Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/113 E. 2023/518 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/113 Esas
KARAR NO : 2023/518
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2023
KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline olan borcuna karşılık 28/09/2012 tarihinde 31/12/2012 vade tarihli, 17.200,00 Euro bedelli bonoyu verdiğini, bu bononun vadesinde ödenmediğini, vade geçtikten sonra yapılan tüm iyi niyetli sözlü görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takipte ödeme emrinin davalıya 03/01/2022 tarihinde tebliğ edilebildiğini, davalının 04/01/2022 tarihinde borca, takibe ve tüm ferilere itiraz ederek takibi durdurduğunu,arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı definde bulunduklarını, takibe konu edilen bono vade tarihinden 8-10 yıl sonra takibe konu edildiğini ve zaman aşımına uğradığını, TTK ilgili maddesine göre bonoda zaman aşımı süresinin 3 yıl olduğunu, dolayısıyla davacının davaya konu bono üzerinden alacak talebinde bulunma hakkının olmadığını, davacının müvekkilinden hiçbir alacağının olmadığını, davacının takibe konu ettiği dayanak belgenin kambiyo sıfatında olmadığını, müvekkilinin davacıdan bir mal almasının söz konusu olmadığını, davacı tarafça da bu yönde bir belge, evrak ve delil ibraz edilmediğini, alacağın talep edilmesi için 8-10 yıl beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle öncelikle davanın usulden, aksi halde esastan reddini, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden, vergi kayıtlarının, ticaret sicil kayıtlarının, esnaf ve sanatkarlar odası kayıtlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı takip dosyasında bonodan kaynaklanan 17.200,00 EURO asıl alacak 11.052,29 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.252,29 EURO takip yapıldığı, ödeme emrinin 03/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, zamanaşımına uğrayan bono nedeniyle başlatılan ilamsız takipte temel ilişkinin niteliği, temel ilişki kapsamında alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, bononun yazılı delil başlangıcı vasfında olup olmadığı, bu kapsamda yapılan takipte bono bedelinin davalıdan tahsilinin ve itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı talepleri istemine ilişkindir.
TTK’nın 749. maddesi ile, ”Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği istemler, süresinde çekilen protesto tarihinden veya senette “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (3) Bir cirantanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 750. maddesi ile, ”Zamanaşımı; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesiyle kesilir.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 751. maddesi ile, ”Zamanaşımını kesen işlem, kimin hakkında meydana gelmişse ancak ona karşı hüküm ifade eder. Zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 779/1. maddesi ile, ”Bir bonoyu düzenleyen kişi, tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur.
” hükmü düzenlenmiştir.
TBK’nın 147/4.maddesi ile, “Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.

Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
Davacı, eşi olan dava dışı … ile davalının şirket ortağı olduğunu ve davacıyı temsilci olarak atadıklarını, davalı yanca tasdik edilen şirket masrafları ve eşinin bu şirketteki hisselerinin mutabakatla davalıya devredildiğini, kendisinin de eşi adına vekaleten hareket ettiğini, bu kapsamda dava konusu olup zamanaşımına uğrayan bononun düzenlendiğini, taraflar arasındaki temel ilişkinin bu suretle doğduğunu belirterek yazılı delil başlangıcı vasfında olsa da dayanak senet miktarı ile davalının borçlu olduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki bononun 28/09/2012 keşide tarihli, 31/12/2012 vade tarihli, temel ilişki olan hisse devrinin 02/10/2012 tarihli, takibin 21/02/2020 tarihli, davanın 16/02/2023 tarihli olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Dayanak bononun zamanaşımına uğradığı ve ortaklıktan doğan hakların temel ilişki arz ettiği tarafların kabulündedir.
Yukarıda detayı verilen yasal düzenlemeler de gözetildiğinde zamanaşımına uğrayan bononun hamili kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kaybeder. Zamanaşımına uğrayan bono kambiyo vasfını kaybetse ve bono adi senede dönüşmese de HMK 202 maddesi kapsamında bonodan yazılı delil başlangıcı olarak yararlanılabilecektir. Temel ilişkinin bulunmadığı veya ileri sürülmediği durumlarda ise zamanaşımına uğrayan bono yazılı delil başlangıcı dahi arz etmeyecektir.
Somut olayda taraflar arasındaki temel ilişki şirket ortakları arasındaki alacaktan kaynaklanmaktadır. Bono bu borca yönelik olarak düzenlenmiştir. TBK’nın 147/4.maddesi ile ortaklar arasındaki alacaktan doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Yukarıda detayı verilen tarihlere göre borcun doğumu ve ileri sürülüş tarihlerine göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davalının def’isine itibar edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, esasa girilmediğinden tarafların tazminat talepleri ayrıca değerlendirilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın zaman aşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 179,90-TL harcın, peşin alınan 2.244,85-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.064,95-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 28.890,52-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 3.120,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.19/06/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza