Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/765 E. 2023/975 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/264 Esas
KARAR NO : 2023/973 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle;“12.10.2021 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Muratlı ilçesi istikametinden Lüleburgaz istikametine seyir halindeyken …köprüsünü 60 metre geçtiği esnada yağmurun etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden dolayı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada yolcu konumunda olan müteveffa …’ın vefat ettiğini, müteveffanın kaza tarihinde 24 yaşında olduğunu, vefatı sebebiyle müvekkillerinin müteveffanın desteğinden mahrum kaldıklarını, her ne kadar kaza tespit tutanağında sürücüsü belirlenemeyen dense de kazaya karışan aracın … tarafından kullanıldığını,… ve …’ın kolluğa vermiş oldukları ifadede aracı …’nın kullandığını, …’ın ön yolcu koltuğunda oturduğunu beyan ettiklerini, ayrıca kazadan önceki mobese görüntülerinde de aracın … tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere kusurun tamamı sürücüye verildiğini, müteveffanın kazada yolcu konumunda olduğunu, herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazaya neden olan … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası …A.Ş. tarafından sigorta edildiğini, bu nedenle müvekkillerinin uğramış olduğu maddi zararların kaza tarihindeki sigorta poliçesi limitleri dahilinde davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini” belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkil … için 100,00TL destekten yoksun kalma tazminatı, müvekkil … için 100,00TL destekten yoksun kalma tazminatı, müvekkil…için 100,00TL destekten yoksun kalma tazminatı, müvekkil …için 100,00TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak toplam 400,00TL maddi tazminatın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirket tarafından … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın sürücüsü yağmurun etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda 12.10.2021 tarihinde tek taraflı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza neticesinde … plakalı araçta yolculuk eden …’ın vefat ettiğini, davacıların, ilgili kazada yolcu konumunda olup vefat eden …’ın desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla huzurdaki davayı açtıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; huzurdaki davaya konu kazanın 12.10.2021 tarihinde müteveffanın da içinde bulunduğu, müvekkili şirket tarafından sigortalanmış … plakalı aracın yağmur yağışının da etkisiyle tek taraflı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere; araç sürücüsü söz konusu kazanın oluşumunda araç sürücüsü tespit edilememişse de kaza anındaki araç sürücüsü, KTK’nın 52/1-B kuralını ihlal etmiş olup yine itfaiye ve sağlık ekiplerince yapılan olay yeri inceleme çalışmaları esnasında araçta yolcu konumunda müteveffa ve diğer iki şahsın “emniyet kemerlerinin takılı olmayışından” kazanın etkisinin şiddetli olmasına sebebiyet verdiğinin ifade ettiklerini, her ne kadar kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün tespit edilemediği belirtilmişse de tanık ifadelerinde kazaya karışan araç sürücüsünün … olduğunun anlaşıldığını, olayda destek sağlayan müteveffa sürücünün %100 kusurlu olduğunu, bilindiği gibi kişinin kendi kusurundan yararlanamayacağını” belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca yakın akrabalık bağı bulunması halinde taşımada hatır taşıması bulunmamaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre ise hatır taşıması indirimi yapılması halinde %20 oranında indirim yapılması gerekmektedir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/6587 Esas 2019/2961 Karar,2016/19530 Esas 2019/9799 Karar, 2018/3231 Esas 2018/12869 Karar, 2017/19 Esas 2018/10930 Karar, 2014/835 Esas 2015/7747 Karar).
Tazminat kapsamının belirlenmesinde haksız fiili yapan kimsenin kusurunun ağırlık derecesinin rolü bulunmakla birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 52. maddesi uyarınca zarar gören tarafın zararın meydana gelmesine razı olması yahut kendi fiili ile zararın meydana gelmesine veya zararın artmasına yardım etmesi veya zararı meydana getiren kişinin durumunu ağırlaştırması durumunda hâkime, hükmedilecek tazminatta indirim yapma veya tazminata hükmetmekten tümüyle kaçınma yetkisi tanımak suretiyle ortak (müterafik) kusurlu davranışın tazminata etkisini kabul etmiş bulunmaktadır. Burada, zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması söz konusudur. Burada zarar görenin kusuru teknik anlamda kusur değildir. Çünkü zarar görenin kusurunda, zarar bir başka kişiye değil, zarar görenin kendisine verilmektedir (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2018, s. 606 vd.). Müterafik kusur indiriminde hâkim tarafından her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilmeli ve değerlendirmeye uygun oranda bir indirim yapılmalıdır.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 16/02/2023 tarihli 13 sayfadan ibaret raporunda özetle; Trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’nın olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusuru olduğu, Davalı …A.Ş.’nin … plakalı aracın sigorta edeni olarak; …nolu poliçe ile 06/10/2021-2022 tarihleri arasında geçerli “Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigorta Poliçesi” kapsamına giren konularda sorumluluğu olacağı, meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden …’ın olayda kusurunun olmadığı, olayda hayatını kaybeden …’ın, tespitlerden anlaşıldığı üzere, olay anında emniyet kemeri kullanmadığı, emniyet kemeri kullanılmamış olmasının trafik kazasında etken kusur olmadığı ANCAK emniyet kullanılması durumunda olayda daha az bedensel zarar görme durumunun söz konusu olabileceği, bu kapsamda eğer uygulanacak ise müterafik kusur ile ilgili oranın tespitinin Sayın Mahkeme tarafından belirlenmesi gerekeceği, Poliçe limitinin denetlenebilmesi ve her bir hak sahibinin limite göre talep edilebileceği zararın tespiti için zorunlu olarak hatır taşıması ve müterafik kusur indirimlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiğinden, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre belirlenen zarar tutarından %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra; Davacı Eş…’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının=568.011,41 TL, Dava dışı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının=169.893,17 TL, Davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının=159.685,01 TL, Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 292.391,09 TL, Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 133.435,45 TL. olduğu, Davacılar ile dava dışı kızı …dahil tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı olan 1.323.416,12 TL, kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aştığından, davalının 430.000,00 TL limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının davacı eş…=184.556,39 TL, davacı kızı …=51.884,33 TL, davacı anne …=95.002,75 TL, davacı baba …=43.355,41 TL, dava dışı kızı …=55.201,13 TL olmak üzere toplam 430.000,00 TL başvuru tarihine göre temerrüdün 02/12/2021 tarihinde gerçeklemiş olacağı, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Bilirkişinin düzenlendiği 17/05/2023 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunu özetle; Tarafların itirazları doğrultusunda önceki raporda değişiklik gerektirecek bir husus bulunmadığından 16/02/2023 tarihli rapordaki tespit ve görüşlerimizde değişikliğe gidilmediği sonuç ve kanaatinde rapor tanzim etmişlerdir.
Davacılar vekilinin 02/10/2023 tarihli dava bedel arttırım dilekçesinde özetle; Davacı Eş… için 100 TL olarak açılan maddi tazminatı (destekten yoksun kalma) 184.456,39 TL arttırarak toplamda 184.556,39 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı şirketten tahsilini, davacı kız çocuk …için 100 TL maddi tazminatı (destekten yoksun kalma) 51.784,33 TL arttırarak toplamda 51.884,33 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı şirketten tahsiline, davacı anne … için 100 TL maddi tazminatı (destekten yoksun kalma) 94.902,75 TL. arttırarak toplamda 95.002,75 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı şirketten tahsiline, davacı baba … için 100 TL maddi tazminatı (destekten yoksun kalma) 43.255,41 TL arttırarak toplamda 43.355,41 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasınına karar verilmesini talep etmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava eş, çocuk, anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Müteveffa dava konusu kazada yolcu olup kusuru bulunmamaktadır. Tek taraflı ve ölümlü meydana gelen kaza nedeniyle davacılar tarafından ZMMS poliçesi ile sorumlu olan sigortacıya eldeki davayı yöneltmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalının sorumlu olduğu, davacıların müteveffanın eşi, çocuğu, annesi ve babası olmakla desteğinin bulunduğu görülmekle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilecektir. Davalı sigorta firmasına dava öncesi başvuruda bulunulmuş ise de davalı tarafından yapılmış ödeme bulunmamaktadır. Davalı ancak kendi kusuru ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacaktır. Mahkememizce tüm deliller toplanmış alınan bilirkişi raporuna göre davalı nezdinde sigortalı aracın %100 kusurlu, her ne kadar aracın uzun dönem kiralama sözleşmesi ile kiralanması nedeniyle sorumlu olmadığı ileri sürülmüş ise de uzun dönem aracın kiralanması halinde işletenin değişme ihtimalinin bulunduğu, kaza tarihi itibariyle davalı şirket nezdinde sigorta poliçesi bulunduğundan bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiş, müteveffanın kusursuz olduğu tespit edilmiş olup, savcılık dosyasındaki kusur raporu ile uyumlu olduğu çelişki bulunmadığı görülmüştür. Bu halde davalı %100 oranında tazminattan sorumlu olacaktır. Ancak müteveffanın emniyet kemeri takması halinde daha az bedensel zarara uğrayacağından %20 oranında indirim yapılmış ayrıca olayın oluş şekli nazara alındığında %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak düzenlenen hüküm kurmaya ve denetime elverişli aktüerya raporu hükme esas alınmış olup davacılar da bu doğrultuda talep sonucu artırmıştır. Davalıya 19.11.2021 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 01.12.2021 tarihinde mesai saati bitimi sona erdiğini, davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 02.12.2021 tarihinde gerçekleşmiş olacağı kanaatiyle bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmekle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı… için 184.556,39 TL, davacı …için 51.884,33 TL, davacı … için 95.002,75 TL, davacı … için 43.355,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 02/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile belirtilen davacılara verilmesine;
2-Karar ve ilam harcı 25.602,51-TL nin peşin alınan 1.359,70-TL den düşümü ile kalan 24.242,81-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00.-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.440,40 TL ıslah, peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.292,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 58.219,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafların iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır