Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/803 E. 2023/865 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/803 Esas
KARAR NO : 2023/865
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçluya, … Sertifikasyonu hizmeti verilmesi konusunda 19.08.2019 tarih, … … numaralı teklifi sunduğunu, teklifin davalı tarafından 27.08.2019 tarihinde de imzalandığını, bu sebeple taraflar arasında … Sertifikasyonu hizmeti temini konusunda anlaşma olduğunu, Davacı şirketin sözleşme kapsamında davalı şirkete 2.Ara Tetkik Hizmeti sunduğunu ve bu hizmetin karşılığı olarak 23.12.2021 tarih ve seri – … numaralı 23.982,67TL meblağlı 1 adet fatura düzenlendiğini, davalıya- faturanın teslim edilldiğini, davalı şirketin fatura ve içeriklerine itiraz etmediğini, davalı şirketin sözleşme gereği fatura tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödemesi gereken fatura bedelini ödemediğini, davalı şirketin borcunu ödemesi konusundaki görüşmelerden netice alınamaması nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ….İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuki dyanaktan yoksun olarak olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu belirterek tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının haksız ve dayanaktan yoksun itirazının iptalini ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili firma ile davacı firma arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmenin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davaya dayanak edindirilen fatura konusu hizmetin ifa edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığını, salt fatura düzenlenmesinin bu ticari ilişkiyi ispatlamaya haiz olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hizmeti verdiğini de yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, davacı tarafından talep edilen tutarların yargılamayı gerektirir mahiyette olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalı firmanın borçlu olduğu varsayımında dahi davacı tarafın faiz ve icra inkar tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, likit olmayan ve yargılamayla sabit hale gelecek alacak kalemleri üzerinden icra inkar tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek tüm bu nedenlerle davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyası UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 23.982,67-TL hizmet bedeli, 1.825,48-TL 2.Tekik hizmet bedeli olmak üzere toplam 25.808,15-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 20/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 21/07/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 16/06/2023 tarihli raporunda özetle; Rapor içerisinde belirtildiği üzere, Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2020 ve 2021 yıllarına ait yasal defterlere ilişkin tasdikle ilgili yükümlülüklerin yasal süresinde yerine getirildiği ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı tarafça yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle davalı tarafın yasal defterleri üzerinde dava konusu olaylar yönünden inceleme yapılamadığı, Davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle 23.982,67TL tutarında davalıdan alacaklı olarak göründüğü, Her ne kadar davacı taraf 1.825,48TL İşlemiş faiz talep etmiş olsa da, davacı tarafın davalı taraftan 1.677.80TL faiz talep edebileceği, Davanın kabulü halinde davacı tarafın davalıdan talep edebileceği alacak tutarının 23.982.67TL Asıl Alacak 1.677.80 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 25.660,47TL olduğu, Tarafların arasında dava konusu fatura haricinde ticari ilişki olmadığı, Davacının inkar tazminatı talebinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönünde oluşan görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Orman Yüksek Mühendisi bilirkişinin 25/09/2023 tarihli raporunda özetle; Raporun 2 numaralı başlığında sertifikasyonu açıkladığım bölümünde de değerlendirildiği üzere setrtifikasyon aslında ticari ürünlerin talebini artırıcı bir etkiye sahip süreçtir. Bu süreç bağımsız kuruluşlar tarafından belirlenmiş kriter ve göstergeler neticesinde uygun ya da uygun değil şeklinde ortaya çıkarken, eksikliklerin giderilmesi için denetlenen kuruluşa süre verildiği ve verilen süre neticesinde yapılan denetimde eksiklik rastlanmamasıyla sürecin sonuçlandırıldığı bir hizmet olarak ortaya çıkmaktadır. Müsbet olayda anlaşıldığı üzere sertifikasyon almak için yapılan talebe karşılık olarak sertifikasyon vermeye yetkili kuruluş tarafından süreç doğru şekilde yönetilerek ve …’nin uluslararası alanda tüm kuruluşlar için kullandığı sertikasyon kriter ve göstergeleri tablosunu kullanmak suretiyle hizmetini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Teknik ve bilimsel olarak yürütülen süreç ve uygulanan sertifikasyon denetim ve gözetim sürecinde herhangi bir eklik bulunmamaktadır. Alınan sertifika uluslararası anlamda geçerliliği olan ve müşteriler için önemli bir güven belgesi olarak görülen bir belgedir. Burada davacı tarafın üzerine düşen hizmet sunumunu yerine getirdiği ve hizmet sonucu yapılan anlaşma gereği alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Talep açıklama dilekçesi; Davacı vekili 17/03/2023 tarihli dilekçesi ile taleplerini açıkladığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki 27/08/2019 tarihli sertifikasyon hizmeti alım sözleşmesi kapsamında düzenlendiği belirtilen fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın taraflar arasındaki 27/08/2019 tarihli sertifikasyon hizmeti alım sözleşmesi kapsamında 2. Ara tetkik hizmetine dair düzenlendiği belirtilen fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı yan hizmet aldığını inkar etmekle hizmetin salt faturaya dayalı olarak ispatının yeterli olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce tüm delillerin toplandığı, Mahkememizin 06/03/2023 tarihli ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, taraflara HMK 222/3 maddesi gereğince usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, dosyanın mali bilirkişiye tevdi edildiği, davalı tarafça bilirkişi incelemesine mazeretsiz olarak ticari defter ve kayıtlarının sunulmadığı, süresinde ticari defter ve kayıtların yerinde incelenmesinin talep de edilmediği, incelemenin davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapıldığı, mali bilirkişiden aldırılan bilirkişi raporu ile, incelemeye sunulan 2020 ve 2021 yıllarına ait yasal defterlere ilişkin tasdikle ilgili yükümlülüklerin yasal süresinde yerine getirildiği ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı tarafça yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle davalı tarafın yasal defterleri üzerinde dava konusu olaylar yönünden inceleme yapılamadığı, davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle 23.982,67-TL tutarında davalıdan alacaklı olarak göründüğü, her ne kadar davacı taraf 1.825,48-TL işlemiş faiz talep etmiş olsa da, davacı tarafın davalı taraftan 1.677.80-TL faiz talep edebileceği, davanın kabulü halinde toplam tutarın 25.660,47-TL olduğunun tespit edildiği, orman mühendisi bilirkişiden aldırılan bilirkişi raporu ile, Müsbet olayda anlaşıldığı üzere sertifikasyon almak için yapılan talebe karşılık olarak sertifikasyon vermeye yetkili kuruluş tarafından süreç doğru şekilde yönetilerek ve …’nin uluslararası alanda tüm kuruluşlar için kullandığı sertikasyon kriter ve göstergeleri tablosunu kullanmak suretiyle hizmetini yerine getirdiği anlaşıldığı, teknik ve bilimsel olarak yürütülen süreç ve uygulanan sertifikasyon denetim ve gözetim sürecinde herhangi bir eksiklik bulunmadığı, alınan sertifika uluslararası anlamda geçerliliği olan ve müşteriler için önemli bir güven belgesi olarak görülen bir belge olduğu, burada davacı tarafın üzerine düşen hizmet sunumunu yerine getirdiği ve hizmet sonucu yapılan anlaşma gereği alacaklı olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği, taraf arasında daha önceden veya dava konusu fatura haricinde ticari bir ilişki bulunmadığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin dosyaya sunulduğu, davalı yanca sözleşmeye dair açık bir imza itirazının ileri sürülmediği, faturanın sözleşmeye uygun düzenlendiğinin alınan rapor ile tespit edildiği, davalıya tebliğ edilen e-ticari faturanın iadesine veya içeriğine itiraz edildiğine dair tespit bulunmadığı, bu kapsamda delil sunulmadığı, davacının kendisinden beklenen tüm delilleri sunmasına rağmen davalının itirazları kapsamında kendi yedinde bulunan delilleri Mahkemeye sunmaktan imtina ettiği, davalı yana usulüne uygun davetiye çıkarılmasına rağmen mazeretsiz olarak ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, süresinde yerinde inceleme talep etmediği, dolayısıyla bütün bu gerekçelerle davacının kendi lehine delil niteliği taşıyan defterlerinin HMK 222/3 maddesine göre hükme esas alınabileceği, hizmetin yerine getirildiğinin alanında uzman bilirkişi raporu ile tespit edildiği, hizmetin ara hizmet niteliğinde olup ara ödemeden doğduğu, önceki aşamaya dair uyuşmazlık da bulunmadığı, davalının ödemeye dair bilgi veya belge sunmadığı anlaşılmakla takibe konu faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının defter kaydı itibariyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Asıl alacak kapsamında davalının ödeme iddia ve ispatının bulunmadığı, sözleşme kapsamındaki V. maddede düzenlenen 7 günlük belirli vadeye göre temerrüt ve işlemiş faiz hesabının bilirkişi tarafından yapıldığı, sadece bilirkişi tarafından takip tarihinin 10/06/2021 yerine 11/06/2021 olarak tespitinde 1 gün yanlış hesap yapıldığı, aynı hesap yöntemiyle bir günlük faiz 10,35 TL nin dışlanması ile 23.982,67 TL asıl alacak ve 1.667,45-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.650,12-TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, işleyecek faiz talebi için taraflar arasında TTK 1530 maddesine uygun süreklilik arz edecek tedarik ilişkisi ve maddenin ihdas amacına elverişli konumları bulunmadığından talebi aşmamak kaydıyla avans faizine hükmedilmiş, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen yapılan ödemenin icra dosyasından açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 23.982,67-TL asıl alacak, 1.667,45-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.650,12-TL üzerinden devamına, asıl alacağa, takipteki TTK 1530 maddesine dayalı faiz talebini aşmamak kaydıyla, takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin Reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 5.130,02 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.752,16-TL karar ve ilam harcından 342,88-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 1.409,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 342,88-TL peşin harç olmak üzere toplam 423,58-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 158,03-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.408,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna (%99,3876 kabul) göre 5.374,89-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.560,00-TL’nin davanın kabul-red oranına göre 1.550,45-TL’sinin davalıdan, 9,55-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflara yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, reddedilen miktar yönünden kesin; kabul edilen miktar yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/10/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza