Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/166 E. 2023/585 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/166 Esas
KARAR NO:2023/585 Karar

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/03/2023
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davacı asil “davalı” tarafta ünvanı bildirilen … A.Ş. İle … Mah. … Caddesi No:… Kadıköy/İstanbul adresinde yer alan ana taşınmazda hak sahibi olduğunu. 15/03/2022 günü ana taşınmazda yeniden bina yaptırılması uygulaması kararı almak için malikler toplantısı yapıldığını. Toplantıya katılan malikler toplantıda maliklerince eser sözleşmesi yöntemiyle yeniden bina yaptırılması kararını aldığını. Bina inşaatını para karşılığı yaptırmak üzere … A.Ş. Den alınan teklif de bu toplantıda ibraz edildiğini. … A.Ş. Yetkilileri toplantıya katıldıkları ve görüşlerini açıkladıkları halde maliklerince eser sözleşmesi yöntemiyle yeniden inşaat yapılması kararını imzalamaktan imtina ettiklerini. Davalı Şirket hakimiyet gücünü kötüye kullanarak yıllarca diğer maliklerle beraber müşterek inşaat yapım kararı almayı engellemiş olduğunu. Ancak 18/Kasım/2021 tarihinde davalı şirket vekili diğer maliklere ihtarname göndererek davalı davalı şirketin bina inşaatını yaparak diğer maliklere bağımsız bölüm meskenleri teslim etme imkanına sahip olduğunu ve mimari proje çalışmaları yaptığını bildirdiğini. Davalı şirket bu bildirimine rağmen 15/03/2022 tarihli toplantıda dahi herhangi bir inşaat yapım teklifi sunmadığını. 15/03/2022 tarihinde gerçekleşen toplantıya katılmış bulunan maliklerce alınmış olan maliklerince inşaat yapım kararından bugüne kadar geçen sürede inşaat maliyetilerindeki bir yıllık fiyat artışı oranı 113% olduğunu. 2022 yılında IV. Sınıf A Grubu Yapı Yaklaşık M2 Birim Maliyeti 3.200,-TL’sı iken içinde bulunulan 2023 yılı IV Sınıf A Grubu Yapı Yaklaşık M2 Birim Maliyeti 6.825- TL’sına yükseldiğini. 15 Mart 2022 yılında malikler toplantısında alınmış bulunan karar ve bu karara uyması için kendisine gönderilen ihtara rağmen bu karara katılmayan davalı şirket, inşaat süresini kendi çıkarını gözetip akamete uğratarak inşaatın başlanmasını kasten geciktirip T.T. K md. 55 dürüstlük kuralına aykırı davrandığını. Davalı şirketin halen devam eden bu tutumu davacı asilin ekonomik menfaatlerini zarara uğrattığını ve kira geliri mahrumiyetine sebep olduğunu. Fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyan etmiştir. Sunulan nedenlerle uğradığı kayıplarının tespitini ve zararlarının davalı şirketten tazminin kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalı şirketle birlikte daire sahibi olduğu 139 parsel üzerindeki apartman binası 6306 sayılı Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanun çerçevesinde depreme dayanaksız olduğu tespit edilerek yakıldığını. Binanın yıkılmış olması kanunun ve kamu otoritelerinin emri olup davalının bu hususta hiçbir sorumluluğu olmadığını. 139 parsel bilahare komşu 132 parsel ile tevhit edilerek 142 parsel arsa oluştuğunu. 142 parsel arsanın hali hazırda %94,76 hissesi davalıya, %2,62 hissesi davacıya ve diğer %2,62 hissesi diğer bir hissedara ait olduğunu. Davalı ile diğer hissedarlar arasında bir sözleşme ve müteahhitlik ilişkisi bulunmadığını. Davacının haksız ve rekabet ve zarara uğradığı iddiaları ile tazminat talebi konusundaki taleplerinin kötü niyetli ve haksız menfaat sağlamaya yönelik olduğunu düşündüklerini. Davacının delil olarak sunduğu ihtarname ve belgeler davalıyı taciz etmek ve maddi menfaat sağlama amacına yönelik düzenlenip gönderilmiş belgeler olduğunu. Açıklanan nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetle açılmış bulunan davanın göreve esas yönünden reddine yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava; davacının, davalı ile müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca malik olduğu taşınmaz için yapılacak eser sözleşmesinin davalı tarafından engellenmesi sebebiyle uğranılan zararının tazmine istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın eser sözleşmesinin yapılmasının engellendiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini isteminden kaynaklandığı, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davacının tacir olmadığı bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır