Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/96 E. 2022/600 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/96 Esas
KARAR NO : 2022/600 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 11/02/2022 tarihli dava dilekçesini özetle; Davalı şirket ile müvekkil şirketin arasında “…” isimli fuar organizasyonu için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkile … numaralı standların tahsis edilmesi karşılığı müvekkil şirket tarafından davalı şirkete … Bankası … Şubesi … Çek No’lu, 05.11.2019 keşide tarihli 165.182,38-TL Miktarlı ve … Bankası … Şubesi … Çek No’lu, 30.04.2020 keşide tarihli 84.300-TL miktarlı olmak üzere 2 adet çek teslim edildiğini, çeklerin toplamı olan 252.344,59-TL keşide tarihlerinde davalıya peşinen ödendiğini, pandemi nedeniyle resmi makamlarca açıklanan tedbirler kapsamında iptal edildiğini, … 14. Noterliği … tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile ödenen bedelin iade edilmesi taleplerinin davalıya bildirdiğini, davalı tarafın cevap vermediğinden … 7. İcra Müdürlüğü …esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalı/borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarına dava sonuna kadar tedbiren ihtiyati haciz konulmasını, borçlunun … 7. İcra Dairesi … Esas sayılı takibe haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin 11.11.2021 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte devamını, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olması, talep edilen alacağın likit olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafı ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 10/03/2022 tarihli cevap dilekçesini özetle; Müvekkil şirket pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesi talep edildiğini, müvekkil şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunmakta olduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, müvekkil şirket katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yaptığını personelini çalıştırmış maaşlarını verdiğini, istihdam sağlamış devlete vergilerini ödediğini, bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile müvekkil şirket müvekkilin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuar ertelendiğini, mesnetsiz ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, davacı tarafın kötüniyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesini talep etmiştir.
… 7. İcra Müdürlüğünün …Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 249.482,38 TL … 14. Noterliği … yevmiye nolu … tarihli ihtarname gereği fuar ücretinin iadesi (istenen: yıllık reeskont avans) asıl alacağa 2.862,21 TL 11/11/2021 ihtarname tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağı ile birlikte 252.344,59 TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 12/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 09/12/2021 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar, yapmış oldukları yetki sözleşmesiyle, aralarındaki somut, yani kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili açılacak davalar bağlamında, kanunen yetkili konumda bulunan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesi kaydıyla, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini yetkili hâle getiriyorlar; yani, alternatif bir yetki kuralı yaratıyorlarsa, olumlu yetki sözleşmesinden söz edilir. Bu tür bir yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, mutlaka yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde, açılması zorunluluğu yoktur. Dava, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin herhangi birisinde açılabilir. Ancak, dava, yetki sözleşmesiyle yaratılmış olan alternatif yetki kuralında belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılmışsa; bu mahkeme de, davaya bakmak zorundadır; davalı da, anılan durumda, yetkisizlik iddiasında bulunamaz. Olumlu yetki sözleşmesi yapılmak isteniyorsa, buna ilişkin iradenin, anılan sözleşmede, açıkça ortaya konulması, yani kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin yetkisinin devam edeceği hususunun, kesin ve tereddütsüz bir biçimde vurgulanması gerekir. Bu bağlamda, herhangi bir belirlemede bulunulmamışsa, yapılan yetki sözleşmesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. Maddesinin son derece açık metni uyarınca, “olumsuz yetki sözleşmesi” olarak nitelendirilir; yani, dava, sadece yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde açılabilir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkemelerin yetkisi tümüyle ortadan kalkar. Olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, somut bir biçimde, kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkilerdenkaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, kanunen yetkili olmayan bir yargı yeri, tek yetkili yargı yeri hâline getirilmekte; yani, somut hukukî ilişki tipinden doğan uyuşmazlıkları konu alan davalarla sınırlı olarak işlerlik kazanabilecek, kesin bir yetki kuralı yaratılmaktadır. Burada da, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinin yetkisinin kesinliği, yine, bizâtihi kanundan kaynaklanmaktadır. Kategorik olarak tanımlanmış hukukî uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, yetkili mahkemenin tâyininin, tarafların müşterek iradesine bırakılmış olması, yetki sözleşmesinde öngörülen yer mahkemesinin yetkisinin kesinliğinin, kanundan kaynaklanmadığı anlamına asla gelmez. Kanun koyucu, yetkinin kesin olmadığı hâllerde, taraflara, somut hukukî ilişki tipi ile sınırlı bir biçimde işlerlik kazanacak kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini, anlaşmak suretiyle yetkili hâle getirme olanağı tanımış ve aksine bir vurgu da yapılmamışsa, kararlaştırılan yargı yerini, tek yetkili yargı yeri statüsüne kavuşturmuştur. Bu çerçevede, tarafların iradelerine itibar edilmesi, yetkinin kesinlik niteliğinin, kanundan kaynaklanmadığı şeklinde, yorumlanıp değerlendirilemez. Yapılan bu tespitler çerçevesinde, olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, somut hukukî ilişki tipinden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili davalar bağlamında, kesin bir yetki kuralının ihdası nedeniyle, sadece yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılması gerekir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisi ise tümüyle ortadan kalkar. Dolayısıyla, dava, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesi dışında, bir başka yer mahkemesinde açılmışsa, mahkemenin, yetkisizliğini re’sen gözetip; yetkisizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, kesin yetki, mahkemeye ilişki dava şartları arasında yer alır (HMK m. 114, I/ç) ve bu sebeple, davanın her aşamasında, mahkemece re’sen gözetilir; taraf da, davanın her aşamasında, yetki itirazında bulunabilir. (Prof. Dr. Süha TANRIVER; Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 459-468 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e Armağan)
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayın incelenmesinde taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesinin 32. maddesinde Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığı, taraflar arasında geçerli şekilde yapılan yetki sözleşmesi gereği uyuşmazlığın sadece Bakırköy Mahkemelerinde çözümleneceği, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisinin ortadan kalkacağı, kesin yetkinin dava şartı olduğu taraflarca ileri sürülmese dahi resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine dosyanın kesin yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-ç maddesi ve 115/2. maddesi gereğince davanın kesin yetkili mahkemede açılmış olma dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın Kesin yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya bakmakta yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/11/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır