Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/791 E. 2022/725 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/791 Esas
KARAR NO : 2022/725
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalının toplam 500.000,00-TL tutarındaki sermayesinin 500 adet paya bölünmüş bir anonim şirket olduğunu, müvekkilinin sermayenin %30’una karşılık gelen 150 adet hissenin elinde bulundurduğunu, şirketin 05.06.2017 tarihinde gerçekleştirilen 2014, 2015 ve 2016 yılları olağan genel kurul toplantısında çağrı usulüne uyulmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantısından kendi çaba ve girişimleriyle haberdar olduğunu, davalı yanca müvekkilinin hiçbir zaman ikamet etmediği ve davalı şirkete de bildirmediği Kayseri’de bulunan bir adrese bildirim yapıldığının öne sürüldüğünü, davalı şirketçe 26.02.2017 tarihinde bir başka genel kurul denemesi daha gerçekleştirildiğini ve söz konusu toplantıda tescile engel hususlar olduğu gerekçesiyle toplantının yenilendiğini ve davaya konu genel kurul toplantısının 05.06.2017 tarihinde yapıldığını, finansal tabloların müzakeresi ve denetçi raporuna ilişkin 2 numaralı genel kurul kararının hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkilinin özel denetçi talebinin reddedildiğini ve bilgi alma ile inceleme hakkının da engellendiğini, karın kullanımı ve pay sahiplerine kar dağıtılmamasına ilişkin alınan 3 numaralı genel kurul kararının müvekkilinin şirket yönetimine ilişkin kaygılarındaki haklılığını doğrular nitelikte olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararının, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkı engellenerek ve tarafsız bir denetim raporu temin edilmeksizin alındığını, ibraya ilişkin alınan 4 numaralı genel kurul kararının da açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle genel kurul toplantısında alınan kararların tümünün iptalini, davalı şirkete özel denetçi atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının iş bu davayı ikame etmeden önce … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve davalı şirkete özel denetçi atanabilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunduğunu ve bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, mahkememizce genel kurul kararının iptali istemi ile açılan bu davada tensibin 8 nolu bendi ile talebin kabul edildiğinin görüldüğünü, bu karar hakkında yaptıkları incelemede hukuki dayanağın tespit edilemediğini, somut olayda koşullara uygun olarak çağrı yapıldığını ve hissedarlara gerekli tebligatların ulaştırılarak toplantının icra edildiğini, tebligatın usulüne uygun olmadığını iddia eden davacının genel kurulda hazır bulunduğunu ve muhalefet şerhlerini tutanağı geçirttiğini, davacının şirkette görevini ifa ederken şirketi zarara uğratması ve usulsüz işlemlere girişmesi sebebiyle bu aşamadan sonra birlikte çalışma olanağının kendisine bildirildiğinden şirketteki ortaklığını kötüye kullanma gayreti içine girdiğini, davacının karın dağıtılmaması, genel kurul yetkilerinin devri ve yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararlarının iptalini talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığını, her türlü inceleme hakkının davacıya sağlandığını, şirket tarafından alınan özel denetçi raporunda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Tefrik; Mahkememizin 2017/… Esas sayılı dosyasında 10.11.2022 tarihli duruşma ara kararı ile özel denetçi atanması talebinin genel kurulu kararlarının iptali davası ile birlikte görülmesi mümkün olmamakla özel denetçi atanması davasının tefrikine karar verilerek, iş bu esasa kaydedildiği görülmüştür.
Tefrik edilen dosyada alınan Mali müşavir ve konu uzmanı bilirkişi heyetinin 11 sayfadan ibaret 10/07/2018 tarihli raporunda özetle; Genel kurul toplantısında çağrı usülüne ilişkin eksikliğin davacının toplantıya katılmış olması dikkate alındığında TMK md. 2’ye aykırılık teşkil edeceği, Davalı şirket genel kurulunda iptali talep edilen 2 nolu gündem maddesi bakımından iptal koşullarının oluşmadığı, Karın dağıtımına ilişkin 3 nolu gündem maddesi bakımından alınan kararın dürüstlük kuralına aykırılık dolayısıyla iptal edilebileceği, ibraya ilişkin 4 nolu karar bakımından ise dosyada mevcut belgeler ile sonuca varılamadığı, … …’un YK üyesi sıfatı ve … …’in temsil ilişkisi açıklığa kavuşturulmalı ve buna bağlı olarak ibra konusu değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Tefrik edilen dosyada alınan Mali müşavir-bağımsız denetçi ve konu uzmanı akademisyen bilirkişi heyetinin 16 sayfadan ibaret 13/06/2019 tarihli raporunda özetle; 05.06.2017 tarihli genci kurulda alınan gündemin; 2. 3 ve 4. Maddeleri için iptal şartlarının oluşmadığı, Davalı şirkete yönelik olarak özel denetçi atanması talebinin halen bir başka derdest davada görüldüğü, bu talebin TTK’da düzenlenen özel denelçi atanmasına yönelik olarak TTK’da özel olarak düzenlenen hükümlere göre yapılması gerektiği ve iptal davasının konusu olmadığı belirtilmiştir.
Tefrik edilen dosyada alınan Mali müşavir-bağımsız denetçi ve konu uzmanı akademisyen bilirkişi heyetinin 6 sayfadan ibaret 23/05/2022 tarihli ek raporunda özetle; TTK 436.maddedeki oy yoksunluğu düzenlemesi ile ibraya ilişkin genel kurul oy oranları, kimlerin kim adına vekaleten oy kullandığı, genel kurul tutanağı, hazirun cetveli dikkate alınarak … …’un ibrası ve davacının ibra edilmemesi hususlarının incelenmesi hususunda yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, ibraya yönelik olarak;
a-Yönetim Kurulu Üyesi … …’un; … …’in, 175.000 adet hisseye denk gelen lehte (… … vekili … … … …’un ibrası için yapılan oylamada oy kullanmamıştır), Av. … … …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 175.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla ibra edildiği,
b-Yönetim Kurulu Üyesi …’ın; … … ve … …’in oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla ibra edilmediği (… vekili Av. … … …, …’ın ibra oylamasında oy kullanmamıştır).
c-Yönetim Kuruluna denetim raporunun 1-11 maddelerinde yazan hususlara ilişkin sorumlular hakkında yasal takibata geçilmesi maksadıyla Yönetim Kuruluna yetki verilmesi hususu … … ve … …’in 350.000 adet hisseye denk gelen lehte, Av. … … …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla kabul edildiğinin tespit edildiği belirtilmiştir.
Dava, özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
TTK Madde 438–”(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmü getirilmiştir.
TTK Madde 439– “(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2)Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” hükmü getirilmiştir.
TTK 438 ve 439.maddeleri uyarınca Özel Denetçi Tayini genel kuruldan talep edilip de genel kurulca reddine karar verildiği takdirde özel denetçi talep eden pay sahibine kanun özel denetçi tayin talebini Mahkemeden isteme imkanı getirilmiştir.
Özel denetçi atanmasının talep edilebilmesi için yukarıda açıklanan şartlara ek olarak, özel denetimin konusunu “belirli olaylar” oluşturmalıdır. Gerçekten de özel denetim, belirli, münferit, somut olaylarla sınırlıdır. Özel denetçi atanması yoluyla, yönetim kurulunun faaliyetlerinin kapsamlı bir denetlemesinin gerçekleştirilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu çerçevede özel denetçi atanmasının istenebileceği vakıalar, örneğin birleşme sözleşmeleri, ortaklığa katılımlar, yönetim kurulu üyelerinin davranışları ve harcamaları olabilir. O halde özel denetim, somut olay veya olaylar bağlamında bireysel pay sahibinin bir uzman aracılığıyla bilgilendirilmesine hizmet eder (Şener, Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku, Ankara 2017, 3. Bası, s. 523-524).
Özel denetçi talebinin genel kurulda reddedilmesi halindeki durum ise, izleyen TTK m. 439 hükmünde belirtilmektedir. Hüküm şu şekildedir:
“Genel kurulun özel denetçi istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere pay sahibinin bu isteminin reddi halinde, TTK m. 439 hükmünde sayılan niteliği haiz kişiler; somut uyuşmazlık özelinde belirtilecek olunursa sermayenin en az % 10’unu haiz pay sahipleri, istemin reddinden itibaren üç ay içinde, mahkeme kanalıyla özel denetçi atanmasını talep edebilecektir. Talebin kabulü ise, TTK m. 439/2 uyarınca şirket ve/veya pay sahiplerinin zarara uğratıldığının ikna edici bir biçimde ortaya konulması durumunda mümkündür.
Buna göre, mahkemeden özel denetçi atanması isteminde bulunan davacının şirket organlarının veya kurucuların her türlü yüküm aykırılıkları nedeniyle şirket veya pay sahiplerine verdikleri zararın inandırıcı şekilde ortaya konulması gerekir, inandırıcı gerekçeler, hem maddi, hem de hukuki konulara ilişkin olabilir. Buna göre, dilekçe sahipleri en azından iddialarım açıkça tasvir etmeli; delil, dayanak ve ipuçlarını objektif olarak ortaya koymalıdır ki, bunlardan iddialarının muhtemel olduğu sonucu çıkarılabilsin. Şöyle ki, dilekçe sahiplerinin düşüncesine göre işletmenin yöneticilerinin hangi davranış yükümünü ihlal ettiklerinin ve bu kurallara aykırılığın nasıl bir zarara sebep olduğunun, yani şirketin veya pay sahiplerinin malvarlıklannda bir eksilmenin meydana gelmiş olduğunun inandırıcı bir biçimde ortaya konması gerekir (Pulaşlı, Haşan, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt II, Ankara 2018, 3. Bası, s.1648-1649 atfıyla Böckli, Peter, Aktienrecht, 2. Aufl. s. 992, N. 1868).
27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına oy birliği ile karar verilmiş ise de; söz konusu GK kararında yönetim kuruluna yetki verilmiş olduğu, gelinen aşamada da yönetim kurul tarafından denetçi tayin edilerek rapor düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
TTK 438/2 maddesi “(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” şeklindedir.
Eski mevzuatın yürürlükte olduğu dönemde, özel denetçiyi ismen belirleme (atama) yetkisi, özel denetime karar verme ile birlikte genel kurula aitti ve bu durum genel kurulda çoğunluğu oluşturan pay sahiplerinin istedikleri denetçiyi atamalarına imkân veriyordu. TTK ile birlikte, denetçinin genel kurul yerine mahkeme tarafından belirlenmesi özel denetim mekanizmasına işlerlik getirmiştir ve keyfi uygulamaların önüne geçilmiştir.
Bu nedenlerle 27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına oy birliği ile karar verilmiş ise de; söz konusu GK kararında yönetim kuruluna yetki verilmiş olduğu, gelinen aşamada da yönetim kurul tarafından denetçi tayin edilerek rapor düzenlenmiş olması TTK 438. maddesine aykırı olup, özel denetçi atanması isteminin karşılandığı anlamına gelmemektedir.
Özel denetçi atanması talebi GK tarafından reddedilmesi halinde TTK 439 maddesi gereğince 3 ay içinde dava açılması; özel denetim yapılması talebinin GK tarafından kabulü halinde ise özel denetçinin ismen belirlenmesi (atanması) talebinin TTK 438/2 maddesi gereğince 1 ay içinde mahkemeden istenmesi gerekmektedir. 27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına oy birliği ile karar verilmiş -ve GK kararında her ne kadar özel denetçinin ismen bilirlenmesi için yönetim kuruluna yetki verilmiş ise de- TTK 438/2 mmaddesi gereğince denetçinin ismen belirlenmesi için ne şirkte ne de ortaklar (davacı dahil) ne de şirket 1 aylık sürede özel denetçinin atanması (ismen belirlenmesi) için mahkemeye başvurmamıştır.
05.06.2017 tarihli Genel Kurulda, daha önce kullanılan bilgi alma hakkı ayrıntılı anlatılarak, yeniden özel denetçi raporu düzenlenilmesinin istenilerek özel denetime karar verilmesinin istenildiği, ancak bu talebi ilişkin Genel Kurul tarafından karar verilmeyerek, talebin zımmen reddedildiği, 27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına karar verildiği, söz konusu GK kararında yönetim kuruluna verilen yetki ile yönetim kurulunun seçtiği denetçinin, özel denetçi niteliğinde olmadığının TTK 438/2. maddesi nedeniyle açık olduğu anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle 05.06.2017 tarihli Genel Kuruldaki Gündemin 2. maddesine karşı Avukat … … …’nun Muhalefet şerhindeki soruların özel denetime tabi tutulması gerektiği, talebin yasal 3 aylık sürede dava yoluyla ikame edildiği anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
– … nun … sicil numarasında kayıtlı davalı … ANONİM ŞİRKETİ’nin 05.06.2017 tarihli Genel Kuruldaki Gündemin 2. maddesine karşı Avukat … … …’nun Muhalefet şerhindeki soruların davacı taraf iddialarını incelemek üzere Davalı şirkete özel denetçi olarak resen mali müşavir … ‘in tayin edilmesine, bu denetçi marifetiyle davacının iddialarının incelenmesine,
-Özel denetçiye yapacağı hizmete karşılık 25.000’şer TL ücret tayinine, bu ücretin davalı şirket tarafından tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz veznesine depo edilmesine,
-Denetçi tarafından raporu ibraz edildiğinde ücretinin ödenmesine
2-Alınması gereken 80,70-TL başvuru harcı ve 80,70-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davanın niteliği itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09.12.2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”