari defterlere kaydedilmediği, dosyada mevcut … Vergi Dairesi tarafından gönderilen davacıya ait BA formlarında alım olarak bildirilmediği, Davalı şirketin incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerinde davacıya kesilen vade farkı faturasının işlendiği ancak dosyada mevcut … Vergi Dairesi tarafından gönderilen davalıya ait Bs formlarında satış olarak bildirilmediği, Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde örtüşmeme konusu vade faturasından başka, taraflar arasında gecikme ya da vade farkı ile ilgili düzenlenmiş bir faturanın ve yapılmış bir ödemenin olmadığı ve taraflar arasında teamül oluşmadığı, Davacı tarafın icra takibinde 158.321,65 TL asıl alacak talep ettiği fakat davalının yasal defterlerinde davalı tarafın davacıdan 31.250,77 TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, Takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere iki farklı alternatife varıldığı, a)Birinci Alternatif; Sayın Mahkemeniz davalı tarafından davacı şirkete düzenlenen 08.12.2021 tarihli … nolu Vade Farkı açıklamalı 31.249,87 TL tutarlı Vade Farkı Faturasının-davalı tarafından haklı sebeplerle düzenlendiğine karar verilirse tarafların incelenen ticari defterlerine göre davalının davacıdan 31.249,87TL alacaklı olacağı, ve icra takibinde 31.249,87 TL talep edebileceği, b)İkinçi Altçrnatif. Sayın Mahkemeniz davalı tarafından düzenlenen 08.12.2021 tarihli … nolu vade Farkı açıklamalı 31.249,87 TL tutarlı vade Farkı Faturasının – haksız yere düzenlenmiş olduğuna karar verilirse tarafların incelenen ticari defterlerine göre davalının davacıdan taraftan herhangi bir alacağının olmadığı, Davalı taraf icra takibinde 5.303,78TL işlemiş faiz talep etmiş olsa da, davacının takip tarihine kadar temerrüde düşmemesi nedeniyle davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edemeyeceği, Davacı … Ticaret Limited Şirketi 25.08.2020 tarih 13189 sayı ile tasdikli Genel Kurul kararı ile ticari unvanını … Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirdiği, iki şirketin aynı şirket olduğu görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin davacı aleyhine başlatılan ve kesinleşen icra takibinde, davacının takibe konu faturalardan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
Uyuşmazlığın taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin davacı aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiği, davacının takibe konu faturalardan borçlu olmadığının tespiti isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış, aldırılan bilirkişi raporu ile, taraflarca incelemeye sunulan 2021-2022 yıllarına ilişkin ticari defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerin süresinde yerine getirildiği ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu, taraflar arasında açık cari hesaptan takip edilen ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanca takibe konu edilen 4 adet fatura bulunduğu, 3 fatura bedeli toplamının 127.070,88 TL olduğu, davacının bu faturaların ödendiğine dair iddiasının olduğu, menfi tespit davasında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalıda ise de davacının ödeme iddiasına dayanarak ispat yükünü üzerine aldığı, incelenen ticari defterlere göre bu miktar yönünden takip tarihinden önce davacının borcunu ödediği ve taraf defterlerin bu noktada birbiriyle uyumlu olduğu, davacının bu suretle takibe konu edilen 3 faturaya dair bu alacak iddiası kapsamında borçlu olmadığına dair ispat yükünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Dava konusu olan diğer 31.249,87 TL’lik faturanın davacı tarafça iade edildiği, borcun kabul edilmediği, faturanın vade farkından kaynaklandığı, alacağın varlığı ve miktarını ispat yükünün davalı yan üzerinde olduğu, vade farkının fatura ile davacıya yansıtılmasının dayanağının bulunmadığı, vade farkının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında sözleşildiğine dair ispat yükünün davalı yanca yerine getirilmediği, taraflar arasında vade farkına dair ayrı bir teamül de bulunmadığı, düzenlenen faturanın davacı yanca kabul edilmeyerek defterlerine de kaydedilmediği anlaşılmakla tanzim edilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Davalının kendi aysal defterlerine göre davacının borçlarını, takip tarihinden önce, 31/12/2021 tarihi itibariyle ödeme ile sonlandırdığı, ödemeye ve vade farkı uygulanmasını gerektirir bir akit veya uygulama bulunmamasına rağmen alacaklı sıfatıyla takip yapmakta kötüniyetli olduğu mahkememizce tespit edildiğinden yasal şartları oluşan kötüniyet tazminatı talebinin alacağın %20 oranında kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile, …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyasında takibe konu edilen 163.625,43 TL’lik cari hesap alacağı nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-%20 oranında kötüniyet tazminatı 32.725,08- TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 11.177,25-TL karar ve ilam harcından 2.794,32-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 8.382,93-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 2.794,32-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.875,02-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.236,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 25.543,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/05/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza